Hayvan destekli terapi

Hayvan destekli terapi nedir? Hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor? Bu terapide yer alan hayvanlar nasıl seçiliyor? Nasıl eğitiliyor? Terapiyi kimler yürütüyor? Faydaları ne?

Hayvanların, insan sağlığına yönelik kullanımlarının örnekleri ilkel dönemlere kadar uzanıyor. İlk insanlar, yılanların yaralarını sürttüğü otları kendi yaralarına uygulayarak, hayvanların sakındığı zehirli su kaynakları ve zehirli bitkileri kullanmayarak kendi sağlıklarını korumayı da öğrendiler. İnsan bedeninin işleyişini anlayabilmek ve hastalıklara çözüm üretebilmek için hayvan bedeni üzerinde yüzyıllar boyunca yürütülen, kimi zaman toplum vicdanı ile ters düşen deneysel çalışmalar da yapıldı. Bu çalışmalar bazen bilim insanlarını tür farklılığından kaynaklanan yanlış sonuçlara yönlendirdi bazen de sağlık alanında önemli buluşların kaynağını oluşturdu.

Hayvanların gözleme ve deneye yönelik kullanımlarının yanı sıra insan sağlığı için başka bir alanda da giderek artan bir biçimde gündeme geldiğini görüyoruz: Hayvan Destekli Terapi. (HDT) Bu alanda hayvanlar birebir, tedavi sürecinin bir unsuru olarak fiziksel veya psikolojik uygulamalarda yer alıyorlar.

Hayvan destekli terapinin tarihi

Hayvan destekli terapinin kökeni mitolojiye kadar uzanıyor. Ancak kayıtlı ilk uygulamanın 1792 yılında İngiltere’de William Tuke tarafından çiftlik hayvanları ile akıl hastalarına yönelik olarak başlatıldığı biliniyor. Batı Almanya’da 1867 yılında saralı hastaların tedavisinin bir parçası olarak çiftlik hayvanlarının ve atların kullanılmasının ilk uygulamalara örnek olduğu söylenebilir.

İkinci Dünya Savaşı’nda eş ve çocuklarını kaybeden kadınlar yalnızlıklarını, evlerine ve hayatlarına dâhil ettikleri kedi ve köpekler ile paylaştılar. Sanayi devrimine bağlı olarak yaşanan göç sonrasında, kırsaldaki büyük ailelerin yerini büyük şehirlerdeki anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileler aldığında şehirlerdeki stresli ve gergin yaşama alışmak için köpek, kedi ve diğer evcil hayvanlarla yeni arkadaşlıklar kuruldu. Eşzamanlı olarak arkadaş (pet) hayvanların terapi alanında kullanımı yaygınlaştı. Hastanelerde, psikoterapistlerin terapi odalarında, huzur evlerinde ve eğitim kurumlarında köpekli terapi uygulamalarının sayısında gözle görülür bir artış oldu.

Hayvan Destekli Terapi El Kitabı’nın yazarı psikolog Dr. Aubrey Fine; 1980 yılından önce 20’yi geçmeyen pet destekli program sayısının, 2000 yılına gelindiğinde 1000’den fazla programa ulaştığını belirterek bu yaygınlaşmaya vurgu yapıyor.

Hayvan destekli terapinin fizyolojik etkileri

Pet hayvanı ile yaşayanların yaşamayanlara göre daha düşük kan basıncı, plazma kolesterol, trigliserit değerlerine ve kaygı seviyelerine sahip olduklarına ilişkin ortaya konulan bilimsel veriler var. Benzer bir biçimde pet sahiplerinin koroner aritmiyi geçirdikten sonra sosyal olarak desteklendikleri için hayatta kalma olasılıklarının arttığına ve arkadaş hayvanların psikolojik risk faktörlerine etkilerinden dolayı kardiyovaskuler hastalığın oluşma sıklığını azalttığına ilişkin bulgular da mevcut. Bütün bunlar da HDT’nin sağlık sistemi içerisindeki tüm ihtiyaç sahiplerine ulaştırması konusunu tetikliyor.

HDT’ler, sosyalleşme yönü zayıf olan gelişmemiş çocuklarda, davranış bozukluğu olan çocuklarda, akademik başarısı düşük, okuma ve konuşma güçlüğü çeken çocuklarda, otizmli bireylerde, çeşitli kas sinir gerginliği olan hastalarda, çeşitli kalp rahatsızlıklarında, yaşlılarda, mahkûmların saldırgan davranışlarının azaltılmasında sıkça kullanılıyor.

İnsan ve hayvan arasındaki güven verici, olumlu, sakinleştirici ilişki, stres hormonlarının salınımının düzenlenmesinden kan basıncı, nabız ve solunum hızının azalmasına kadar geniş bir yelpazede etki gösteriyor. Yaşlılar ve Arkadaş Hayvanları – İyileştirici (Terapötik) Bağ kitabının yazarları Cusack ve Smith; hayvanların psikolojik faktörlerle ilgili yedi olumlu katkısını şöyle sıralıyorlar: (1) arkadaşlık, (2) sevgi ve şefkat, (3) güven verme ve koruma (4) yoğunlaşmak, meşgul olmak için teşvik (5) gerçekliğe yönelim, (6) mizah, moral ve ego gücü (7) eğlence.

HDT’deki hayvanlar

Hayvan Destekli Aktivite ve Terapilerde; köpek, kedi, çiftlik hayvanları, kuş, tavşan, balık olmak üzere çok çeşitli hayvanlar kullanılıyor.

