Siyasetin cinsiyeti nihayet değişiyor mu?

Yeni ABD yönetim kadrosunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten başlayarak cinsiyet profilinde ciddi değişikler olduğu gözleniyor. Beyaz Saray ekibinden kamu kurumlarının yönetimlerine kadar kadınlara verilen görevler bir kotayı doldurmaktan ziyade giderek liyakat ağırlıklı bir zemine çekilmiş durumda. Bu farklılık cinsiyet eşitliği açısından nasıl yorumlanmalı? Küresel etkisi ne yönde olacak?

ABD’de 2020 yılı kasım ayında yapılan seçimlerin sonucunda Donald Trump’ın kaybetmesi kadar başkan yardımcılığına bir kadının gelmesi de dikkat çekti ve ABD’de değişiklik isteyenleri memnun etti. Kadınların liderliği küçük bir grup kadın akademisyenin ilgilendiği ve sınırlı sayıda ülkenin öne çıktığı, sayılı uluslararası organizasyonun desteklediği bir konuyken, özellikle son on yılda konu epey popülerleşti ve şimdiye kadar kadın haklarıyla hiç ilgilenmemiş pek çok kişi ve kurum da konuyu dile getirmeye başladı.

Kadın hareketinin yüzyıllık mücadelesinin yanı sıra 2008 ekonomik krizi sonrası “sürdürülebilirlik” kavramının yanına “dayanıklılık” kavramını da ekleyen ekonomistler ekonominin de ancak kadınların eşit katılımıyla iyileşebileceğini görünce kadın hakları ana akımda daha çok görülmeye başladı. Bu akımın etkisine ilaveten 2016’da Hillary Clinton nezdinde kadın düşmanlığına varan bir seçim kampanyası sonrasında başkanlık koltuğuna oturan Trump’un 4 yıllık korkunç yönetimini takiben gelecek yönetimde bir kadın başkan yardımcısının olmaması düşünülemezdi. Biden yönetimi görevi devralır almaz, bu konuda adımlar da atmaya başladı; Beyaz Saray bünyesinde ilk kez direkt olarak Başkan’a bağlı bir Cinsiyet Eşitliği Politikaları Konseyi kuruldu.[efn_note]Alisha Haridasani Gupta ve Emma Goldberg, “The White House Is Taking Women’s Issues Seriously. Really.” New York Times, 16 Şubat 2021, https://www.nytimes.com/2021/02/16/us/gender-council-biden-administration.html(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note]

Peki, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in şahsında vücut bulan bu yeni dalga sürekli olacak mı? Kadınların mücadelesi nihayet meyvelerini veriyor mu? Siyasetin cinsiyeti nihayet değişiyor mu?

Bu sorulara cevap vermeden önce gerek Harris gerekse 2020 yılında dünyadaki gelişmelerde kilit roller oynayan kadınları hatırlamak gerekir.

Kilit pozisyonlardaki kadınlar

Kamala Harris hakkındaki haberler Harris’in başkan yardımcısı adaylığı kesinleştikten sonra çoğaldıysa da, Harris, ABD’de son yıllarda gerçekleşen soruşturma ve yargılamaları dikkatle izleyenlerin gözünden kaçmayan bir figürdü. Harris, 2018 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüksek mahkeme yargıçlığına Trump tarafından atanan Brett Kavanaugh’u sorgulayan senatörlerdendi. Harris Kavanaugh’yı hem Trump’ın Rusya ile ilişkilerindeki rolü hem de kadınların kürtaj hakkı konusunda terletmişti.[efn_note]Jack Arnholz, “When Kamala Harris took on Brett Kavanaugh and Bill Barr,” ABC News, 12 Ağustos 2020, https://abcnews.go.com/Politics/kamala-harris-brett-kavanaugh/story?id=72331829(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Kavanaugh aynı zamanda cinsel tacizle de suçlanan bir adaydı. Kamala Harris bir yıl sonra, 2019’da Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi soruşturmaları kapsamında Başsavcı William Barr’ı da sorgulamış, Barr’ın Harris’in hızlı sorularına cevap vermeye yetişememesi de medyada yer almıştı.[efn_note]Bess Levin, “Kamala Harris guts Barr like a fish, leaves him flopping on the deck,” Vanity Fair, 1 May 2019 https://www.vanityfair.com/news/2019/05/kamala-harris-william-barr[/efn_note] Harris şimdi yardımcılığını yaptığı Joe Biden’ı da, Demokrat Parti ön seçimlerinde rakibiyken, ırkçılık konusunda yeteri kadar sert olmamakla suçlayarak epey zorlamıştı.[efn_note]John E. Greeve, “Kamala Harris: trailblazer who went from Joe Biden’s rival to running mate,” 12 Ağustos 2020, https://www.theguardian.com/us-news/2020/aug/11/kamala-harris-trailblazer-joe-biden-running-mate-vp(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Kamala Harris’in bu özellikleri onu Trump’dan ve kadın ve azınlık hakları gibi konularda geride kalan erkeklerden hesap soran bir lider olarak öne çıkardı.

