Yalan haberden kaçınmanın 7 yolu

Yalan haber ve dezenformasyon arasındaki farkı biliyor musunuz? Üstünüze doğru gelen haberin ayaklarının yere iyi bastığından emin misiniz? Yalan habere kapılmak hep başkalarının başına gelen bir durum mudur? Tüm bu kirliliği nasıl engellersiniz?

Sosyal medyada yalan haberler, kumpaslar, dezenformasyon patlama yaptı. Öyle ki bu durum nefret söylemi ve kutuplaşmaya yol açarak demokrasilerin altını oymaya başladı. Peki, bu bilgi kirliliğinde yönünüzü bulmak için neler yapabilirsiniz?

ABD’nin Louisiana Üniversitesi Sosyal Psikoloji profesörlerinden H. Colleen Sinclair, The Conversation için kaleme aldığı yazıda 7 yol öneriyor.

Yazıdan önce çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Yalan haber sorunu bir türlü ortadan kalkmıyor. ABD eski Başkanı Donald Trump’a yönelik suikast girişiminin ardından daha da kötüye gidebilir. Facebook ve X gibi internet platformları bu yayılmayı engellemek için bazı adımlar attı. Ancak henüz hiçbir yöntem tüm yanıltıcı içerikleri sosyal medyadan kaldırmakta tam anlamıyla başarılı olamadı. O halde en iyi savunma kendini savunmaktır.

Genel olarak “yalan haber” olarak adlandırılan yanıltıcı ya da düpedüz yanlış bilgiler, haber kaynağı gibi davranan web sitelerinden, siyasi propagandadan ya da anlamlı gibi görünen, ama aslında öyle olmayan haberlerden kaynaklanabilir. Dezenformasyon, insanları kötü niyetle yanıltmak için kasıtlı olarak üretilen bir yanlış bilgi türüdür. Dezenformasyon yanlış olduğu bilinerek kasıtlı olarak paylaşılır, ancak yalan haber, bilhassa insanlar düşünmeden çevrimiçi bağlantılar paylaştığı için bundan habersiz kişiler tarafından paylaşılabilir.

Gelişmekte olan psikoloji araştırmaları, toplumumuzu yalan haberlerden korumaya yardımcı olabilecek bazı taktikleri ortaya koymuştur. İşte yanlış yönlendirilmekten kaçınmak ve kendinizin – ve başkalarının – yanlışları yaymasını önlemek için kullanabileceğiniz yedi strateji.

1. Kendinizi eğitin

Dünya Sağlık Örgütü’nün “infodemi” olarak adlandırdığı duruma karşı en iyi aşı, dezenformasyon ajanlarının sizi manipüle etmek için kullandıkları hileleri anlamaktır.

Bu stratejilerden biri “önceden çürütmek” (prebunking) olarak adlandırılıyor ya da şehir efsanelerini ya da düpedüz yalanları sahte olduğunu baştan fark etmeyi ifade ediyor. Araştırmalar, dezenformasyon tacirlerinin hilelerine aşina olmanın, yalan haberlerle karşılaştığınızda bunları fark etmenize yardımcı olabileceğini ve sizi bu hilelere karşı daha duyarlı hale getirebileceğini gösteriyor.

Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar “Kötü Haber” adlı bir online oyun geliştirdiler ve bu oyun sayesinde oyuncuların yalanları daha iyi tespit edebildiklerini gösterdiler.

Ayrıca internet ve sosyal medya platformlarının nasıl çalıştığı hakkında daha fazla bilgi edinebilir, böylece sizi manipüle etmek isteyen insanların elindeki araçları daha iyi tanıyabilirsiniz.

2. Zaaflarınızın farkına varın

“Önceden çürütme” yaklaşımı siyasi yelpazedeki insanlar için işe yarıyor. Ancak önyargılarını hafife alan insanların aslında önyargılarını kabul eden insanlara göre yanlış yönlendirilmeye karşı daha savunmasız oldukları ortaya çıktı.

