Esad rejimi neden bu kadar hızlı yıkıldı?

Nüfusun en az yüzde 90'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı Suriye, captagon olarak bilinen amfetamin üretiminde uzmanlaşmış dünyanın en büyük narkotik devletine dönüşmüştü. Ordu zayıfladı, muhalifler güçlendi, kurtarıcılar gitti.

Geçtiğimiz hafta boyunca isyancı güçler Suriye’nin büyük şehirlerini birer birer ele geçirirken Beşar Esad rejiminin geleceği de sorgulanmaya başlanmıştı. Silahlı muhalif gruplardan oluşan bir koalisyon Suriye’nin kuzeyinde saldırıya geçerek 250 kadar şehir, kasaba ve köyü ele geçirdi ve kontrolü altındaki bölgeyi iki kattan fazla arttırdı. Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep 24 saat içinde ele geçirilirken, Suriye rejiminin cephe hatları birbiri ardına çöktü. Ancak çok az kişi rejimin sonunu gördü.

Peki, ne oldu?

Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve Suriye ile Terörizm ve Aşırıcılıkla Mücadele programlarının direktörü Charles Lister’ın Foreign Policy‘deki makalesi, Esad’ın düşüşüne giden yolu gösteriyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

Tam Esad ile normalleşirken…

Suriye‘de yaşananlar tamamen sürpriz sayılmamalıdır. Esad ülkesindeki iç savaşı hiçbir zaman tam anlamıyla “kazanamadığı” gibi, yönetimi de bir süredir zayıflıyordu. Konumu her zamankinden daha kırılgandı.

Yıllar boyunca Suriye’deki krizin dondurulduğu, çatışmaların geçmişte kaldığı ve Esad rejiminin kaçınılmaz galip olduğu görüşü hakim oldu. Bununla birlikte uluslararası ilgi azaldı, Suriye odaklı diplomasi neredeyse sona erdi ve hükümetler kaynaklarını Suriye’ye yönelik politikalardan yavaş yavaş başka küresel sorunlara yönlendirdi. Bu arada, Suriye’deki koşullar ağırlaştıkça, Arap hükümetleri 2023’ten itibaren Esad’la toplu olarak yeniden temasa geçerek Esad’ın statüsünü normalleştirme adımını attılar.

ABD’deki siyasi karar alıcılar için bölgesel aktörlerin Suriye dosyasının sorumluluğunu üstleniyor gibi görünmesi cesaret verici bir işaret ve rahatlama kaynağıydı. Daha yakın bir zamanda, Avrupa Birliği’nin Esad’ı izole etme politikasına karşı çıkmaları ve Esad’ın konsolide zaferine olan inançları nedeniyle, İtalya’nın başını çektiği 10 Avrupa ülkesinden oluşan bir grup, Esad rejimi ile yeniden temas kurmak, diplomasi ve mültecilerin Suriye’ye geri dönüşü için yollar aramak üzere güçlerini birleştirdi.

Suriye krizinin dondurulduğu varsayımı çöktü

Tüm bu gelişmelerin dayandığı varsayım, Suriye’deki koşullar kötü olsa da krizin hem dondurulduğu hem de kontrol altına alındığı ve Esad’ın sadece konumunu güçlendirmekle kalmayıp aynı zamanda sağlamlaştırdığı yönündeydi. Bu varsayım yanlıştı.

Suriye’nin ekonomisi yıllardır dibe vurmuş durumda. Karşıt tarafları destekleyen Türkiye ve Rusya’nın 2020 başlarında anlaştığı ateşkes çatışma hatlarını dondurduğunda 1 dolar yaklaşık bin 150 Suriye lirası değerindeydi. Muhalif saldırılar bir hafta önce başladığında ise 14 bin 750 Suriye lirası değerindeydi. Çatışmaların yeniden başladığı bir haftanın ardından 4 Aralık’ta ise 17 bin 500 idi.

Ülkeyi istikrara kavuşturmak ve Suriye’deki sivillere on yıldan fazla süren savaşın ardından bir nebze nefes aldırmak yerine, 2020’de anlaşmaya varılmasından bu yana Suriye’deki insani kriz giderek büyüdü. Birleşmiş Milletler Suriyelilerin en az yüzde 90’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını duyurdu. Rejimin organize suçlara kucak açması, sadece bir tür sentetik uyuşturucu satışından her yıl en az 2,4 milyar dolar kâr getirirken, bunların hiçbiri Suriye halkına fayda sağlamadı. Hatta son yıllarda yakıt ve gıdaya verilen devlet sübvansiyonları büyük ölçüde kesildi.