Son yıllarda kadınlar başka ülkelerde ve uluslararası organizasyonların yönetimlerde de çok önemli yerlere geldiler. Nijerya’da maliye bakanlığı ve Dünya Bankası’nda başkan yardımcılığı da yapmış olan Dr. Ngozi Okonjo–Iweala 2021 yılı mart ayı itibarıyla Dünya Ticaret Örgütü’nün başkanı oldu. Christine Lagarde 8 yıl IMF başkanlığının ardından 2019 yılında Avrupa Merkez Bankası’nın başkanı oldu. Almanya eski savunma bakanı Ursula Von der Layen 2019 Aralık ayından bu yana Avrupa Birliği’nin en önemli rolünde, Avrupa Komisyonu’nun başında bulunuyor.

Kadınlar pandemi sürecini daha iyi yönetti

COVID-19 pandemisinin yönetiminde de kadınlar öne çıktı. Tayvan’dan Almanya’ya, Yeni Zelanda’dan Hindistan’a kadar farklı coğrafyalarda kadın liderler ve politikacılar pandemiyi daha iyi yönettiklerini kanıtladılar. Kısa süreli ve sınırlı zamanlarda çabuk sonuç alınacak ancak uzun dönemde sürdürülebilir olmayabilecek planlar yerine uzun süreli planlar yapan kadın liderler pandemiyi daha iyi yönettiler. Örneğin Danimarka ve Norveç’in kadın liderleri pandemi yönetişiminde hemen çocukları bilgilendirdiler.

Geçtiğimiz yıl ABD’yi pandeminin ortasında sarsan Siyahi Hayatlar Önemlidir protestolarını organize edenler de üç kadındı: Alicia Garza, Patrisse Cullors ve Opal Tometi.

Belarus’ta Svetlana Tikhanovskaya, muhalefet liderlerinden olan kocasının seçimlerden hemen önce hapse atılması üzerine muhalefetteki diğer kadın politikacılarla anlaşarak ülkeyi karmaşadan çıkardı. ABD’de Stacey Abrams yıllardır sürdürdüğü çalışmalarının meyvesini bu sene aldı ve Cumhuriyetçilerin kalesi olan Georgia eyaletinde siyah kadın, gençler ve yaşlıları sandığa gitmeye ikna ederek eyalette Demokratların üstünlüğünü sağladı.

Büyük kazanımlar

İsimlerini sayamadığımız kadar çok kadın dünyanın dört bir yanında direndi. Önce İtalya’da ardından Polonya’da kadınlar haftalar boyunca sokaklardaydı ve daha önce de zorla kazandıkları kürtaj haklarının geri alınmasını önlediler. Arjantin’de kadınlar kürtaj hakkını ancak yılın son günlerinde elde etti. İspanya’da Eşit İşe Eşit Ücret Yasası kabul edildi ve cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği yasaklandı. Brezilya ve Sierra Leone’da kadın futbolcular erkek meslektaşlarıyla eşit ücret almaya başladı.[efn_note]UN Women. 2020. ‘’ Ten defining moments for women in 2020’’, 17 Aralık, 2020. https://www.unwomen.org/en/news/stories/2020/12/compilation-defining-moments-for-women-in-2020[/efn_note] İskoçya’da kadınların adet dönemlerinde kullanacakları ürünlerin tüm kamu alanlarında bedava olarak sağlanmasını mümkün kılan bir yasa çıktı.[efn_note]Picheta, Rob ve Kottasová, Ivana. 2020. ‘’ Scotland becomes first country to make tampons and pads available for free’’, CNN, 25 Kasım, 2020. https://edition.cnn.com/2020/11/24/uk/scotland-period-products-vote-scli-gbr-intl/index.html(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Afganistan’da nihayet annelerin isimleri çocuklarının nüfus kağıdına girdi.