Araştırmalar, insanların önceden var olan görüşleriyle uyumlu olan yanlış bilgilere karşı daha duyarlı olduklarını ortaya koydu. Buna “doğrulama önyargısı” deniyor, çünkü kişi zaten inandığı şeyleri doğrulayan bilgilere inanmaya meyilli oluyor.

Buradan çıkarılacak ders, ister siyasi ister dini ister etnik köken ya da milliyet açısından olsun, aynı fikirde olduğunuz ya da kendinizi aynı hizada bulduğunuz gruplardan ya da kişilerden gelen bilgilere karşı özellikle eleştirel olmaktır. Kendinize başka bakış açıları ve aynı konuda bilgi veren başka kaynaklar aramanız gerektiğini hatırlatın.

Önyargılarınızın farkında olup olmadığınız konusunda kendinize karşı dürüst olmanız özellikle önemlidir. Birçok insan kendilerinin değil başkalarının önyargılı olduğunu varsayar ve başkalarının yanlış bilgi paylaşma ihtimalinin kendilerinden daha yüksek olduğunu düşünür.

3. Kaynağın önyargılarını göz önünde bulundurun

Medya kuruluşlarının çeşitli önyargıları vardır. Haber tüketirken, kaynağın ne kadar güvenilir olduğunu ya da hiç güvenilir olmadığını bildiğinizden emin olun. Sadece içgüdülerinizin size söylediklerine değil, gerçekte kime ve neye güvenebileceğinizi öğrenmek için düşük önyargılara ve yüksek doğruluk oranlarına sahip diğer kaynaklardan gelen hikayeleri iki kez kontrol edin.

Ayrıca, bazı dezenformasyon ajanlarının gerçek haber kaynakları gibi görünen sahte siteler oluşturduğunu unutmayın.  Hangi siteyi ziyaret ettiğinizin bilincinde olduğunuzdan emin olun. Kendiniz hakkında bu düzeyde düşünmenin, gerçeği kurgudan ayırma yeteneğinizi geliştirdiği kanıtlanmıştı.

4. Bir nefes alın ve düşünün

Çoğu insan çevrimiçi olduğunda, özellikle de sosyal medyada, eğlence, bağlantı ve hatta dikkat dağıtmak için oradadır. Doğruluk her zaman öncelik listesinin üst sıralarında yer almaz. Yine de çok az kişi yalancı olmak ister.  Yanlış bilgi paylaşmanın bireylere, ilişkilerine ve bir bütün olarak topluma maliyeti yüksek olabilir. Bir şey paylaşmaya karar vermeden önce, kendinize gerçeğe ve doğruluğa verdiğiniz değeri hatırlatmak için bir dakikanızı ayırın.

“Paylaştığım şey doğru mu?” diye düşünmek yanlış bilginin yayılmasını durdurmanıza yardımcı olabilir ve sizi başlığın ötesine bakmaya ve paylaşmadan önce potansiyel olarak doğruluğunu kontrol etmeye teşvik edecektir.

Özellikle doğruluk hakkında düşünmeseniz bile, paylaşmadan önce duraklamak size zihninizin duygularınıza yetişmesi için bir şans verebilir. Kendinize bunu gerçekten paylaşmak isteyip istemediğinizi ve eğer istiyorsanız nedenini sorun. Paylaşmanın olası sonuçlarının neler olabileceğini düşünün.

Araştırmalar, çoğu yanlış bilginin hızlı bir şekilde ve fazla düşünülmeden paylaşıldığını gösteriyor. Düşünmeden paylaşma dürtüsü, partizan paylaşım eğilimlerinden bile daha güçlü olabilir. Acele etmeyin. Aceleye gerek yok. Binlerce kişinin anında bilgi almak için bağımlı olduğu bir son dakika haber kuruluşu değilsiniz.

5. Duygularınızın farkında olun

İnsanlar genellikle eleştirel düşüncenin sonuçlarından ziyade içgüdüsel tepkileri nedeniyle bir şeyler paylaşırlar. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada araştırmacılar, sosyal medya akışlarını duygusal bir zihniyetle inceleyen kişilerin yanlış bilgi paylaşma olasılığının, daha rasyonel bir zihin yapısına sahip olanlara kıyasla önemli ölçüde daha yüksek olduğunu tespit etti.