Aktivite kapsamında, gerekli önlemler alındıktan sonra çiftlik hayvanlarını kendi ortamlarında ziyaret ya da bu hayvanların çeşitli kurumları ziyareti planlanıyor. Kuş evleri ve akvaryumlar da huzurevleri gibi kurumların bünyesine kuruluyor. Köpeklerle yapılan terapi amaçlı ziyaretlerden önce köpek ve sahibinden oluşan HDT timleri, sertifikasyon programlarına katılarak eğitim ve arkasından sınava tabi tutuluyorlar. Sınavda: köpek, sahibinden başka birisinin onunla ilgilendiği, ona sarıldığı (çeşitli sertlik derecelerinde), başka köpeklerin ortamda olduğu, spontan gürültülerin yapıldığı ve tekerlekli sandalye, baston, yürüteç gibi hastaya yardımcı cihazlarla temas kurduğu çeşitli zorluk derecelerinde uyaranlara tabi tutuluyor ve sakin kalabilenler sertifika almaya hak kazanıyor. Eğitimde HDT uzmanları, hayvan davranış uzmanları eğitmen olarak yer alıyor.

Bazı programlarda terapi amaçlı yunuslar kullanılsa da esaret altındaki yunusların terapiye katkı sağladığına ilişkin bilimsel veri bulunmamaktadır. HDT’de önemli olan pozitif enerjinin hayvanlardan insanlara aktarılmasıdır. Bu yüzden yunuslar terapi hayvanı olarak kullanılmamalıdır. Köpek ve diğer hayvanlarla yapılan terapilerde de, hayvanların ruh hali ve davranışları gözlenerek sıkılma, ilgisizlik, yorulma belirtisi varsa terapi seansı sonlandırılmalıdır.

HDT’nin hayvanlarla yapılan eğlence faaliyetlerden farkı

Hayvan Destekli Müdahale veya Girişim (Animal Assisted Interventions): Hayvan Destekli Terapi (Animal Assisted Theraphy), Hayvan Destekli Aktivite (Animal Assisted Activity), atlarla yapılan terapi (Hippotheraphy, Equine Theraphy) gibi tanımların çatısını oluşturuyor. Hayvan destekli müdahale kavramı içinde görme engellilere destek sağlayan rehber ve servis hayvanları bulunmuyor.

Ülkemizde yaygın olarak Hayvan Destekli Aktivite yapılıyor. Ancak bunların hayvan destekli terapilerden önemli farkları var. Bu farkın anlaşılması için terapi ve aktivite farkını ortaya koymak gerekiyor.

Terapi terimi belirli bir amaç çerçevesinde planlanan kayıt tutulan ve hayvan destekli terapi timinin bir profesyonelle (hekim, hemşire, fizyoterapist vs.) işbirliği halinde gerçekleştirdiği bir eylem biçimi olarak tanımlanabilir. Aktivite ise sonuç odaklı olmayıp ziyaret edilen grupta pozitif etki yaratmayı hedefler. Okuma ve konuşma güçlüğü çeken çocukların çeşitli zamanlarda köpekler tarafından ziyaret edilip onlara moral desteği vermek aktivite; aynı çocukların terapistleri ile yaptıkları seanslarda düzenli olarak köpeklere okuma yaparak dersi pekiştirmesi ve meydana gelmesi beklenen akademik ilerlemenin ön ve son testlerle ortaya konulması terapi kapsamında değerlendiriliyor.

HDT timi nedir? Nasıl yetişiyorlar?

HDT timinin insan ve hayvandan oluşan iki üyesi vardır. Yurt dışında HDT timi olabilmek için bir sertifikasyon programına katılıp program sonunda gerçekleştirilen sınavda başarılı olmak esastır. Türkiye’de konunun hukuki alt yapısı henüz oluşmadığı ve yetkili kurumlar ve geçerli sertifikasyon programları olmadığı için yürütülecek terapinin kişilerin keyfiyetine bırakılmaması gerekmektedir. HDT yapmak isteyenlerin; hastanelerin Klinik Araştırmalar Etik Kurullarından, uygulama yapılacak grubun bağlı bulunduğu resmî ve özel kurumların ilgili kurullarından alınacak izinlerle yol almasını öneriyorum. Bu izinlerin sağlayacağı denetim mekanizması hem uygulayıcının hem de uygulama yapılan bireylerin hakları bağlamında önem arz etmektedir. Uygulamaya katılacak timlerin ulusal bir bağlayıcılığı olmasa bile DELTA Society gibi uluslararası kuruluşların kriterleri doğrultusunda seçimi yapılmalı yine ziyaretlerde küresel kabul görmüş kurallar temel alınmalıdır. DELTA Society, 1980’li yıllardan günümüze insan hayvan bağı, hayvan destekli girişimler, bu girişimlerde sağlanması gerekli koşullar ve benzeri konularda faaliyet göstermektedir.

Çok çeşitli tedavi alanlarına hizmet veren HDT’lerin yapıldığı tüm ortamlarda, hasta ve terapi hayvanını olası risklerden korumak için enfeksiyon kontrolüne yönelik tüm işlemler prosedüre uygun gerçekleştirilmeli. Terapiye dahil edilecek hayvanlar sağlıklı olmalı, vücutlarında herhangi bir açık yara bulunmamalı ve parazit taşımamalı. Terapiler esnasında hijyene dikkat edilmeli, hayvanın ve oyuncakların temizliği, bu malzemelerin diğer hastalarla teması konularında hassas davranılmalı. Terapi süresi hayvanın refah durumu göz önüne alınarak planlanmalı.

