Zekâ pratikle geliştirilebilir mi?

IQ testlerinde başarı pratikle artırabilir mi? Araştırmalar, pratik yapmanın zekâ testlerindeki performansı artırabildiğini, ancak genel olarak zekânın kendisini artırmadığını gösteriyor. Bunun anlamı ne?

Çoğu yetişkin nadiren IQ testlerine girer, ancak dünyanın her yerinde öğrenciler okulda bilişsel yetkinliklerini ölçen testlerle karşılaşırlar. Bu testler genellikle hem çocuklar hem de ebeveynler için strese neden olur. Bir çocuk ortalamanın altında puan aldığında, ebeveynler gelecekteki eğitim ve kariyer fırsatları hakkında endişelenir. Bu da şu soruyu akla getiriyor: IQ testlerinde başarı pratikle artırabilir mi? Araştırmalar, pratik yapmanın zekâ testlerindeki performansı artırabildiğini, ancak genel olarak zekânın kendisini artırmadığını gösteriyor.

Liverpool Üniversitesi’nden Giovanni Sala ve London School of Economics’ten Fernand Gobet tarafından The Conversation için kaleme alınan yazıda, zekâ testlerinin tarihini, doğasını ve pratiğin test sonuçları üzerindeki etkilerini ele alıyor.

Yazının öne çıkan bazı kısımlarını paylaşıyoruz:

“Çoğu yetişkin hiçbir zaman IQ testine girmek zorunda kalmaz. Ancak öğrencilerin bilişsel yeteneklerini değerlendirmek için bilişsel yetenek testi (CAT) gibi testler dünyanın her yerindeki okullarda kullanılır. Bu testi IQ testine çok benzetebiliriz. Bu testleri yapmak çocuklar için zahmetli olabilir. Muhtemelen, ebeveynler için daha da büyük bir sıkıntıdır.

Bir an için kendinizi, çocuğunun genel CAT puanı ortalamanın altında çıkan bir ebeveynin yerine koyun. Aklınıza bir sürü tatsız soru gelebilir. Bu, iyi bir üniversiteye giremeyecekleri anlamına mı geliyor? Peki, ya kariyerleri ne olacak?

Tüm bu düşüncelerden bir süre sonra aklınıza başka bir düşünce daha gelebilir. Eğer bu testlerdeki performans önem taşıyorsa, bunu başka her şeyi geliştirdiğimiz gibi, yani pratik yaparak geliştirmek mümkün mü?

Bilim, ister çocuk ister yetişkin olun, zekâ testlerindeki performansınızı artırmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte, bu sizi daha zeki yapmayacaktır.

Zekâ testlerinin uzun geçmişi

Standartlaştırılmış testler eğitimde uzun bir geçmişe sahip olup bazen şirketler tarafından işe alımın bir parçası olarak kullanılır. Bunun en dikkate değer örneği muhtemelen Çin memuriyet sınavı. Bu son derece zorlu değerlendirme Sui Hanedanlığı döneminde (MS 581-618) yüksek prestijli bir kariyer olan imparatorluk bürokrasisi için adayları seçmek amacıyla uygulamaya koyulmuştu.

Günümüzde de pek bir şey değişmedi. Tıpkı imparatorluk dönemi Çin’inde olduğu gibi, günümüzde de dünya çapındaki eğitim kurumları öğrencileri hem konu bilgisi hem de bilişsel yetenekler dahil olmak üzere çeşitli beceriler açısından test ediyor. Bugün ABD’de SAT sınavları prestijli üniversitelere yapılan başvuruları filtrelemek için kullanılıyor. Öğrencileri matematik, okuma-yazma ve fen bilimleri gibi konularda test etmek 14 asır önce olduğu kadar bugün de büyük önem taşıyor.

Bu testler, öğrencilerin kültürlü, sorumlu ve üretken vatandaşlar olmak için gereken becerileri öğrenip öğrenmediklerini belirlemenin bir yoludur. Daha az açık ve daha tartışmalı olan husus ise, okullar tarafından yapılan bilişsel testlerinin ortaya koyduğu sonuçlardır.

Bilişsel testler genellikle çeşitli zihinsel yetenekleri değerlendiren bir dizi soruyu içerir. Örneğin, CAT testinin son versiyonu dört bilişsel yeteneği ölçer: sözel muhakeme, sözel olmayan muhakeme, nicel muhakeme ve uzamsal muhakeme.

