Ölüm üzerine düşünmek hayatı daha iyi yaşamaya yardımcı olabilir mi?

Ölüm hakkında düşünmek kaçındığınız, zorlayıcı, hatta tahammül edilemez bir şey mi? Peki ya ölüme farklı bir pencereden bakmanın yaşamınızda neyin önemli olduğunu keşfetmenize ve daha iyi bir hayat sürmenize yardımcı olacağını söylesek?

Ölüm hakkında düşünmek pek çok kişi için zordur, korkutucudur. Ancak korkunun yerini meraka bıraktığı bir bakış açısı, belki de hayatı sizin için daha anlamlı hale getirebilir. Morbid Anatomy’nin kurucusu ve ölüm konusunda uzman Joanna Ebenstein, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında, ölüm üzerine düşünmeyi hayatı daha iyi yaşamanın anahtarı haline getirmenin yollarını sıralıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“(…) Binlerce yıldır tüm dünyada insanlar, iyi yaşanmış bir hayatın önemli bir parçası olarak ölümle aktif bir ilişki geliştirdiler. Bunu yapmanın bir yolu, memento mori (Latince ‘öleceğini hatırla’) kullanımıdır. Bunlar, insanlara ölümlerini hatırlatmak ve çok geç olmadan gerçekten istedikleri hayatı yaşamaları için onları cesaretlendirmek amacıyla özel olarak oluşturulmuş uygulamalar, nesneler veya sanat eserleridir. Ölümle ilişki kurarak, birçok insan paradoksal olarak daha dolu ve anlamlı hayatlar yaşayabildiklerini keşfetmiştir. (…)

2007’de Morbid Anatomy adlı bir proje başlattım. Sanat, ölüm ve kültürün kesiştiği noktalara adanan proje önce bir blogdu. Ardından sergiler, filmler, kitaplar, araştırma kütüphanesi ve çeşitli eğitim programlarını içerecek şekilde gelişti. Morbid Anatomy aynı zamanda, ölüm ve ölümlülük hakkında konuşmak veya ölümle olumlu bir ilişki geliştirmek isteyenler için bir topluluk.

COVID-19 kapanmaları başladığında, Morbid Anatomy kapsamında ‘Kendi Memento Mori’nizi Yapın’ adlı çevrimiçi bir ders vermeye başladım. Ölümün onlarca yıldır olmadığı kadar dikkatimizi çektiği o tarihi anı, ölümlülüğümüzle bir ilişki geliştirmek için kullanmak istedim. Ders, öğrencilere diğer dönemlerin ve kültürlerin ölümü anlamlandırma, hayal etme ve hatta kutlama yollarının zengin çeşitliliğini sundu. Ayrıca, dünyadaki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirebilmeleri için ölümü hatırlatmayı amaçlayan bir nesne olarak kendi memento mori’lerini yaptılar.

2024 tarihli yeni kitabım Memento Mori: Daha İyi Bir Hayat Yaşamak İçin Ölümü Düşünme Sanatı (Memento Mori: The Art of Contemplating Death to Live a Better Life), bu dersteki deneyimlerini içeriyor ve genişletiyor. Ayrıca, her birimizin ölümle kişisel bir ilişki kurmasına, ölüm korkusunun azaltılmasına ve bizim için iyi yaşanmış bir hayatı neyin oluşturduğu konusunun netlik kazanmasına yardımcı olmak üzere tasarlanmış düzinelerce egzersiz sunuyor.”

Ölüm hakkındaki fikirlerinizi düşünün

Yazar, öldükten sonra ne olacağını kimsenin kesin olarak bilmediğini ve elbette bilinmeyenden korkmanın doğal olduğunu söylüyor: “Özellikle de bu bilinmeyen ölüm kadar gizemli, kaçınılmaz ve etkili olduğunda. Ancak bilinmeyene karşı bir diğer doğal tepki de meraktır. Davranış bilimci Coltan Scrivner ve meslektaşlarının kışkırtıcı bir çalışması, ‘marazi merak’ sahibi olan kişilerin (ölüm ve korkunç şeyler gibi konulara ilgi duyanlar) daha fazla pozitif dayanıklılığa veya tehdit edici ya da korkutucu durumlarda bile olumlu bir deneyim yaşama kabiliyetine sahip olduğunu buldu. Son pandemi sırasında insanları takip ederek, hastalıklı derecede meraklı olanların bu sıkıntılı tarihi anı sadece korkutucu değil, aynı zamanda ilginç bulabildiklerini ortaya koydular.