Ölmekte olan hastalara destek sağlıyor

Hayvanlar koşulsuz kabulleri ile ölmekte olan hastaların, hislerini değerlendirmeleri sürecinde onlara yardımcı olma konusunda da fayda sağlayabilirler.

Araştırmalar, ölümcül kanserli hastaların bir hayvana bakabildikleri, onunla ilgilenebildikleri durumlarda kendilerini daha kontrollü hissederek kendi hastalıklarına odaklanmayı bıraktıklarını gösteriyor.

Korkuları, umutsuzluğu, yalnızlığı ve stres seviyelerini azaltabilen bu hayvanlar, AIDS başta olmak üzere çeşitli terminal hastalıklarda, hastalara izolasyon imkanı sağlayabiliyor. Ölümcül hastaların bakımı ile ilgilenen sosyal çalışan ile eğitimli bir köpekten oluşan bir HDT Takımı, hastaların bakım ortamında, hasta, hastanın ailesi ve sağlık çalışanları ile özel ve hızlı bir arabuluculuk kurarak etkin bir destekleyici bakım sağlanmasına da yardımcı olurlar.

Türkiye’deki araştırmalar

HDT’nin Türkiye’de nasıl uygulandığına ilişkin bir araştırmayı da size aktarmak isterim.

Türkiye’de yürütülen ve üç kısımdan oluşan 2010 tarihindeki bir proje kapsamında, huzurevinde yaşayan, araştırmaya gönüllü olarak katılan yaşlılar, altı hafta boyunca her salı günü Golden Retriever ırkı terapi köpeği tarafından ziyaret edildi. HDT Timi ile yapılan uygulamalarda yer aldılar.

Köpekle etkileşime geçen huzurevi sakinleri onunla oyunlar oynayarak rahatladılar, egzersiz yapma ve sosyalleşme imkânı buldular. Terapi öncesi ve sonrası hiçbir rahatsızlık verilmeden sünger çubukların çiğnenmesi yoluyla gönüllülerden tükürük örnekleri alındı. Bu örnekler stres belirleyicisi bir hormon olan kortizol hormon düzeyini saptamak için analiz edildi. Analiz sonucunda terapi sonrası alınan örneklerde terapi öncesi alınan örneklere ve kontrol grubuna göre grup kortizol düzeyinin azaldığı ortaya konuldu. Yani, stresin.

Çalışmanın ikinci kısmında; konuşma ve okuma güçlüğü tanısı konulmuş 4-8 yaş aralığındaki 11 çocuğa üç ay boyunca haftada bir gün 10 dakika terapi uygulandı. Terapi kapsamında çocukların normalde özel eğitim uzmanı gözetiminde eğitim gördükleri birer kişilik özel sınıflarda köpekleri okşaması, onlarla oyun oynaması, köpekle konuşması, köpeğe okuma yapması ve bu sayede yaptığı işe odaklanması sağlandı. Merkezde rutin olarak yapılan gelişim ve dil testleri, ziyaret edilen ve ziyaret edilmeyen (kontrol) gruplarına, uygulamadan önce ve sonra uygulandı. Testlerin sonuçları, önceki testlere ait sonuçlar ve kontrol grubundaki çocukların test sonuçları ile istatistiksel karşılaştırmalar yapılarak değerlendirildi. Çalışma sonunda HDT’nin uygulandığı grupta fark olduğu ortaya kondu. HDT, çocuklara olumlu anlamda yansımıştı.

Son kısımda; zeka geriliği gösteren özel çocukların yer aldığı gruba HDT’ye yönelik eğitim almış sertifikası bulunan personel tarafından atlarla terapi uygulandı. Çalışmaya, terapiye uygun mizaca sahip, kabul edici, uysal, güvenilir, beklenmedik davranışlarda bulunmayan, dikkatini verebilen, öğrenme isteği olan, atletik, iyi dengesi olan atlar kabul edildi. Çalışmaya katılan çocukların tükürük örnekleri, her hafta uygulamadan önce ve sonra olmak üzere iki kez ağız bakım çubukları aracılığı ile alındı. Biyokimya laboratuarında kortizol seviyelerinin değerlendirmesi yapıldı. Çalışmanın sonunda uygulamaya katılan grupta belirgin bir rahatlama olduğu ortaya çıktı; çocuklardan alınan tükürük örneklerinde kortizol seviyeleri düşmüştü.

Türkiye’de 2016 yılında yürütülen başka bir çalışmada, sınav kaygısı yaşayan lise öğrencilerine sınav kaygılarının giderilmesi ve başarı oranlarının arttırılması amacı ile tavşanlarla HDT uygulaması yapıldı. 32 lise öğrencisinin dahil edildiği çalışmada, fizik sınavından 45 dakika önce deney grubunun hayvanlarla vakit geçirmesi sağlandı. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilere sınav kaygısı ölçeği uygulanarak HDT uygulamasına katılan öğrencilerin sınav stresi göstericilerinin, gelecek kaygısının ve vücut reaksiyonlarının, katılmayan öğrencilere göre daha düşük olduğu belirlendi.

Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesinde halen yürütülmekte olan bir araştırma kapsamında pediatrik cerrahi uygulaması yapılan hastalar ve annelerine robot köpeklerle ziyaretler yapılarak stres ve kaygılarının azaltılması hedeflenmektedir. Dokunma ve etkileşim konusunda gerçeği kadar etkili olmayan robot köpekler, hijyen ve benzeri nedenlerle HDT uygulanması mümkün olmayan alanlarda kullanılıyorlar.