Koruyucularını yitirdi

Ancak Esad’ın artık kendisini devletin iflasından kurtaracak kimsesi yoktu. Rusya’nın ekonomisi Ukrayna’daki savaşın etkileriyle ağır darbe almış, İran’ın ekonomisi de zaten kötü durumdaydı.

Düşüşün bu şekilde olması gerekmiyordu. Esad 2023’te Suriye ile ilişkilerini normalleştiren bölgesel hükümetlerle yapıcı bir ilişki kurabilseydi ve bu yılın başlarında Türkiye’nin normalleşmeye açık tutumunu benimseyebilseydi, Suriye bugün çok daha farklı bir yerde olurdu.

Ülkedeki insani krizin her zamankinden daha kötü olması ve dünyanın yardım etme isteği ve kabiliyetinin her zamankinden daha düşük olması nedeniyle Suriye halkı acı çekiyordu. Tünelin ucunda ışık olmadığını fark eden Suriyeliler sokaklara geri dönmeye ve Esad’ın düşmesi için çağrıda bulunmaya başladı.

Altı yıl önce yapılan bir anlaşmayla hükümetle “uzlaşan” eski muhalif savaşçılar yeniden rejim güçlerine meydan okumaya ve kazanmaya başladı.

Dünyanın en büyük narkotik devleti

Bu arada, Suriye’nin ekonomik çöküşünün ortasında, organize suçun yanı sıra endüstriyel düzeyde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı Esad’ın güvenlik aygıtının çekirdeğine sızdı. Aslında Esad rejimi şu anda captagon olarak bilinen amfetamin üretiminde uzmanlaşmış dünyanın en büyük narkotik devleti olabilir.

Uyuşturucu ticareti Esad’ın kardeşi Mahir’in komuta ettiği Suriye’nin elit 4. Tümeni tarafından yürütülüyor ve uyuşturucu ağı ülkenin ordusu ve milis ağının neredeyse her köşesine yayılmış durumda. Öte yandan organize suç ve savaş ağalığı, Suriye güvenlik devleti içinde kalan az miktardaki bütünlüğü de parçaladı.

Bu arada Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı ve İsrail’i Ekim 2023’ten bu yana İran ve vekiller ağıyla karşı karşıya getiren bölgesel düşmanlıklar, Rusya ve İran’ın dikkatini Suriye’nin güvenlik aktörlerini bir araya getirmekten uzaklaştırdı. Hem Rusya hem de İran (ve Lübnan merkezli Hizbullah) 27 Kasım’da muhalif saldırılar başladığında cephedeydi ve hepsi de erken kayıplar verdi.

Ancak cephede yerleşik dış aktörler olarak Suriye’nin destekçilerinin, dağınıklığa sürüklenen Suriye rejim güçlerini bir arada tutmak için yapabilecekleri çok az şey vardı.

Muhalif gruplar daha güçlü hale gelmişti

İsyancı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) milislerinin planlarının Ekim ortasından beri bilindiği, Türkiye’nin onları durdurmak için müdahale ettiği ve Rusya’nın buna karşılık günlerce süren ağır hava saldırıları düzenlediği göz önüne alındığında, saldırının kendisi kimseyi şaşırtmadı.

Son olaylar, Rusya’nın Esad rejiminin ordusunu yeniden inşa etmek için sekiz yıldır yaptığı yatırımların, rejimin baskı altında etkili bir şekilde savaşma kabiliyeti üzerinde çok az etkisi olduğunu da gösterdi. Rusya’nın çabaları 25. Özel Görevler Tümeni gibi belirli askerî birimlerde bazı etkili kapasiteler sağlamış olsa da Suriye Silahlı Kuvvetleri bir bütün olarak dağınık ve zayıf koordinasyonlu olmaya devam ediyor. Neredeyse her açıdan rejimin askerî aygıtı son yıllarda durgunlaştı, içeriden çürüdü ve dışarıdan parçalandı. Sadık milislerden oluşan dağınık bir yapı, tartışmasız bir şekilde ordunun kendisinden daha büyük bir askerî kapasiteye sahip. Rusya’nın son yıllarda Esad’ın ordusuna kattığı tek niteliksel kabiliyet, intihar İHA’larının kullanılmasıdır; ancak HTŞ’nin İHA birimi, ölçek ve etki açısından bu kabiliyetten çok daha üstündür.