Özellikle öfke ve kaygı, insanları yanlış bilgilere kanma konusunda daha savunmasız hale getiriyor.

6. Bir şey görürseniz, bir şey söyleyin

Yanlış bilgilere herkesin önünde karşı çıkın. Özellikle çatışmadan korkuyorsanız, arkadaşlarınıza çevrimiçi ortamda meydan okumak rahatsız edici gelebilir. Bir doğruluk kontrol sitesinin linkiyle yanıt verdiğiniz kişi, kendisine seslenilmesinden hoşlanmayabilir.

Ancak kanıtlar, gönderideki belirli gerekçeyi açıkça eleştirmenin ve bunun nasıl sahte olduğuna dair bir bağlantı gibi karşı kanıt sağlamanın etkili bir teknik olduğunu gösteriyor.

“Bu doğru değil” gibi kısa formatlı yalanlamalar bile hiçbir şey söylememekten daha etkilidir. Kişiyle alay etmemek şartıyla mizah da işe yarayabilir. Gerçek insanlar internetteki yanlış bilgileri düzelttiğinde, bir sosyal medya şirketinin bir şeyi şüpheli olarak etiketlemesi kadar, hatta daha fazla etkili olabilir.

İnsanlar diğer insanlara algoritma ve botlardan daha fazla güvenir, özellikle de kendi sosyal çevrelerimizdekilere. Bu durum özellikle konu hakkında uzmanlığınız varsa ya da paylaşımı yapan kişiyle yakın bir bağlantınız varsa geçerlidir.

Ek bir fayda da, herkesin önünde yapılan çürütmelerin diğer izleyicileri, kendileri paylaşmayı seçmeden önce daha yakından bakmak isteyebilecekleri konusunda bilgilendirmesidir. Yani ilk paylaşanın cesaretini kırmasanız bile başkalarının cesaretini kırmış olursunuz.

7. Başka birinin ayağa kalktığını görürseniz, siz de onunla birlikte ayağa kalkın.

Bir başkasının bir haberin yanlış olduğunu paylaştığını görürseniz, “onlar benden önce davrandılar, o yüzden benim yapmama gerek yok” demeyin. Bir paylaşımın yanlış olduğuna dair daha fazla kişi görüş bildirdiğinde, bu durum yanlış bilgi paylaşımının genel olarak grup tarafından hoş karşılanmadığına işaret eder.

Karşı çıkanların yanında durun. Bunu yapmazsanız ve bir şey tekrar tekrar paylaşılırsa, bu insanların yanlış bilgi paylaşmanın sorun olmadığı yönündeki inançlarını pekiştirir.

Yanlış bilginin yayılmasına izin vermek aynı zamanda daha fazla insanın buna inanmaya başlamasını da daha olası hale getirir – çünkü insanlar ilk başta doğru olmadığını bilseler bile tekrar tekrar duydukları şeylere inanmaya başlarlar.

Mükemmel bir çözüm yoktur. Bazı yanlış bilgilere karşı koymak diğerlerine göre daha zordur ve bazı karşı koyma taktikleri farklı zamanlarda veya farklı insanlar için daha etkilidir. Ancak kendinizi ve sosyal ağlarınızdaki kişileri kafa karışıklığı, aldatma ve yalandan korumak için uzun bir yol kat edebilirsiniz.”

Bu yazı ilk kez 24 Temmuz 2024’te yayımlanmıştır.

H. Colleen Sinclair’in,  The Conversation’da yayınlanan “7 ways to avoid becoming a misinformation superspreader when the news is shocking” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://theconversation.com/7-ways-to-avoid-becoming-a-misinformation-superspreader-when-the-news-is-shocking-157099

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Yalan haberden kaçınmanın 7 yolu

Yalan haber ve dezenformasyon arasındaki farkı biliyor musunuz? Üstünüze doğru gelen haberin ayaklarının yere iyi bastığından emin misiniz? Yalan habere kapılmak hep başkalarının başına gelen bir durum mudur? Tüm bu kirliliği nasıl engellersiniz?

