Sel uyarıları neden işe yaramadı?

Gelişmiş uyarı sistemi zamanında uyarmasına rağmen Almanya ve çevre ülkelerde sellerin 200’e yakın kişinin ölümüne yol açmasına neden engel olunamadı? Umulmadık büyük felaketin sorumlusu ne veya kim?

Almanya, Belçika ve Hollanda’da geçen hafta şiddetli yağışların yol açtığı sellerde neredeyse 200 kişi yaşamını yitirdi. Çok sayıda kişi kayboldu. Milyarlarca Euro’luk hasar oluştu. Yerleşimler yerle bir oldu. Binlerce ev yıkıldı. Tahliye edilen binlerce kişinin yaşadığı travma devam ediyor.

Batı Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinden bazılarını vuran sel faciası gelişiyle değil, yarattığı can kaybı ve hasarın büyüklüğü ile şaşkınlık yarattı. Çünkü sel ihtimali günler öncesinden biliniyordu. Avrupa Sel Farkındalık Sistemi (EFAS), Avrupa genelinde hükümetlere ve yerel yetkililiklere erken bilgi sağlıyor. Peki, türünün en gelişmiş sistemlerinden biri olan Avrupa Sel Farkındalık Sistemi’ne rağmen Avrupa’da neden bu kadar acı yaşandı? Bu sistemin geliştirilmesine katkısı bulunanlardan ve aynı zamanda İngiltere’nin Reading Üniversitesi Hidroloji profesörlerinden olan sel tahmin uzmanı Hannah Cloke, yıkımın büyüklüğü karşısında şoke olanlardan biri. Cloke, The Conversation sitesi için kaleme aldığı yazıda, uyarı sistemleri ne kadar gelişmiş olursa olsun acil duruma yanıt verecek yeterli personel ve mekanizmalar bulunmadığı takdirde, iklim değişikliği nedeniyle sıklığı artan doğal felaketlerin büyük yıkıma yol açmasının engellenemeyeceği görüşünü savundu. Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Almanya ve İsviçre’yi kapsayan Ren Nehri havzasına ilişkin 9 Temmuz Cuma ve 10 Temmuz Cumartesi günleri yapılan tahminler, sellerin büyük olasılıkla 13 Temmuz Salı günü başlayacağını gösteriyordu. Sonrasında yapılan tahminler Belçika’nın Maas bölgesinin de olumsuz etkilenebileceğine işaret etmişti. Sonraki günlerdeki hava tahminleri büyük bir selin yaklaştığı konusunda kuşku bırakmıyordu.

Avrupa Sel Farkındalık Sistemi, okunması, anlaşılması ve uzmanların harekete geçmesi için erkenden bilgiler gönderir. Söz konusu bilgiler halkın doğrudan erişimine açık değildir. Kamuya açık sel uyarıları, ulusal ve bölgesel hava, çevre ve sivil koruma kuruluşlarından gelir. Söz konusu kuruluşlar Avrupa Sel Farkındalık Sistemi bilgisini kendi tahminlerine ilave olarak kullanırlar.

Sel hakkındaki tüm uyarılar önceden yapıldı

İlgili ulusal yetkililere ilk Avrupa Sel Farkındalık Sistemi bülteni 10 Temmuz Cumartesi günü gönderilmişti. Sonraki günlerde daha fazla güncelleme geçildi ve daha hassas tahminler sağlandı. Pazartesi ve Salı günü, Avrupa Sel Farkındalık Sistemi’nin yanı sıra Avrupa Komisyonu’nun Acil Duruma Müdahale Koordinasyon Merkezi (ERCC) de Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Lüksemburg’daki yetkililere resmî sel uyarıları gönderdi. Felaket yaklaşır ve tahminler üzerindeki kuşku azalırken Çarşamba günü öngörülen seller önce küçük nehirlerde, Perşembe günü küçük nehirlerin döküldüğü büyük nehirlerde başladı. Ren ve Maas nehirlerinin bazı kesimlerine yönelik yaklaşık 25 adet uyarı verildi.