2017 yılında başlayan, cinsel tacize uğrayan kadınların ifşa hareketi metoo, Hollywood’un ünlü yönetmen ve yapımcısı Harvey Weinstein’ın 23 yıl hapis cezası almasıyla önemli bir dönemece ulaşırken,[efn_note]Gill, Gurvinder ve Rahman-Jones, Imran. 2020. ‘’ Me Too founder Tarana Burke: Movement is not over’’, BBC NEWS, 9 Temmuz, 2020. https://www.bbc.com/news/newsbeat-53269751(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] İran’a kadar yayılan ifşa hareketi tüm hızıyla sürdü. Lübnan’da işyerinde cinsel taciz suç haline geldi.[efn_note]Yassine, Hussein. 2020. ‘’ Lebanese Parliament Just Voted To Criminalize Sexual Harassment’’, The961, 21 Aralık, 2020. https://www.the961.com/lebanese-parliament-sexual-harassment(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Meksika, Nijerya, Bangladeş, Pakistan, İsrail ve Hindistan’da kadınlar tecavüz edilerek öldürülen kızkardeşleri için sokaklardaydı.

Siyasetin cinsiyeti değişir mi?

Kadınların bu etkinliklerine bakıldığında, ne Kamala Harris’in başkan yardımcılığı rolüne gelmesinin ne de kadın haklarının anaakımda daha görünür olmasının anlık gelişmeler değil, birbirini besleyen, birbirinin üstüne eklenen, biriken bir mücadelenin sonucu olduğunu görüyoruz.

Peki, yüzyıllardır erkekleri önceleyen siyaset, bazılarının iddia ettiği gibi, belki de şimdiye kadar yine aynı etkinlikleri sürdüren ancak teknolojik gelişmeler, hızlı haber alma yeteneğimiz karşısında daha da görünür olan kadın hareketleri sayesinde cinsiyetini değiştirecek mi?

Benim yanıtım evet. Çünkü tabandan tavana örgütlenen kadınların varlığı, kadınların liderlik pozisyonlarına geldiklerinde, liderler kadınlardan yana saf aldıklarında ve kadın odaklı politikalara öncelik verdiklerinde nelerin değişebileceğini de gösteriyor. Kadın dostu politikaların tüm toplumun lehine olduğunu, kadın dostu politikaların en erkek egemen alanlardan olan uluslararası ilişkiler alanında bile nasıl farklı olarak uygulanabildiğini düşünürsek, sistemlerin de nasıl değişebileceğini daha açıkça görebiliriz.

Örneğin, son yıllarda İsveç, Kanada ve hatta Meksika ve Fransa liderlerinden de duyduğumuz Feminist Dış Politika kavramı, kadınlara yönelik ayrımcılığı ve şiddeti sona erdirmeyi, kadınların temsilini ve katılımını arttırmayı hedefliyor. Bu hedefler pratik hayata da yansıyor. Kanada, 2017 yılında Feminist Uluslararası Yardım Politikası olarak adlandırdığı programında, kadınların yönettiği organizasyonlarla çalışarak kadınların liderliğini ve seslerini güçlendireceğinin altını çizerek, Kanada’nın dış yardımlarının toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi konulu programlara gideceğini ilan etti.[efn_note]Heather Smith and Tari Ajadi, Canada’s Feminist Foreign Policy, International Journal, 2020, s 1-16[/efn_note] İsveç 2018 yılında yardım bütçesinin yüzde 90’ını cinsiyet eşitliğine odaklanan organizasyonlara ayırdı. Bu yardımlar yalnızca kadın ve kız çocuklarının sorunlarıyla ilgilenen kuruluşlara yönelik değil, cinsiyete göre sınıflandırılmış veriyle çalışarak kadınların daha çok etkilendiği taşıma, temiz suya ulaşım gibi kalkınma problemlerine çözüm bulmaya çalışan kurumlara da yapıldı.[efn_note]Alisha Haridasani Gupta, “What Do Sweden and Mexico Have in Common? A Feminist Foreign Policy”,
21 Temmuz 2020, https://www.nytimes.com/2020/07/21/us/sweden-feminist-foreign-policy.html Erişim tarihi 25.10.2020[/efn_note]

Meksika 2020 yılında ilan ettiği feminist dış politika programında[efn_note]Lyric Thompson, ”Mexican Diplomacy has Gone Feminist” Foreign Policy, 14 Ocak 2020, https://foreignpolicy.com/2020/01/14/mexican-diplomacy-feminist-foreign-policy/ Erişim tarihi, 14 Şubat 2021[/efn_note] Dışişleri Bakanlığı içinde cinsiyet eşitliğini sağlama amacını beyan etti. Fransa’da da Avrupa ve Dış İlişkiler Bakanlığı 2018-2022 uluslararası cinsiyet eşitliği stratejisinde kadına yönelik cinsel içerikli şiddet, iş yerinde eşitlik ve kız çocuklarının eğitimi konusunda öncü olacağını duyurdu.[efn_note]Feminist Diplomacy, France Diplomacy, https://www.diplomatie.gouv.fr/en/french-foreign-policy/feminist-diplomacy/#:~:text=%22France%20wishes%20to%20support%20the,between%20men%20and%20women%20everywhere.%22, Erişim Tarihi, 14 Şubat 2021[/efn_note]

ABD kendi bünyesindeki bu değişimi ihraç etmeye çalışır mı?

