Uyku, yoğun ve hızlı tempolu hayatımızda genellikle bir lüks olarak görülüyor, ancak bilim, uykunun hem beden hem de zihin sağlığını korumak için gerekli olduğunu göstermeye devam ediyor. İngiltere’de yapılan büyük ölçekli bir araştırma, kötü uyku alışkanlıklarının yorgunluk hissinden daha fazlasına yol açabileceğini ve beynin yaşlanma sürecini hızlandırabileceğini ortaya koyuyor.
Karolinska Enstitüsü’nde Nöroepidemiyoloji dalında doktora sonrası araştırmalar yürüten Abigail Dove, The Conversation web sitesi için kaleme aldığı yazısında on binlerce yetişkinin MRG taramalarının ve uyku verilerinin analiz edildiği araştırmanın bulgularını gözler önüne seriyor.
Yazının öne çıkan kısımlarını paylaşıyoruz:
“Hayatımızın neredeyse üçte birini uyuyarak geçiriyoruz, ancak uyku kesinlikle boşa harcanan zaman değildir. Pasif bir dinlenme süresi olmanın ötesinde, uyku vücudu yenilemeye ve beyni korumaya yardımcı olan aktif ve hayati bir süreçtir. Uyku bozulduğunda, beyin bunun sonuçlarını hisseder ve bazen bu sonuçlar yıllar içinde birikerek göze çarpmayan şekillerde ortaya çıkar.
Yapılan yeni bir çalışmada, meslektaşlarım ve ben, 40 ila 70 yaşları arasındaki 27.000’den fazla İngiliz yetişkinin uyku davranışlarını ve ayrıntılı beyin MRG tarama verilerini inceledik. Uykusu kötü olan kişilerin beyinlerinin, gerçek yaşlarına göre beklenenden önemli ölçüde daha yaşlı göründüğünü tespit ettik.
Beynin “daha yaşlı görünmesi”
Beynin “daha yaşlı görünmesi” ne anlama geliyor? Hepimiz kronolojik olarak aynı hızda yaşlanırken, bazı insanların biyolojik saatleri diğerlerinden daha hızlı veya daha yavaş çalışabilir. Beyin görüntüleme ve yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, araştırmacıların beyin dokusu kaybı, korteksin incelmesi ve kan damarlarının hasar görmesi gibi beyin MRG taramalarındaki örüntülere dayanarak bir kişinin beyin yaşını tahmin etmelerine olanak tanıyor.
Çalışmamızda, beyin yaşı MRG taramalarından elde edilen 1.000’den fazla farklı görüntüleme belirteci kullanılarak tahmin edildi. İlk olarak, en sağlıklı katılımcıların taramaları üzerinde bir makine öğrenimi modeli eğittik. Bu katılımcılar, önemli bir hastalığı olmayan ve beyinleri kronolojik yaşlarına yakın olan kişilerdi. Model normal yaşlanmanın nasıl olduğunu “öğrendikten” sonra, bunu tüm çalışma grubuna uyguladık.
Beyin yaşınızın gerçek yaşınızdan daha yüksek olması, sağlıklı yaşlanmadan uzaklaştığınızın bir işareti olabilir. Önceki araştırmalar, daha yaşlı görünen bir beynin daha hızlı bilişsel gerileme, daha yüksek demans riski ve hatta erken ölüm riski ile bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor.
Sağlıklı uykunun özellikleri neler?
Uyku karmaşık bir konudur ve tek bir ölçümle bir kişinin uyku sağlığının tümünü değerlendirmek mümkün değildir. Bu nedenle, çalışmamızda katılımcıların kendi bildirdikleri beş uyku özelliğine odaklandık: kronotip (sabah tipi veya akşam tipi), genellikle kaç saat uyudukları (yedi ila sekiz saat en uygun süre olarak kabul edilir), uykusuzluk yaşayıp yaşamadıkları, horlayıp horlamadıkları ve gün içinde aşırı uykulu hissedip hissetmedikleri.
Bu özellikler birbirleriyle sinerjik bir şekilde etkileşime girebilir. Örneğin, sık sık uykusuzluk çeken bir kişi gündüzleri daha fazla uykulu hissedebilir ve geç kronotipi olması uyku süresinin kısalmasına neden olabilir. Beş özelliğin tümünü “sağlıklı uyku puanı”na entegre ederek, genel uyku sağlığının daha kapsamlı bir resmini elde ettik.
Dört veya beş sağlıklı özelliğe sahip kişiler “sağlıklı” bir uyku profiline sahipken, iki ila üç özelliğe sahip kişiler ‘orta’ bir profile, sıfır veya bir özelliğe sahip kişiler ise “zayıf” bir profile sahipti.