Bu durum, HTŞ ve diğer silahlı muhalif grupların 2020’den bu yana kendi kabiliyetlerini geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştığı hattın diğer tarafındaki keskin tezadı ortaya koyuyor. Özellikle HTŞ, savaş alanındaki oyunu tartışmalı bir şekilde değiştiren tamamen yeni birimler kurdu. Kataib Şahin olarak bilinen HTŞ tugayı cephe hatlarında rejimin ağır silahlarını etkisiz hale getirirken, grup ayrıca patlayıcı gücü bir intihar kamyonu bombasına eşdeğer olan yerli üretim seyir füzelerini de kullandı. Havada 7/24 keşif uçağı filoları ile HTŞ ve diğer müttefikleri Suriye ordusunu tamamen geride bıraktı.

Rejimin Suriye genelinde popülaritesini yitirmesi ve muhalefetin dramatik ilerleyişi, ülke genelindeki silahlı grupların da harekete geçmesine neden olmuştu. Güneyde Dera’da, merkezde Humus’ta ve doğuda Deyrizor’da rejim kentleri ve askerî cephe hatları zorlanıyordu.

Esad en son 2015’te bölgesel kontrolüne yönelik çok sayıda ortak meydan okumayla baş etmek zorunda kaldığında rejimi kırılma noktasına gelmiş ve Rusya onu kurtarmak için askerî müdahalede bulunmak zorunda kalmıştı. Bugün böyle bir kurtarıcı da yoktu.”

Bu yazı ilk kez 9 Aralık 2024’te yayımlanmıştır.

Charles Lister’ın Foreign Policy’de yayınlanan “Why Assad’s Regime Is Collapsing So Quickly” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://foreignpolicy.com/2024/12/05/syria-assad-regime-collapsing-quickly/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Esad rejimi neden bu kadar hızlı yıkıldı?

Nüfusun en az yüzde 90'ının yoksulluk sınırının altında yaşadığı Suriye, captagon olarak bilinen amfetamin üretiminde uzmanlaşmış dünyanın en büyük narkotik devletine dönüşmüştü. Ordu zayıfladı, muhalifler güçlendi, kurtarıcılar gitti.

Geçtiğimiz hafta boyunca isyancı güçler Suriye’nin büyük şehirlerini birer birer ele geçirirken Beşar Esad rejiminin geleceği de sorgulanmaya başlanmıştı. Silahlı muhalif gruplardan oluşan bir koalisyon Suriye’nin kuzeyinde saldırıya geçerek 250 kadar şehir, kasaba ve köyü ele geçirdi ve kontrolü altındaki bölgeyi iki kattan fazla arttırdı. Suriye’nin ikinci büyük kenti Halep 24 saat içinde ele geçirilirken, Suriye rejiminin cephe hatları birbiri ardına çöktü. Ancak çok az kişi rejimin sonunu gördü.

Peki, ne oldu?

Orta Doğu Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı ve Suriye ile Terörizm ve Aşırıcılıkla Mücadele programlarının direktörü Charles Lister’ın Foreign Policy‘deki makalesi, Esad’ın düşüşüne giden yolu gösteriyor.

Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

Tam Esad ile normalleşirken…

Suriye‘de yaşananlar tamamen sürpriz sayılmamalıdır. Esad ülkesindeki iç savaşı hiçbir zaman tam anlamıyla “kazanamadığı” gibi, yönetimi de bir süredir zayıflıyordu. Konumu her zamankinden daha kırılgandı.

Yıllar boyunca Suriye’deki krizin dondurulduğu, çatışmaların geçmişte kaldığı ve Esad rejiminin kaçınılmaz galip olduğu görüşü hakim oldu. Bununla birlikte uluslararası ilgi azaldı, Suriye odaklı diplomasi neredeyse sona erdi ve hükümetler kaynaklarını Suriye’ye yönelik politikalardan yavaş yavaş başka küresel sorunlara yönlendirdi. Bu arada, Suriye’deki koşullar ağırlaştıkça, Arap hükümetleri 2023’ten itibaren Esad’la toplu olarak yeniden temasa geçerek Esad’ın statüsünü normalleştirme adımını attılar.