ABD’deki kadın hakları savunucularının yıllar süren mücadelesi sonucu nihayet gelinen bu nokta hiç şüphesiz heyecan verici. Ama dış politikasının bir kısmını değerler ihracı üzerinden şekillendiren ABD’nin kendi siyasetinde yaşadığı kadınlarla ilgili değişimi teşvik ya da yaptırım yoluyla yaygınlaştırıp yaygınlaştırmayacağı belirleyici olacak. ABD’deki yeni yönetim İsveç, Kanada ya da Meksika gibi feminist bir dış politika söylemine açıkça yer verebilecek mi?

Feminist dış politika kavramının uygulama sonuçlarını görmenin zaman alacağı da açık. Ancak, elimizdeki başka çalışmalar, kadınların özelikle çatışmanın önlenmesine ve çözümüne katkılarını,[efn_note]Thania Paffenholz et al. “Kadınları Saymak Değil Saydırmak: Kadınların Barış Süreçlerine Dahil Edilmesinin Etkileri”, Inclusive Peace and Transition Initiative, Kısa Bilgilendirme Notu, Ocak 2016[/efn_note] barış anlaşmalarının sürekliliğini artırdıklarını,[efn_note]Mary O’Reilly, 2015. Why Women, https://www.inclusivesecurity.org/wp-content/uploads/2020/02/Why-Women-Brief-2020.pdf(Erişim tarihi 03.03.2020)[/efn_note] kadınların lider seçildiklerinde kamuya daha çok yatırım yaptıklarını[efn_note]Ragabendra Chattopadhyay ve Esther Dufflo, 2004Women as Policy Makers: Evidence from a Randomized Policy Experiment in India, Econometrica, Volume72, Issue5.[/efn_note] gösteriyor.

Pandemi sırasında da fark ettiğimiz gibi, mevcut sistemin aslında çok da kalıcı ve sağlam olmadığında, sisteme yeni gözlerle bakmamız gerektiğinde hemfikirsek, kadınların politikanın her alanına, her seviyede katılımının bunun için en iyi yol olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Kamala Harris’in başkan yardımcısı olduğunda, annesine selam ederek söylediği gibi, her kadın, kendisinin ilk olduğu alanda, o alanda son kadın olmayacağını garantilerse, belki de gelecek biraz daha umut verici olur.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 8 Mart 2021’de yayımlanmıştır.

Zeynep Alemdar
Zeynep Alemdar
Prof. Dr. Zeynep Alemdar - Okan Üniversitesi İşletme Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı, Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi müdürü. Aynı zamanda Türkiye ve bölgesinde kadınların uluslararası siyasete etkin katılımının artmasını amaçlayan Dış Politikada Kadınlar İnisiyatifi’nin (WFP14) kurucusu. Lisans derecesini Galatasaray Üniversitesi İktisat bölümünde, yüksek lisansını Kentucky Üniversitesi Patterson School of Diplomacy’de, doktora eğitimini de Kentucky Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde tamamladı. İnsan hakları, demokratikleşme, Türkiye’de sivil toplum ve Türkiye-AB ilişkileri konularını, kadın farkındalığıyla odağa alan çalışmalarından sonra son yayınları genelde kadınlar, barış ve güvenlik meselelerini kapsıyor. Pek çok uluslararası organizasyon (BM Kadın Birimi, Dünya Bankası) için kadınların tüm karar alma mekanizmalarına katılmasından, farklı sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaakımlaştırılmasına kadar çeşitli projelerde danışmanlık, eğiticilik, değerlendirme fazlarında çalıştı. 2014 yılından bu yana da kadınların liderliği ve feminist liderlik üzerine eğitimler veriyor ve çalışıyor. Kadın sivil toplum kuruluşlarına da destek veriyor. Alemdar, pek çok ülkede farklı katılımcılara uluslararası siyaset, dünyada ve Türkiye’de kadın hareketleri konularında ders verdi, Portland State Üniversitesi’ndeki Mark O. Hatfield School of Government’ta misafir öğretim üyesi olarak bulundu. 2014 yılında ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment for International Peace tarafından Avrupa-Atlantik Bölgesinin 40 Yaşından Genç 40 liderinden biri olarak seçildi ve akademik iznini Washington D.C.’de geçirdi. Halen European Leadership Network’ün Genç Liderler İnisiyatifi üyesi.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Siyasetin cinsiyeti nihayet değişiyor mu?