Sosyal medyada yalan haberler, kumpaslar, dezenformasyon patlama yaptı. Öyle ki bu durum nefret söylemi ve kutuplaşmaya yol açarak demokrasilerin altını oymaya başladı. Peki, bu bilgi kirliliğinde yönünüzü bulmak için neler yapabilirsiniz?

ABD’nin Louisiana Üniversitesi Sosyal Psikoloji profesörlerinden H. Colleen Sinclair, The Conversation için kaleme aldığı yazıda 7 yol öneriyor.

Yazıdan önce çıkan bölümleri aktarıyoruz:

“Yalan haber sorunu bir türlü ortadan kalkmıyor. ABD eski Başkanı Donald Trump’a yönelik suikast girişiminin ardından daha da kötüye gidebilir. Facebook ve X gibi internet platformları bu yayılmayı engellemek için bazı adımlar attı. Ancak henüz hiçbir yöntem tüm yanıltıcı içerikleri sosyal medyadan kaldırmakta tam anlamıyla başarılı olamadı. O halde en iyi savunma kendini savunmaktır.

Genel olarak “yalan haber” olarak adlandırılan yanıltıcı ya da düpedüz yanlış bilgiler, haber kaynağı gibi davranan web sitelerinden, siyasi propagandadan ya da anlamlı gibi görünen, ama aslında öyle olmayan haberlerden kaynaklanabilir. Dezenformasyon, insanları kötü niyetle yanıltmak için kasıtlı olarak üretilen bir yanlış bilgi türüdür. Dezenformasyon yanlış olduğu bilinerek kasıtlı olarak paylaşılır, ancak yalan haber, bilhassa insanlar düşünmeden çevrimiçi bağlantılar paylaştığı için bundan habersiz kişiler tarafından paylaşılabilir.

Gelişmekte olan psikoloji araştırmaları, toplumumuzu yalan haberlerden korumaya yardımcı olabilecek bazı taktikleri ortaya koymuştur. İşte yanlış yönlendirilmekten kaçınmak ve kendinizin – ve başkalarının – yanlışları yaymasını önlemek için kullanabileceğiniz yedi strateji.

1. Kendinizi eğitin

Dünya Sağlık Örgütü’nün “infodemi” olarak adlandırdığı duruma karşı en iyi aşı, dezenformasyon ajanlarının sizi manipüle etmek için kullandıkları hileleri anlamaktır.

Bu stratejilerden biri “önceden çürütmek” (prebunking) olarak adlandırılıyor ya da şehir efsanelerini ya da düpedüz yalanları sahte olduğunu baştan fark etmeyi ifade ediyor. Araştırmalar, dezenformasyon tacirlerinin hilelerine aşina olmanın, yalan haberlerle karşılaştığınızda bunları fark etmenize yardımcı olabileceğini ve sizi bu hilelere karşı daha duyarlı hale getirebileceğini gösteriyor.

Cambridge Üniversitesi’ndeki araştırmacılar “Kötü Haber” adlı bir online oyun geliştirdiler ve bu oyun sayesinde oyuncuların yalanları daha iyi tespit edebildiklerini gösterdiler.

Ayrıca internet ve sosyal medya platformlarının nasıl çalıştığı hakkında daha fazla bilgi edinebilir, böylece sizi manipüle etmek isteyen insanların elindeki araçları daha iyi tanıyabilirsiniz.

2. Zaaflarınızın farkına varın

“Önceden çürütme” yaklaşımı siyasi yelpazedeki insanlar için işe yarıyor. Ancak önyargılarını hafife alan insanların aslında önyargılarını kabul eden insanlara göre yanlış yönlendirilmeye karşı daha savunmasız oldukları ortaya çıktı.