ABD’deki siyasi karar alıcılar için bölgesel aktörlerin Suriye dosyasının sorumluluğunu üstleniyor gibi görünmesi cesaret verici bir işaret ve rahatlama kaynağıydı. Daha yakın bir zamanda, Avrupa Birliği’nin Esad’ı izole etme politikasına karşı çıkmaları ve Esad’ın konsolide zaferine olan inançları nedeniyle, İtalya’nın başını çektiği 10 Avrupa ülkesinden oluşan bir grup, Esad rejimi ile yeniden temas kurmak, diplomasi ve mültecilerin Suriye’ye geri dönüşü için yollar aramak üzere güçlerini birleştirdi.

Suriye krizinin dondurulduğu varsayımı çöktü

Tüm bu gelişmelerin dayandığı varsayım, Suriye’deki koşullar kötü olsa da krizin hem dondurulduğu hem de kontrol altına alındığı ve Esad’ın sadece konumunu güçlendirmekle kalmayıp aynı zamanda sağlamlaştırdığı yönündeydi. Bu varsayım yanlıştı.

Suriye’nin ekonomisi yıllardır dibe vurmuş durumda. Karşıt tarafları destekleyen Türkiye ve Rusya’nın 2020 başlarında anlaştığı ateşkes çatışma hatlarını dondurduğunda 1 dolar yaklaşık bin 150 Suriye lirası değerindeydi. Muhalif saldırılar bir hafta önce başladığında ise 14 bin 750 Suriye lirası değerindeydi. Çatışmaların yeniden başladığı bir haftanın ardından 4 Aralık’ta ise 17 bin 500 idi.

Ülkeyi istikrara kavuşturmak ve Suriye’deki sivillere on yıldan fazla süren savaşın ardından bir nebze nefes aldırmak yerine, 2020’de anlaşmaya varılmasından bu yana Suriye’deki insani kriz giderek büyüdü. Birleşmiş Milletler Suriyelilerin en az yüzde 90’ının yoksulluk sınırının altında yaşadığını duyurdu. Rejimin organize suçlara kucak açması, sadece bir tür sentetik uyuşturucu satışından her yıl en az 2,4 milyar dolar kâr getirirken, bunların hiçbiri Suriye halkına fayda sağlamadı. Hatta son yıllarda yakıt ve gıdaya verilen devlet sübvansiyonları büyük ölçüde kesildi.

Koruyucularını yitirdi

Ancak Esad’ın artık kendisini devletin iflasından kurtaracak kimsesi yoktu. Rusya’nın ekonomisi Ukrayna’daki savaşın etkileriyle ağır darbe almış, İran’ın ekonomisi de zaten kötü durumdaydı.

Düşüşün bu şekilde olması gerekmiyordu. Esad 2023’te Suriye ile ilişkilerini normalleştiren bölgesel hükümetlerle yapıcı bir ilişki kurabilseydi ve bu yılın başlarında Türkiye’nin normalleşmeye açık tutumunu benimseyebilseydi, Suriye bugün çok daha farklı bir yerde olurdu.

Ülkedeki insani krizin her zamankinden daha kötü olması ve dünyanın yardım etme isteği ve kabiliyetinin her zamankinden daha düşük olması nedeniyle Suriye halkı acı çekiyordu. Tünelin ucunda ışık olmadığını fark eden Suriyeliler sokaklara geri dönmeye ve Esad’ın düşmesi için çağrıda bulunmaya başladı.

Altı yıl önce yapılan bir anlaşmayla hükümetle “uzlaşan” eski muhalif savaşçılar yeniden rejim güçlerine meydan okumaya ve kazanmaya başladı.

Dünyanın en büyük narkotik devleti

Bu arada, Suriye’nin ekonomik çöküşünün ortasında, organize suçun yanı sıra endüstriyel düzeyde uyuşturucu üretimi ve kaçakçılığı Esad’ın güvenlik aygıtının çekirdeğine sızdı. Aslında Esad rejimi şu anda captagon olarak bilinen amfetamin üretiminde uzmanlaşmış dünyanın en büyük narkotik devleti olabilir.