Dünyada yaygın olarak kullanılan HDT, Türkiye’de bir grup akademisyenin gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalar, bazı kuruşların atlı terapi aktiviteleri ile gönüllülerin arkadaş hayvanlarla yaptığı sınırlı sayıda aktivitelerle gelişmektedir. Atla yapılan terapiler için sertifikalandırma aşamalarında uluslararası standartların uygulandığı söylenebilir. HDT’nin ülkemizde insan ve hayvan refahı için sağlıklı bir şekilde yaygınlaşması için: gönüllü terapi timlerinin sertifika programlarını düzenleyecek, uluslararası alınan yeterliliklerin tanınmasını sağlayacak, uygun olan timlerin çok çeşitli ortamlarda gerçekleştirecekleri aktivite ve terapiler için denetime açık standartları belirleyecek bir yasal zeminin ve yetkilendirilmiş bir birimin oluşturulması önemlidir.

Kaynaklar

Ballarini G. (2003) Pet therapy animals in human therapy. Conference Report. Acta Bio Medica. 74: 97-100.

Cevizci, S., Erginöz, E. ve Baltaş, Z. (2009) İnsan sağlığının iyileştirilmesine yönelik hayvan destekli terapiler. TAF Preventive Medicine Bulletin, 8 (3): 263-272.

Cusack, O., Smith, E. (1984) Pets and the Elderly – The Therapeutic Bond, The Haworth Press, New York.

Erer Kafa S., Özkul, T., Mutlu C., Atasoy, G.Ö., Çelik, F., Ardıçlı, S., Özkaya, G. (2019) Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesinde Robot Köpek Ziyaretlerinin Pediatrik Cerrahi Yapılan Hastalar ve Annelerinin Duygu-Durumlarına Etkileri QUAP(T).

Fine, A. H. (Ed.). (2010). (3rd ed.). Handbook on animal-assisted therapy: Theoretical foundations and guidelines for practice, Elsevier Academic Press.

Gunes N, Ozkul T, Intas K, Yendim SK, Yılmaz K. (2018) The Effects of Animal Assisted Therapy Applications on Salivary Cortisol. Ethno Med, 12(3): 184-188.

Kahya, E. (2004) “Eski Uygarlıklardan Bugüne Yansıyanlar (Mısır, Mezopotamya, Hint, Çin ve Klasik Yunan Uygarlığında Bilim)”, Bilim Etiği ve Tarihi, Berna Arda, Esin Kahya, Tamay Başağaç Gül, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara.

McCulough A, Ruehrdanz A, Jenkins MA et al. (2017) Measuring the Effects of an Animal-Assisted Intervention for Pediatric Oncology Patients and Their Parents: A Multisite Randomized Controlled Trial. Journal of Pediatric Oncology Nursing, 39 (1). 1-19.

Özkul, T. (2018) Empati. Soru ve Cevaplarla İnsan Hayvan Etkileşimi. ISBN: 9786054484454, Ezgi Kitapevi.

Ozkul, T., Gunes N., Cure M., Solmaz H. (2013) Animal Assisted Theraphy Practices in Nursing Home in Turkey. 2013 Triennial International Conference in Collaboration with 150th Annual Convention of American Veterinary Medical Association. Chicago IL USA, July 20-22.

Ozkul T., Ozkan E., Cetintas Z., Kaya, L., (2013) Effects of Animal Assisted Therapies on Reading Activities in Bursa. 2013 Triennial International Conference in Collaboration with 150th Annual Convention of American Veterinary Medical Association. Chicago IL USA, July 20-22.

Özkul, T (2010) Yaşlı ve Çocuk Bireylerde Hayvan Destekli Terapilerin Uygulanması. Uludağ Üniversitesi-Bursa Büyükşehir Belediyesi İşbirliği Protokolü ve Uludağ Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi YDP(V).

Şahin, E., Axundov, R., Bakhisov, M., Özkul, T. (2016) “Lise Öğrencilerinin Sınav Kaygısının Hayvan Destekli Terapi ile Giderilmesi” V. Ulusal Veteriner Hekimliği Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 65 , Bursa.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Eylül 2022’de yayımlanmıştır.

Türel Özkul
Türel Özkul
Prof. Dr. Türel Özkul - Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi. Hayvan Refahı, Hayvan Hakları, İnsan Hayvan Etkileşimi, Hayvan Destekli Terapiler alanlarında araştırma projeleri ve bilimsel yayınları bulunuyor. Hayvan Refahı Derneği ve İnsan Hayvan Etkileşimi Derneği kurucu üyesidir. Colorado State Üniversitesinde Prof. Dr. Bernard Rollin’le Veteriner Hekimliği Etiği ve Bilim Etiği alanında, Missouri Üniversitesinde Prof. Dr. Rebecca Johnson ve Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversitesi “Well-Being for Symbiosis” laboratuarında Dr. Naoko Koda ile Hayvan Destekli Aktivite ve Terapiler alanında misafir araştırmacı olarak çalışmalar yürüttü. Empati: Soru ve Cevaplarla İnsan Hayvan Etkileşimi kitabının yazarıdır.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Hayvan destekli terapi

Hayvan destekli terapi nedir? Hangi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor? Bu terapide yer alan hayvanlar nasıl seçiliyor? Nasıl eğitiliyor? Terapiyi kimler yürütüyor? Faydaları ne?