Alman Meteoroloji Servisi (DWD) de bağımsız olarak aşırı şiddetli yağış tahminini yapmış ve günler öncesinde aynı bölgeler için 200 milimetreden daha fazla yağış olacağını ve sellerin oluşabileceği uyarısında bulunmuştu. Bölgesel uyarılar da yayınlanmıştı. Sellerden oldukça yoğun etkilenen Alman Rhineland-Palatinate [Renanya-Palatina] eyaletinden yapıldığı gibi bölgesel uyarılar da gelmişti.

Seller, günler öncesinden tahmin edilen ölçüde ve dağılımda gerçekleşti. Bu yüzden bu kadar insanın yaşamını yitirmesinden dolayı çok şaşırdım çünkü yetkililer neyin başa geleceğini biliyordu ve seller başlamadan önce insanları güvenli bölgelere almak için yeterli zamanları vardı.”

Sel uyarıları neden başarısız oldu?

Çok net biçimde, sel suları gelmeden önce insanların uyarılar ışığında hareket etmelerini sağlayarak insanları güvence altına almak üzere tasarlanmış sistem çalışmadı. Belki sistemin bireysel kısımları tam da tasarlandığı gibi çalıştı, tahminlerin isabetli olduğu kesinlikle doğru ve resmî kanallardan bazı uyarılar yayınlandı. Bazı bölgelerde çok sayıda yetkili zamanında harekete geçerek insanları tahliye etti, geçici sel savunma bariyerleri kurdu ve araçları daha yüksek yerlere taşıdı. Ancak bu durum açıkça görüldüğü gibi her yerde gerçekleşmedi.

Seçim kampanyasının ortasında Almanya’da yerel ve federal hükümetlerdeki bazı liderler, uyarıların yeterli olduğunu ve ilgili idarelerin işlerini iyi yaptığında ısrar ederek hâlâ Almanya’daki afet yönetiminin yerel yönetimlere devredilmiş doğasını savunuyor gibiydiler. Ama bu, mühendisliğinin yüzde 99’unun baştan sona mükemmel biçimde çalıştığını ileri sürerek Titanic’in ilk seyahatinin başarılı olduğunu söylemeye benziyor. Görüşleri bireysel ölçüde doğru olsa bile, iktidardakilerin sistemin nihayetinde başarısız olduğunu kabul etmemesi, ders alınmamasına ve gelecekte başkalarının hayatının tehlikeye atılmasına yol açıyor.

Bilim, büyük ölçüde insanlara görülmeyeni görmeye yardım etmek için vardır. Uyarılması gereken insanlar karşılarındaki tehlikeyi göremiyorsa mükemmel tahmin ne işe yarar ki? Etkili sel uyarısı, insanların geleceği görmesini, evlerinin su altında kalması ihtimalini değerlendirmelerini ve kendilerini, ailelerini ve mülklerini güvende tutmak için alabilecekleri çeşitli tedbirleri görmelerini sağlamalıdır.

Daha kötüsünden nasıl kaçınacağız?

İnsanlar nehirlerin caddelerini alt üst etme veya evlerinin ortasında bir göl belirmesi tehdidini tahayyül edemedikleri zaman neler olduğunu bugün görüyoruz. Bunlar, iyileştirilmesi gereken sel uyarısı unsurlarıdır.

İklim değişikliği sıcak hava dalgaları, yangınlar ve sellerden kaynaklanan riskleri artırırken yalnızca emisyonları azaltmakla kalmamalı, aynı zamanda var olan sorunlara kendimizi hazırlamamız gerekiyor.

Henüz herhangi bir büyük devletten göremediğimiz yeterli karbonsuzlaştırma önlemleriyle bile, daha sıcak, daha çalkantılı bir çevrenin sonuçlarından kaçınmak mümkün değil.”

Bu yazı ilk kez 29 Temmuz 2021’de yayımlanmıştır.

Hannah Cloke’n The Corversation sitesinde yayınlanan “Avrupa’nın Felaket Selleri Çok Önceden Biliniyordu. Ne ters gitti?” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://theconversation.com/europes-catastrophic-flooding-was-forecast-well-in-advance-what-went-so-wrong-164818

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Sel uyarıları neden işe yaramadı?