Uyuşturucu ticareti Esad’ın kardeşi Mahir’in komuta ettiği Suriye’nin elit 4. Tümeni tarafından yürütülüyor ve uyuşturucu ağı ülkenin ordusu ve milis ağının neredeyse her köşesine yayılmış durumda. Öte yandan organize suç ve savaş ağalığı, Suriye güvenlik devleti içinde kalan az miktardaki bütünlüğü de parçaladı.

Bu arada Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı ve İsrail’i Ekim 2023’ten bu yana İran ve vekiller ağıyla karşı karşıya getiren bölgesel düşmanlıklar, Rusya ve İran’ın dikkatini Suriye’nin güvenlik aktörlerini bir araya getirmekten uzaklaştırdı. Hem Rusya hem de İran (ve Lübnan merkezli Hizbullah) 27 Kasım’da muhalif saldırılar başladığında cephedeydi ve hepsi de erken kayıplar verdi.

Ancak cephede yerleşik dış aktörler olarak Suriye’nin destekçilerinin, dağınıklığa sürüklenen Suriye rejim güçlerini bir arada tutmak için yapabilecekleri çok az şey vardı.

Muhalif gruplar daha güçlü hale gelmişti

İsyancı Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) milislerinin planlarının Ekim ortasından beri bilindiği, Türkiye’nin onları durdurmak için müdahale ettiği ve Rusya’nın buna karşılık günlerce süren ağır hava saldırıları düzenlediği göz önüne alındığında, saldırının kendisi kimseyi şaşırtmadı.

Son olaylar, Rusya’nın Esad rejiminin ordusunu yeniden inşa etmek için sekiz yıldır yaptığı yatırımların, rejimin baskı altında etkili bir şekilde savaşma kabiliyeti üzerinde çok az etkisi olduğunu da gösterdi. Rusya’nın çabaları 25. Özel Görevler Tümeni gibi belirli askerî birimlerde bazı etkili kapasiteler sağlamış olsa da Suriye Silahlı Kuvvetleri bir bütün olarak dağınık ve zayıf koordinasyonlu olmaya devam ediyor. Neredeyse her açıdan rejimin askerî aygıtı son yıllarda durgunlaştı, içeriden çürüdü ve dışarıdan parçalandı. Sadık milislerden oluşan dağınık bir yapı, tartışmasız bir şekilde ordunun kendisinden daha büyük bir askerî kapasiteye sahip. Rusya’nın son yıllarda Esad’ın ordusuna kattığı tek niteliksel kabiliyet, intihar İHA’larının kullanılmasıdır; ancak HTŞ’nin İHA birimi, ölçek ve etki açısından bu kabiliyetten çok daha üstündür.

Bu durum, HTŞ ve diğer silahlı muhalif grupların 2020’den bu yana kendi kabiliyetlerini geliştirmek için yoğun bir şekilde çalıştığı hattın diğer tarafındaki keskin tezadı ortaya koyuyor. Özellikle HTŞ, savaş alanındaki oyunu tartışmalı bir şekilde değiştiren tamamen yeni birimler kurdu. Kataib Şahin olarak bilinen HTŞ tugayı cephe hatlarında rejimin ağır silahlarını etkisiz hale getirirken, grup ayrıca patlayıcı gücü bir intihar kamyonu bombasına eşdeğer olan yerli üretim seyir füzelerini de kullandı. Havada 7/24 keşif uçağı filoları ile HTŞ ve diğer müttefikleri Suriye ordusunu tamamen geride bıraktı.

Rejimin Suriye genelinde popülaritesini yitirmesi ve muhalefetin dramatik ilerleyişi, ülke genelindeki silahlı grupların da harekete geçmesine neden olmuştu. Güneyde Dera’da, merkezde Humus’ta ve doğuda Deyrizor’da rejim kentleri ve askerî cephe hatları zorlanıyordu.

Esad en son 2015’te bölgesel kontrolüne yönelik çok sayıda ortak meydan okumayla baş etmek zorunda kaldığında rejimi kırılma noktasına gelmiş ve Rusya onu kurtarmak için askerî müdahalede bulunmak zorunda kalmıştı. Bugün böyle bir kurtarıcı da yoktu.”

Bu yazı ilk kez 9 Aralık 2024’te yayımlanmıştır.

Charles Lister’ın Foreign Policy’de yayınlanan “Why Assad’s Regime Is Collapsing So Quickly” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz.
https://foreignpolicy.com/2024/12/05/syria-assad-regime-collapsing-quickly/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x