Hayvanların, insan sağlığına yönelik kullanımlarının örnekleri ilkel dönemlere kadar uzanıyor. İlk insanlar, yılanların yaralarını sürttüğü otları kendi yaralarına uygulayarak, hayvanların sakındığı zehirli su kaynakları ve zehirli bitkileri kullanmayarak kendi sağlıklarını korumayı da öğrendiler. İnsan bedeninin işleyişini anlayabilmek ve hastalıklara çözüm üretebilmek için hayvan bedeni üzerinde yüzyıllar boyunca yürütülen, kimi zaman toplum vicdanı ile ters düşen deneysel çalışmalar da yapıldı. Bu çalışmalar bazen bilim insanlarını tür farklılığından kaynaklanan yanlış sonuçlara yönlendirdi bazen de sağlık alanında önemli buluşların kaynağını oluşturdu.

Hayvanların gözleme ve deneye yönelik kullanımlarının yanı sıra insan sağlığı için başka bir alanda da giderek artan bir biçimde gündeme geldiğini görüyoruz: Hayvan Destekli Terapi. (HDT) Bu alanda hayvanlar birebir, tedavi sürecinin bir unsuru olarak fiziksel veya psikolojik uygulamalarda yer alıyorlar.

Hayvan destekli terapinin tarihi

Hayvan destekli terapinin kökeni mitolojiye kadar uzanıyor. Ancak kayıtlı ilk uygulamanın 1792 yılında İngiltere’de William Tuke tarafından çiftlik hayvanları ile akıl hastalarına yönelik olarak başlatıldığı biliniyor. Batı Almanya’da 1867 yılında saralı hastaların tedavisinin bir parçası olarak çiftlik hayvanlarının ve atların kullanılmasının ilk uygulamalara örnek olduğu söylenebilir.

İkinci Dünya Savaşı’nda eş ve çocuklarını kaybeden kadınlar yalnızlıklarını, evlerine ve hayatlarına dâhil ettikleri kedi ve köpekler ile paylaştılar. Sanayi devrimine bağlı olarak yaşanan göç sonrasında, kırsaldaki büyük ailelerin yerini büyük şehirlerdeki anne baba ve çocuklardan oluşan çekirdek aileler aldığında şehirlerdeki stresli ve gergin yaşama alışmak için köpek, kedi ve diğer evcil hayvanlarla yeni arkadaşlıklar kuruldu. Eşzamanlı olarak arkadaş (pet) hayvanların terapi alanında kullanımı yaygınlaştı. Hastanelerde, psikoterapistlerin terapi odalarında, huzur evlerinde ve eğitim kurumlarında köpekli terapi uygulamalarının sayısında gözle görülür bir artış oldu.

Hayvan Destekli Terapi El Kitabı’nın yazarı psikolog Dr. Aubrey Fine; 1980 yılından önce 20’yi geçmeyen pet destekli program sayısının, 2000 yılına gelindiğinde 1000’den fazla programa ulaştığını belirterek bu yaygınlaşmaya vurgu yapıyor.

Hayvan destekli terapinin fizyolojik etkileri

Pet hayvanı ile yaşayanların yaşamayanlara göre daha düşük kan basıncı, plazma kolesterol, trigliserit değerlerine ve kaygı seviyelerine sahip olduklarına ilişkin ortaya konulan bilimsel veriler var. Benzer bir biçimde pet sahiplerinin koroner aritmiyi geçirdikten sonra sosyal olarak desteklendikleri için hayatta kalma olasılıklarının arttığına ve arkadaş hayvanların psikolojik risk faktörlerine etkilerinden dolayı kardiyovaskuler hastalığın oluşma sıklığını azalttığına ilişkin bulgular da mevcut. Bütün bunlar da HDT’nin sağlık sistemi içerisindeki tüm ihtiyaç sahiplerine ulaştırması konusunu tetikliyor.

HDT’ler, sosyalleşme yönü zayıf olan gelişmemiş çocuklarda, davranış bozukluğu olan çocuklarda, akademik başarısı düşük, okuma ve konuşma güçlüğü çeken çocuklarda, otizmli bireylerde, çeşitli kas sinir gerginliği olan hastalarda, çeşitli kalp rahatsızlıklarında, yaşlılarda, mahkûmların saldırgan davranışlarının azaltılmasında sıkça kullanılıyor.

İnsan ve hayvan arasındaki güven verici, olumlu, sakinleştirici ilişki, stres hormonlarının salınımının düzenlenmesinden kan basıncı, nabız ve solunum hızının azalmasına kadar geniş bir yelpazede etki gösteriyor. Yaşlılar ve Arkadaş Hayvanları – İyileştirici (Terapötik) Bağ kitabının yazarları Cusack ve Smith; hayvanların psikolojik faktörlerle ilgili yedi olumlu katkısını şöyle sıralıyorlar: (1) arkadaşlık, (2) sevgi ve şefkat, (3) güven verme ve koruma (4) yoğunlaşmak, meşgul olmak için teşvik (5) gerçekliğe yönelim, (6) mizah, moral ve ego gücü (7) eğlence.

HDT’deki hayvanlar

Hayvan Destekli Aktivite ve Terapilerde; köpek, kedi, çiftlik hayvanları, kuş, tavşan, balık olmak üzere çok çeşitli hayvanlar kullanılıyor.

