Nobel Ödülü nasıl alınır?

Nobel Ödülü alan bilim insanlarının ortak özellikleri neler? Onlar gibi ‘yaratıcı bilgeler’ nasıl yetişiyor? Nobel Ödülü alanlar, hobilerini farklı alanlarla nasıl sentezliyor? Tüm bunlardan çıkarılacak ders ne?

Türk bilim insanı Aziz Sancar 2015 yılında Nobel’i kazandığında yaptığı açıklamalardan birinde, “Aslında ben Nobel Tıp Ödülü’nü bekliyordum. Kısmet Kimya Ödülü’neymiş” demişti. Aziz Sancar bir tıp doktoru, ama biyokimya ve moleküler biyoloji alanında çalışmalar yürütmüş, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini nasıl koruduğunu tüm mekanizmasını ortaya koyarak açıkladığı için Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüştü. Sancar, birkaç alanda uzmanlığını ileriye taşıyarak Nobel’e uzanan çok yönlü bilim insanlarından biri.

Nobel alan bilim insanlarının klasik uzmanlıkları dışlayarak birkaç alanda inovasyonları takip ederek yaratıcılıklarını ortaya koyarak ödüle layık görüldüklerine ABD’nin Michigan Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Robert Root-Bernstein ile Doç. Michelle Root-Bernstein, The Conversation için kaleme aldıkları yazıda da dikkat çekiyor:

“Uzmanlar sıklıkla insanlara başarı şansını en yükseğe çıkarmak için bir çalışma alanında uzmanlaşmasını öneriyorlar. Ancak kısa süre önce yayınladığımız bir araştırma, başarılı yenilikçilerin daha geniş bir yolda yürüdüğünü gösteriyor.

Bu çalışmada, dünyanın en yenilikçi insanları olduğu ileri sürülebilecek Nobel Ödülü kazananların kariyerlerini inceledik ve onların genellikle bizim “yaratıcı bilgeler” olduğunu tespit ettik. Bunun anlamı şu: Onlar geniş bir yelpazedeki resmî ve resmî olmayan uzmanlıkları, yeni ve kullanışlı fikir ve uygulamalar elde etmek için bilinçli olarak birleştiriyorlar.

Aslında, daha önce ödül alanların öğrencileri olan ve hocaları gibi bilim alanında Nobel alanların ifadeleri, yaratıcı bilgeliğin öğrenebilir olduğunu gösteriyor.

Ödül kazananların pek çoğu, sorunları konuya farklı açılardan baktıklarında keşfediyorlar veya bunları, bir alandan diğerine yetenekler, teknikler ve malzemeler aktararak çözüyorlar. Mesela Alexis Carrel, 1912’de dantel yapımı ve nakış tekniklerini organ nakli ameliyatına uyarlayarak Nobel Tıp Ödülü’nü kazanmıştı.

Bir psikolog, mucit ve ekonomist

Herbert Simon, Nobel Ekonomi Ödülü’nü 1978’de, “Ekonomik örgütler içinde karar alma süreçlerine” ilişkin öncü çalışması ile layık görülmüştü.

Simon, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde çeşitli fakültelerde öğretim üyesiydi. Geniş ilgi alanı ve merakı nedeniyle iş arkadaşları ona genellikle “Rönesans insanı” diyorlardı. Kariyeri boyunca bilgisayar bilimine, yapay zekâya, psikolojiye, felsefeye ve ekonomiye büyük katkılarda bulundu.

Akademik çalışmalarının yanı sıra Simon’ın ilgi alanları arasında piyano çalmak, beste yapmak, resim ve satranç da bulunuyordu.

Birçok hobisini işiyle bütünleştirmekten elde ettiği entelektüel heyecana, duygusal zevke ve yeni kavrayışlara sık sık atıfta bulunuyordu.

1996 yılındaki otobiyografisinde, “Yaptığım herhangi bir faaliyeti, biliş üzerine başka bir araştırma biçimi olarak rasyonalize edebiliyorum” diye yazmış ve “Hobilerimi her zaman araştırmamın bir parçası olarak görüyorum” diye eklemişti.

