Çocuklar, iş hayatının koşturmacası ve iş arkadaşları, hayatımızın önemli bir kısmında sosyalleşmemizi mümkün kılar. Ancak yaş ilerledikçe genellikle bunlar azalır ve yalnızlık hissi bazen bizi umutsuzluğa sevk eder. Klinik psikolog Carrie Ditzel, Psyche internet sitesindeki yazısında özellikle 60 yaş üzerindekilere ve emeklilikte yalnızlıkla başa çıkma rehberi sunuyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“İleri yaştaki pek çok yetişkin, kendilerini hayatlarının önceki dönemlerine göre daha yalnız hissediyor. Çoğu zaman, bu kişilerin çocukları başka yerlere taşınmıştır. Bir veya daha fazla yakın aile üyesi ya da arkadaşlarını kaybetmiş olabilirler. Birçoğu için emeklilik, iş arkadaşlarıyla dolu bir işyerine koşturma günlerini sona erdirmiştir.
Siz de çevrenizle eskisinden daha az bağlantılı olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Belki bazı sabahlar, o gün ne yapacağınızı merak ederek uyanırsınız, ama dünyaya açılacak motivasyonunuz yoktur. Ya da kendinizi ağlayarak eski fotoğraflara bakarken ve geçmiş günlere özlem duyarken bulursunuz. Hatta sevdikleriniz tarafından unutulmuş veya aramadıkları ya da size gelmedikleri için hayal kırıklığına uğramış hissedersiniz. Bu veya benzeri deneyimler yaşıyorsanız, çok yaygın olan yalnızlıktan muzdarip olabilirsiniz.”
Yalnızlık: sosyal ihtiyaçlar karşılanmadığı için yaşanan keder
Yazar, Carie Ditzel, yalnızlığın sosyal ihtiyaçların karşılanmadığı hissinden kaynaklanan bir keder biçimi olarak tanımlanabilecek öznel bir deneyim olduğunu söylüyor:
“İleri yaştaki yetişkinler için, sevdiklerini kaybetmek ya da belirli rutinlerin sona ermesi yalnızlık riskine katkıda bulunabilir. İleri yaştaki yetişkinler arasındaki yaygınlığına ilişkin tahminler dünya genelinde değişiklik gösterse de, araştırmalar ABD’de bu yaşlardaki insanların yaklaşık üçte birinin yalnızlığı deneyimlediğini gösteriyor.
Üzüntü, can sıkıntısı veya boşluk hissinin eşlik edebildiği süregelen yalnızlık, günlük yaşama müdahale edebilir. Bazen, günlük faaliyetlere katılma motivasyonunu azaltabilir ve hatta başkalarından uzak durmaya neden olabilir. Kronik yalnızlık aynı zamanda bir sağlık sorunudur. ABD Ulusal Yaşlanma Enstitüsü, yalnızlığın yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve bilişsel gerileme gibi durumların gelişmesi veya kötüleşmesinin yanı sıra ruh sağlığı sorunları ile de ilişkili olduğunu vurguluyor. Bazı araştırmacılar, yalnızlığın sinir sistemiyle etkileşime girerek aşırı uyanıklık, uyku bozukluğu ve duygusal sıkıntı hissine yol açabileceğini öne sürüyor ki bunlar, depresyon ve kaygı bozukluğunun başlangıç belirtileri.
Dolayısıyla yalnızlıkla başa çıkmanın yollarını öğrenmek, stresi yönetmeye ve genel sağlığı korumaya yardımcı olabilir. (…)
Bağlantıda kalmak
Kaybettiğiniz bir sevdiğinizi geri getiremeyeceğinizi veya sosyal koşullarınızı bir günde değiştiremeyeceğinizi düşünüyor olabilirsiniz. Her gün topluluk içine girememeniz veya ailenizi ziyaret edememeniz mümkündür. Ancak yalnızlık deneyimine karşılık neler yapabileceğinize odaklanarak, onun külfetini azaltabilirsiniz. Buradaki amaç, her hafta belirli bir süreyi sosyalleşmeye ayırmak değil, başkalarıyla hâlihazırda olduğundan daha bağlantılı olmak için adımlar atmak ve yalnızlığın getirdiği zorlu duygularla başa çıkma becerinizi geliştirmektir.
Bunu akılda tutarak, aşağıdaki önerileri dikkate almanızı ve elinizden geleni denemenizi tavsiye ederim. Burada kilit nokta, düşüncelerinizde ve eylemlerinizde her yaşta değişiklikler yapabileceğiniz ve hatta küçük değişikliklerin bile iyilik haliniz ve bağlılık duygunuz üzerinde dalga etkisi yaratabileceğinizi hatırlayarak, dayanıklılığınızdan faydalanmaktır.
