Yaş ilerledikçe oyun, keyif ve yaratıcılığın hayatınızda eskisi kadar yeri olmadığını ya da olmayacağını düşünenlerden misiniz? Klinik psikolog Beth Kurland, Psychology Today internet sitesinde yayımlanan yazısında, bunun böyle olmak zorunda olmadığını ve sahip olduğumuz içsel niteliklerle yeniden bağ kurarak hayattan yeniden zevk alabileceğimizi söylüyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“Dün gece seyirciler arasında oturdum ve yetişkin kızımla birlikte yaklaşık 40 kişinin sergilediği, hem seyirciler hem de oyuncular için oldukça keyifli olan müzikal bir yapım izledim. İşin püf noktası, rollerini öğrenmek, prova yapmak ve her şeyi başarmak için sadece iki günlerinin olmasıydı! (…)
Seyircileri gerçekten hayrete düşüren muhteşem performansın yanı sıra benim için öne çıkan, sahnedeki her bir kişiden yayılan enerji, heyecan, coşku, neşe, eğlence ve içtenlikti. Çok eğlendiler ve biz seyirciler de bunu hissettik!
Bu etkinlik beni orta yaşta artık kullanmadığımız belirli niteliklerin önemi hakkında düşünmeye sevk etti ki bunlar iyilik halimiz ve gelişmemiz için çok önemli nitelikler. Sahnede gördüklerim, yani oyun, anda olma, yaratıcılık, bağ ve keyif, gelişmek ve büyümenin (özellikle yaş ilerledikçe) temel bileşenleri.
Günü geçirmek yerine gelişmek
Çoğumuz sadece günü geçiriyormuş gibi hissedebiliriz. Hayat zorluklarla doludur ve stres, otomatiklik, endişe, bunalmışlık, kopukluk ve bazen de kapanma döngülerine kapılmak kolaydır. Bu durum, sinir sistemimizin bize yeniden şarj olmamız gerektiğini haber vermesi olarak da okunabilir. Sinir sistemimiz aşırı hızda çalışır ve bir hayatta kalma tepkisinde (savaş, kaç, don) kilitlenir. Bazen bu durum normal olsa da, çoğumuz yeniden düzenleme ve dengeye geri dönmeden, sıfırlamanın bir yolunu bulamadan burada sıkışıp kalabiliriz.
Aşağıdaki niteliklerin her birini geliştirdiğimizde (üstelik bunu her yaşta ve yaşam koşullarımızı değiştirmeden de yapabiliriz), sinir sistemimizin yenilenmesine yardımcı oluruz ve gelişmek için gerekli koşulları yaratırız.”
Yazar, gelişmenin varılacak tek seferlik bir yer değil, iyilik halimizi destekleyen içsel niteliklerle bağlantı kurduğumuz sürekli bir uygulama hali olduğunu söylüyor.
“İşte gerçek etki yaratabilecek beş özellik:
- Oyun: Oyun çocuklarda doğuştan gelen bir özellik olsa da, yetişkinlikte bu özelliği genellikle kaybederiz. Hayata karşı olumlu bir bakış açısıyla ilişkili olan oyun stresle başa çıkmaya yardımcı olabilir, yetişkinlikte gelişmeyi teşvik edebilir.
Peki oyun için neler yapıyorsunuz ya da yapabilirsiniz? Bazı yetişkinler organize sporlar aracılığıyla oyun oynarken, çimlerde çıplak ayakla yürümek, kimse bakmıyorken dans etmek veya çocuklarınızın ya da torunlarınızın seviyesine inip onların yönlendirmesine kendinizi bırakmak gibi aktiviteler de yapılabilir.
- Anda olmak: Araştırmalar, zihnimizi ve bedenimizi önümüzde olana odakladığımızda, otomatik pilotta ve zihnimiz başka yerlerdeyken olduğumuzdan daha mutlu hissettiğimizi gösteriyor. (…)
Kendinize şunu sorun: ‘Şu anda ne yapıyorum ve tüm dikkatimi buna verebilir miyim?’ Ayrıca, önceden anda olma niyetinizi belirleyerek ve mümkün olduğunca çok sayıda duyunuzu kullanarak pratik yapma fırsatları yaratabilirsiniz. Örneğin, ‘Önümüzdeki beş dakika boyunca eşimleyken veya yürüyüşe çıkarken ya da bitkileri sularken mümkün olduğunca anda olacağım.’ Bunun ruh halinizi nasıl etkilediğine dikkat edin.
- Yaratıcılık:Araştırmalar, yaratıcılık ve iyilik hali arasında güçlü bir bağlantı olduğunu destekliyor. Hepimizin yaratıcılık için benzersiz bir kıvılcımı vardır. Buna bir güç kaynağı gibi bağlanabildiğimizde, bizi aydınlatır.
Bazıları için bu, sanat, müzik, el işleri, buluş yapma, yeni fikirler üretme, yazma vb. yoluyla olabilir. Önemli bir şey olması da gerekmez. Yemek pişirme konusunda yaratıcı olmak, bir aile üyesi için yaratıcı bir hediye fikri bulmak veya bir günlüğe birkaç ilham verici satır yazmak kadar basit olabilir. Zamanla küçük anlar daha kalıcı içsel değişimler yaratmaya başlar.
- Bağ kurmak: Sosyal bağlar sağlık, iyilik hali ve uzun ömür için hayati önemdedir. Herkesin sosyal bağlara yönelik farklı ihtiyaçları ve bunları karşılamanın farklı yolları vardır. Kendinize hangi tür sosyal bağların harekete geçirici olduğunu sorun. Birebir, küçük gruplar, çok sayıda insan, yeni insanlar ya da iyi tanıdığınız insanlar, topluluk, aile, arkadaşlar, aktiviteler… Ayrıca, ne ölçüde yalnızlığın sizin için yenileyici ve kendinizle bağlantıda hissetmenize yardımcı olduğu (okumak, doğada, sessizlikte, sizi hareketlendiren müzikle vakit geçirmek vb.) üzerine düşünün.
- Keyif almak: Keyif üzerine yapılan araştırmalar, bunun iyilik halimiz ve sağlığımızda önemli bir rol oynadığını gösteriyor. Keyfin, çok sevdiğimiz ya da önemsediğimiz bir şeyi, bir amaca ulaşmak kaygısı olmadan yaptığımızda kendiliğinden ortaya çıkan bir duygu olduğunu düşünüyorum.
Keyifli anlarınızı fark edin. Bunların kaynağı ne? Keyfinizi artırmak için fırsatlar yaratın. Bazıları hareket ve doğadan keyif alır; diğerleri müzikten, sevdikleriyle bir arada olmaktan veya derin anlamlar taşıyan bir şey yapmaktan…
Nihayetinde orta yaşta gelişme göstermek, hayat koşullarınızı değiştirmekle değil; iyilik halinizi destekleyen, sinir sisteminizi yenileyip sizi canlandıran içsel niteliklerle yeniden bağlantı kurmakla ilgilidir. (…)”
Bu yazı ilk kez 18 Haziran 2025’te yayımlanmıştır.