Yeni ABD yönetim kadrosunda Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten başlayarak cinsiyet profilinde ciddi değişikler olduğu gözleniyor. Beyaz Saray ekibinden kamu kurumlarının yönetimlerine kadar kadınlara verilen görevler bir kotayı doldurmaktan ziyade giderek liyakat ağırlıklı bir zemine çekilmiş durumda. Bu farklılık cinsiyet eşitliği açısından nasıl yorumlanmalı? Küresel etkisi ne yönde olacak?

ABD’de 2020 yılı kasım ayında yapılan seçimlerin sonucunda Donald Trump’ın kaybetmesi kadar başkan yardımcılığına bir kadının gelmesi de dikkat çekti ve ABD’de değişiklik isteyenleri memnun etti. Kadınların liderliği küçük bir grup kadın akademisyenin ilgilendiği ve sınırlı sayıda ülkenin öne çıktığı, sayılı uluslararası organizasyonun desteklediği bir konuyken, özellikle son on yılda konu epey popülerleşti ve şimdiye kadar kadın haklarıyla hiç ilgilenmemiş pek çok kişi ve kurum da konuyu dile getirmeye başladı.

Kadın hareketinin yüzyıllık mücadelesinin yanı sıra 2008 ekonomik krizi sonrası “sürdürülebilirlik” kavramının yanına “dayanıklılık” kavramını da ekleyen ekonomistler ekonominin de ancak kadınların eşit katılımıyla iyileşebileceğini görünce kadın hakları ana akımda daha çok görülmeye başladı. Bu akımın etkisine ilaveten 2016’da Hillary Clinton nezdinde kadın düşmanlığına varan bir seçim kampanyası sonrasında başkanlık koltuğuna oturan Trump’un 4 yıllık korkunç yönetimini takiben gelecek yönetimde bir kadın başkan yardımcısının olmaması düşünülemezdi. Biden yönetimi görevi devralır almaz, bu konuda adımlar da atmaya başladı; Beyaz Saray bünyesinde ilk kez direkt olarak Başkan’a bağlı bir Cinsiyet Eşitliği Politikaları Konseyi kuruldu.[efn_note]Alisha Haridasani Gupta ve Emma Goldberg, “The White House Is Taking Women’s Issues Seriously. Really.” New York Times, 16 Şubat 2021, https://www.nytimes.com/2021/02/16/us/gender-council-biden-administration.html(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note]

Peki, Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in şahsında vücut bulan bu yeni dalga sürekli olacak mı? Kadınların mücadelesi nihayet meyvelerini veriyor mu? Siyasetin cinsiyeti nihayet değişiyor mu?

Bu sorulara cevap vermeden önce gerek Harris gerekse 2020 yılında dünyadaki gelişmelerde kilit roller oynayan kadınları hatırlamak gerekir.

Kilit pozisyonlardaki kadınlar

Kamala Harris hakkındaki haberler Harris’in başkan yardımcısı adaylığı kesinleştikten sonra çoğaldıysa da, Harris, ABD’de son yıllarda gerçekleşen soruşturma ve yargılamaları dikkatle izleyenlerin gözünden kaçmayan bir figürdü. Harris, 2018 yılında, Amerika Birleşik Devletleri’nde yüksek mahkeme yargıçlığına Trump tarafından atanan Brett Kavanaugh’u sorgulayan senatörlerdendi. Harris Kavanaugh’yı hem Trump’ın Rusya ile ilişkilerindeki rolü hem de kadınların kürtaj hakkı konusunda terletmişti.[efn_note]Jack Arnholz, “When Kamala Harris took on Brett Kavanaugh and Bill Barr,” ABC News, 12 Ağustos 2020, https://abcnews.go.com/Politics/kamala-harris-brett-kavanaugh/story?id=72331829(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Kavanaugh aynı zamanda cinsel tacizle de suçlanan bir adaydı. Kamala Harris bir yıl sonra, 2019’da Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi soruşturmaları kapsamında Başsavcı William Barr’ı da sorgulamış, Barr’ın Harris’in hızlı sorularına cevap vermeye yetişememesi de medyada yer almıştı.[efn_note]Bess Levin, “Kamala Harris guts Barr like a fish, leaves him flopping on the deck,” Vanity Fair, 1 May 2019 https://www.vanityfair.com/news/2019/05/kamala-harris-william-barr[/efn_note] Harris şimdi yardımcılığını yaptığı Joe Biden’ı da, Demokrat Parti ön seçimlerinde rakibiyken, ırkçılık konusunda yeteri kadar sert olmamakla suçlayarak epey zorlamıştı.[efn_note]John E. Greeve, “Kamala Harris: trailblazer who went from Joe Biden’s rival to running mate,” 12 Ağustos 2020, https://www.theguardian.com/us-news/2020/aug/11/kamala-harris-trailblazer-joe-biden-running-mate-vp(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Kamala Harris’in bu özellikleri onu Trump’dan ve kadın ve azınlık hakları gibi konularda geride kalan erkeklerden hesap soran bir lider olarak öne çıkardı.

