Vincenzo Montella – Dahi mi, deli mi?

Sadece iki galibiyet onu unutulmazlar arasına soktu. Oysa hiçbir şey tesadüf değildir. O ‘mucize’nin ardında nice emek ve bilgi vardır. Ama bizler Akdenizliyiz; dahi’leri ve deli’leri severiz. Acaba Montella hangisi? Ersun Çıplak yazdı.

2000 Avrupa Futbol Şampiyonası A Grubu’nda Türkiye, İtalya ile ilk maçını oynarken Dino Zoff, yedek kulübesinde oturan Vincenzo Montella’yı sonradan sahaya sürmeyi tercih etseydi, Türk futbolseverler onunla daha erken tanışabilirdi. Ama oyuna Francesco Totti’nin yerine Angelo Di Livio girdi. Ertelenen tanışma 2001-2002 Şampiyonlar Ligi İkinci Grup Aşaması’nda Galatasaray ile Roma aynı gruba düşünce tekrar ihtimal dahiline girdi. Bu sefer de Montella Türkiye’deki ilk maçta sakat olduğu için oynayamadı. Roma’nın ileri ucunda Gabriel Batistuta’ya Francesco Totti eşlik etti.

Kimler yoktu ki Roma kadrosunda: Emerson, Cafu, Zebina, Aldair, Damiano Tommasi, Samuel. Sol açık olarak sahada yerini aldığı 13 Şubat 2002’deki rövanş maçında ise 55 dakika sahada kaldı. O maçta yanında Marco Delveccio vardı, arkalarında ise Totti. Korkulanın gerçekleşmediği bir tanışma… Maç, ilki gibi 1-1 berabere bitti. 1999 ile 2009 arası kariyerine sol-sağ ayak, topuk ve kafayla attığı pek çok gol sığdıran Montella, hem Roma hem de Empoli, Genoa, Sampdoria ve Fulham’da korkutucu bir forvet oyuncusuydu.

Napoli doğumlu bir Akdenizli

Türk futbolseverler onu yakından tanımaya başladığında özgeçmişinde Roma, Catania, Fiorentina, Sampdoria, Milan, Sevilla eski teknik direktörü yazıyordu. Başkan Murat Sancak, Adana Demirspor’u yıllar sonra Süper Lig’e çıkaran Samet Aybaba ile yolları ayırıp Montella ile anlaştıklarını açıkladığında haber şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Doğrusu Aybaba’ya başarısına rağmen vefasızlık yapıldığını düşünenler ve Montella’nın Adana Demirspor’u asansör takım olmaktan kurtaramayacağına inananlar çoğunluktaydı.

İstediği kadar Fiorentina’ya UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final, Sevilla’ya da Şampyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatmış olsun, iki yıldır teknik direktörlükten uzak bir ismi takımın başına getirmek çok riskliydi. Ligi tanıyan yerli bir teknik direktörle anlaşmanın daha akılcı olacağını düşünenler, bu fikirlerini hemen her platformda dile getiriyorlardı.

Oysa 18 Haziran 1974’te İtalya’nın Campana özerk bölgesinin Pomigliano d’Arco şehrinde doğan Montella’nın sürprizleri vardı Adana Demirspor sevdalılarına. Zaman sadece, birazcık zaman… Derken gerek saha dışı gerekse de saha kenarındaki tavırlarıyla kısa sürede Adanalılar’ın gönlünde taht kurmayı başardı Montella. Ne de olsa 18 Haziran 1974’te Napoli yakınlarında doğan bir Akdenizliydi o. Tutkulu ve heyecanlı.

Montella unutulmanın eşiğinde

Birinci sezonunda Adana Demirspor’un Süper Ligi dokuzuncu sırada bitirmesini sağladı Montella. İlk dört maçta mağlup olan takım pek de umut vermiyorken Çaykur Rizespor galibiyeti ve ardından Beşiktaş beraberliği taraftara umut aşıladı. İlerleyen haftalarda Galatasaray karşısındaki Yunus Akgün’ün attığı iki golle gelen galibiyet, Montella ve taraftarlar arasında özel bir bağ kurulmasını sağladı. En önemlisi de Mario Balotelli’yi takımın parçası haline getirmedeki başarısı gerek yönetim gerekse taraftar gözünde çok başarılı bir hoca yapıyordu onu. İkinci sezonda beklenti daha yüksekti.