Belirli bir bilişsel konuda başarılı olan kişilerin diğer bilişsel konularda da başarılı olma olasılığı daha yüksektir. Dolayısıyla bilişsel konular birbiriyle bağlantılıdır ve edinilmiş bilgiye dayanmaz. Dolayısıyla insanlar, bir konuyla ilgisi olmayan alışılmadık entelektüel sorunları çözmek için genel bir zihinsel yeteneğe sahip olmalıdır. Zekâ dediğimiz şey budur.

Kapsamlı bir zekâ testinden aldığınız puan genellikle IQ olarak adlandırılır. Ancak IQ skorları insanların zekâ seviyeleri için sadece birer göstergedir. Önemli olan, bu puanların akademik performansla yakından bağlantılı olup olmadığıdır.

Aslında IQ, akademik başarıyı açık ara en iyi tahmin eden göstergedir ve mesleki başarının önemli bir belirleyicisidir. Bu nedenle zekâ testleri, gerçek hayattaki sonuçları tahmin etmek için faydalı ve oldukça güvenilir bir yoldur.

Pratik mükemmelleştirir, zekâ değil

Zekâ testlerinde iyi bir performans göstermek zekânın bir işaretidir. Zeki olmak, hayattaki hedeflere ulaşmak için faydalıdır.

Zekâ testlerindeki başarı pratik yaptıkça artar. Örneğin, yapılan bir araştırma, sözel olmayan bir mantık yürütme testini iki kez yapmanın, sonuçları kabaca sekiz IQ puanına eşdeğer oranda artırdığını ortaya koymuştur.

Dolayısıyla, CAT (Çocuk Algılama Testi) gibi bir testi ikinci kez alan bir çocuğun ilk seferden daha iyi performans göstermesi muhtemeldir. Birkaç kez tekrarlanan testler, sonuçlarda bir durağanlık beklenmesine rağmen, çeşitli zekâ testlerinde benzer veya daha büyük etkiler ortaya çıkarıyor.

Aynı şekilde, aynı zekâ testini birkaç kez yapan yetişkinler, soruların ardındaki mantığı öğrenerek başarılarını artırabilirler. Bu nedenle Mensa tarafından kullanılan türden standartlaştırılmış testler kamuya açık değildir.

Yine de pratik yaparak puanınızı yükseltmeniz zekânızın arttığını kanıtlamaz. Görüldüğü gibi, zekâ testleri insanları yeni materyallere maruz bırakarak zekâyı ölçmek için tasarlanmıştır.

Herhangi bir zekâ testine önceden aşina olma fırsatınız varsa, test puanı bir dereceye kadar zekânızdan ziyade testi yapmaktaki uzmanlığınızı ölçecektir. Yani, bir zekâ testi üzerinde pratik yapmak esasen test sonuçlarını yorumlanamaz hale getirir.

Belirli bilişsel konularda eğitim almanın insanları daha zeki yaptığı iddiasını desteklemek için, insanların eğitim verilen konularla ilgisi olmayan bilişsel ve akademik konularda gelişme gösterdiğini göstermeniz gerekir.

Bilişsel konular üzerinde çalışarak zekâyı geliştirme fikri en az birkaç on yıllık bir geçmişe sahip. Bununla birlikte, kanıtlar tam tersi yöne işaret ediyor. İnsanlar eğitim gerektiren konularda (ya da benzer işlerde) sürekli olarak gelişme gösterirken, bunun zekâ gerektiren olağan dışı konularda hiçbir etkisi yoktur.

Çocuğunuzu CAT veya başka bir zekâ testinde iyi performans göstermesi için eğitmenin pratik amaçları olabilir. Örneğin, bazı gramer okulları CAT testini öğrenci seçme sürecinde kullanıyor. Ayrıca bu, çocuğun kendine güvenini de artırabilir.

Bununla birlikte, zekâ eğitilemez.

Yine de bu akademik ve iş becerileri için geçerli değil. Yüksek zekâ önemli bir avantaj olsa da, okul ve mesleki başarı tamamen buna bağlı değil. Çok çalışmanın, sosyal sınıfın, kişiliğin, merakın, yaratıcılığın ve hatta şansın bile bireysel yaşamlar üzerinde büyük etkisi var.”

Bu yazı ilk kez 15 Temmuz 2024’te yayımlanmıştır.

Giovanni Sala ve Fernand Gobet’in The Conversation web sitesinde yayınlanan “IQ tests: can you improve your score by practising?” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://theconversation.com/iq-tests-can-you-improve-your-score-by-practising-233153

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Zekâ pratikle geliştirilebilir mi?