Düşüncelerinize dikkat gösterin
Kendinizi kötü hissediyorsanız ve bunun yalnızlıkla ilgili olabileceğinden şüpheleniyorsanız, durumunuz hakkında ne düşündüğünüze bakmak yardımcı olabilir. Her şeyin farklı olmasını mı diliyorsunuz? Yalnız olduğunuz için kendinizi mi suçluyor yoksa başkalarına öfke mi duyuyorsunuz? Kaybettiğiniz bir sevdiğinizi mi düşünüyorsunuz? Pişmanlıklarınıza mı odaklanıyorsunuz?
Bazı iç diyaloglarınız sizi üzüyor olabilir. Durup düşüncelerinize yakından dikkat gösterirseniz, bazılarının olumsuz olduğunu fark edebilirsiniz. Bunları yüksek sesle söyleyecek olsaydınız, ‘asla’, ‘hep’ veya ‘öyle olmalıydı’ gibi kelimeler çıkabilir ağzınızdan. Örneğin, danışanlarımın çoğu kendi kendilerine şunları söylediklerini fark ediyor: Çocuklarım beni asla aramayacak, çok meşguller; çocuklarım olsaydı şimdi yalnız kalmayacaktım… Değişim ihtimaline dair umutsuzluğu ifade eden başka bir düşünce de şudur: Ne yaparsam yapayım, sorunlarımı asla çözmeyecek.
Bu şekilde tek taraflı ve olumsuz düşünceler yalnızlığı şiddetlendirebilir. Ancak belirli düşüncelerin yararsız olduğunu anladığınızda, onları yönetmek için adımlar atabilirsiniz. Ya dikkatinizi bu tür düşüncelerden uzaklaştırmak ya da bazı karşı düşünceler bulmak yardımcı olacaktır. (…)
Topluluğunuzla yeni bağlantılar kurun
Topluluk temelli bir organizasyona veya faaliyete dâhil olmak, başkalarıyla bağlantı kurmanın, daha az izole hissetmenin ve belki de bu süreçte amaç duygunuzu geliştirmenin denenmiş ve gerçek bir yoludur. Yakındaki bir toplum merkezi, kulüp ve yerel kütüphane, başkalarıyla vakit geçirme fırsatları sunabilir.
Bunun için dışa dönük olmanıza da gerek yok. Örneğin, bazı danışanlarım, ileri yaştakiler için yerel bir haftalık egzersiz sınıfına katılmanın evden çıkmalarına yardımcı olduğunu söylüyor. İçlerinden çekingen olan biri bu aktiviteyi seviyor, çünkü çok fazla konuşmasına gerek kalmadan bir grubun parçası olabiliyor. (…) Yalnız günlerle savaşmaya yardımcı olabilecek sadece bu faaliyetlerin kendisi değil, benzer düşüncelere veya ortak deneyimlere sahip insanların yanında olma fırsatı da sağlar. Bunların hepsi bağlılık duygusu yaratmaya yardımcı olabilir.
Bağlılık, başka yollarla da olabilir. Bir organizasyona katılmak size göre değilse, mahallenizdeki bir kafede oturmak veya vitrinlere bakmak, dünyayla daha fazla iletişim halinde olmanızı sağlayabilir. Diğer müşteriler arasında bir şeyler içerken veya bir dükkân sahibiyle sohbet ederken, daha büyük bir topluluğa ait olduğunuzu hissedebilirsiniz. Emekliyseniz ve daha önce çalışmak sizin için insanlarla bağlantı kurmanın bir yolu olduysa, hafta boyunca mahallenizde, yerel bir organizasyonda veya başka bir yerde yaptığınız sohbetler, diğerleriyle temas halinde olma duygusunu yeniden üretmenize yardımcı olabilir. (…)
Sahip olduğunuz ilişkileri besleyin
Önemsediğiniz kişilerle rutin temaslar başlatmak, yalnızlıkla mücadelede yapabileceğiniz başka bir olumlu eylemdir. Aileniz veya arkadaşlarınız size yakın oturmuyorsa, sık konuşmadığınız sevdiğiniz birine düzenli olarak bir not veya kart göndermeyi deneyebilirsiniz. Bu, bir bağlantıyı sürdürmeye yardımcı olacak hoş bir temas noktasıdır. (…)
Başka bir seçenek, nerede yaşarsa yaşasınlar bir arkadaşınız veya akrabanızı her hafta ya da birkaç haftada bir belirli bir zamanda aramaktır. (…) İzlediğiniz bir film veya TV programı hakkında konuşabilir veya onlara aynı şeyi sorabilirsiniz. Yakınlarda yaşıyorsanız, öğle yemeği veya kahve için buluşabilirsiniz. Aylık bir buluşma bile planlayabilirsiniz. Bu rutinler, güvenebileceğiniz düzenli bir bağlantı için önemli adımlardır.