Lig süresince sadece İstanbul Başakşehir ve Beşiktaş’a her iki maçı da kaybetmesine rağmen aldığı başarılı sonuçlar arasına Trabzonspor galibiyeti ile Galatasaray ve Fenerbahçe beraberliklerini yazdırarak Süper Ligi dördüncü sırada bitirip Adana Demirspor’u UEFA Avrupa Konferans Ligi’ne taşıması, dikkatleri iyice üzerine çekti Montella’nın. Heyhat, o sezon sonunda karşılıklı anlaşarak yollarını ayırmaya karar verdi Montella ile Adana Demirspor.

Fenerbahçe ile anlaştığına dair haberler çıksa da aslında Avrupa’da üst düzey br kulüp çalıştırması bekleniyordu Montella’nın. Adana Demirspor’un Patrick Kluivert ile UEFA Konferans Ligi’nde aldığı başarılı sonuçların ardından Gent’e elenmesine rağmen ligde yakaladığı ivmeyi sürdürmesi, gözden ırak olan gönülden de ırak olur sözünü haklı çıkarırcasına Montella’yı unutulmanın eşiğine getirmişti.

Bu sırada Türk Milli Takımı’nı Almanya’da düzenlenecek EURO 2024’te görme umutları, Ermenistan beraberliğiyle suya düşmeye yüz tutmuştu. Görünen o ki Türk Futbol Milli Takımı’ndaki futbolcularla teknik direktör Stefan Kuntz arasında köprüler atılmıştı. Zamanında özellikle de Bochum, Uerdingen ve Kaiserslautern formalarıyla rakip takım defans oyuncularını zor durumda bırakan Kuntz’un, artık oyuncuları töhmet altında bırakmaya çalıştığı izlendi televizyon ekranlarında. Bunun üzerine Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri teknik drektör değişikliğine gitme kararı aldı.

Montella neler yapabilecek?

Artık tüm gazete ve televizyon kanallarında futbol yorumcuları; Fatih Terim, Mustafa Denizli, Rıza Çalımbay, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın seçeneklerinden hangisinin gerçekleşeceğine dair olasılıkları hesaplarken, tabii bu arada Yılmaz Vural’ın seçenekler arasına girme çabalarını es geçmeden, birdenbire yeni teknik direktörle anlaşıldığı haberi ekranlara yansımaya başladı:

“Türkiye Futbol Federasyonu, A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörlüğü’ne Vincenzo Montella’yı getirdi.”

Böylece Montella; Sandro Puppo, Giovanni Varglien ve Leandro Remandini’den sonra hem Türkiye Futbol Birinci Ligi’nde kulüp hem de Türkiye A Milli Futbol Takımını çalıştıran dördüncü İtalyan oldu.

Bu karar ilk önce şaşkınlıkla karşılandı. Neden bir Türk teknik direktör seçilmemişti? Bilinmiyor muydu şimdiye kadar Türkiye’yi Avrupa Şampiyonasına hep Türk teknik direktörlerin taşıdığı: Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş. Ardından başarılı olur mu, olmaz mı, tahminleri yapıldı. Nihayetinde Adana Demirspor’daki başarıları, büyük oranda spor yorumcularının ileri sürdükleri görüşleri olumluya çevirdi. Artık Montella neler yapabilecekti, ona bakmak gerekiyordu.

Montella’nın sürprizi

Montella’nın önünde zorlu bir görev vardı. Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılma şansını devam ettirmek için 2018’de FIFA Dünya Kupası’nı finalde kaybeden, 2022’de ise Dünya üçüncüsü olan Hırvatistan’ı, Hırvatistan’da yenmesi gerekiyordu.

Maç, 12 Ekim 2023’te Hırvatistan’ın en modern stadı Osijec Opus Arena’da oynanacaktı. Türkiye A Milli Futbol Takımı daha öncecinde Hırvatistan’ı, Türkiye’de yenmiş; ayrıca, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında da elemişti. Buna karşılık Hırvatistan’ı, orada yenme başarısını gösterememişti. Aslında kimse, Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın, kadrosunda her biri bir servet değerinde olan Luka Modrić, Marcelo Brozović, Mario Pašalić ve Juško Gvardiol gibi yıldızlar barındıran Hırvatistan’ı yenebileceğine ihtimal vermiyordu. Beraberlik büyük başarıydı. Fakat Montella bir sürpriz hazırlamıştı.

