Yurtdışı seyahatlerimde, kimi ülkelerde parklarda, boş arazilerde, özellikle de yaşlı erkekleri bir grup halinde bu oyunu oynarken görür ve ilgimi çeker, ne olduğunu hep merak ederdim.
Yıllar sonra ülkemizde bir sahil kasabasında tesadüfen bu oyunla tanıştım! Zaten adının “bocce” olduğunu da o zaman öğrendim. Bu Ege kasabasında tatil yaparken açık bir çağrı gördüm, “bocce öğrenmek isteyenler ücretsiz olarak aramıza katılabilirler” diye ve hemen çağrıya yanıt verdim, çünkü, zaten top ile oynanan oyunları oldum olası sevmişimdir.
Bocce nedir?
Bocce, 900–1200 gram ağırlığında demir bilyelerle oynanan bir oyun ve spor dalıdır. Aslında bana sorarsanız bir oyun mu yoksa spor dalı mı olduğu henüz pek de netleşmemiş. O nedenle de, ben bu yazıda her iki terimi de kullanacağım. Zaten, oyunlarla sporlar birbirine çok benzer, ayırması çok da kolay değildir.
Neolitik Çağ’a ait kazılar, Çatalhöyük’te bulunan yuvarlak taş topların tarihinin M.Ö. 9000’lere kadar uzandığını gösteriyor. Tarihçede bu bilgiye yer veren CMSB, (Confederation Mondiale Sport Boules /Dünya Boule Sporları Konfederasyonu), yuvarlak toplarla oyun oynandığına dair kesin bulguları ise M.Ö. 5000’li yıllarda Mısır’a dayandırıyor. Birkaç bin yıl sonra ise, Eski Yunanda topların bir güç gösterisi olarak en uzağa atılmaya çalışıldığı biliniyor. Oyun, bugünkü halini ise Roma İmparatorluğu döneminde almış, atılan topların bir çizgi veya hedefe yakınlığı amaç olmuştur. Dünyanın en eski spor dallarından biri olduğu da sanılıyor. Orta Çağa gelindiğinde ise, bocce Fransa ve İtalya’da birçok şehrin meydanında oynanan yaygın bir oyun haline gelmiştir.
Tarihin derinliklerinden günümüze
Tarihte bocce oynadığı bilinen ünlü kişilerden bazıları ise şunlardır: Leonardo da Vinci, Galileo Galilei, İmparator Augustus, Hipokrat, (bocce oynamayı tedavi edici tavsiyeleri arasında yer vermiştir.) George Washington vb.
Farklı dönemlerde yasaklansa da oyun varlığını sürdürmüştür. Şöyle ki; özellikle 16. ve 17. yüzyıllarda bocce zaman zaman idareciler tarafından yasaklanmıştır. Bu yasakların nedeni de daha çok halkı rehavete sürüklediği ya da kumar sayıldığı ve sokak kavgalarına neden olup toplumun düzenini bozduğu için, vb. Hatta kimi dönemlerde tehlikeli bile görülmüştür. Ortaçağ İngiltere’sinde, özellikle de Kral II. Edward ve VII. Henry dönemlerinde halkın bu oyuna fazla zaman ayırması nedeniyle askeri eğitimlerde özellikle de okçulukta geri kalacakları nedeniyle kamu alanlarında oynanması yasaklanmıştı.
Yasaklar, Rönesans ve yayılışı
Ortaçağ’da özellikle İtalya’da bir halk oyununa evrilen bocce, Rönesans döneminde soyluların da ilgisini çekmeye başlamıştır. Bu yönüyle de bocce, tıpkı futbol gibi hem halkın hem de varlıklı, entellektüel kesimin ilgi duyduğu ender sporlardan birisi diyebiliriz. İtalyanlar 19. yüzyılda bocceyi Avrupa ötesi ile de tanıştırdı. Öyle ki; Kuzey ve Güney Amerika, Avustralya ve Afrika’da da bocce oldukça benimsendi.