Çoğunlukla, birlikte çalıştığım ileri yaştaki yetişkinler bana unutulmuş hissettiklerini, genç aile üyelerinin yoğun programları varken kendilerinin evde uzun günler geçirdiklerini söylüyor. Bu danışanlarıma şunu öneriyorum: Gelmeleri gerekse bile aile üyelerinin size gelmesini beklemeyin. Bu pasif yaklaşım sadece sıkıntıya neden olur. Temasa geçin ve size verdikleri ‘evet’leri kabul edin. ‘Evet’ ile kastettiğim, belki de değer verdiğiniz kişiden tam olarak istediğinizi değil; onların sundukları, almaya değer bir şeydir. Öğle veya akşam yemeği teklifinize programları izin vermese de; haftalık bir telefon görüşmesi için uygunluklarını ‘evet’ olarak kabul edin.”
Topluma katkıda bulunmanın yeni yollarını bulun
Yazar, yalnızlıkla mücadele için amaç duygusunu yenilemeyi öneriyor:
“Başkalarının hayatlarına katkıda bulunmanın yeni yollarını nasıl bulabilirsiniz? Orta yaş telaşı yatıştıktan sonra, her günün amacı genellikle bize bağlıdır ve bunu güçlendirici bir şey olarak görmenizi tavsiye ederim. Seçeneklerden biri, topluluğunuzdaki gönüllülük faaliyetlerini keşfetmek (veya bunlara yeniden dâhil olmaktır). (…) Topluluğa girmek zorsa, yaratıcı davranarak evinizden neler yapabileceğinizi düşünün. (…)
Teknolojiyi amaçlı kullanın
Sosyal medya sitelerindeki kısa metin mesajları ya da sohbetler bile, sağlam, kaliteli ilişkilerde bağlantıda kalmak için değerli fırsatlar sunabilir. (…) Bir platform üzerinden görüntülü görüşme yapmak, o anda ulaşılamayan biriyle bağlantı kurmanın başka bir yoludur. (…) İnternet, kişisel olarak ulaşılması zor olan toplum kuruluşlarıyla bağlantı kurmak için de faydalı olabilir (örneğin, evinizden çıkmadan yardımda bulunmak isteyeceğiniz bir hayır kurumu). Bir sosyal medya sitesi veya telefon uygulaması aracılığıyla bağ kurmak ilginizi çekiyor ancak bunu nasıl yapacağınızdan emin değilseniz, bir aile üyesinden veya arkadaşınızdan yardım isteyebilirsiniz.
Rutinlerinizi gözden geçirin
Yalnızlık deneyimi stresli olabilir ve sağlık ve iyilik hali ile bağlantılıdır. Olası olumsuz etkileri yönetmenize yardımcı olması için günlük ve haftalık rutinlerinizi gözden geçirmenizi ve gerektiğinde ayarlamalar yapmanızı tavsiye ederim. Mümkün olan her şekilde fiziksel olarak aktif kalmayı planlayın. (…)
Rutinlerin gücünü hafife almayın. İleri yaştaki yetişkinler, günden güne daha az beklentiye sahip olabilirler. Ancak bu yapı eksikliği, yeme ve uyku alışkanlıklarını bozabilir ve bu da iyilik halini etkileyebilir. İşe gitme veya aileyle ilgilenme gibi günlük rutinler olmadan, ileri yaştaki yetişkinler genellikle yeme ve uyku rutinlerini aktif olarak güçlendirmeye ihtiyaç duyar ve bunların önemini hatırlaralar. (…)
İleri yaştaki yetişkinleri, geçmişte yapmış olabilecekleri (örneğin yapmaktan vazgeçtikleri bir hobi veya tutku) ya da her zaman yapmak için daha fazla zamana ihtiyaç duydukları şeyleri düşünmeye teşvik ediyorum. Bu faaliyetlerden bir veya daha fazlasıyla yeniden meşgul olmak, yalnızlık duygularıyla baş etmenin başka bir yolu olabilir.
Yalnızlık duygularıyla baş etmekte zorlanıyorsanız ve umudunuzu yitiriyormuş gibi hissediyorsanız, biriyle konuşun. (…) Pek çok ileri yaştaki yetişkin de dâhil olmak üzere çoğu insan hayatlarının bir noktasında yalnızlığı deneyimlerken sürekli sıkıntı ve ıstırap halindeyse, doğrudan destek sağlamak üzere eğitim almış biriyle bu hisleri paylaşmaya değer.”
Bu yazı ilk kez 9 Mayıs 2023’te yayımlanmıştır.