Bu sürprizi gerçekleştirecek olan kadro, Kuntz’un Ermenistan karşısında sahaya sürdüğüyle hemen hemen aynı kadroydu. Nitekim maçın otuzuncu dakikasında Borussia Dortmundlu Salih Özcan’ın pasında Ermenistan maçında bir türlü golü atamayan Barış Alper Yılmaz topu önüne aldı ve olağanüstü bir hızla, rekor bir transfer bedeli karşılığında Manchaster City’ye imza atan Gvardiol’ü geçip kalesini erken terk eden Fenerbahçeli Livaković’in üstünden aşırttı.

Şimdi rakipler düşünsün

Barış Alper’in golü Montella’nın 21 Kasım 1999’da Lazio’ya attığı gole ne kadar da çok benziyordu. Roma defansının uzaklaştırırken Lazio sol beki ile sol stoper Alessandro Nesta’nın arkasına attığı topu Montella kapmış ve kalecinin üzerinden aşırarak golü atmıştı. Sonrasında skoru korumayı bilen A Milli Takım, artık Letonya karşısında alınacak skoru düşünüyor ve rakiplerinin kendi aralarında yapacağı maçların sonucunu bekliyordu. Şimdi rakipler düşünsündü.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın kendi evinde Letonya’ya karşı şansı yaver gitmiyor, neredeyse öne geçtiği her maç bir şekilde berabere bitiyordu. Dahası, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmesine play offta karşılaştığı Letonya engel olmuştu.

İlk maçı Letonya 1-0 kazanmış, bu maçın Türkiye’deki rövanşı ise, 20. dakikada İlhan Mansız ve 64. dakikada da Hakan Şükür’ün gollerine 66. dakikada Juris Laizāns ve 78. dakikada da Māris Verpakovskis’in karşılık vermesiyle 2-2 berabere bitmişti. Kura sonrasında şanslı olduğunu düşünen Türkiye A Milli Futbol Takımı, rakibini küçümsemenin nelere mal olduğunu yaşayarak öğrenmişti ne yazık ki. Bu nedenle, evet, herkes Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın Letonya’yı yeneceğine inanıyor ama, “Hadi ya işler yolunda gitmezse” diye düşünmekten de kendini alamıyordu. Montella bu sorunu nasıl çözecekti?

Montella’nın hesapları tutuyor

Montella, 15 Ekim 2023’te Konya Büyükşehir Belediyesi Stadyumu’nda oynanan maçta kadroda tek değişiklik yaparak Hırvatistan maçının kadrosunu sahaya sürdü. İrfan Can Kahveci’nin yerine, kısa süre önce kiralık olarak Leicester City’ye imza atan Yunus Akgün…

İlk yarıda Yunus’un attığı gol, kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun ofsaytta olması nedeniyle iptal edilse de Montella’nın kararının ne denli doğru olduğu görülüyordu. Nitekim beraberliğin bozulmadığı ilk yarının ardından 60. dakikada Yunus attığı golle Türk futbolseverlerin umutlarını iyiden iyiye artırdı. O sırada Montella tam da iki oyuncu birden değiştirmeye hazırlanıyordu. Yunus’un attığı gol sonradan haftanın golü seçilecekti, ama maçın ilerleyen bölümünde Letonya neredeyse amansızca Trabzonsporlu Uğurcan Çakır’ın koruduğu kaleye geliyordu. Montella; Cenk Tosun ile Berkan Kutlu’yu oyuna soktu. Ne olduysa işte o dakikadan sonra oldu. Önce 83. dakikada Cenk, ardından 87. dakika da Kerem Aktürkoğlu, 90 artı 2. dakikada İsmail Yüksek’in asistinde yine Cenk… Montella belli ki Türkiye A Milli Futbol Takımı işi ciddiye alıp gollerini atınca Letonya’nın çözüleceğini hesap etmişti.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmeyi garantilediği maçın sonunda oyuncular Montella’yı sevgiyle kucakladılar. Montella’nın önündeki engelleri basamak basamak aşmaya yönelik planları tutmuştu. Kuntz’un güven vermeyen takımındaki oyunculardı.

Montella’nın çağırdıkları da, oynanan oyunsa çok farklıydı. Saha kenarında oyuncularına heyecanla taktik vermesi, takımının reaksiyonlarını ilgiyle izlemesi, hatalı kararlara ateşli bir şekilde itiraz etmesi, oyundan çıkan oyuncuları sevgiyle kucaklaması Montella’yı Kuntz’dan ayıran en önemli özelliklerin başında geliyordu.