Araştırmalar, insanların önceden var olan görüşleriyle uyumlu olan yanlış bilgilere karşı daha duyarlı olduklarını ortaya koydu. Buna “doğrulama önyargısı” deniyor, çünkü kişi zaten inandığı şeyleri doğrulayan bilgilere inanmaya meyilli oluyor.

Buradan çıkarılacak ders, ister siyasi ister dini ister etnik köken ya da milliyet açısından olsun, aynı fikirde olduğunuz ya da kendinizi aynı hizada bulduğunuz gruplardan ya da kişilerden gelen bilgilere karşı özellikle eleştirel olmaktır. Kendinize başka bakış açıları ve aynı konuda bilgi veren başka kaynaklar aramanız gerektiğini hatırlatın.

Önyargılarınızın farkında olup olmadığınız konusunda kendinize karşı dürüst olmanız özellikle önemlidir. Birçok insan kendilerinin değil başkalarının önyargılı olduğunu varsayar ve başkalarının yanlış bilgi paylaşma ihtimalinin kendilerinden daha yüksek olduğunu düşünür.

3. Kaynağın önyargılarını göz önünde bulundurun

Medya kuruluşlarının çeşitli önyargıları vardır. Haber tüketirken, kaynağın ne kadar güvenilir olduğunu ya da hiç güvenilir olmadığını bildiğinizden emin olun. Sadece içgüdülerinizin size söylediklerine değil, gerçekte kime ve neye güvenebileceğinizi öğrenmek için düşük önyargılara ve yüksek doğruluk oranlarına sahip diğer kaynaklardan gelen hikayeleri iki kez kontrol edin.

Ayrıca, bazı dezenformasyon ajanlarının gerçek haber kaynakları gibi görünen sahte siteler oluşturduğunu unutmayın.  Hangi siteyi ziyaret ettiğinizin bilincinde olduğunuzdan emin olun. Kendiniz hakkında bu düzeyde düşünmenin, gerçeği kurgudan ayırma yeteneğinizi geliştirdiği kanıtlanmıştı.

4. Bir nefes alın ve düşünün

Çoğu insan çevrimiçi olduğunda, özellikle de sosyal medyada, eğlence, bağlantı ve hatta dikkat dağıtmak için oradadır. Doğruluk her zaman öncelik listesinin üst sıralarında yer almaz. Yine de çok az kişi yalancı olmak ister.  Yanlış bilgi paylaşmanın bireylere, ilişkilerine ve bir bütün olarak topluma maliyeti yüksek olabilir. Bir şey paylaşmaya karar vermeden önce, kendinize gerçeğe ve doğruluğa verdiğiniz değeri hatırlatmak için bir dakikanızı ayırın.

“Paylaştığım şey doğru mu?” diye düşünmek yanlış bilginin yayılmasını durdurmanıza yardımcı olabilir ve sizi başlığın ötesine bakmaya ve paylaşmadan önce potansiyel olarak doğruluğunu kontrol etmeye teşvik edecektir.

Özellikle doğruluk hakkında düşünmeseniz bile, paylaşmadan önce duraklamak size zihninizin duygularınıza yetişmesi için bir şans verebilir. Kendinize bunu gerçekten paylaşmak isteyip istemediğinizi ve eğer istiyorsanız nedenini sorun. Paylaşmanın olası sonuçlarının neler olabileceğini düşünün.

Araştırmalar, çoğu yanlış bilginin hızlı bir şekilde ve fazla düşünülmeden paylaşıldığını gösteriyor. Düşünmeden paylaşma dürtüsü, partizan paylaşım eğilimlerinden bile daha güçlü olabilir. Acele etmeyin. Aceleye gerek yok. Binlerce kişinin anında bilgi almak için bağımlı olduğu bir son dakika haber kuruluşu değilsiniz.

5. Duygularınızın farkında olun

İnsanlar genellikle eleştirel düşüncenin sonuçlarından ziyade içgüdüsel tepkileri nedeniyle bir şeyler paylaşırlar. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada araştırmacılar, sosyal medya akışlarını duygusal bir zihniyetle inceleyen kişilerin yanlış bilgi paylaşma olasılığının, daha rasyonel bir zihin yapısına sahip olanlara kıyasla önemli ölçüde daha yüksek olduğunu tespit etti.

