1987’de kurulan Avusturyalı enerji içeceği markası (Red Bull), yalnız ekonomik gücü ve pazar ağıyla bilinmiyor. Çünkü o bazıları için Formula 1[efn_note]Sponsoru olduğu Formula 1 takımları: Red Bull Racing ve Scuderia AlphaTauri…[/efn_note] demek. Bazıları için futbol[efn_note]Sponsoru olduğu futbol takımları: RB Leipzig, New York Red Bulls, Red Bull Salzburg, Red Bull Brasil, FC Liefering…[/efn_note] demek. Bazıları için de Fuschl See, buz hokeyi ve ekstrem sporlar demek.
Öte yandan, Red Bull, dijital medya şirketi Mashable’dan James O’Brien’ın da dediği gibi, “içecek de satan bir yayıncılık imparatorluğu” haline dönüşmüş durumda. Şu anda Red Bull Media House çatısı altında dört basılı dergi, üç televizyon, dört web sitesi, bir mobil sitesi var.
Sinema da uzağında değil. 2011 yılında 2 milyon dolara mal olan The Art of Flight isimli filmin perde arkasında Red Bull bulunuyor. Kaynaklar, filmin iTunes’a 10 dolarlık fiyatla konulduktan sonra bir hafta boyunca en üst sıradaki yerini koruduğunu belirtiyor.
İlk dergisi Red Bull Bulletin 5 milyon tiraja sahip. Red Bull Content Pool’da 5 bin video, 50 bin fotoğraf yayını yapılıyor.
Red Bull Cliff Diving World Series, Crashed Ice adında akrobasi ağırlıklı uçak yarışı organizasyonu, Red Bull Local Hero Tour isminde bir kaykay yarışması, Red Bull Uçuş Günü adında eğlence amaçlı uçuş yarışmaları, Art of Can adıyla sanat ve yaratıcılık alanında düzenlenen yarışma, Red Bull Records gibi sayısız etkinliğe sahip.
Her zaman ve her yerde Red Bull. Ve tüm bunların ardında bir adam: Dietrich Mateschitz.
Kendi hakkında pek konuşmayan ve ortalıkta fazla gözükmeyen bir Avusturyalı multi-milyarder…
Ölümüyle birlikte çarpıcı, ama aynı zamanda tartışmaya değer bir hayatı noktaladı.
Jens Marx ile Matthias Röder, bu gizemli adamı günlük yerel gazetelerden Hamburger Abendblatt için masaya yatırmış.
Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:
Macera, risk ve sınırda deneyimler
“1980’lerin başında bir içecekle başladı her şey. Dietrich Mateschitz, spor dünyasını değiştiren ve şekillendirmeye yardımcı olan bir imparatorluğun temellerini bu şekilde atarak Almanya’da kurdu. Ve 22 Ekim’de hayatını kaybetti.
Fuschl am See, Red Bull Racing, RB Leipzig, EHC Red Bull Münih. Formula 1, futbol, buz hokeyi. Tüm bunların hepsi Büyük bir imparatorluğun parçaları aslında. Pazarlamanın yeniden tanımlandığı bir spor krallığı orası. Bir medya imparatorluğu. İsim her şeyi söylüyor: Red Bull. Ve isim bir kişiyle bağlantılı: Dietrich Mateschitz. Halka açık olmaktan kaçınan, ancak şirketi için PR’a her şeyden çok ihtiyaç duyan bir oyuncu.
Bu Avusturyalı başarılı girişimci, kurduğu şirketlerle multi-milyarder oldu. Red Bull ile sporcu nesillerini şekillendirdi. Yaşam tarzı, macera, risk, sınırda deneyimler, herkesin gözünü boyayabilecek etkili ekstrem sporlar ve olağanüstü kahramanlıklar. Styrialı gürbüz, bronzlaşmış, üç günlük kirli sakalı, geniş omuzlarını örten deri ceketiyle karizmatik bir adam. Çarpıcı, ama aynı zamanda tartışmaya değer bir yapısı da var. Mateschitz, sağcı popülist açıklamalarıyla da dikkat çeken biriydi. Ve şirketin kendi yayıncısı Servus TV, komplo teorisyenlerine ve taraf düşünürlere bir platform verdiği söylendiği için şimdiden eleştiriliyor.
Zirveye tırmanışın hikâyesi
Avusturya’nın en zengin vatandaşı Mateschitz’in kariyeri diş macunu pazarlamacısı olarak başlamış ve zaferi 1980’lerin başında Asya’ya yaptığı bir geziyle çok farklı ve büyük bir değişim yaşamış. Avusturya Alp Cumhuriyeti’nin en zengin vatandaşı olan bir patrik, kendi adası olan kendi kendini yetiştirmiş bir adam ortaya çıkıyor.