Adım adım zirveye

Hiçbir şey tesadüfen değildir aslında. Montella futbolculuk kariyerine o zamanlar İtalya’nın 3. Ligi’nde oynayan Empoli’de başlamıştı. 1996 yılında Serie B’de oynayan Genoa’ya geçmişti. Gittiği ilk sezonda attığı 21 gol Serie A kulüplerinden Sampdoria’ya transfer olmasını sağladı.

1999 yılında Sampdoria küme düşünce 15,3 milyon £ karşılığında AS Roma’ya transfer oldu. 2001 yılında AS Roma’nın Serie A’yı kazanmasında rol oynadı.

Montella İtalya millî futbol takımı formasını ilk defa 5 Haziran 1999’da Galler karşısında giydi. İtalya’nın 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası ve 2002 FIFA Dünya Kupası kadrolarında yer aldı.

Montella en iyi performanslarından birini Mart 2002’deki Roma derbisinde Lazio’ya karşı koydu. AS Roma ezeli rakibi Lazio’yu 5-1 ile geçerken Montella’nın 4 golde imzası vardı.

Onun için 2005-06 sezonu pek parlak geçmedi. Omzundan geçirdiği sakatlık nedeniyle sadece 12 maçta forma giyebildi.

21 Şubat 2010 tarihinde AS Roma kulübünden yapılan resmî açıklamayla Claudio Ranieri’den boşalan teknik direktörlük pozisyonuna getirildi. Sonra sırasıyla Catania, ACF Fiorentina, AC Milan, Sevilla FC ve derken Adana Demirspor…

Montella, Türkiye A Milli Futbol Takımı’nı Avrupa Futbol Şampiyonası’na götürmeyi başaran ilk yabancı teknik direktör oldu. Aslında Türkiye’yi, 1954 FIFA Dünya Kupası’na götüren Puppo’dan sonra, bir büyük uluslararası turnuvaya götüren ikinci İtalyan’dı. Kim bilir Montella, Türkiye’yi FIFA Dünya Kupası’na götüren ikinci İtalyan olacak belki de. Umut vaad ediyor.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 3 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

Ersun Çıplak
Ersun Çıplak
Ersun Çıplak - Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunu (1999). Aynı üniversitede Eğitim Bilimleri alanında yüksek lisansını tamamladı (2004). 2015’te ise “Grupla Psikolojik Danışmada Şiir Kullanımı: Deneysel Bir Araştırma” başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. Adana’da bir ortaokulda psikolojik danışman olarak çalışmaktadır. Çukurova Üniversitesi’nde dersler veriyor. Şiir, inceleme, çeviri ve söyleşileri; Varlık, Kitaplık, Natama, Özne ve Sincan İstasyonu başta olmak üzere pek çok dergide yayımlandı. Seyir Defteri, Yom Sanat ve Düzyazı Defteri dergilerinin yayın kurulunda bulundu. Cuma Duymaz ile birlikte Karayazı Edebiyat dergisini yayıma hazırladı. “Turgut Uyar’ı ‘Kan Uyku’dan Uyandırma Denemesi” ile 2007 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü Bir Şiir İnceleme Ödülü’ne; Eksik Emanet başlıklı dosyası ile Homeros Ödülleri 2007 Attila İlhan Şiir Ödülü’ne ve Eksik Emanet başlıklı kitabı ile de 2010 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülleri İlk Kitap Özel Ödülü’ne değer bulundu. Yayımlanmış kitapları: Bir Şiirin Söylediği. Mayıs Yayınları: 2007 (Şiir inceleme-kolektif), Eksik Emanet. Karahan Yayınları/Karayazı Kitaplığı: 2009 [2. Basım Betik Yayınları: 2019] (Şiir), Fatih Terim. Çizmeli Kedi Yayınları: 2013 (Biyografik roman), Minima Poetika. Dedalus Yayınları: 2014 (Şiir inceleme, eleştiri), Nicholas Mazza. Şiir Terapi: Teori ve Pratik. Okuyan Us Yayınları: 2014 (Psikoterapi Kuram/Çeviri), Sen Anlama. A5 Yayınları: 2017 (Şiir), Kaostan Düzen Arayışına: İnsanın Mitolojik Serüveni Üzerine Denemeler. A7 Kitap: 2020 (Deneme), Josh Cohen. Freud’u Nasıl Okumalıyız? Runik Kitap: 2020 (Çeviri), David Tacey. Jung’u Nasıl Okumalıyız? Runik Kitap: 2021 (Çeviri)

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Vincenzo Montella – Dahi mi, deli mi?