Ölüme dair farklı görüşler hakkında meraklı olup olmadığınıza, korkudan ziyade (ya da en azından korkuya ek olarak) bir hayret duygusu hissetmenizin mümkün olup olmadığına bakın. Zihninizi başka düşünme biçimlerine açmaya ve meraklanmaya izin vermeye yönelik önemli bir ilk adım, mevcut inançlarınızı ve olası kaynaklarını ortaya çıkarmaktır. Aşağıda başlamanız için bazı ipuçları yer alıyor. Fazla düşünmeden olabildiğince çabuk yanıt vermeye çalışın:

– Ebeveynleriniz ölüm ve öldükten sonra ne olacağı hakkında ne düşünüyordu?

– Ölümle ilgili ilk anınız nedir? Bir evcil hayvan, bir büyükanne veya büyükbaba, bir arkadaş mıydı? Bir insansa, cenazeye gitmiş miydiniz? Deneyim nasıldı? Bugün ölüm hakkında düşünme şeklinizi nasıl etkilemiş olabilir? Aileniz veya diğer yetişkinler sizinle bu konuda nasıl konuştu?

– Kültürünüz size ölüm ve sonrasında ne olacağı hakkında ne söyledi? Bu fikirler size doğru geliyor mu? Bu fikirler dünyayı daha iyi bir yer haline getirdi mi?

Ölüm hakkında daha az bilinen fikirleri keşfedin

Ölüm hakkındaki görüşleriniz üzerine biraz düşündükten sonra, diğer kültürlerde veya dönemlerde yaşayan insanların bunu nasıl anladığını öğrenmenizi öneririm. Bugün çoğumuz yaşamı, ölümü ve ikisi arasındaki her şeyi açıklamak için bilime bakıyoruz. Ancak atalarımızın büyük çoğunluğu için yaşam ve ölüm gerçekleri mitolojide ve dinde bulunuyordu. (…) Bu hikâyeler bize en azından insan deneyimini anlamak için farklı metaforlar sunabilir. (…)

Bir kültür seçin ve onun ölümle ilgili gelenekleri ve inançları hakkında biraz araştırma yapın. Aşağıdaki soruları sorun:

– Ölümü nasıl algılıyorlardı (bir melek, bir tanrı veya bir tanrıça olarak)?

– Bedenin ölümünden sonra ne olduğuna inanıyorlardı (öteki dünya, reenkarnasyon)?

– Ölmüş atalarıyla iletişimde kalmak için herhangi bir yöntemleri var mıydı?

Daha sonra şunları sorabilirsiniz:

– Bu geleneklerde bana çekici gelen (veya gelmeyen) şey nedir?

– Hangi avantajları veya dezavantajları görebilirim?

– Bu geleneklerden öğrenebileceğim (veya hayatıma katabileceğim) bir şey var mı?

– Kendi kültürüm yerine bu kültürde yetiştirilmiş olsaydım nasıl hissederdim? Hayatımı nasıl farklı yaşayabilirdim? Ölüm hakkında nasıl farklı düşünebilirdim?

– Ailemde bugün bile geçmiş geleneklerin yaşamaya devam ettiğini görebilmenin bir yolu var mı?

Kendi ölüm ilanınızı yazın

Bazen, dolaylı bir giriş noktası, kendinizle ilgili aksi takdirde erişemeyeceğiniz bilgileri ortaya çıkarmanıza olanak tanır. Bu egzersizde, hayatınıza yeni sona ermiş gibi bakmanızı istiyorum. Hayallerinizdeki hayatı yaşamış olsaydınız, ölüm ilanınız nasıl olurdu? Ölüm ilanınız bir paragraf kadar kısa veya birkaç sayfa uzunluğunda olabilir. Hızlıca yazın, fazla düşünmeyin ve hayal gücünüzü kullanın.

Bitirdiğinizde yazdıklarınızı düşünün. Bu aktivite sizi şaşırtan herhangi bir hayal veya isteği ortaya çıkardı mı? Eğer öyleyse, bunlar neler ve birini hayata geçirmek için ilk adımı atabilir misiniz? Örneğin, ölüm ilanınızda altı romanın yazarı olduğunuz belirtiliyorsa ancak üniversiteden beri pek de bir şey yazmadıysanız, her sabah yarım saatinizi yazmaya ayırmayı taahhüt edebilir misiniz?

