Avrupa Birliği, Aralık 2019’da duyurduğu ‘Yeşil Mutabakat”1 uyarınca 2050 yılına kadar birlik üyesi ülkelerin “karbon nötr”, yani “sıfır emisyon” salınıma ulaşması hedefinde adım adım ilerliyor. AB Konseyi, Haziran ayı sonunda iklim değişikliği ile mücadele için hazırlanan “AB İklim Yasasını”2 (EU Climate Law) resmen onayladı. Yeşil Mutabakat’ın yasal dayanağı haline gelen yasanın 2. maddesi AB’deki emisyon salınımının 2030 yılına kadar, 1990 yılına kıyasla %50-55 oranında azaltılmasını öngörüyor. Aynı maddeye göre bu hedefe ulaşmak için 2021’de, “55’e Uygunluk Paketi”nin3 (Fit for 55 Package) ana hatlarının oluşturulması gerekiyor. İşte o hedefler 14 Temmuz’da açıklanacak.
Politico.eu sitesinin iklim muhabiri Kalina Oroschakoff, hemen hemen bütün ekonomik faaliyetleri etkileyecek olan söz konusu paketlerin sektörleri ve bu arada Türkiye, Ukrayna ve Rusya gibi AB’nin komşuları ve önemli partnerlerini nasıl etkileyeceğini beş maddede özetliyor. Yazıdan öne çıkan bazı bölümleri aktarıyoruz.
“Orta yaşlılar için bir egzersiz programı adı gibi görünse de “Fit for 55” (55’e Uygunluk Paketi) aslında AB’nin sera gazı emisyonunu 2030 yılına kadar yüzde 55 azaltmak için Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan planın adı.
Görüşe göre planın hayata geçirilmesi, bazı işletmeler ve halklar için köklü değişiklikler anlamına geliyor. 2050 yılına kadar sıfır emisyona ulaşma çabasının bir parçası olarak 10 yıldan az bir sürede emisyonları bu kadar hızlı bir şekilde azaltmak için insanların araba kullanma alışkanlıklarında, evlerini yalıtma biçiminde, çelik ve çimento gibi şeyler üretme tarzında, orman ve arazileri yönetme üslubunda, daha pek çok konuda epey bir düzenleme yapması gerekecek.”
Paket Avrupa’yı ve komşularını nasıl etkileyecek?
Kalina Oroschakoff, 55’e Uygunluk Paketi ile ‘ilk kez büyük bir ekonominin iklim kurallarını baştan aşağı değiştirdiğini’ belirtiyor ve bu nedenle tüm dünyanın, planı dikkatle takip edeceğini kaydediyor. Politico muhabiri paketin AB ve komşulara olası etkilerini ise beş maddede özetliyor:
1. Ulaşım araçlarının hepsi ‘temiz’ olmak zorunda
Ulaşım, AB’nin sera gazı emisyonlarının yaklaşık dörtte birini oluşturuyor, ama enerji ve sanayi gibi diğer sektörlerin aksine, bu sektörün emisyonları artıyor. Yine de AB Komisyonu, yüzyılın ortasına kadar bunların yüzde 90 oranında düşmesi gerektiğine inanıyor.
Bu da otomobilleri büyük bir hedef haline getiriyor. Paket, AB’nin otomobiller için mevcut 2030 yılına kadar yüzde 37,5 CO2 emisyonu azaltma hedefini daha da artıracak. Şimdi Komisyonda “55’e Uygunluk Paketinde” ön görülen rakamlar üzerinde büyük bir mücadele yürütülüyor. AB yetkilileri 2035’ten itibaren sıfır emisyon hedefi koymak ile 2030 hedefini yüzde 60’a çıkarmak arasında tercih yapmaya çalışıyor.
Sıfır emisyonlu araçları tercih ederlerse halka açık şarj ve yakıt ikmali noktalarının sayısında büyük bir sıçramaya ihtiyaçları olacak. Söz konusu bu artış da 55’e uygunluk paketinde yer alıyor.
Paket ayrıca, havacılıkta sürdürülebilir yakıtların kullanımını artırmaya ve denizcilik emisyonlarını azaltmaya yönelik önlemleri de içeriyor. Bu, uçuşları daha pahalı hale getirecek ve deniz yoluyla gönderilen malların fiyatlarını artıracak gibi görünüyor.
2. Kirlilik cezaları artacak
Emisyonların azaltılması kirletmeyi daha pahalı hale getirecek.
Kirlilik fiyatlandırması için ana araç Emisyon Ticaret Sistemi (Emission Trading System – ETS) olacak ve bu sistem, AB’nin sera gazı emisyonunun yüzde 40’ından sorumlu olan 11 binden fazla elektrik santrali ve sanayi tesisinin yanı sıra, havayollarının ihtiyacı olan emisyon izinleri için fiyatları belirleyecek. Yıllardır uygulanan düşük fiyatların ardından reformları ve daha sert iklim mevzuatı baskısı salınan karbonun ton başına fiyatını 50 Euro’nun üzerine çıkaracak.