İşte bu kral 78 yaşında vefat etti. Mercedes takım patronu Toto Wolff, onun için Mateschitz’in “dünya çapında olmasa da Avusturya’da sahip olduğumuz en etkileyici girişimci” olduğunu söyledi: “Daha önce var olmayan bir marka ve alan yarattı. Spor için yaptıkları ve spora verdiği değeri bugüne kadar hiç kimse göstermedi .”
Dietrich Mateschitz’in yerini kimin alacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. Birkaç yıldır Mateschitz’in eski ortağıyla birlikte olduğu oğlunun bunun için eğitilerek, hazırlandığı söyleniyor. Ancak Mateschitz, Red Bull’un çoğunluğuna değil, yüzde 49’una sahipti. Diğer yüzde 51 ise Taylandlı Yoovidhya ailesine ait.
Mateschitz, Hong Kong’daki enerji içeceği Kraetin Daeng’in (“Red Bull”) uyarıcı etkilerini öğrendikten sonra 1984 yılında Chaleo Yoovidhya ile birlikte Red Bull içecek markasını kurmuştur.
Süper zenginler listesinde 75’inci sıra
Red Bull onun sayesinde Red Bull olmuştur. Eylül ayının sonunda, Forbes dergisine göre, 19 milyar dolarlık bir servetle dünyanın süper zenginleri arasında 75’inci sırada yerini almıştır.
20 Mayıs 1944’te St. Marein im Mürztal’da dünyaya gelen Mateschitz, daha sonra Viyana Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde işletme okumuştur. Yolu onu tek başına denemeden önce Unilever, Jacobs ve diş macunu üreticisi Blendax’ın pazarlama departmanlarından geçirmiş, parasını kazanmış ve sonunda kazancını dünyanın en büyük hazinesine yatırmıştır. O dönemde aslında tam olarak bir zirveye çıkış durumu olması gerekirdi; ancak sentetik olarak üretilen amino asit taurin nedeniyle Almanya’da 1994 yılına kadar onaylanmamıştır.
Red Bull sporla ciddi anlamda uğraşmıştır, Mateschitz diğer şirketler gibi sporda reklam yapmamış, aksine Red Bull markasını ve adını sporun bir parçası haline getirmiştir.
İçecek şirketinin merkezi Salzburg’da, Fuschl am See isimli küçük bir yerleşkedeydi. Bu şirket, 2005 yılında yerel birinci lig futbol takımına sponsor oldu. Öte yandan yine 2005’te Scuderia AlphaTauri ile birlikte ikinci Formula 1 takımını (Red Bull Racing) destekledi. Başlangıçta bir parti takımı olarak alay konusu olan bu takım, beş yıl sonra dünya şampiyonu olarak saygı duyulan bir takıma dönüştü.
Sebastian Vettel ile takım arka arkaya dört kez sürücü ve takım şampiyonluğu kazanmıştır. Formula 1 de Avusturya’ya dönmüş ve tabii ki Red Bull Ring’e hak ettiği ödül verilmiştir. Bu vesileyle, milyarder 2014 yılında maddi desteğiyle 5 bin civarında evi taze boyamış, yeni bahçe çitleri oluşturmuş veya taze bitkiler dikmiştir.
Spor ve emlak imparatorluğu
Mateschitz yatırım yaptığında bunun bedelini de ödemek zorunda kalmıştır her zaman. Tıpkı RB Leipzig’de olduğu gibi. Takım, Mayıs 2009’da kurulmuş, Mayıs 2016’da Bundesliga’ya yükselmiş ve bir yıl sonra Şampiyonlar Ligi’ndeki ilk maçına çıkmış, geçen sezon DFB Kupası şampiyonu olmuştur.
Spor ve emlak imparatorluğuna ek olarak, Mateschitz bir medya imparatorluğu da yaratmıştır. “Kırmızı Bülten” veya “Terra Mater”, Servus TV gibi televizyon istasyonları ve sayısız çevrimiçi etkinlik, bu mükemmel imparatorluğu tamamlamıştır.
Yüksek riskli sporlara odaklanma eleştirisi
Mateschitz ve Red Bull da eleştiriden elbette her zaman nasibini almıştır. “Sanki ölüler hiç var olmamış gibi”, Der Spiegel‘in sert eleştirilerin yer aldığı yüksek riskli sporlarda hayatını kaybeden Red Bull sporcularıyla ilgili bir haberde manşet olmuştur. Almanya birinci kanalı ARD bir keresinde “Red Bull’un Karanlık Yüzü” başlıklı bir konuyla büyük bir araştırmaya imza atmıştır.
Tüm bunlara rağmen Mateschitz 2004’ten beri servetiyle omurilik felcinin gelecekte daha iyi tedavi edilebileceğine dair destek olmak amacıyla büyük yardımlarda bulunmuştur. İki kez motokros dünya şampiyonu olan ve oğlu bir kazadan sonra tekerlekli sandalyeye mahkûm kalan Heinz Kinigadner ile birlikte “Yaşam İçin Kanatlar Vakfı”nı kurmuştur.”
Bu yazı ilk kez 7 Aralık 2022’de yayımlanmıştır.