Sadece iki galibiyet onu unutulmazlar arasına soktu. Oysa hiçbir şey tesadüf değildir. O ‘mucize’nin ardında nice emek ve bilgi vardır. Ama bizler Akdenizliyiz; dahi’leri ve deli’leri severiz. Acaba Montella hangisi? Ersun Çıplak yazdı.

2000 Avrupa Futbol Şampiyonası A Grubu’nda Türkiye, İtalya ile ilk maçını oynarken Dino Zoff, yedek kulübesinde oturan Vincenzo Montella’yı sonradan sahaya sürmeyi tercih etseydi, Türk futbolseverler onunla daha erken tanışabilirdi. Ama oyuna Francesco Totti’nin yerine Angelo Di Livio girdi. Ertelenen tanışma 2001-2002 Şampiyonlar Ligi İkinci Grup Aşaması’nda Galatasaray ile Roma aynı gruba düşünce tekrar ihtimal dahiline girdi. Bu sefer de Montella Türkiye’deki ilk maçta sakat olduğu için oynayamadı. Roma’nın ileri ucunda Gabriel Batistuta’ya Francesco Totti eşlik etti.

Kimler yoktu ki Roma kadrosunda: Emerson, Cafu, Zebina, Aldair, Damiano Tommasi, Samuel. Sol açık olarak sahada yerini aldığı 13 Şubat 2002’deki rövanş maçında ise 55 dakika sahada kaldı. O maçta yanında Marco Delveccio vardı, arkalarında ise Totti. Korkulanın gerçekleşmediği bir tanışma… Maç, ilki gibi 1-1 berabere bitti. 1999 ile 2009 arası kariyerine sol-sağ ayak, topuk ve kafayla attığı pek çok gol sığdıran Montella, hem Roma hem de Empoli, Genoa, Sampdoria ve Fulham’da korkutucu bir forvet oyuncusuydu.

Napoli doğumlu bir Akdenizli

Türk futbolseverler onu yakından tanımaya başladığında özgeçmişinde Roma, Catania, Fiorentina, Sampdoria, Milan, Sevilla eski teknik direktörü yazıyordu. Başkan Murat Sancak, Adana Demirspor’u yıllar sonra Süper Lig’e çıkaran Samet Aybaba ile yolları ayırıp Montella ile anlaştıklarını açıkladığında haber şaşkınlıkla karşılanmıştı.

Doğrusu Aybaba’ya başarısına rağmen vefasızlık yapıldığını düşünenler ve Montella’nın Adana Demirspor’u asansör takım olmaktan kurtaramayacağına inananlar çoğunluktaydı.

İstediği kadar Fiorentina’ya UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final, Sevilla’ya da Şampyonlar Ligi’nde çeyrek final oynatmış olsun, iki yıldır teknik direktörlükten uzak bir ismi takımın başına getirmek çok riskliydi. Ligi tanıyan yerli bir teknik direktörle anlaşmanın daha akılcı olacağını düşünenler, bu fikirlerini hemen her platformda dile getiriyorlardı.

Oysa 18 Haziran 1974’te İtalya’nın Campana özerk bölgesinin Pomigliano d’Arco şehrinde doğan Montella’nın sürprizleri vardı Adana Demirspor sevdalılarına. Zaman sadece, birazcık zaman… Derken gerek saha dışı gerekse de saha kenarındaki tavırlarıyla kısa sürede Adanalılar’ın gönlünde taht kurmayı başardı Montella. Ne de olsa 18 Haziran 1974’te Napoli yakınlarında doğan bir Akdenizliydi o. Tutkulu ve heyecanlı.

Montella unutulmanın eşiğinde

Birinci sezonunda Adana Demirspor’un Süper Ligi dokuzuncu sırada bitirmesini sağladı Montella. İlk dört maçta mağlup olan takım pek de umut vermiyorken Çaykur Rizespor galibiyeti ve ardından Beşiktaş beraberliği taraftara umut aşıladı. İlerleyen haftalarda Galatasaray karşısındaki Yunus Akgün’ün attığı iki golle gelen galibiyet, Montella ve taraftarlar arasında özel bir bağ kurulmasını sağladı. En önemlisi de Mario Balotelli’yi takımın parçası haline getirmedeki başarısı gerek yönetim gerekse taraftar gözünde çok başarılı bir hoca yapıyordu onu. İkinci sezonda beklenti daha yüksekti.