Son yıllarda kadınlar başka ülkelerde ve uluslararası organizasyonların yönetimlerde de çok önemli yerlere geldiler. Nijerya’da maliye bakanlığı ve Dünya Bankası’nda başkan yardımcılığı da yapmış olan Dr. Ngozi Okonjo–Iweala 2021 yılı mart ayı itibarıyla Dünya Ticaret Örgütü’nün başkanı oldu. Christine Lagarde 8 yıl IMF başkanlığının ardından 2019 yılında Avrupa Merkez Bankası’nın başkanı oldu. Almanya eski savunma bakanı Ursula Von der Layen 2019 Aralık ayından bu yana Avrupa Birliği’nin en önemli rolünde, Avrupa Komisyonu’nun başında bulunuyor.

Kadınlar pandemi sürecini daha iyi yönetti

COVID-19 pandemisinin yönetiminde de kadınlar öne çıktı. Tayvan’dan Almanya’ya, Yeni Zelanda’dan Hindistan’a kadar farklı coğrafyalarda kadın liderler ve politikacılar pandemiyi daha iyi yönettiklerini kanıtladılar. Kısa süreli ve sınırlı zamanlarda çabuk sonuç alınacak ancak uzun dönemde sürdürülebilir olmayabilecek planlar yerine uzun süreli planlar yapan kadın liderler pandemiyi daha iyi yönettiler. Örneğin Danimarka ve Norveç’in kadın liderleri pandemi yönetişiminde hemen çocukları bilgilendirdiler.

Geçtiğimiz yıl ABD’yi pandeminin ortasında sarsan Siyahi Hayatlar Önemlidir protestolarını organize edenler de üç kadındı: Alicia Garza, Patrisse Cullors ve Opal Tometi.

Belarus’ta Svetlana Tikhanovskaya, muhalefet liderlerinden olan kocasının seçimlerden hemen önce hapse atılması üzerine muhalefetteki diğer kadın politikacılarla anlaşarak ülkeyi karmaşadan çıkardı. ABD’de Stacey Abrams yıllardır sürdürdüğü çalışmalarının meyvesini bu sene aldı ve Cumhuriyetçilerin kalesi olan Georgia eyaletinde siyah kadın, gençler ve yaşlıları sandığa gitmeye ikna ederek eyalette Demokratların üstünlüğünü sağladı.

Büyük kazanımlar

İsimlerini sayamadığımız kadar çok kadın dünyanın dört bir yanında direndi. Önce İtalya’da ardından Polonya’da kadınlar haftalar boyunca sokaklardaydı ve daha önce de zorla kazandıkları kürtaj haklarının geri alınmasını önlediler. Arjantin’de kadınlar kürtaj hakkını ancak yılın son günlerinde elde etti. İspanya’da Eşit İşe Eşit Ücret Yasası kabul edildi ve cinsiyete dayalı ücret eşitsizliği yasaklandı. Brezilya ve Sierra Leone’da kadın futbolcular erkek meslektaşlarıyla eşit ücret almaya başladı.[efn_note]UN Women. 2020. ‘’ Ten defining moments for women in 2020’’, 17 Aralık, 2020. https://www.unwomen.org/en/news/stories/2020/12/compilation-defining-moments-for-women-in-2020[/efn_note] İskoçya’da kadınların adet dönemlerinde kullanacakları ürünlerin tüm kamu alanlarında bedava olarak sağlanmasını mümkün kılan bir yasa çıktı.[efn_note]Picheta, Rob ve Kottasová, Ivana. 2020. ‘’ Scotland becomes first country to make tampons and pads available for free’’, CNN, 25 Kasım, 2020. https://edition.cnn.com/2020/11/24/uk/scotland-period-products-vote-scli-gbr-intl/index.html(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Afganistan’da nihayet annelerin isimleri çocuklarının nüfus kağıdına girdi.

2017 yılında başlayan, cinsel tacize uğrayan kadınların ifşa hareketi metoo, Hollywood’un ünlü yönetmen ve yapımcısı Harvey Weinstein’ın 23 yıl hapis cezası almasıyla önemli bir dönemece ulaşırken,[efn_note]Gill, Gurvinder ve Rahman-Jones, Imran. 2020. ‘’ Me Too founder Tarana Burke: Movement is not over’’, BBC NEWS, 9 Temmuz, 2020. https://www.bbc.com/news/newsbeat-53269751(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] İran’a kadar yayılan ifşa hareketi tüm hızıyla sürdü. Lübnan’da işyerinde cinsel taciz suç haline geldi.[efn_note]Yassine, Hussein. 2020. ‘’ Lebanese Parliament Just Voted To Criminalize Sexual Harassment’’, The961, 21 Aralık, 2020. https://www.the961.com/lebanese-parliament-sexual-harassment(Erişim tarihi 20.02.2020)[/efn_note] Meksika, Nijerya, Bangladeş, Pakistan, İsrail ve Hindistan’da kadınlar tecavüz edilerek öldürülen kızkardeşleri için sokaklardaydı.