Fani bir yaşam karşısında minnettar olun

(…) Hayatımdaki güzel şeyler için minnettarlık duymaya zaman ayırmanın (olduğu gibi, tam burada ve şimdi) bana hayat armağanını, sonluluğu içinde bile takdir etmeme yardımcı olduğunu ve hayatın, hayallerimin ve arzularımın ötesindeki yönleriyle ilgili hayal kırıklıklarımı en aza indirdiğini keşfettim.

Yıllardır, her gece, bir tür günlük minnettarlık ritüeli uyguluyorum. Yatağa girdiğimde, gözlerim kapalı ve uykuya dalarken birkaç derin nefes alıyorum. Sonra da o gün gerçekleşen takdir ettiğim bir şey için şükrediyorum. (…) Bu egzersiz yazılı olarak da yapılabilir.

Yaklaşan ölümle yüzleşmenin hayatınızı nasıl değiştirebileceğini düşünün

Gerçekten neye değer verdiğinizi anlamaya çalışırken sapla samanı ayırmak zor olabilir. Gerçekten önemli olan şeyleri, her gün karşılaştığımız daha sıradan özlemlerden nasıl ayırt edebiliriz? Bir yol, minnettarlığın diğer yüzü olarak görebileceğimiz pişmanlığın çağrıştırılmasıdır. (…)

Kendinize şu anki hayatınız hakkında bazı sorular sorun:

– Eğer bugün ölseydiniz, hayatınızda yaptığınız veya yapmadığınız nelerden pişmanlık duyardınız?

– Yaşamak için beş yıl, bir yıl ya da bir gününüz olduğunu öğrenseydiniz hayatınızı şu anda nasıl değiştirirdiniz?

Aklınıza gelen cevapları yazın. Sonra, bir değişiklik yapmak için bunları kullanın. Örneğin, çizim için yeteneğinizi geliştirmediğiniz için pişman olduğunuzu fark ederseniz, bir eskiz defteri bulabilir ve her sabah birkaç dakikanızı sanat yaparak geçirebilir misiniz? Eski bir arkadaşınızdan uzaklaştığınız için pişman olduğunuzu fark ederseniz, onlara bir e-posta gönderebilir veya kahve buluşması ayarlayabilir misiniz?

Ölümün gerçekliği ile yüzleşin

Ölümle daha iyi ilişki kurmak hayat boyu devam eden bir süreçtir ve burada başladığınız çalışmaya devam etmenizi öneriyorum. (…) Bu tür çalışmalardan en iyi şekilde yararlanmak için, doğrudan ya da rasyonel olmayan bir şekilde ortaya çıkan duygusal materyali işlemek üzere kendinize zaman ve alan tanıyın. Bu, yoga, meditasyon, yürüyüşler, günlük yazma, çizim veya tamamen başka bir şekilde olabilir. Rüyalarınızda veya hayallerinizde bilinçaltından gelen herhangi bir görüntüye veya fikre dikkat edin ve bunlara, örneğin resim ya da şiirle şekil vermeyi düşünün. Ölüm üzerine bu tür düşüncelerin sizin için sağlıksız veya tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız, bunu bir süreliğine bir kenara bırakın ya da bir arkadaşınızla veya bir terapistle konuşmayı düşünün.”

Yazar, ölümün gerçekliği ve bilinmezlikleriyle yüzleşmenin, bizi ölümden daha az korkutmakla kalmadığını belirtiyor: “Aynı zamanda kontrol edemediğimiz her şeye tahammül etmeyi, hayatın kalbindeki gizemle yaşamayı ve bize verilen hayatı büyük bir sevinçle takdir etmeyi öğrenmemize de yardımcı olabilir. (…)”

Bu yazı ilk kez 8 Nisan 2025’te yayımlanmıştır.

Joanna Ebenstein’ın Psyche internet sitesinde yayımlanan “Reflections on mortality can help you live well now – here’s how” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/ideas/reflections-on-mortality-can-help-you-live-well-now-heres-how

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Ölüm üzerine düşünmek hayatı daha iyi yaşamaya yardımcı olabilir mi?