İsminin bocce olması ise, Roma İmparatorluğu dönemine rastlar. Bu dönemde askerler hem kafa dağıtmak hem de dikkat ve strateji geliştirmek adına boş zamanlarında bronz ya da taş toplarla oynuyorlardı. Oyunun o dönemdeki adı, “balla” ya da “bottia” idi. Zamanla Latin dillerinde evrilerek bocce, yani toplar adını aldı.
Modern dönemde bocce ve federasyonlar
Pek çok olimpik spor disiplini gibi 19. yüzyıl sonlarından itibaren farklı disiplinleri standartlaşarak uluslararası örgütleri oluşturulmuştur. Bu disiplinlerin üst yönetim çatısı olarak 1985 yılında kurulan CMSB, 1986 yılında Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin tanıdığı teşkilatlar arasına girmiştir.
Oyundaki amaç, atılan ya da yuvarlanan topların hedef topa (pallino) yakın olmasını sağlamaktır. Hedef topa en yakın olanın sayı kazanması esası, günümüzde de bu oyunun temelini oluşturmaktadır. Bu hedef, daha sonra küçük bir top (misket/but/jack/pallino) olmuştur. Rakip toplarından hedef topa daha yakın olarak atılan her top için bir puan alınır ve 13 puan alan oyuncu oyunu (maçı) kazanır. Eğer rakibin topu hedef topa daha yakınsa ve topu yuvarlamak mümkün değilse hedef topu ya da rakip topu vurmak için stratejik bir hamle olarak atış da yapılabilmektedir.
Oyun bireysel ya da takım halinde oynanabilir. Bireysel oynanırsa her oyuncuya 4 top düşer. Takım olarak oynanırsa ise iki kişilik (çiftler) ya da dört kişilik (takımlar) gruplar şeklinde oynanır. Her oyuncuya 2 top düşer. Toplar farklı renklerde olur ve her takım/top grubu bir renkle temsil edilir.
Bocce sahası genellikle 4 metre genişliğinde ve 27 metre uzunluğundadır. Sert, düz bir yüzey tercih edilir. Çim, kum ya da beton gibi yüzeylerde de oynanabilir. Başlangıç çizgisi, atış çizgisi ve orta çizgi sahada yer alır. Bu çizgiler, oyunun düzeni için kritik öneme sahiptir.
Bocce sporu Raffa, Volo, Petank, Çim topu olmak üzere dört farklı oyun sisteminden oluşmaktadır.
Ülkemizde ilk kez 1990’lı yılların başında Raffa sistemi oynanmaya başlanmış, 1995 yılında bu spor Herkes İçin Spor Federasyonu çatısı altına girmiştir. Daha sonra Beyzbol ve Softbol Federasyonuna bağlanan bocce sporu, 14 Ekim 2004 tarihinde Merkez Danışma Kurulu kararıyla bowling ve dart ile birlikte ayrı bir federasyon çatısı altında toplanmıştır.
Paralimpik Oyunlarda bocce
Günümüzde Balkanlar, Fransa, İtalya, Almanya ve Britanya gibi hemen hemen bütün Avrupa ülkelerinde ve de ülkemizde de oynanan bu oyun 1984 yılında, New York’da gerçekleşen Paralimpik Oyunlarında rekabete dayanan bir spor olarak tanıtılıncaya kadar, uzun yıllar boyunca boş zaman aktivitesi olarak değerlendirilmişti.
Bocce, sonradan serebral palsi hastalığı bulunan kişiler tarafından da oynanmak üzere tasarlanmıştır. Ancak, bu spor günümüzde artık diğer motor becerileri etkileyen engelleri bulunan sporcuları da içermektedir. Günümüzde ise, 50’den fazla ülkede engelli engelsiz, yaşlı genç çeşitli bireyler bocce oynamakta ve bu da onu dünyanın en hızlı büyüyen özellikle de engelli sporu haline getirmektedir. Bocce, 1984 yılında Paralimpik Oyunları’na dahil edilmiştir. Tüm bu ülkeler, BISFed’in (The Boccia International Sports Federation/Bocce Uluslararası Spor Federasyonu) üyesidir ve bu kuruluş tarafından yönetilmektedir.