Gelişmiş uyarı sistemi zamanında uyarmasına rağmen Almanya ve çevre ülkelerde sellerin 200’e yakın kişinin ölümüne yol açmasına neden engel olunamadı? Umulmadık büyük felaketin sorumlusu ne veya kim?

Almanya, Belçika ve Hollanda’da geçen hafta şiddetli yağışların yol açtığı sellerde neredeyse 200 kişi yaşamını yitirdi. Çok sayıda kişi kayboldu. Milyarlarca Euro’luk hasar oluştu. Yerleşimler yerle bir oldu. Binlerce ev yıkıldı. Tahliye edilen binlerce kişinin yaşadığı travma devam ediyor.

Batı Avrupa’nın en gelişmiş ülkelerinden bazılarını vuran sel faciası gelişiyle değil, yarattığı can kaybı ve hasarın büyüklüğü ile şaşkınlık yarattı. Çünkü sel ihtimali günler öncesinden biliniyordu. Avrupa Sel Farkındalık Sistemi (EFAS), Avrupa genelinde hükümetlere ve yerel yetkililiklere erken bilgi sağlıyor. Peki, türünün en gelişmiş sistemlerinden biri olan Avrupa Sel Farkındalık Sistemi’ne rağmen Avrupa’da neden bu kadar acı yaşandı? Bu sistemin geliştirilmesine katkısı bulunanlardan ve aynı zamanda İngiltere’nin Reading Üniversitesi Hidroloji profesörlerinden olan sel tahmin uzmanı Hannah Cloke, yıkımın büyüklüğü karşısında şoke olanlardan biri. Cloke, The Conversation sitesi için kaleme aldığı yazıda, uyarı sistemleri ne kadar gelişmiş olursa olsun acil duruma yanıt verecek yeterli personel ve mekanizmalar bulunmadığı takdirde, iklim değişikliği nedeniyle sıklığı artan doğal felaketlerin büyük yıkıma yol açmasının engellenemeyeceği görüşünü savundu. Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Almanya ve İsviçre’yi kapsayan Ren Nehri havzasına ilişkin 9 Temmuz Cuma ve 10 Temmuz Cumartesi günleri yapılan tahminler, sellerin büyük olasılıkla 13 Temmuz Salı günü başlayacağını gösteriyordu. Sonrasında yapılan tahminler Belçika’nın Maas bölgesinin de olumsuz etkilenebileceğine işaret etmişti. Sonraki günlerdeki hava tahminleri büyük bir selin yaklaştığı konusunda kuşku bırakmıyordu.

Avrupa Sel Farkındalık Sistemi, okunması, anlaşılması ve uzmanların harekete geçmesi için erkenden bilgiler gönderir. Söz konusu bilgiler halkın doğrudan erişimine açık değildir. Kamuya açık sel uyarıları, ulusal ve bölgesel hava, çevre ve sivil koruma kuruluşlarından gelir. Söz konusu kuruluşlar Avrupa Sel Farkındalık Sistemi bilgisini kendi tahminlerine ilave olarak kullanırlar.

Sel hakkındaki tüm uyarılar önceden yapıldı

İlgili ulusal yetkililere ilk Avrupa Sel Farkındalık Sistemi bülteni 10 Temmuz Cumartesi günü gönderilmişti. Sonraki günlerde daha fazla güncelleme geçildi ve daha hassas tahminler sağlandı. Pazartesi ve Salı günü, Avrupa Sel Farkındalık Sistemi’nin yanı sıra Avrupa Komisyonu’nun Acil Duruma Müdahale Koordinasyon Merkezi (ERCC) de Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Lüksemburg’daki yetkililere resmî sel uyarıları gönderdi. Felaket yaklaşır ve tahminler üzerindeki kuşku azalırken Çarşamba günü öngörülen seller önce küçük nehirlerde, Perşembe günü küçük nehirlerin döküldüğü büyük nehirlerde başladı. Ren ve Maas nehirlerinin bazı kesimlerine yönelik yaklaşık 25 adet uyarı verildi.