Lig süresince sadece İstanbul Başakşehir ve Beşiktaş’a her iki maçı da kaybetmesine rağmen aldığı başarılı sonuçlar arasına Trabzonspor galibiyeti ile Galatasaray ve Fenerbahçe beraberliklerini yazdırarak Süper Ligi dördüncü sırada bitirip Adana Demirspor’u UEFA Avrupa Konferans Ligi’ne taşıması, dikkatleri iyice üzerine çekti Montella’nın. Heyhat, o sezon sonunda karşılıklı anlaşarak yollarını ayırmaya karar verdi Montella ile Adana Demirspor.

Fenerbahçe ile anlaştığına dair haberler çıksa da aslında Avrupa’da üst düzey br kulüp çalıştırması bekleniyordu Montella’nın. Adana Demirspor’un Patrick Kluivert ile UEFA Konferans Ligi’nde aldığı başarılı sonuçların ardından Gent’e elenmesine rağmen ligde yakaladığı ivmeyi sürdürmesi, gözden ırak olan gönülden de ırak olur sözünü haklı çıkarırcasına Montella’yı unutulmanın eşiğine getirmişti.

Bu sırada Türk Milli Takımı’nı Almanya’da düzenlenecek EURO 2024’te görme umutları, Ermenistan beraberliğiyle suya düşmeye yüz tutmuştu. Görünen o ki Türk Futbol Milli Takımı’ndaki futbolcularla teknik direktör Stefan Kuntz arasında köprüler atılmıştı. Zamanında özellikle de Bochum, Uerdingen ve Kaiserslautern formalarıyla rakip takım defans oyuncularını zor durumda bırakan Kuntz’un, artık oyuncuları töhmet altında bırakmaya çalıştığı izlendi televizyon ekranlarında. Bunun üzerine Türkiye Futbol Federasyonu yetkilileri teknik drektör değişikliğine gitme kararı aldı.

Montella neler yapabilecek?

Artık tüm gazete ve televizyon kanallarında futbol yorumcuları; Fatih Terim, Mustafa Denizli, Rıza Çalımbay, Abdullah Avcı, Sergen Yalçın seçeneklerinden hangisinin gerçekleşeceğine dair olasılıkları hesaplarken, tabii bu arada Yılmaz Vural’ın seçenekler arasına girme çabalarını es geçmeden, birdenbire yeni teknik direktörle anlaşıldığı haberi ekranlara yansımaya başladı:

“Türkiye Futbol Federasyonu, A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörlüğü’ne Vincenzo Montella’yı getirdi.”

Böylece Montella; Sandro Puppo, Giovanni Varglien ve Leandro Remandini’den sonra hem Türkiye Futbol Birinci Ligi’nde kulüp hem de Türkiye A Milli Futbol Takımını çalıştıran dördüncü İtalyan oldu.

Bu karar ilk önce şaşkınlıkla karşılandı. Neden bir Türk teknik direktör seçilmemişti? Bilinmiyor muydu şimdiye kadar Türkiye’yi Avrupa Şampiyonasına hep Türk teknik direktörlerin taşıdığı: Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş. Ardından başarılı olur mu, olmaz mı, tahminleri yapıldı. Nihayetinde Adana Demirspor’daki başarıları, büyük oranda spor yorumcularının ileri sürdükleri görüşleri olumluya çevirdi. Artık Montella neler yapabilecekti, ona bakmak gerekiyordu.

Montella’nın sürprizi

Montella’nın önünde zorlu bir görev vardı. Türkiye A Milli Futbol Takımı, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılma şansını devam ettirmek için 2018’de FIFA Dünya Kupası’nı finalde kaybeden, 2022’de ise Dünya üçüncüsü olan Hırvatistan’ı, Hırvatistan’da yenmesi gerekiyordu.

Maç, 12 Ekim 2023’te Hırvatistan’ın en modern stadı Osijec Opus Arena’da oynanacaktı. Türkiye A Milli Futbol Takımı daha öncecinde Hırvatistan’ı, Türkiye’de yenmiş; ayrıca, 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasında da elemişti. Buna karşılık Hırvatistan’ı, orada yenme başarısını gösterememişti. Aslında kimse, Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın, kadrosunda her biri bir servet değerinde olan Luka Modrić, Marcelo Brozović, Mario Pašalić ve Juško Gvardiol gibi yıldızlar barındıran Hırvatistan’ı yenebileceğine ihtimal vermiyordu. Beraberlik büyük başarıydı. Fakat Montella bir sürpriz hazırlamıştı.