Siyasetin cinsiyeti değişir mi?

Kadınların bu etkinliklerine bakıldığında, ne Kamala Harris’in başkan yardımcılığı rolüne gelmesinin ne de kadın haklarının anaakımda daha görünür olmasının anlık gelişmeler değil, birbirini besleyen, birbirinin üstüne eklenen, biriken bir mücadelenin sonucu olduğunu görüyoruz.

Peki, yüzyıllardır erkekleri önceleyen siyaset, bazılarının iddia ettiği gibi, belki de şimdiye kadar yine aynı etkinlikleri sürdüren ancak teknolojik gelişmeler, hızlı haber alma yeteneğimiz karşısında daha da görünür olan kadın hareketleri sayesinde cinsiyetini değiştirecek mi?

Benim yanıtım evet. Çünkü tabandan tavana örgütlenen kadınların varlığı, kadınların liderlik pozisyonlarına geldiklerinde, liderler kadınlardan yana saf aldıklarında ve kadın odaklı politikalara öncelik verdiklerinde nelerin değişebileceğini de gösteriyor. Kadın dostu politikaların tüm toplumun lehine olduğunu, kadın dostu politikaların en erkek egemen alanlardan olan uluslararası ilişkiler alanında bile nasıl farklı olarak uygulanabildiğini düşünürsek, sistemlerin de nasıl değişebileceğini daha açıkça görebiliriz.

Örneğin, son yıllarda İsveç, Kanada ve hatta Meksika ve Fransa liderlerinden de duyduğumuz Feminist Dış Politika kavramı, kadınlara yönelik ayrımcılığı ve şiddeti sona erdirmeyi, kadınların temsilini ve katılımını arttırmayı hedefliyor. Bu hedefler pratik hayata da yansıyor. Kanada, 2017 yılında Feminist Uluslararası Yardım Politikası olarak adlandırdığı programında, kadınların yönettiği organizasyonlarla çalışarak kadınların liderliğini ve seslerini güçlendireceğinin altını çizerek, Kanada’nın dış yardımlarının toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlenmesi konulu programlara gideceğini ilan etti.[efn_note]Heather Smith and Tari Ajadi, Canada’s Feminist Foreign Policy, International Journal, 2020, s 1-16[/efn_note] İsveç 2018 yılında yardım bütçesinin yüzde 90’ını cinsiyet eşitliğine odaklanan organizasyonlara ayırdı. Bu yardımlar yalnızca kadın ve kız çocuklarının sorunlarıyla ilgilenen kuruluşlara yönelik değil, cinsiyete göre sınıflandırılmış veriyle çalışarak kadınların daha çok etkilendiği taşıma, temiz suya ulaşım gibi kalkınma problemlerine çözüm bulmaya çalışan kurumlara da yapıldı.[efn_note]Alisha Haridasani Gupta, “What Do Sweden and Mexico Have in Common? A Feminist Foreign Policy”,
21 Temmuz 2020, https://www.nytimes.com/2020/07/21/us/sweden-feminist-foreign-policy.html Erişim tarihi 25.10.2020[/efn_note]

Meksika 2020 yılında ilan ettiği feminist dış politika programında[efn_note]Lyric Thompson, ”Mexican Diplomacy has Gone Feminist” Foreign Policy, 14 Ocak 2020, https://foreignpolicy.com/2020/01/14/mexican-diplomacy-feminist-foreign-policy/ Erişim tarihi, 14 Şubat 2021[/efn_note] Dışişleri Bakanlığı içinde cinsiyet eşitliğini sağlama amacını beyan etti. Fransa’da da Avrupa ve Dış İlişkiler Bakanlığı 2018-2022 uluslararası cinsiyet eşitliği stratejisinde kadına yönelik cinsel içerikli şiddet, iş yerinde eşitlik ve kız çocuklarının eğitimi konusunda öncü olacağını duyurdu.[efn_note]Feminist Diplomacy, France Diplomacy, https://www.diplomatie.gouv.fr/en/french-foreign-policy/feminist-diplomacy/#:~:text=%22France%20wishes%20to%20support%20the,between%20men%20and%20women%20everywhere.%22, Erişim Tarihi, 14 Şubat 2021[/efn_note]

ABD kendi bünyesindeki bu değişimi ihraç etmeye çalışır mı?