Bir genetikçi, çizer ve yemek kitabı yazarı

Christiane Nüsslein-Volhard da, “erken embriyonik gelişimin genetik kontrolüne ilişkin keşifleri” nedeniyle verilen 1995 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü kazanmak için çeşitli becerilerini bir araya getirdi.

2003’te verdiği bir röportajda, “Çok meraklıyım ve bir şeyleri anlamayı seviyorum. Sadece bilim değil… Müzik de yaptım, dil ve edebiyat vb. yaptım” demişti.

Buna çizerlik, puzzle tasarımcısı ve en çok satan bir yemek kitabının yazarı olmak da dâhildi.

Bir bilim öğrencisi olarak Nüsslein-Volhard, embriyolojiye başlamadan önce fizik, fiziksel kimya ve biyokimyayı deneyerek eşit derecede geniş fikirli olduğunu kanıtladı. Birçok mesleki ve kişisel ilgi alanı, yeni sorular ve teknikler bulmada ve yeni sonuçlar üretmede faydalı oldu. O, akademisyenlere benzer şekilde geniş ve kendine özgü olmalarını tavsiye ediyor.

2017’deki bir röportajda, “Doktoradan sonra bağımsız bir profil geliştirebilmek ve kendi seçtiği özgün bir konu üzerinde çalışabilmek için mümkün olduğunca ana akım alanlardan kaçınmalı ve alanları değiştirmelisiniz” demişti.

Yaratıcı bilgin olmanın önemi

Carrel, Nüsslein-Volhard ve Simon’ın tipik Nobel Ödülü sahipleri olduğunu bulduk. Ancak onlar çoğu profesyonel için hiç de tipik değil. Son 20 yıldaki yaratıcılık araştırmamızın bir parçası olarak, 1901 ve 2008 yılları arasında ekonomi, edebiyat, barış, fizik, kimya ve fizyoloji (tıp) alanlarında 773 ödüllü kişinin çalışmaları, hobileri ve ilgi alanları hakkında bilgi topladık.

Ödül kazananların büyük çoğunluğunun birden fazla disiplinde örgün, çoğu zaman da örgün olmayan eğitime sahip olduğunu veya edindiğini, yoğun ve kapsamlı hobiler geliştirdiğini ve alan değiştirdiğini gördük. En önemlisi, yaratıcılığı teşvik etmek için resmi bir strateji olarak çeşitli faaliyetleri arasında kasıtlı olarak yararlı bağlantılar aradıklarını bulduk.

Analizimiz, Nobel Ödülü kazanan bilim insanlarının, tipik bilim adamlarına kıyasla ahşap ve metal işleme veya güzel sanatlar gibi el sanatları konusunda eğitim alma olasılığının yaklaşık dokuz kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca çoğu sosyal bilimcinin veya diğer beşeri bilimler öğrencilerinin aksine, ekonomide Nobel ödüllü kişiler neredeyse evrensel olarak matematik, fizik veya astronomi konularında eğitilmiştir. Edebiyatta Nobel Ödülü kazananlar, genel halktan kişilerden yaklaşık üç kat daha iyi sanatçılar ve oyuncu olma olasılıkları 20 kat daha fazladır.

Hobilerini işleriyle ilgisiz ve hatta zararlı olarak gören tipik profesyonellerin tam tersine, Nobel ödüllüler çeşitli ilgi alanlarını ve hobilerini önemli harekete geçirici neden olarak algılıyorlar.

1997 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ve aynı zamanda bir ressam olan oyun yazarı ve oyuncu Dario Fo, bir röportajda şunları söyledi: “Bazen oyunlarımı yazmadan önce çizerim, bazen de bir oyunda zorluk çektiğimde, yazmayı bırakıp sorunu çözmek için eylemi resimlerle çiziyorum.”

Çoğu Nobel ödüllü kişinin eşdeğer açıklamalar yaptığını tespit ettik.