Bu sürprizi gerçekleştirecek olan kadro, Kuntz’un Ermenistan karşısında sahaya sürdüğüyle hemen hemen aynı kadroydu. Nitekim maçın otuzuncu dakikasında Borussia Dortmundlu Salih Özcan’ın pasında Ermenistan maçında bir türlü golü atamayan Barış Alper Yılmaz topu önüne aldı ve olağanüstü bir hızla, rekor bir transfer bedeli karşılığında Manchaster City’ye imza atan Gvardiol’ü geçip kalesini erken terk eden Fenerbahçeli Livaković’in üstünden aşırttı.

Şimdi rakipler düşünsün

Barış Alper’in golü Montella’nın 21 Kasım 1999’da Lazio’ya attığı gole ne kadar da çok benziyordu. Roma defansının uzaklaştırırken Lazio sol beki ile sol stoper Alessandro Nesta’nın arkasına attığı topu Montella kapmış ve kalecinin üzerinden aşırarak golü atmıştı. Sonrasında skoru korumayı bilen A Milli Takım, artık Letonya karşısında alınacak skoru düşünüyor ve rakiplerinin kendi aralarında yapacağı maçların sonucunu bekliyordu. Şimdi rakipler düşünsündü.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın kendi evinde Letonya’ya karşı şansı yaver gitmiyor, neredeyse öne geçtiği her maç bir şekilde berabere bitiyordu. Dahası, 2004 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmesine play offta karşılaştığı Letonya engel olmuştu.

İlk maçı Letonya 1-0 kazanmış, bu maçın Türkiye’deki rövanşı ise, 20. dakikada İlhan Mansız ve 64. dakikada da Hakan Şükür’ün gollerine 66. dakikada Juris Laizāns ve 78. dakikada da Māris Verpakovskis’in karşılık vermesiyle 2-2 berabere bitmişti. Kura sonrasında şanslı olduğunu düşünen Türkiye A Milli Futbol Takımı, rakibini küçümsemenin nelere mal olduğunu yaşayarak öğrenmişti ne yazık ki. Bu nedenle, evet, herkes Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın Letonya’yı yeneceğine inanıyor ama, “Hadi ya işler yolunda gitmezse” diye düşünmekten de kendini alamıyordu. Montella bu sorunu nasıl çözecekti?

Montella’nın hesapları tutuyor

Montella, 15 Ekim 2023’te Konya Büyükşehir Belediyesi Stadyumu’nda oynanan maçta kadroda tek değişiklik yaparak Hırvatistan maçının kadrosunu sahaya sürdü. İrfan Can Kahveci’nin yerine, kısa süre önce kiralık olarak Leicester City’ye imza atan Yunus Akgün…

İlk yarıda Yunus’un attığı gol, kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun ofsaytta olması nedeniyle iptal edilse de Montella’nın kararının ne denli doğru olduğu görülüyordu. Nitekim beraberliğin bozulmadığı ilk yarının ardından 60. dakikada Yunus attığı golle Türk futbolseverlerin umutlarını iyiden iyiye artırdı. O sırada Montella tam da iki oyuncu birden değiştirmeye hazırlanıyordu. Yunus’un attığı gol sonradan haftanın golü seçilecekti, ama maçın ilerleyen bölümünde Letonya neredeyse amansızca Trabzonsporlu Uğurcan Çakır’ın koruduğu kaleye geliyordu. Montella; Cenk Tosun ile Berkan Kutlu’yu oyuna soktu. Ne olduysa işte o dakikadan sonra oldu. Önce 83. dakikada Cenk, ardından 87. dakika da Kerem Aktürkoğlu, 90 artı 2. dakikada İsmail Yüksek’in asistinde yine Cenk… Montella belli ki Türkiye A Milli Futbol Takımı işi ciddiye alıp gollerini atınca Letonya’nın çözüleceğini hesap etmişti.

Türkiye A Milli Futbol Takımı’nın 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’na gitmeyi garantilediği maçın sonunda oyuncular Montella’yı sevgiyle kucakladılar. Montella’nın önündeki engelleri basamak basamak aşmaya yönelik planları tutmuştu. Kuntz’un güven vermeyen takımındaki oyunculardı.

Montella’nın çağırdıkları da, oynanan oyunsa çok farklıydı. Saha kenarında oyuncularına heyecanla taktik vermesi, takımının reaksiyonlarını ilgiyle izlemesi, hatalı kararlara ateşli bir şekilde itiraz etmesi, oyundan çıkan oyuncuları sevgiyle kucaklaması Montella’yı Kuntz’dan ayıran en önemli özelliklerin başında geliyordu.