55’e Uygunluk Paketi, izinlerin sayısını daha da azaltacak, ücretsiz izinleri sınırlandıracak ve programı ticari denizcilik gibi ekonominin yeni alanlarına doğru genişletecek ve havacılığa daha sert koşullar getirecek.
Emisyon ticaretinin karayolu ulaşımı ve özellikle inşaat sektörüne doğru yaygınlaştırılması önerileri, yüksek emisyonlu ülkelerde endişe yaratıyor. Çünkü yüksek akaryakıt fiyatlarının ekonomilerinde büyük darbe yaratacağından kaygılanıyorlar.
Yine de komisyon, muhalefet karşısında geri adım atacak gibi görünmüyor. Aksine son haftalarda karbon fiyatlandırmasının yaygınlaştırılması için kampanyasını hızlandırırken, yeni bir sosyal yardım fonu ile düzenlemenin toplumsal etkisine karşı tampon oluşturuyor.
3. Karbona karşı sınır duvarı
AB’de yüksek karbon fiyatları “karbon kaçağı” olarak adlandırılan tehlikeye yol açıyor. Karbon kaçağı, üreticilerin daha gevşek düzenlemelere sahip ülke ve bölgelerde kayıp ürünlerini buralardan AB’ye geri getirmeleri için kullanılan bir terim.
AB bu duruma son vermek için Karbon Sınır Düzenleme Mekanizması (CBAM) geliştirmeyi planlıyor. Politico’nun elde ettiği taslak öneride, karbon sınır vergisi öngörülüyor. 55’e Uygunluk Paketi kapsamında AB’nin, 2023’ten itibaren aşamalı olarak çelik, alüminyum, çimento, gübre ve elektriğe bir fiyatlandırma yapması bekleniyor. Söz konusu verginin de ETS fiyatlandırmasını yansıtması…
Düzenleme, ulusal karbon fiyatlandırma mekanizması olmayan ABD ile hır çıkmasına neden oluyor ve CBAM’da ağır darbe alacak olan Türkiye ve Ukrayna gibi AB’ye komşu ülkelerde endişeye yol açıyor.
AB şirketleri de Komisyon’un çelik ve çimento gibi enerji yoğun sektörlere kirlilik izinlerinin kaldırmaması için çılgınlar gibi lobi yapıyor. Ancak karbon sınır vergisi koyarken bedava izin dağıtmak Dünya Ticaret Örgütü kurallarına aykırı olacaktır.
4. Yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım
55’e Uygunluk Paketi aynı zamanda yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırımı da beraberinde getiriyor.
Politico tarafından görülen bir taslak öneride, yenilenebilir enerjinin 2030 yılında enerji karmasındaki payını yüzde 40’a kadar çıkarması öngörülüyor. Mevcut planda hedef yüzde 32. Bu yeni hedefe ulaşılabilmesi için taslak öneride, rüzgar ve güneş projelerinin izin almasını ve şebekeye bağlanmasını kolaylaştırarak bürokrasinin azaltılması öneriliyor.
Brüksel ayrıca yeşil biyokütle kullanılmasını da gözden geçiriyor. Yeşil biyokütle, AB’nin yenilenebilir enerjisinin büyük bölümünü oluşturuyor. Bu enerji kaynağının çeşitli avantajları var. Bunların başında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğin binalarda kullanılması sırasında oluşabilecek dalgalanmalarda tampon rolü oynaması geliyor.
Paket aynı zamanda binaların yenilenmesi için hukuki baskı unsuru oluşturacak. Binaların yenilenmesi AB’nin pandemiden sonra toparlanması için bulduğu yeşil ve sihirli formüllerden biri. Bununla yerel iş imkânlarının artması ve kıtadaki evlerin daha sık görüleceği tahmin edilen iklim şoklarına karşı hazır hale getirilmesi amaçlanıyor.
5. Siyasi tepkilere göğüs gerilecek
Fransa’daki sarı ceketliler protestoları hâlâ hafızalardaki tazeliğini koruyor. Bu yüzden 55’e Uygunluk Paketi, olası popülist tepkilere yol açmamak için emisyon kesintilerinin maliyetleri birlik içinde dağıtmaya çalışacak.
Komisyonun hesaplamalarına göre AB ülkeleri yüzde 55 azaltma hedefine ulaşmak için ETS dışı sektörlerdeki mevcut hedefin yaklaşık yüzde 10 üzerinde emisyonlarını azaltmak zorunda kalacak. Ancak üye ülkeler daha fazla ulusal hedef üstlenmek istemiyor.
AB, iklim politikalarında her zaman olduğu gibi, uzun süren müzakereler sonunda para meselesine dönecek sanki.
Bu nedenle yetkililer, emisyon kesintilerini hızlandırmak ve maliyetleri yayarken hassas grupları yükselen fiyatlardan korumak için piyasa önlemleri, karbon fiyatlandırması, standartlar ve yeşil hedeflerin bir karışımını hedefliyor.”
Bu yazı ilk kez 15 Temmuz 2021’de yayımlanmıştır.