Yaratıcı bilgelik teşvik edilmeli

Geniş kapsamlı ilgi alanlarını verimli etkileşimini teşvik etmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir çalışma, üniversitede çift anadal yapan kişilerin, bir konuda uzmanlaşan kişilere göre yaratıcı davranışlar sergileme veya girişimci olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermişti.

Başka bir araştırma, müzik performansı, oyunculuk, görsel sanat sergisi, rekabetçi satranç veya bilgisayar programlama gibi kalıcı, entelektüel açıdan zorlayıcı bir hobiye sahip olmanın, herhangi bir alanda notlar, standart test puanları veya IQ’dan daha iyi bir kariyer başarısını öngördüğünü tespit etti. Benzer şekilde, kendi araştırmamız, kalıcı zanaat hobileri olan bilim uzmanlarının, olmayanlara göre patent başvurusunda bulunma ve yeni şirketler kurma olasılığının önemli ölçüde daha yüksek olduğunu buldu.

Görüşümüze göre, giderek daha karmaşık ve çeşitli bir dünya, yalnızca uzmanlaşmış uzmanlara değil, aynı zamanda yaratıcı genelcilere de ihtiyaç duyuyor. Yani bilgiyi insanların zaten mümkün olduğuna inandıklarının ötesine taşıyan genişlik ve entegrasyon konusunda uzmanlaşmış bilge tiplere…”

Bu yazı ilk kez 11 Ekim 2022’de yayımlanmıştır.

 

Prof. Robert Root-Bernstein ile Doç. Michelle Root-Bernstein’ın The Conversation’da yayınlanan “Nobel ödülleri genellikle uzmanlığa meydan okuyanlara gidiyor” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. Nobel prizes most often go to researchers who defy specialization – winners are creative thinkers who synthesize innovations from varied fields and even hobbies (theconversation.com)

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Nobel Ödülü nasıl alınır?

Nobel Ödülü alan bilim insanlarının ortak özellikleri neler? Onlar gibi ‘yaratıcı bilgeler’ nasıl yetişiyor? Nobel Ödülü alanlar, hobilerini farklı alanlarla nasıl sentezliyor? Tüm bunlardan çıkarılacak ders ne?

Türk bilim insanı Aziz Sancar 2015 yılında Nobel’i kazandığında yaptığı açıklamalardan birinde, “Aslında ben Nobel Tıp Ödülü’nü bekliyordum. Kısmet Kimya Ödülü’neymiş” demişti. Aziz Sancar bir tıp doktoru, ama biyokimya ve moleküler biyoloji alanında çalışmalar yürütmüş, hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini nasıl koruduğunu tüm mekanizmasını ortaya koyarak açıkladığı için Nobel Kimya Ödülü’ne layık görülmüştü. Sancar, birkaç alanda uzmanlığını ileriye taşıyarak Nobel’e uzanan çok yönlü bilim insanlarından biri.

Nobel alan bilim insanlarının klasik uzmanlıkları dışlayarak birkaç alanda inovasyonları takip ederek yaratıcılıklarını ortaya koyarak ödüle layık görüldüklerine ABD’nin Michigan Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Robert Root-Bernstein ile Doç. Michelle Root-Bernstein, The Conversation için kaleme aldıkları yazıda da dikkat çekiyor:

“Uzmanlar sıklıkla insanlara başarı şansını en yükseğe çıkarmak için bir çalışma alanında uzmanlaşmasını öneriyorlar. Ancak kısa süre önce yayınladığımız bir araştırma, başarılı yenilikçilerin daha geniş bir yolda yürüdüğünü gösteriyor.

Bu çalışmada, dünyanın en yenilikçi insanları olduğu ileri sürülebilecek Nobel Ödülü kazananların kariyerlerini inceledik ve onların genellikle bizim “yaratıcı bilgeler” olduğunu tespit ettik. Bunun anlamı şu: Onlar geniş bir yelpazedeki resmî ve resmî olmayan uzmanlıkları, yeni ve kullanışlı fikir ve uygulamalar elde etmek için bilinçli olarak birleştiriyorlar.