Adım adım zirveye

Hiçbir şey tesadüfen değildir aslında. Montella futbolculuk kariyerine o zamanlar İtalya’nın 3. Ligi’nde oynayan Empoli’de başlamıştı. 1996 yılında Serie B’de oynayan Genoa’ya geçmişti. Gittiği ilk sezonda attığı 21 gol Serie A kulüplerinden Sampdoria’ya transfer olmasını sağladı.

1999 yılında Sampdoria küme düşünce 15,3 milyon £ karşılığında AS Roma’ya transfer oldu. 2001 yılında AS Roma’nın Serie A’yı kazanmasında rol oynadı.

Montella İtalya millî futbol takımı formasını ilk defa 5 Haziran 1999’da Galler karşısında giydi. İtalya’nın 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası ve 2002 FIFA Dünya Kupası kadrolarında yer aldı.

Montella en iyi performanslarından birini Mart 2002’deki Roma derbisinde Lazio’ya karşı koydu. AS Roma ezeli rakibi Lazio’yu 5-1 ile geçerken Montella’nın 4 golde imzası vardı.

Onun için 2005-06 sezonu pek parlak geçmedi. Omzundan geçirdiği sakatlık nedeniyle sadece 12 maçta forma giyebildi.

21 Şubat 2010 tarihinde AS Roma kulübünden yapılan resmî açıklamayla Claudio Ranieri’den boşalan teknik direktörlük pozisyonuna getirildi. Sonra sırasıyla Catania, ACF Fiorentina, AC Milan, Sevilla FC ve derken Adana Demirspor…

Montella, Türkiye A Milli Futbol Takımı’nı Avrupa Futbol Şampiyonası’na götürmeyi başaran ilk yabancı teknik direktör oldu. Aslında Türkiye’yi, 1954 FIFA Dünya Kupası’na götüren Puppo’dan sonra, bir büyük uluslararası turnuvaya götüren ikinci İtalyan’dı. Kim bilir Montella, Türkiye’yi FIFA Dünya Kupası’na götüren ikinci İtalyan olacak belki de. Umut vaad ediyor.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 3 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

Ersun Çıplak
Ersun Çıplak
Ersun Çıplak - Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü mezunu (1999). Aynı üniversitede Eğitim Bilimleri alanında yüksek lisansını tamamladı (2004). 2015’te ise “Grupla Psikolojik Danışmada Şiir Kullanımı: Deneysel Bir Araştırma” başlıklı teziyle doktorasını tamamladı. Adana’da bir ortaokulda psikolojik danışman olarak çalışmaktadır. Çukurova Üniversitesi’nde dersler veriyor. Şiir, inceleme, çeviri ve söyleşileri; Varlık, Kitaplık, Natama, Özne ve Sincan İstasyonu başta olmak üzere pek çok dergide yayımlandı. Seyir Defteri, Yom Sanat ve Düzyazı Defteri dergilerinin yayın kurulunda bulundu. Cuma Duymaz ile birlikte Karayazı Edebiyat dergisini yayıma hazırladı. “Turgut Uyar’ı ‘Kan Uyku’dan Uyandırma Denemesi” ile 2007 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülü Bir Şiir İnceleme Ödülü’ne; Eksik Emanet başlıklı dosyası ile Homeros Ödülleri 2007 Attila İlhan Şiir Ödülü’ne ve Eksik Emanet başlıklı kitabı ile de 2010 Arkadaş Z. Özger Şiir Ödülleri İlk Kitap Özel Ödülü’ne değer bulundu. Yayımlanmış kitapları: Bir Şiirin Söylediği. Mayıs Yayınları: 2007 (Şiir inceleme-kolektif), Eksik Emanet. Karahan Yayınları/Karayazı Kitaplığı: 2009 [2. Basım Betik Yayınları: 2019] (Şiir), Fatih Terim. Çizmeli Kedi Yayınları: 2013 (Biyografik roman), Minima Poetika. Dedalus Yayınları: 2014 (Şiir inceleme, eleştiri), Nicholas Mazza. Şiir Terapi: Teori ve Pratik. Okuyan Us Yayınları: 2014 (Psikoterapi Kuram/Çeviri), Sen Anlama. A5 Yayınları: 2017 (Şiir), Kaostan Düzen Arayışına: İnsanın Mitolojik Serüveni Üzerine Denemeler. A7 Kitap: 2020 (Deneme), Josh Cohen. Freud’u Nasıl Okumalıyız? Runik Kitap: 2020 (Çeviri), David Tacey. Jung’u Nasıl Okumalıyız? Runik Kitap: 2021 (Çeviri)

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x