Ölüm hakkında düşünmek kaçındığınız, zorlayıcı, hatta tahammül edilemez bir şey mi? Peki ya ölüme farklı bir pencereden bakmanın yaşamınızda neyin önemli olduğunu keşfetmenize ve daha iyi bir hayat sürmenize yardımcı olacağını söylesek?

Ölüm hakkında düşünmek pek çok kişi için zordur, korkutucudur. Ancak korkunun yerini meraka bıraktığı bir bakış açısı, belki de hayatı sizin için daha anlamlı hale getirebilir. Morbid Anatomy’nin kurucusu ve ölüm konusunda uzman Joanna Ebenstein, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında, ölüm üzerine düşünmeyi hayatı daha iyi yaşamanın anahtarı haline getirmenin yollarını sıralıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“(…) Binlerce yıldır tüm dünyada insanlar, iyi yaşanmış bir hayatın önemli bir parçası olarak ölümle aktif bir ilişki geliştirdiler. Bunu yapmanın bir yolu, memento mori (Latince ‘öleceğini hatırla’) kullanımıdır. Bunlar, insanlara ölümlerini hatırlatmak ve çok geç olmadan gerçekten istedikleri hayatı yaşamaları için onları cesaretlendirmek amacıyla özel olarak oluşturulmuş uygulamalar, nesneler veya sanat eserleridir. Ölümle ilişki kurarak, birçok insan paradoksal olarak daha dolu ve anlamlı hayatlar yaşayabildiklerini keşfetmiştir. (…)

2007’de Morbid Anatomy adlı bir proje başlattım. Sanat, ölüm ve kültürün kesiştiği noktalara adanan proje önce bir blogdu. Ardından sergiler, filmler, kitaplar, araştırma kütüphanesi ve çeşitli eğitim programlarını içerecek şekilde gelişti. Morbid Anatomy aynı zamanda, ölüm ve ölümlülük hakkında konuşmak veya ölümle olumlu bir ilişki geliştirmek isteyenler için bir topluluk.

COVID-19 kapanmaları başladığında, Morbid Anatomy kapsamında ‘Kendi Memento Mori’nizi Yapın’ adlı çevrimiçi bir ders vermeye başladım. Ölümün onlarca yıldır olmadığı kadar dikkatimizi çektiği o tarihi anı, ölümlülüğümüzle bir ilişki geliştirmek için kullanmak istedim. Ders, öğrencilere diğer dönemlerin ve kültürlerin ölümü anlamlandırma, hayal etme ve hatta kutlama yollarının zengin çeşitliliğini sundu. Ayrıca, dünyadaki zamanlarını en iyi şekilde değerlendirebilmeleri için ölümü hatırlatmayı amaçlayan bir nesne olarak kendi memento mori’lerini yaptılar.

2024 tarihli yeni kitabım Memento Mori: Daha İyi Bir Hayat Yaşamak İçin Ölümü Düşünme Sanatı (Memento Mori: The Art of Contemplating Death to Live a Better Life), bu dersteki deneyimlerini içeriyor ve genişletiyor. Ayrıca, her birimizin ölümle kişisel bir ilişki kurmasına, ölüm korkusunun azaltılmasına ve bizim için iyi yaşanmış bir hayatı neyin oluşturduğu konusunun netlik kazanmasına yardımcı olmak üzere tasarlanmış düzinelerce egzersiz sunuyor.”

Ölüm hakkındaki fikirlerinizi düşünün

Yazar, öldükten sonra ne olacağını kimsenin kesin olarak bilmediğini ve elbette bilinmeyenden korkmanın doğal olduğunu söylüyor: “Özellikle de bu bilinmeyen ölüm kadar gizemli, kaçınılmaz ve etkili olduğunda. Ancak bilinmeyene karşı bir diğer doğal tepki de meraktır. Davranış bilimci Coltan Scrivner ve meslektaşlarının kışkırtıcı bir çalışması, ‘marazi merak’ sahibi olan kişilerin (ölüm ve korkunç şeyler gibi konulara ilgi duyanlar) daha fazla pozitif dayanıklılığa veya tehdit edici ya da korkutucu durumlarda bile olumlu bir deneyim yaşama kabiliyetine sahip olduğunu buldu. Son pandemi sırasında insanları takip ederek, hastalıklı derecede meraklı olanların bu sıkıntılı tarihi anı sadece korkutucu değil, aynı zamanda ilginç bulabildiklerini ortaya koydular.