Özellikle öfke ve kaygı, insanları yanlış bilgilere kanma konusunda daha savunmasız hale getiriyor.

6. Bir şey görürseniz, bir şey söyleyin

Yanlış bilgilere herkesin önünde karşı çıkın. Özellikle çatışmadan korkuyorsanız, arkadaşlarınıza çevrimiçi ortamda meydan okumak rahatsız edici gelebilir. Bir doğruluk kontrol sitesinin linkiyle yanıt verdiğiniz kişi, kendisine seslenilmesinden hoşlanmayabilir.

Ancak kanıtlar, gönderideki belirli gerekçeyi açıkça eleştirmenin ve bunun nasıl sahte olduğuna dair bir bağlantı gibi karşı kanıt sağlamanın etkili bir teknik olduğunu gösteriyor.

“Bu doğru değil” gibi kısa formatlı yalanlamalar bile hiçbir şey söylememekten daha etkilidir. Kişiyle alay etmemek şartıyla mizah da işe yarayabilir. Gerçek insanlar internetteki yanlış bilgileri düzelttiğinde, bir sosyal medya şirketinin bir şeyi şüpheli olarak etiketlemesi kadar, hatta daha fazla etkili olabilir.

İnsanlar diğer insanlara algoritma ve botlardan daha fazla güvenir, özellikle de kendi sosyal çevrelerimizdekilere. Bu durum özellikle konu hakkında uzmanlığınız varsa ya da paylaşımı yapan kişiyle yakın bir bağlantınız varsa geçerlidir.

Ek bir fayda da, herkesin önünde yapılan çürütmelerin diğer izleyicileri, kendileri paylaşmayı seçmeden önce daha yakından bakmak isteyebilecekleri konusunda bilgilendirmesidir. Yani ilk paylaşanın cesaretini kırmasanız bile başkalarının cesaretini kırmış olursunuz.

7. Başka birinin ayağa kalktığını görürseniz, siz de onunla birlikte ayağa kalkın.

Bir başkasının bir haberin yanlış olduğunu paylaştığını görürseniz, “onlar benden önce davrandılar, o yüzden benim yapmama gerek yok” demeyin. Bir paylaşımın yanlış olduğuna dair daha fazla kişi görüş bildirdiğinde, bu durum yanlış bilgi paylaşımının genel olarak grup tarafından hoş karşılanmadığına işaret eder.

Karşı çıkanların yanında durun. Bunu yapmazsanız ve bir şey tekrar tekrar paylaşılırsa, bu insanların yanlış bilgi paylaşmanın sorun olmadığı yönündeki inançlarını pekiştirir.

Yanlış bilginin yayılmasına izin vermek aynı zamanda daha fazla insanın buna inanmaya başlamasını da daha olası hale getirir – çünkü insanlar ilk başta doğru olmadığını bilseler bile tekrar tekrar duydukları şeylere inanmaya başlarlar.

Mükemmel bir çözüm yoktur. Bazı yanlış bilgilere karşı koymak diğerlerine göre daha zordur ve bazı karşı koyma taktikleri farklı zamanlarda veya farklı insanlar için daha etkilidir. Ancak kendinizi ve sosyal ağlarınızdaki kişileri kafa karışıklığı, aldatma ve yalandan korumak için uzun bir yol kat edebilirsiniz.”

Bu yazı ilk kez 24 Temmuz 2024’te yayımlanmıştır.

H. Colleen Sinclair’in,  The Conversation’da yayınlanan “7 ways to avoid becoming a misinformation superspreader when the news is shocking” başlıklı yazısından bölümler Mustafa Alkan tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısı ile yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline aşağıdaki linkten erişebilirsiniz. https://theconversation.com/7-ways-to-avoid-becoming-a-misinformation-superspreader-when-the-news-is-shocking-157099

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x