Alman Meteoroloji Servisi (DWD) de bağımsız olarak aşırı şiddetli yağış tahminini yapmış ve günler öncesinde aynı bölgeler için 200 milimetreden daha fazla yağış olacağını ve sellerin oluşabileceği uyarısında bulunmuştu. Bölgesel uyarılar da yayınlanmıştı. Sellerden oldukça yoğun etkilenen Alman Rhineland-Palatinate [Renanya-Palatina] eyaletinden yapıldığı gibi bölgesel uyarılar da gelmişti.

Seller, günler öncesinden tahmin edilen ölçüde ve dağılımda gerçekleşti. Bu yüzden bu kadar insanın yaşamını yitirmesinden dolayı çok şaşırdım çünkü yetkililer neyin başa geleceğini biliyordu ve seller başlamadan önce insanları güvenli bölgelere almak için yeterli zamanları vardı.”

Sel uyarıları neden başarısız oldu?

Çok net biçimde, sel suları gelmeden önce insanların uyarılar ışığında hareket etmelerini sağlayarak insanları güvence altına almak üzere tasarlanmış sistem çalışmadı. Belki sistemin bireysel kısımları tam da tasarlandığı gibi çalıştı, tahminlerin isabetli olduğu kesinlikle doğru ve resmî kanallardan bazı uyarılar yayınlandı. Bazı bölgelerde çok sayıda yetkili zamanında harekete geçerek insanları tahliye etti, geçici sel savunma bariyerleri kurdu ve araçları daha yüksek yerlere taşıdı. Ancak bu durum açıkça görüldüğü gibi her yerde gerçekleşmedi.

Seçim kampanyasının ortasında Almanya’da yerel ve federal hükümetlerdeki bazı liderler, uyarıların yeterli olduğunu ve ilgili idarelerin işlerini iyi yaptığında ısrar ederek hâlâ Almanya’daki afet yönetiminin yerel yönetimlere devredilmiş doğasını savunuyor gibiydiler. Ama bu, mühendisliğinin yüzde 99’unun baştan sona mükemmel biçimde çalıştığını ileri sürerek Titanic’in ilk seyahatinin başarılı olduğunu söylemeye benziyor. Görüşleri bireysel ölçüde doğru olsa bile, iktidardakilerin sistemin nihayetinde başarısız olduğunu kabul etmemesi, ders alınmamasına ve gelecekte başkalarının hayatının tehlikeye atılmasına yol açıyor.

Bilim, büyük ölçüde insanlara görülmeyeni görmeye yardım etmek için vardır. Uyarılması gereken insanlar karşılarındaki tehlikeyi göremiyorsa mükemmel tahmin ne işe yarar ki? Etkili sel uyarısı, insanların geleceği görmesini, evlerinin su altında kalması ihtimalini değerlendirmelerini ve kendilerini, ailelerini ve mülklerini güvende tutmak için alabilecekleri çeşitli tedbirleri görmelerini sağlamalıdır.

Daha kötüsünden nasıl kaçınacağız?

İnsanlar nehirlerin caddelerini alt üst etme veya evlerinin ortasında bir göl belirmesi tehdidini tahayyül edemedikleri zaman neler olduğunu bugün görüyoruz. Bunlar, iyileştirilmesi gereken sel uyarısı unsurlarıdır.

İklim değişikliği sıcak hava dalgaları, yangınlar ve sellerden kaynaklanan riskleri artırırken yalnızca emisyonları azaltmakla kalmamalı, aynı zamanda var olan sorunlara kendimizi hazırlamamız gerekiyor.

Henüz herhangi bir büyük devletten göremediğimiz yeterli karbonsuzlaştırma önlemleriyle bile, daha sıcak, daha çalkantılı bir çevrenin sonuçlarından kaçınmak mümkün değil.”

Bu yazı ilk kez 29 Temmuz 2021’de yayımlanmıştır.

Hannah Cloke’n The Corversation sitesinde yayınlanan “Avrupa’nın Felaket Selleri Çok Önceden Biliniyordu. Ne ters gitti?” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://theconversation.com/europes-catastrophic-flooding-was-forecast-well-in-advance-what-went-so-wrong-164818

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x