IQ testlerinde başarı pratikle artırabilir mi? Araştırmalar, pratik yapmanın zekâ testlerindeki performansı artırabildiğini, ancak genel olarak zekânın kendisini artırmadığını gösteriyor. Bunun anlamı ne?

Çoğu yetişkin nadiren IQ testlerine girer, ancak dünyanın her yerinde öğrenciler okulda bilişsel yetkinliklerini ölçen testlerle karşılaşırlar. Bu testler genellikle hem çocuklar hem de ebeveynler için strese neden olur. Bir çocuk ortalamanın altında puan aldığında, ebeveynler gelecekteki eğitim ve kariyer fırsatları hakkında endişelenir. Bu da şu soruyu akla getiriyor: IQ testlerinde başarı pratikle artırabilir mi? Araştırmalar, pratik yapmanın zekâ testlerindeki performansı artırabildiğini, ancak genel olarak zekânın kendisini artırmadığını gösteriyor.

Liverpool Üniversitesi’nden Giovanni Sala ve London School of Economics’ten Fernand Gobet tarafından The Conversation için kaleme alınan yazıda, zekâ testlerinin tarihini, doğasını ve pratiğin test sonuçları üzerindeki etkilerini ele alıyor.

Yazının öne çıkan bazı kısımlarını paylaşıyoruz:

“Çoğu yetişkin hiçbir zaman IQ testine girmek zorunda kalmaz. Ancak öğrencilerin bilişsel yeteneklerini değerlendirmek için bilişsel yetenek testi (CAT) gibi testler dünyanın her yerindeki okullarda kullanılır. Bu testi IQ testine çok benzetebiliriz. Bu testleri yapmak çocuklar için zahmetli olabilir. Muhtemelen, ebeveynler için daha da büyük bir sıkıntıdır.

Bir an için kendinizi, çocuğunun genel CAT puanı ortalamanın altında çıkan bir ebeveynin yerine koyun. Aklınıza bir sürü tatsız soru gelebilir. Bu, iyi bir üniversiteye giremeyecekleri anlamına mı geliyor? Peki, ya kariyerleri ne olacak?

Tüm bu düşüncelerden bir süre sonra aklınıza başka bir düşünce daha gelebilir. Eğer bu testlerdeki performans önem taşıyorsa, bunu başka her şeyi geliştirdiğimiz gibi, yani pratik yaparak geliştirmek mümkün mü?

Bilim, ister çocuk ister yetişkin olun, zekâ testlerindeki performansınızı artırmanın mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte, bu sizi daha zeki yapmayacaktır.

Zekâ testlerinin uzun geçmişi

Standartlaştırılmış testler eğitimde uzun bir geçmişe sahip olup bazen şirketler tarafından işe alımın bir parçası olarak kullanılır. Bunun en dikkate değer örneği muhtemelen Çin memuriyet sınavı. Bu son derece zorlu değerlendirme Sui Hanedanlığı döneminde (MS 581-618) yüksek prestijli bir kariyer olan imparatorluk bürokrasisi için adayları seçmek amacıyla uygulamaya koyulmuştu.

Günümüzde de pek bir şey değişmedi. Tıpkı imparatorluk dönemi Çin’inde olduğu gibi, günümüzde de dünya çapındaki eğitim kurumları öğrencileri hem konu bilgisi hem de bilişsel yetenekler dahil olmak üzere çeşitli beceriler açısından test ediyor. Bugün ABD’de SAT sınavları prestijli üniversitelere yapılan başvuruları filtrelemek için kullanılıyor. Öğrencileri matematik, okuma-yazma ve fen bilimleri gibi konularda test etmek 14 asır önce olduğu kadar bugün de büyük önem taşıyor.

Bu testler, öğrencilerin kültürlü, sorumlu ve üretken vatandaşlar olmak için gereken becerileri öğrenip öğrenmediklerini belirlemenin bir yoludur. Daha az açık ve daha tartışmalı olan husus ise, okullar tarafından yapılan bilişsel testlerinin ortaya koyduğu sonuçlardır.

Bilişsel testler genellikle çeşitli zihinsel yetenekleri değerlendiren bir dizi soruyu içerir. Örneğin, CAT testinin son versiyonu dört bilişsel yeteneği ölçer: sözel muhakeme, sözel olmayan muhakeme, nicel muhakeme ve uzamsal muhakeme.