Aktivite kapsamında, gerekli önlemler alındıktan sonra çiftlik hayvanlarını kendi ortamlarında ziyaret ya da bu hayvanların çeşitli kurumları ziyareti planlanıyor. Kuş evleri ve akvaryumlar da huzurevleri gibi kurumların bünyesine kuruluyor. Köpeklerle yapılan terapi amaçlı ziyaretlerden önce köpek ve sahibinden oluşan HDT timleri, sertifikasyon programlarına katılarak eğitim ve arkasından sınava tabi tutuluyorlar. Sınavda: köpek, sahibinden başka birisinin onunla ilgilendiği, ona sarıldığı (çeşitli sertlik derecelerinde), başka köpeklerin ortamda olduğu, spontan gürültülerin yapıldığı ve tekerlekli sandalye, baston, yürüteç gibi hastaya yardımcı cihazlarla temas kurduğu çeşitli zorluk derecelerinde uyaranlara tabi tutuluyor ve sakin kalabilenler sertifika almaya hak kazanıyor. Eğitimde HDT uzmanları, hayvan davranış uzmanları eğitmen olarak yer alıyor.

Bazı programlarda terapi amaçlı yunuslar kullanılsa da esaret altındaki yunusların terapiye katkı sağladığına ilişkin bilimsel veri bulunmamaktadır. HDT’de önemli olan pozitif enerjinin hayvanlardan insanlara aktarılmasıdır. Bu yüzden yunuslar terapi hayvanı olarak kullanılmamalıdır. Köpek ve diğer hayvanlarla yapılan terapilerde de, hayvanların ruh hali ve davranışları gözlenerek sıkılma, ilgisizlik, yorulma belirtisi varsa terapi seansı sonlandırılmalıdır.

HDT’nin hayvanlarla yapılan eğlence faaliyetlerden farkı

Hayvan Destekli Müdahale veya Girişim (Animal Assisted Interventions): Hayvan Destekli Terapi (Animal Assisted Theraphy), Hayvan Destekli Aktivite (Animal Assisted Activity), atlarla yapılan terapi (Hippotheraphy, Equine Theraphy) gibi tanımların çatısını oluşturuyor. Hayvan destekli müdahale kavramı içinde görme engellilere destek sağlayan rehber ve servis hayvanları bulunmuyor.

Ülkemizde yaygın olarak Hayvan Destekli Aktivite yapılıyor. Ancak bunların hayvan destekli terapilerden önemli farkları var. Bu farkın anlaşılması için terapi ve aktivite farkını ortaya koymak gerekiyor.

Terapi terimi belirli bir amaç çerçevesinde planlanan kayıt tutulan ve hayvan destekli terapi timinin bir profesyonelle (hekim, hemşire, fizyoterapist vs.) işbirliği halinde gerçekleştirdiği bir eylem biçimi olarak tanımlanabilir. Aktivite ise sonuç odaklı olmayıp ziyaret edilen grupta pozitif etki yaratmayı hedefler. Okuma ve konuşma güçlüğü çeken çocukların çeşitli zamanlarda köpekler tarafından ziyaret edilip onlara moral desteği vermek aktivite; aynı çocukların terapistleri ile yaptıkları seanslarda düzenli olarak köpeklere okuma yaparak dersi pekiştirmesi ve meydana gelmesi beklenen akademik ilerlemenin ön ve son testlerle ortaya konulması terapi kapsamında değerlendiriliyor.

HDT timi nedir? Nasıl yetişiyorlar?

HDT timinin insan ve hayvandan oluşan iki üyesi vardır. Yurt dışında HDT timi olabilmek için bir sertifikasyon programına katılıp program sonunda gerçekleştirilen sınavda başarılı olmak esastır. Türkiye’de konunun hukuki alt yapısı henüz oluşmadığı ve yetkili kurumlar ve geçerli sertifikasyon programları olmadığı için yürütülecek terapinin kişilerin keyfiyetine bırakılmaması gerekmektedir. HDT yapmak isteyenlerin; hastanelerin Klinik Araştırmalar Etik Kurullarından, uygulama yapılacak grubun bağlı bulunduğu resmî ve özel kurumların ilgili kurullarından alınacak izinlerle yol almasını öneriyorum. Bu izinlerin sağlayacağı denetim mekanizması hem uygulayıcının hem de uygulama yapılan bireylerin hakları bağlamında önem arz etmektedir. Uygulamaya katılacak timlerin ulusal bir bağlayıcılığı olmasa bile DELTA Society gibi uluslararası kuruluşların kriterleri doğrultusunda seçimi yapılmalı yine ziyaretlerde küresel kabul görmüş kurallar temel alınmalıdır. DELTA Society, 1980’li yıllardan günümüze insan hayvan bağı, hayvan destekli girişimler, bu girişimlerde sağlanması gerekli koşullar ve benzeri konularda faaliyet göstermektedir.

Çok çeşitli tedavi alanlarına hizmet veren HDT’lerin yapıldığı tüm ortamlarda, hasta ve terapi hayvanını olası risklerden korumak için enfeksiyon kontrolüne yönelik tüm işlemler prosedüre uygun gerçekleştirilmeli. Terapiye dahil edilecek hayvanlar sağlıklı olmalı, vücutlarında herhangi bir açık yara bulunmamalı ve parazit taşımamalı. Terapiler esnasında hijyene dikkat edilmeli, hayvanın ve oyuncakların temizliği, bu malzemelerin diğer hastalarla teması konularında hassas davranılmalı. Terapi süresi hayvanın refah durumu göz önüne alınarak planlanmalı.