Farklı uyku profillerinde beyin yaşını karşılaştırdığımızda, farklar çok net ortaya çıktı. Sağlıklı uyku puanında her bir puanlık düşüşte, beyin yaşı ile kronolojik yaş arasındaki fark yaklaşık altı ay artıyordu. Ortalama olarak, uyku profili zayıf olan kişilerin beyinleri, kronolojik yaşlarına göre beklenen yaştan yaklaşık bir yıl daha yaşlı görünüyordu, oysa sağlıklı uyku profiline sahip kişilerde böyle bir fark görülmüyordu.
Beş uyku özelliğini ayrı ayrı da değerlendirdik: geç kronotip ve anormal uyku süresi, beyin yaşlanmasının hızlanmasına en büyük katkıda bulunan faktörler olarak öne çıktı.
Bir yıl çok fazla gibi görünmeyebilir, ancak beyin sağlığı açısından önemlidir. Beyin yaşlanmasındaki küçük hızlanmalar bile zamanla birikerek bilişsel bozukluk, demans ve diğer nörolojik rahatsızlıkların riskini artırabilir.
Bir kişinin uyku kalitesi beyin sağlığını tam olarak nasıl etkiler?
İyi haber ise uyku alışkanlıklarının değiştirilebilir oluşu. Her uyku sorunu kolayca çözülemez, ancak basit stratejiler, örneğin düzenli bir uyku programı uygulamak, yatmadan önce kafein, alkol ve ekran kullanımını sınırlamak ve karanlık ve sessiz bir uyku ortamı yaratmak uyku sağlığını iyileştirebilir ve beyin sağlığını koruyabilir.
Bir kişinin uyku kalitesi beyin sağlığını tam olarak nasıl etkiler?
Bunun bir açıklaması iltihaplanma olabilir. Uyku bozukluklarının vücuttaki iltihaplanma düzeyini artırdığına dair kanıtlar giderek artıyor. İltihaplanma ise beyne çeşitli şekillerde zarar verebilir; kan damarlarına zarar verebilir, toksik proteinlerin birikmesini tetikleyebilir ve beyin hücrelerinin ölümünü hızlandırabilir.
Çalışmanın başında katılımcılardan alınan kan örnekleri sayesinde iltihaplanmanın rolünü araştırma fırsatı bulduk. Bu örnekler, vücutta dolaşan farklı iltihaplanma biyobelirteçleri hakkında zengin bilgiler içeriyor. Bunu analizimize dahil ettiğimizde, iltihaplanma düzeylerinin uyku ve beyin yaşlanması arasındaki bağlantının yaklaşık %10’unu oluşturduğunu gördük.
Bir başka açıklama ise, beyinde bulunan ve esas olarak uyku sırasında aktif olan ve bir atık temizleme şebekesi gibi çalışan glimfatik sistem ile ilgilidir. Uyku düzeni bozulduğunda veya yetersiz olduğunda, bu sistem düzgün çalışmayabilir ve beyinde zararlı maddelerin birikmesine neden olabilir.
Bir başka olasılık ise, yetersiz uykunun, tip 2 diyabet, obezite ve kardiyovasküler hastalıklar gibi beyin sağlığına zararlı diğer sağlık sorunlarının riskini artırmasıdır.
İltihaplanma etkisi
Çalışmamız, çok geniş bir çalışma popülasyonu, çok boyutlu uyku sağlığı ölçümü ve binlerce beyin MRI özelliği aracılığıyla beyin yaşının ayrıntılı bir tahmini sayesinde, türünün en büyük ve en kapsamlı çalışmalarından birini teşkil ediyor. Önceki araştırmalar, yetersiz uykunun bilişsel gerileme ve demansla bağlantılı olduğunu ortaya koymuş olsa da, çalışmamız yetersiz uykunun ölçülebilir şekilde daha yaşlı görünen bir beyinle bağlantılı olduğunu ve bu bağlantının iltihaplanma ile açıklanabileceğini gösterdi.
Beyin yaşlanması kaçınılmazdır, ancak davranışlarımız ve yaşam tarzı seçimlerimiz bu sürecin nasıl ilerleyeceğini şekillendirebilir. Araştırmamızın sonuçları gayet bariz: beyni daha uzun süre sağlıklı tutmak için uykuyu öncelik haline getirmek önem arz ediyor.”
Bu yazı ilk kez 21 Kasım 2025’te yayımlanmıştır.