Belirli bir bilişsel konuda başarılı olan kişilerin diğer bilişsel konularda da başarılı olma olasılığı daha yüksektir. Dolayısıyla bilişsel konular birbiriyle bağlantılıdır ve edinilmiş bilgiye dayanmaz. Dolayısıyla insanlar, bir konuyla ilgisi olmayan alışılmadık entelektüel sorunları çözmek için genel bir zihinsel yeteneğe sahip olmalıdır. Zekâ dediğimiz şey budur.

Kapsamlı bir zekâ testinden aldığınız puan genellikle IQ olarak adlandırılır. Ancak IQ skorları insanların zekâ seviyeleri için sadece birer göstergedir. Önemli olan, bu puanların akademik performansla yakından bağlantılı olup olmadığıdır.

Aslında IQ, akademik başarıyı açık ara en iyi tahmin eden göstergedir ve mesleki başarının önemli bir belirleyicisidir. Bu nedenle zekâ testleri, gerçek hayattaki sonuçları tahmin etmek için faydalı ve oldukça güvenilir bir yoldur.

Pratik mükemmelleştirir, zekâ değil

Zekâ testlerinde iyi bir performans göstermek zekânın bir işaretidir. Zeki olmak, hayattaki hedeflere ulaşmak için faydalıdır.

Zekâ testlerindeki başarı pratik yaptıkça artar. Örneğin, yapılan bir araştırma, sözel olmayan bir mantık yürütme testini iki kez yapmanın, sonuçları kabaca sekiz IQ puanına eşdeğer oranda artırdığını ortaya koymuştur.

Dolayısıyla, CAT (Çocuk Algılama Testi) gibi bir testi ikinci kez alan bir çocuğun ilk seferden daha iyi performans göstermesi muhtemeldir. Birkaç kez tekrarlanan testler, sonuçlarda bir durağanlık beklenmesine rağmen, çeşitli zekâ testlerinde benzer veya daha büyük etkiler ortaya çıkarıyor.

Aynı şekilde, aynı zekâ testini birkaç kez yapan yetişkinler, soruların ardındaki mantığı öğrenerek başarılarını artırabilirler. Bu nedenle Mensa tarafından kullanılan türden standartlaştırılmış testler kamuya açık değildir.

Yine de pratik yaparak puanınızı yükseltmeniz zekânızın arttığını kanıtlamaz. Görüldüğü gibi, zekâ testleri insanları yeni materyallere maruz bırakarak zekâyı ölçmek için tasarlanmıştır.

Herhangi bir zekâ testine önceden aşina olma fırsatınız varsa, test puanı bir dereceye kadar zekânızdan ziyade testi yapmaktaki uzmanlığınızı ölçecektir. Yani, bir zekâ testi üzerinde pratik yapmak esasen test sonuçlarını yorumlanamaz hale getirir.

Belirli bilişsel konularda eğitim almanın insanları daha zeki yaptığı iddiasını desteklemek için, insanların eğitim verilen konularla ilgisi olmayan bilişsel ve akademik konularda gelişme gösterdiğini göstermeniz gerekir.

Bilişsel konular üzerinde çalışarak zekâyı geliştirme fikri en az birkaç on yıllık bir geçmişe sahip. Bununla birlikte, kanıtlar tam tersi yöne işaret ediyor. İnsanlar eğitim gerektiren konularda (ya da benzer işlerde) sürekli olarak gelişme gösterirken, bunun zekâ gerektiren olağan dışı konularda hiçbir etkisi yoktur.

Çocuğunuzu CAT veya başka bir zekâ testinde iyi performans göstermesi için eğitmenin pratik amaçları olabilir. Örneğin, bazı gramer okulları CAT testini öğrenci seçme sürecinde kullanıyor. Ayrıca bu, çocuğun kendine güvenini de artırabilir.

Bununla birlikte, zekâ eğitilemez.

Yine de bu akademik ve iş becerileri için geçerli değil. Yüksek zekâ önemli bir avantaj olsa da, okul ve mesleki başarı tamamen buna bağlı değil. Çok çalışmanın, sosyal sınıfın, kişiliğin, merakın, yaratıcılığın ve hatta şansın bile bireysel yaşamlar üzerinde büyük etkisi var.”

Bu yazı ilk kez 15 Temmuz 2024’te yayımlanmıştır.

Giovanni Sala ve Fernand Gobet’in The Conversation web sitesinde yayınlanan “IQ tests: can you improve your score by practising?” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Caner Köseler tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://theconversation.com/iq-tests-can-you-improve-your-score-by-practising-233153

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x