Ölmekte olan hastalara destek sağlıyor

Hayvanlar koşulsuz kabulleri ile ölmekte olan hastaların, hislerini değerlendirmeleri sürecinde onlara yardımcı olma konusunda da fayda sağlayabilirler.

Araştırmalar, ölümcül kanserli hastaların bir hayvana bakabildikleri, onunla ilgilenebildikleri durumlarda kendilerini daha kontrollü hissederek kendi hastalıklarına odaklanmayı bıraktıklarını gösteriyor.

Korkuları, umutsuzluğu, yalnızlığı ve stres seviyelerini azaltabilen bu hayvanlar, AIDS başta olmak üzere çeşitli terminal hastalıklarda, hastalara izolasyon imkanı sağlayabiliyor. Ölümcül hastaların bakımı ile ilgilenen sosyal çalışan ile eğitimli bir köpekten oluşan bir HDT Takımı, hastaların bakım ortamında, hasta, hastanın ailesi ve sağlık çalışanları ile özel ve hızlı bir arabuluculuk kurarak etkin bir destekleyici bakım sağlanmasına da yardımcı olurlar.

Türkiye’deki araştırmalar

HDT’nin Türkiye’de nasıl uygulandığına ilişkin bir araştırmayı da size aktarmak isterim.

Türkiye’de yürütülen ve üç kısımdan oluşan 2010 tarihindeki bir proje kapsamında, huzurevinde yaşayan, araştırmaya gönüllü olarak katılan yaşlılar, altı hafta boyunca her salı günü Golden Retriever ırkı terapi köpeği tarafından ziyaret edildi. HDT Timi ile yapılan uygulamalarda yer aldılar.

Köpekle etkileşime geçen huzurevi sakinleri onunla oyunlar oynayarak rahatladılar, egzersiz yapma ve sosyalleşme imkânı buldular. Terapi öncesi ve sonrası hiçbir rahatsızlık verilmeden sünger çubukların çiğnenmesi yoluyla gönüllülerden tükürük örnekleri alındı. Bu örnekler stres belirleyicisi bir hormon olan kortizol hormon düzeyini saptamak için analiz edildi. Analiz sonucunda terapi sonrası alınan örneklerde terapi öncesi alınan örneklere ve kontrol grubuna göre grup kortizol düzeyinin azaldığı ortaya konuldu. Yani, stresin.

Çalışmanın ikinci kısmında; konuşma ve okuma güçlüğü tanısı konulmuş 4-8 yaş aralığındaki 11 çocuğa üç ay boyunca haftada bir gün 10 dakika terapi uygulandı. Terapi kapsamında çocukların normalde özel eğitim uzmanı gözetiminde eğitim gördükleri birer kişilik özel sınıflarda köpekleri okşaması, onlarla oyun oynaması, köpekle konuşması, köpeğe okuma yapması ve bu sayede yaptığı işe odaklanması sağlandı. Merkezde rutin olarak yapılan gelişim ve dil testleri, ziyaret edilen ve ziyaret edilmeyen (kontrol) gruplarına, uygulamadan önce ve sonra uygulandı. Testlerin sonuçları, önceki testlere ait sonuçlar ve kontrol grubundaki çocukların test sonuçları ile istatistiksel karşılaştırmalar yapılarak değerlendirildi. Çalışma sonunda HDT’nin uygulandığı grupta fark olduğu ortaya kondu. HDT, çocuklara olumlu anlamda yansımıştı.

Son kısımda; zeka geriliği gösteren özel çocukların yer aldığı gruba HDT’ye yönelik eğitim almış sertifikası bulunan personel tarafından atlarla terapi uygulandı. Çalışmaya, terapiye uygun mizaca sahip, kabul edici, uysal, güvenilir, beklenmedik davranışlarda bulunmayan, dikkatini verebilen, öğrenme isteği olan, atletik, iyi dengesi olan atlar kabul edildi. Çalışmaya katılan çocukların tükürük örnekleri, her hafta uygulamadan önce ve sonra olmak üzere iki kez ağız bakım çubukları aracılığı ile alındı. Biyokimya laboratuarında kortizol seviyelerinin değerlendirmesi yapıldı. Çalışmanın sonunda uygulamaya katılan grupta belirgin bir rahatlama olduğu ortaya çıktı; çocuklardan alınan tükürük örneklerinde kortizol seviyeleri düşmüştü.

Türkiye’de 2016 yılında yürütülen başka bir çalışmada, sınav kaygısı yaşayan lise öğrencilerine sınav kaygılarının giderilmesi ve başarı oranlarının arttırılması amacı ile tavşanlarla HDT uygulaması yapıldı. 32 lise öğrencisinin dahil edildiği çalışmada, fizik sınavından 45 dakika önce deney grubunun hayvanlarla vakit geçirmesi sağlandı. Deney ve kontrol grubunda yer alan öğrencilere sınav kaygısı ölçeği uygulanarak HDT uygulamasına katılan öğrencilerin sınav stresi göstericilerinin, gelecek kaygısının ve vücut reaksiyonlarının, katılmayan öğrencilere göre daha düşük olduğu belirlendi.

Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesinde halen yürütülmekte olan bir araştırma kapsamında pediatrik cerrahi uygulaması yapılan hastalar ve annelerine robot köpeklerle ziyaretler yapılarak stres ve kaygılarının azaltılması hedeflenmektedir. Dokunma ve etkileşim konusunda gerçeği kadar etkili olmayan robot köpekler, hijyen ve benzeri nedenlerle HDT uygulanması mümkün olmayan alanlarda kullanılıyorlar.