Aslında, daha önce ödül alanların öğrencileri olan ve hocaları gibi bilim alanında Nobel alanların ifadeleri, yaratıcı bilgeliğin öğrenebilir olduğunu gösteriyor.

Ödül kazananların pek çoğu, sorunları konuya farklı açılardan baktıklarında keşfediyorlar veya bunları, bir alandan diğerine yetenekler, teknikler ve malzemeler aktararak çözüyorlar. Mesela Alexis Carrel, 1912’de dantel yapımı ve nakış tekniklerini organ nakli ameliyatına uyarlayarak Nobel Tıp Ödülü’nü kazanmıştı.

Bir psikolog, mucit ve ekonomist

Herbert Simon, Nobel Ekonomi Ödülü’nü 1978’de, “Ekonomik örgütler içinde karar alma süreçlerine” ilişkin öncü çalışması ile layık görülmüştü.

Simon, Carnegie Mellon Üniversitesi’nde çeşitli fakültelerde öğretim üyesiydi. Geniş ilgi alanı ve merakı nedeniyle iş arkadaşları ona genellikle “Rönesans insanı” diyorlardı. Kariyeri boyunca bilgisayar bilimine, yapay zekâya, psikolojiye, felsefeye ve ekonomiye büyük katkılarda bulundu.

Akademik çalışmalarının yanı sıra Simon’ın ilgi alanları arasında piyano çalmak, beste yapmak, resim ve satranç da bulunuyordu.

Birçok hobisini işiyle bütünleştirmekten elde ettiği entelektüel heyecana, duygusal zevke ve yeni kavrayışlara sık sık atıfta bulunuyordu.

1996 yılındaki otobiyografisinde, “Yaptığım herhangi bir faaliyeti, biliş üzerine başka bir araştırma biçimi olarak rasyonalize edebiliyorum” diye yazmış ve “Hobilerimi her zaman araştırmamın bir parçası olarak görüyorum” diye eklemişti.

Bir genetikçi, çizer ve yemek kitabı yazarı

Christiane Nüsslein-Volhard da, “erken embriyonik gelişimin genetik kontrolüne ilişkin keşifleri” nedeniyle verilen 1995 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü’nü kazanmak için çeşitli becerilerini bir araya getirdi.

2003’te verdiği bir röportajda, “Çok meraklıyım ve bir şeyleri anlamayı seviyorum. Sadece bilim değil… Müzik de yaptım, dil ve edebiyat vb. yaptım” demişti.

Buna çizerlik, puzzle tasarımcısı ve en çok satan bir yemek kitabının yazarı olmak da dâhildi.

Bir bilim öğrencisi olarak Nüsslein-Volhard, embriyolojiye başlamadan önce fizik, fiziksel kimya ve biyokimyayı deneyerek eşit derecede geniş fikirli olduğunu kanıtladı. Birçok mesleki ve kişisel ilgi alanı, yeni sorular ve teknikler bulmada ve yeni sonuçlar üretmede faydalı oldu. O, akademisyenlere benzer şekilde geniş ve kendine özgü olmalarını tavsiye ediyor.

2017’deki bir röportajda, “Doktoradan sonra bağımsız bir profil geliştirebilmek ve kendi seçtiği özgün bir konu üzerinde çalışabilmek için mümkün olduğunca ana akım alanlardan kaçınmalı ve alanları değiştirmelisiniz” demişti.

Yaratıcı bilgin olmanın önemi

Carrel, Nüsslein-Volhard ve Simon’ın tipik Nobel Ödülü sahipleri olduğunu bulduk. Ancak onlar çoğu profesyonel için hiç de tipik değil. Son 20 yıldaki yaratıcılık araştırmamızın bir parçası olarak, 1901 ve 2008 yılları arasında ekonomi, edebiyat, barış, fizik, kimya ve fizyoloji (tıp) alanlarında 773 ödüllü kişinin çalışmaları, hobileri ve ilgi alanları hakkında bilgi topladık.