Ölüme dair farklı görüşler hakkında meraklı olup olmadığınıza, korkudan ziyade (ya da en azından korkuya ek olarak) bir hayret duygusu hissetmenizin mümkün olup olmadığına bakın. Zihninizi başka düşünme biçimlerine açmaya ve meraklanmaya izin vermeye yönelik önemli bir ilk adım, mevcut inançlarınızı ve olası kaynaklarını ortaya çıkarmaktır. Aşağıda başlamanız için bazı ipuçları yer alıyor. Fazla düşünmeden olabildiğince çabuk yanıt vermeye çalışın:

– Ebeveynleriniz ölüm ve öldükten sonra ne olacağı hakkında ne düşünüyordu?

– Ölümle ilgili ilk anınız nedir? Bir evcil hayvan, bir büyükanne veya büyükbaba, bir arkadaş mıydı? Bir insansa, cenazeye gitmiş miydiniz? Deneyim nasıldı? Bugün ölüm hakkında düşünme şeklinizi nasıl etkilemiş olabilir? Aileniz veya diğer yetişkinler sizinle bu konuda nasıl konuştu?

– Kültürünüz size ölüm ve sonrasında ne olacağı hakkında ne söyledi? Bu fikirler size doğru geliyor mu? Bu fikirler dünyayı daha iyi bir yer haline getirdi mi?

Ölüm hakkında daha az bilinen fikirleri keşfedin

Ölüm hakkındaki görüşleriniz üzerine biraz düşündükten sonra, diğer kültürlerde veya dönemlerde yaşayan insanların bunu nasıl anladığını öğrenmenizi öneririm. Bugün çoğumuz yaşamı, ölümü ve ikisi arasındaki her şeyi açıklamak için bilime bakıyoruz. Ancak atalarımızın büyük çoğunluğu için yaşam ve ölüm gerçekleri mitolojide ve dinde bulunuyordu. (…) Bu hikâyeler bize en azından insan deneyimini anlamak için farklı metaforlar sunabilir. (…)

Bir kültür seçin ve onun ölümle ilgili gelenekleri ve inançları hakkında biraz araştırma yapın. Aşağıdaki soruları sorun:

– Ölümü nasıl algılıyorlardı (bir melek, bir tanrı veya bir tanrıça olarak)?

– Bedenin ölümünden sonra ne olduğuna inanıyorlardı (öteki dünya, reenkarnasyon)?

– Ölmüş atalarıyla iletişimde kalmak için herhangi bir yöntemleri var mıydı?

Daha sonra şunları sorabilirsiniz:

– Bu geleneklerde bana çekici gelen (veya gelmeyen) şey nedir?

– Hangi avantajları veya dezavantajları görebilirim?

– Bu geleneklerden öğrenebileceğim (veya hayatıma katabileceğim) bir şey var mı?

– Kendi kültürüm yerine bu kültürde yetiştirilmiş olsaydım nasıl hissederdim? Hayatımı nasıl farklı yaşayabilirdim? Ölüm hakkında nasıl farklı düşünebilirdim?

– Ailemde bugün bile geçmiş geleneklerin yaşamaya devam ettiğini görebilmenin bir yolu var mı?

Kendi ölüm ilanınızı yazın

Bazen, dolaylı bir giriş noktası, kendinizle ilgili aksi takdirde erişemeyeceğiniz bilgileri ortaya çıkarmanıza olanak tanır. Bu egzersizde, hayatınıza yeni sona ermiş gibi bakmanızı istiyorum. Hayallerinizdeki hayatı yaşamış olsaydınız, ölüm ilanınız nasıl olurdu? Ölüm ilanınız bir paragraf kadar kısa veya birkaç sayfa uzunluğunda olabilir. Hızlıca yazın, fazla düşünmeyin ve hayal gücünüzü kullanın.

Bitirdiğinizde yazdıklarınızı düşünün. Bu aktivite sizi şaşırtan herhangi bir hayal veya isteği ortaya çıkardı mı? Eğer öyleyse, bunlar neler ve birini hayata geçirmek için ilk adımı atabilir misiniz? Örneğin, ölüm ilanınızda altı romanın yazarı olduğunuz belirtiliyorsa ancak üniversiteden beri pek de bir şey yazmadıysanız, her sabah yarım saatinizi yazmaya ayırmayı taahhüt edebilir misiniz?