Dünyada yaygın olarak kullanılan HDT, Türkiye’de bir grup akademisyenin gerçekleştirdiği bilimsel çalışmalar, bazı kuruşların atlı terapi aktiviteleri ile gönüllülerin arkadaş hayvanlarla yaptığı sınırlı sayıda aktivitelerle gelişmektedir. Atla yapılan terapiler için sertifikalandırma aşamalarında uluslararası standartların uygulandığı söylenebilir. HDT’nin ülkemizde insan ve hayvan refahı için sağlıklı bir şekilde yaygınlaşması için: gönüllü terapi timlerinin sertifika programlarını düzenleyecek, uluslararası alınan yeterliliklerin tanınmasını sağlayacak, uygun olan timlerin çok çeşitli ortamlarda gerçekleştirecekleri aktivite ve terapiler için denetime açık standartları belirleyecek bir yasal zeminin ve yetkilendirilmiş bir birimin oluşturulması önemlidir.

Kaynaklar

Ballarini G. (2003) Pet therapy animals in human therapy. Conference Report. Acta Bio Medica. 74: 97-100.

Cevizci, S., Erginöz, E. ve Baltaş, Z. (2009) İnsan sağlığının iyileştirilmesine yönelik hayvan destekli terapiler. TAF Preventive Medicine Bulletin, 8 (3): 263-272.

Cusack, O., Smith, E. (1984) Pets and the Elderly – The Therapeutic Bond, The Haworth Press, New York.

Erer Kafa S., Özkul, T., Mutlu C., Atasoy, G.Ö., Çelik, F., Ardıçlı, S., Özkaya, G. (2019) Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesinde Robot Köpek Ziyaretlerinin Pediatrik Cerrahi Yapılan Hastalar ve Annelerinin Duygu-Durumlarına Etkileri QUAP(T).

Fine, A. H. (Ed.). (2010). (3rd ed.). Handbook on animal-assisted therapy: Theoretical foundations and guidelines for practice, Elsevier Academic Press.

Gunes N, Ozkul T, Intas K, Yendim SK, Yılmaz K. (2018) The Effects of Animal Assisted Therapy Applications on Salivary Cortisol. Ethno Med, 12(3): 184-188.

Kahya, E. (2004) “Eski Uygarlıklardan Bugüne Yansıyanlar (Mısır, Mezopotamya, Hint, Çin ve Klasik Yunan Uygarlığında Bilim)”, Bilim Etiği ve Tarihi, Berna Arda, Esin Kahya, Tamay Başağaç Gül, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara.

McCulough A, Ruehrdanz A, Jenkins MA et al. (2017) Measuring the Effects of an Animal-Assisted Intervention for Pediatric Oncology Patients and Their Parents: A Multisite Randomized Controlled Trial. Journal of Pediatric Oncology Nursing, 39 (1). 1-19.

Özkul, T. (2018) Empati. Soru ve Cevaplarla İnsan Hayvan Etkileşimi. ISBN: 9786054484454, Ezgi Kitapevi.

Ozkul, T., Gunes N., Cure M., Solmaz H. (2013) Animal Assisted Theraphy Practices in Nursing Home in Turkey. 2013 Triennial International Conference in Collaboration with 150th Annual Convention of American Veterinary Medical Association. Chicago IL USA, July 20-22.

Ozkul T., Ozkan E., Cetintas Z., Kaya, L., (2013) Effects of Animal Assisted Therapies on Reading Activities in Bursa. 2013 Triennial International Conference in Collaboration with 150th Annual Convention of American Veterinary Medical Association. Chicago IL USA, July 20-22.

Özkul, T (2010) Yaşlı ve Çocuk Bireylerde Hayvan Destekli Terapilerin Uygulanması. Uludağ Üniversitesi-Bursa Büyükşehir Belediyesi İşbirliği Protokolü ve Uludağ Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projesi YDP(V).

Şahin, E., Axundov, R., Bakhisov, M., Özkul, T. (2016) “Lise Öğrencilerinin Sınav Kaygısının Hayvan Destekli Terapi ile Giderilmesi” V. Ulusal Veteriner Hekimliği Tarihi ve Mesleki Etik Sempozyumu Bildiri Özetleri Kitabı, 65 , Bursa.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Eylül 2022’de yayımlanmıştır.

Türel Özkul
Türel Özkul
Prof. Dr. Türel Özkul - Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi. Hayvan Refahı, Hayvan Hakları, İnsan Hayvan Etkileşimi, Hayvan Destekli Terapiler alanlarında araştırma projeleri ve bilimsel yayınları bulunuyor. Hayvan Refahı Derneği ve İnsan Hayvan Etkileşimi Derneği kurucu üyesidir. Colorado State Üniversitesinde Prof. Dr. Bernard Rollin’le Veteriner Hekimliği Etiği ve Bilim Etiği alanında, Missouri Üniversitesinde Prof. Dr. Rebecca Johnson ve Tokyo Tarım ve Teknoloji Üniversitesi “Well-Being for Symbiosis” laboratuarında Dr. Naoko Koda ile Hayvan Destekli Aktivite ve Terapiler alanında misafir araştırmacı olarak çalışmalar yürüttü. Empati: Soru ve Cevaplarla İnsan Hayvan Etkileşimi kitabının yazarıdır.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x