ABD’deki kadın hakları savunucularının yıllar süren mücadelesi sonucu nihayet gelinen bu nokta hiç şüphesiz heyecan verici. Ama dış politikasının bir kısmını değerler ihracı üzerinden şekillendiren ABD’nin kendi siyasetinde yaşadığı kadınlarla ilgili değişimi teşvik ya da yaptırım yoluyla yaygınlaştırıp yaygınlaştırmayacağı belirleyici olacak. ABD’deki yeni yönetim İsveç, Kanada ya da Meksika gibi feminist bir dış politika söylemine açıkça yer verebilecek mi?

Feminist dış politika kavramının uygulama sonuçlarını görmenin zaman alacağı da açık. Ancak, elimizdeki başka çalışmalar, kadınların özelikle çatışmanın önlenmesine ve çözümüne katkılarını,[efn_note]Thania Paffenholz et al. “Kadınları Saymak Değil Saydırmak: Kadınların Barış Süreçlerine Dahil Edilmesinin Etkileri”, Inclusive Peace and Transition Initiative, Kısa Bilgilendirme Notu, Ocak 2016[/efn_note] barış anlaşmalarının sürekliliğini artırdıklarını,[efn_note]Mary O’Reilly, 2015. Why Women, https://www.inclusivesecurity.org/wp-content/uploads/2020/02/Why-Women-Brief-2020.pdf(Erişim tarihi 03.03.2020)[/efn_note] kadınların lider seçildiklerinde kamuya daha çok yatırım yaptıklarını[efn_note]Ragabendra Chattopadhyay ve Esther Dufflo, 2004Women as Policy Makers: Evidence from a Randomized Policy Experiment in India, Econometrica, Volume72, Issue5.[/efn_note] gösteriyor.

Pandemi sırasında da fark ettiğimiz gibi, mevcut sistemin aslında çok da kalıcı ve sağlam olmadığında, sisteme yeni gözlerle bakmamız gerektiğinde hemfikirsek, kadınların politikanın her alanına, her seviyede katılımının bunun için en iyi yol olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Kamala Harris’in başkan yardımcısı olduğunda, annesine selam ederek söylediği gibi, her kadın, kendisinin ilk olduğu alanda, o alanda son kadın olmayacağını garantilerse, belki de gelecek biraz daha umut verici olur.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 8 Mart 2021’de yayımlanmıştır.

Zeynep Alemdar
Zeynep Alemdar
Prof. Dr. Zeynep Alemdar - Okan Üniversitesi İşletme Yönetim Bilimleri Fakültesi Dekanı, Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi ve Toplumsal Cinsiyet Çalışmaları Araştırma ve Uygulama Merkezi müdürü. Aynı zamanda Türkiye ve bölgesinde kadınların uluslararası siyasete etkin katılımının artmasını amaçlayan Dış Politikada Kadınlar İnisiyatifi’nin (WFP14) kurucusu. Lisans derecesini Galatasaray Üniversitesi İktisat bölümünde, yüksek lisansını Kentucky Üniversitesi Patterson School of Diplomacy’de, doktora eğitimini de Kentucky Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde tamamladı. İnsan hakları, demokratikleşme, Türkiye’de sivil toplum ve Türkiye-AB ilişkileri konularını, kadın farkındalığıyla odağa alan çalışmalarından sonra son yayınları genelde kadınlar, barış ve güvenlik meselelerini kapsıyor. Pek çok uluslararası organizasyon (BM Kadın Birimi, Dünya Bankası) için kadınların tüm karar alma mekanizmalarına katılmasından, farklı sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliğinin anaakımlaştırılmasına kadar çeşitli projelerde danışmanlık, eğiticilik, değerlendirme fazlarında çalıştı. 2014 yılından bu yana da kadınların liderliği ve feminist liderlik üzerine eğitimler veriyor ve çalışıyor. Kadın sivil toplum kuruluşlarına da destek veriyor. Alemdar, pek çok ülkede farklı katılımcılara uluslararası siyaset, dünyada ve Türkiye’de kadın hareketleri konularında ders verdi, Portland State Üniversitesi’ndeki Mark O. Hatfield School of Government’ta misafir öğretim üyesi olarak bulundu. 2014 yılında ABD’nin saygın düşünce kuruluşlarından Carnegie Endowment for International Peace tarafından Avrupa-Atlantik Bölgesinin 40 Yaşından Genç 40 liderinden biri olarak seçildi ve akademik iznini Washington D.C.’de geçirdi. Halen European Leadership Network’ün Genç Liderler İnisiyatifi üyesi.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x