Bugün artık dünya sporunda önemli bir yer tutan, Paralimpik Oyunlarda, Akdeniz Oyunlarında, Dünya Oyunlarında, Özel Olimpiyatlarda yer alan, ancak Olimpiyat sınıfında karşılığı bulunmayan iki Paralimpik spordan bir tanesidir. (goalball bir diğeridir) 2024 Olimpiyat Oyunları aday sporu olan bocce, bir gün mutlaka Olimpiyat Oyunlarında kendine yer bulacaktır. Türkiye ise, 2014 yılından itibaren bocceyi resmi okul sporları programına ekleterek de dünya genelinde bir ilke imza atmıştır. En kısa sürede boccenin Uluslararası Okul Sporları Federasyonu’na da üye olması bekleniyor.
Strateji, sabır ve meditasyon
Kurallarını öğrenmeye başladıktan sonra fark ettim ki bocce, küçükken oynadığımız misketten bilardoya, bowlingden golfe birçok top oyununu anımsatıyor. Ancak, onlardan çok önemli bir farkı var, bana göre boccenin en önemli farkı, ‘nefs’ ile ilgili olması… Çünkü, bocce oyununda amaç, topu en hızlı, en ileri atıp hedef topu vurmak ya da diğer topları geçmek değil. Tersine asıl amaç, nefsine hükmedip hedef topa en yakın atışı yapabilmek. Bu da, kendine hâkim olmak ve dolayısı ile de iradenizi kullanmayı gerektiriyor bana göre! Ayrıca, sessiz bir şekilde oynanan bir oyun olduğu için de meditatif bir yanı da var. Oldukça da stratejik bir oyun ve gizli bir rekabeti de barındırıyor içinde, her oyun ya da spor dalında olduğu gibi tabii. Aynı zamanda da demokratik. Çünkü, yaş, cinsiyet, kondisyon, vb. gerektirmiyor. Aslında kas gücünden çok zihin gücüne dayalı bir oyun. Bu yönüyle beni giderek cezbetti diyebilirim.
Daha önceden de belirttiğim gibi, bu sporun temel prensibi, bocce topunu pallino adı verilen hedef topa en yakın şekilde yuvarlamaktır. Özel Olimpiyatlar sporu da olan bocce, bireyin el, göz ve beyin üçlü koordinasyonunun gelişimine belirli kas gruplarını çalıştırarak kişinin zinde kalmasına büyük yararı vardır. Ayrıca, bireylere açık havada sosyal temas kurma, fiziksel gelişim ve özgüven kazanma gibi fırsatları da sunuyor. Futbol ve golfün ardından boccenin, dünyada en çok katılım gören üçüncü spor dalı olduğu da söyleniyor!
Ben, her ne kadar yurt dışında hep yaşlı erkeklerin bu oyunu oynadığını görsem de aslında tabiri caiz ise yediden yetmişe ve kadın erkek fark etmeksizin hemen herkesin oynayabileceği, son derece eğlenceli, stratejik bir oyun. Oyunun topları da internetten kolaylıkla bulunabiliyor.
Çimen, toprak ya da kum, düz bir arazide ve en az iki kişi rahatlıkla oynayabilir. Doğamıza, sağlığımıza sahip çıkıp açık havada kolaylıkla oynanabilecek harika bir oyun ya da spor dalı olduğunu düşünüyorum ve böylesi demokratik ve geçmişi aslında Anadolu’ya ve diğer antik uygarlıklara dayanan bu kadim sporun ya da oyunun günümüzde giderek yaygınlaşacağına ve önem kazanacağına inanıyorum.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 19 Eylül 2025’te yayımlanmıştır.