Ödül kazananların büyük çoğunluğunun birden fazla disiplinde örgün, çoğu zaman da örgün olmayan eğitime sahip olduğunu veya edindiğini, yoğun ve kapsamlı hobiler geliştirdiğini ve alan değiştirdiğini gördük. En önemlisi, yaratıcılığı teşvik etmek için resmi bir strateji olarak çeşitli faaliyetleri arasında kasıtlı olarak yararlı bağlantılar aradıklarını bulduk.

Analizimiz, Nobel Ödülü kazanan bilim insanlarının, tipik bilim adamlarına kıyasla ahşap ve metal işleme veya güzel sanatlar gibi el sanatları konusunda eğitim alma olasılığının yaklaşık dokuz kat daha fazla olduğunu ortaya koyuyor.

Ayrıca çoğu sosyal bilimcinin veya diğer beşeri bilimler öğrencilerinin aksine, ekonomide Nobel ödüllü kişiler neredeyse evrensel olarak matematik, fizik veya astronomi konularında eğitilmiştir. Edebiyatta Nobel Ödülü kazananlar, genel halktan kişilerden yaklaşık üç kat daha iyi sanatçılar ve oyuncu olma olasılıkları 20 kat daha fazladır.

Hobilerini işleriyle ilgisiz ve hatta zararlı olarak gören tipik profesyonellerin tam tersine, Nobel ödüllüler çeşitli ilgi alanlarını ve hobilerini önemli harekete geçirici neden olarak algılıyorlar.

1997 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ve aynı zamanda bir ressam olan oyun yazarı ve oyuncu Dario Fo, bir röportajda şunları söyledi: “Bazen oyunlarımı yazmadan önce çizerim, bazen de bir oyunda zorluk çektiğimde, yazmayı bırakıp sorunu çözmek için eylemi resimlerle çiziyorum.”

Çoğu Nobel ödüllü kişinin eşdeğer açıklamalar yaptığını tespit ettik.

Yaratıcı bilgelik teşvik edilmeli

Geniş kapsamlı ilgi alanlarını verimli etkileşimini teşvik etmenin mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir çalışma, üniversitede çift anadal yapan kişilerin, bir konuda uzmanlaşan kişilere göre yaratıcı davranışlar sergileme veya girişimci olma olasılığının daha yüksek olduğunu göstermişti.

Başka bir araştırma, müzik performansı, oyunculuk, görsel sanat sergisi, rekabetçi satranç veya bilgisayar programlama gibi kalıcı, entelektüel açıdan zorlayıcı bir hobiye sahip olmanın, herhangi bir alanda notlar, standart test puanları veya IQ’dan daha iyi bir kariyer başarısını öngördüğünü tespit etti. Benzer şekilde, kendi araştırmamız, kalıcı zanaat hobileri olan bilim uzmanlarının, olmayanlara göre patent başvurusunda bulunma ve yeni şirketler kurma olasılığının önemli ölçüde daha yüksek olduğunu buldu.

Görüşümüze göre, giderek daha karmaşık ve çeşitli bir dünya, yalnızca uzmanlaşmış uzmanlara değil, aynı zamanda yaratıcı genelcilere de ihtiyaç duyuyor. Yani bilgiyi insanların zaten mümkün olduğuna inandıklarının ötesine taşıyan genişlik ve entegrasyon konusunda uzmanlaşmış bilge tiplere…”

Bu yazı ilk kez 11 Ekim 2022’de yayımlanmıştır.

 

Prof. Robert Root-Bernstein ile Doç. Michelle Root-Bernstein’ın The Conversation’da yayınlanan “Nobel ödülleri genellikle uzmanlığa meydan okuyanlara gidiyor” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. Nobel prizes most often go to researchers who defy specialization – winners are creative thinkers who synthesize innovations from varied fields and even hobbies (theconversation.com)

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x