Dünya çapında oldukça popüler olan Çin menşeli sosyal medya uygulaması TikTok’un ABD’de yasaklanmasına yol açabilecek yeni bir yasa, iki ülke arasında gerilime sebep oluyor. Northwestern Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Nancy Qian, Project Syndicate internet sitesinde yayımlanan yazısında konuyla ilgili gelişmeleri ve TikTok’un meseleye yaklaşımdaki yanlışları anlatıyor.
Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:
“TikTok artık iş dünyasının ve jeopolitiğin en büyük hikâyelerinden biri. ABD Başkanı Joe Biden, Çinli sahibi ByteDance’ın çok popüler olan uygulamayı Çinli olmayan bir şirkete satmaması halinde, dokuz ay içinde yasaklayacak bir yasayı imzaladı.
TikTok ise yasayı ‘siyasi tiyatro’ olarak nitelendirdi ve muhtemelen de haklı: Politikada her zaman tiyatrolar vardır ve Çin’e sopa göstermek şu anda en popüler şovlardan biri. Neredeyse hiçbir konu iki partiyi birleştiremezdi. Ancak TikTok’un tasarının kabul edilmesinden önceki haftalar ve aylarda sergilediği küstahlık göz önüne alındığında, şirketin lider kadrosunun Amerika ve Amerikalıları doğru okuyamadığı açıkça görülüyor.
Diğer ülkelerdeki politika yapıcılarla karşılaştırıldığında, ABD’li kanun koyucular genellikle iş dünyasını düzenleme konusunda isteksiz ve birçoğu daha önce yolsuzluk algısı yaratabileceği, işletmelerin ve yatırımcıların güvenini azaltabileceği ve ifade özgürlüğünü baltalayabileceği korkusuyla TikTok’un zorunlu satışına karşı çıkmıştı. (…)
Veri güvenliği
Bir ay öncesine kadar kamu yararı konusundaki temel endişe veri gizliliğiydi. Kullanıcı verilerine kimlerin erişebileceği ve bu verilerin kötü amaçla kullanılıp kullanılamayacağı gibi sorular tüm büyük sosyal medya platformları için geçerli.
Geçtiğimiz 10 yıl boyunca Kongre, konu hakkında, genellikle Meta ve Google gibi büyük ABD şirketlerini hedef alan birçok oturum düzenledi. Ancak bu endişeler TikTok vakasında daha da artıyor, çünkü ABD’li pek çok kanun koyucu, Çin hükümetinin TikTok’u Amerikalı kullanıcılarının verilerini kendisine vermeye zorlayabileceğini varsayıyor. Çin’in 2017 ve 2021’de çıkardığı yasalara göre, istendiği takdirde tüm Çin kuruluşlarının hükümetin istihbarat toplama ve karşı casusluk çalışmalarına yardımcı olması gerekiyor.
TikTok, Amerikalıların verilerini Çin dışındaki sunucularda saklayacağının sözünü verdi. Bu durum, ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun iki yıl önce Huawei tarafından üretilen ekipmanı yasaklama kararının alınmasına neden olan ‘arka kapılar’ konusunda endişeleri devam eden ABD’li kanun koyucuları ve güvenlik yetkililerini tatmin etmedi.
Yine de bir noktada ABD’li düzenleyicilerin şirketin teknolojisini ayrıntılı olarak inceleyeceği uygulanabilir bir çözüm umudu vardı. Veri gizliliği sektör çapında bir sorun olduğundan TikTok, veri koruma tedbirlerine yatırım yapmak ve kendi platformunda bağımsız araştırmaları desteklemek gibi yöntemlerle meseleyi kendi avantajına kullanabilirdi. ABD’li kanun koyucularla orta yolda buluşabilir ve konuya proaktif, şeffaf ve işbirliği ruhuyla yaklaşabilirdi. TikTok, ABD teknoloji endüstrisindeki değişim için olumlu bir güç olabilirdi.
Bunun yerine TikTok agresif bir duruş benimsedi, pahalı lobiciler işe aldı ve feci bir yanlış adımla, (çoğunlukla genç) Amerikalı kullanıcılarını Kongre’deki temsilcileri arama çağrısında bulundu. Açılır mesajlar kullanıcıları ‘Kongre’ye TikTok’un sizin için ne anlama geldiğini bildirin ve onlara HAYIR oyu vermelerini söyleyin’ çağrısında bulundu. Bazı kongre ofislerine gün içinde 1.000’den fazla çağrı yapıldı.
Siyasi sürece müdahale
Uber’in, kullanıcılarını, kendisine karşı olan yasalara yönelik lobi faaliyeti yürütme konusunda harekete geçirmedeki başarısı göz önüne alındığında, bu ilk bakışta akıllıca bir strateji gibi görünebilir. Ancak TikTok çok önemli bir farkı gözden kaçırdı: Uber bir Amerikan şirketi. TikTok, ABD’deki siyasi sürece müdahale ederek durumu kendisi için çok daha kötüleştirdi. (…)
Geçtiğimiz 10 yılda, sıradan Amerikalılar ve kanun koyucular, sosyal medyanın kullanıcıların inançları, davranışları ve oy verme kararları üzerindeki aşırı etkisi ve düşman yabancı aktörlerin büyük platformları kendi amaçları için nasıl kullanabileceği konusunda giderek daha fazla endişe duymaya başladı. Bu risk Amerikan demokrasisinin kalbine darbe vuruyor ve sadece bir varsayımın olmanın da ötesinde. Rusya ve diğer hükümetlerin düzenli olarak ABD ve Avrupa seçimlerine müdahale etmeye çalıştığını hâlihazırda biliyoruz.
Bu bağlamda, TikTok’un kullanıcılarını harekete geçirmesi sadece seçilmiş yetkililer için bir sorun değil, bir alarm ziliydi. Çağrıya yanıt verenlerin çoğu neyi protesto ettiklerini bile bilmiyor gibiydi. Yabancı sermayeli bir şirket, kullanıcılarını kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde manipüle etmenin ne kadar kolay olduğunu yüzsüzce göstermiş ve ne kadar siyasi etki yaratabileceğini başından beri bildiğini doğrulamıştı. Aniden ve anlaşılır bir şekilde, ABD’deki odak noktası Rusya’nın seçmen manipülasyonundan Çin’in seçmen manipülasyonuna kaydı.
Mevcut jeopolitik iklim göz önüne alındığında, belki de hiçbir şey TikTok’u zorunlu satış yasasından kurtaramazdı. Neler olacağını asla bilemeyeceğiz. Ancak şirketin agresif stratejisinin geri teptiği açık. TikTok, birçok kişinin Amerikan demokrasisine saldırı olarak gördüğü şeyi başlattı ve sonunda tasarıyı Kongre’den geçirmek için gereken çoğunluğu sağladı.
TikTok’un Amerika’daki geleceği artık belirsiz. Şirket, bir sonraki adımını atmadan önce lobicilerini ve danışmanlarını kovmalı ki bu kişiler, şirketin, Amerikalıların veri gizliliği ve demokrasiye yönelik tehditler konusundaki meşru endişelerine daha saygılı olmasını tavsiye etmeliydi. ABD’li olmayan tüm firmaların da TikTok’un son dönemde neyin yapılmaması gerektiğini örnekleyen hatalı adımlarından ders alması gerekiyor.”
Bu yazı ilk kez 10 Mayıs 2024’te yayımlanmıştır.