Fani bir yaşam karşısında minnettar olun

(…) Hayatımdaki güzel şeyler için minnettarlık duymaya zaman ayırmanın (olduğu gibi, tam burada ve şimdi) bana hayat armağanını, sonluluğu içinde bile takdir etmeme yardımcı olduğunu ve hayatın, hayallerimin ve arzularımın ötesindeki yönleriyle ilgili hayal kırıklıklarımı en aza indirdiğini keşfettim.

Yıllardır, her gece, bir tür günlük minnettarlık ritüeli uyguluyorum. Yatağa girdiğimde, gözlerim kapalı ve uykuya dalarken birkaç derin nefes alıyorum. Sonra da o gün gerçekleşen takdir ettiğim bir şey için şükrediyorum. (…) Bu egzersiz yazılı olarak da yapılabilir.

Yaklaşan ölümle yüzleşmenin hayatınızı nasıl değiştirebileceğini düşünün

Gerçekten neye değer verdiğinizi anlamaya çalışırken sapla samanı ayırmak zor olabilir. Gerçekten önemli olan şeyleri, her gün karşılaştığımız daha sıradan özlemlerden nasıl ayırt edebiliriz? Bir yol, minnettarlığın diğer yüzü olarak görebileceğimiz pişmanlığın çağrıştırılmasıdır. (…)

Kendinize şu anki hayatınız hakkında bazı sorular sorun:

– Eğer bugün ölseydiniz, hayatınızda yaptığınız veya yapmadığınız nelerden pişmanlık duyardınız?

– Yaşamak için beş yıl, bir yıl ya da bir gününüz olduğunu öğrenseydiniz hayatınızı şu anda nasıl değiştirirdiniz?

Aklınıza gelen cevapları yazın. Sonra, bir değişiklik yapmak için bunları kullanın. Örneğin, çizim için yeteneğinizi geliştirmediğiniz için pişman olduğunuzu fark ederseniz, bir eskiz defteri bulabilir ve her sabah birkaç dakikanızı sanat yaparak geçirebilir misiniz? Eski bir arkadaşınızdan uzaklaştığınız için pişman olduğunuzu fark ederseniz, onlara bir e-posta gönderebilir veya kahve buluşması ayarlayabilir misiniz?

Ölümün gerçekliği ile yüzleşin

Ölümle daha iyi ilişki kurmak hayat boyu devam eden bir süreçtir ve burada başladığınız çalışmaya devam etmenizi öneriyorum. (…) Bu tür çalışmalardan en iyi şekilde yararlanmak için, doğrudan ya da rasyonel olmayan bir şekilde ortaya çıkan duygusal materyali işlemek üzere kendinize zaman ve alan tanıyın. Bu, yoga, meditasyon, yürüyüşler, günlük yazma, çizim veya tamamen başka bir şekilde olabilir. Rüyalarınızda veya hayallerinizde bilinçaltından gelen herhangi bir görüntüye veya fikre dikkat edin ve bunlara, örneğin resim ya da şiirle şekil vermeyi düşünün. Ölüm üzerine bu tür düşüncelerin sizin için sağlıksız veya tehlikeli olduğunu düşünüyorsanız, bunu bir süreliğine bir kenara bırakın ya da bir arkadaşınızla veya bir terapistle konuşmayı düşünün.”

Yazar, ölümün gerçekliği ve bilinmezlikleriyle yüzleşmenin, bizi ölümden daha az korkutmakla kalmadığını belirtiyor: “Aynı zamanda kontrol edemediğimiz her şeye tahammül etmeyi, hayatın kalbindeki gizemle yaşamayı ve bize verilen hayatı büyük bir sevinçle takdir etmeyi öğrenmemize de yardımcı olabilir. (…)”

Bu yazı ilk kez 8 Nisan 2025’te yayımlanmıştır.

Joanna Ebenstein’ın Psyche internet sitesinde yayımlanan “Reflections on mortality can help you live well now – here’s how” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/ideas/reflections-on-mortality-can-help-you-live-well-now-heres-how

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x