6 Şubat depremlerinin ardından arama kurtarma çalışmaları için Türkiye’ye başka ülkelerden gelen ekiplerin 53’ünün yanında, enkazda canlı aramak üzere eğitilmiş 429 köpek vardı. 18 köpekle gelen Meksika ekibinden herkesin kalbini kazanan Proteo deprem bölgesinde öldü. En kalabalık köpek grubu, Hollanda’dan gelmişti, 46 can, enkaz altında başka canları aradı. Birleşik Arap Emirlikleri ekibinin yanında 20, Slovakya’nın 10, Çin’in 6 köpeği Kahramanmaraş depremlerinden sonraki arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar.
Türkiye’de ne yazık ki arama kurtarma köpeklerinin sayısı çok az. 2021 ve 2022 yıllarında AFAD’a akredite olan toplam köpek sayısı yalnızca 38. Bu denli geniş coğrafyaya yayılan bu son afeti bırakın, daha lokal afetler için bile bu sayının epey yetersiz olduğunu söyleyebiliriz. Mesela, deprem ülkesi olmayan, nüfusu bizimkine eşit ama yüzölçümü Türkiye’nin yarısından küçük olan Almanya’da sadece bir arama kurtarma derneğindeki köpek sayısı 84.
Üstelik sonuçta köpek ve idarecisinden oluşan canlı bir ekipten söz ediyoruz; her arama kurtarma köpeği, her zaman göreve hazır olmayabilir, idarecisi hasta olabilir ya da sahaya hemen çıkamayacak durumda olabilir.
Özetle yeni Proteolara ihtiyacımız var ama kolay yetişmiyorlar.
Batı ülkelerinde neden arama kurtarma köpekleri daha fazla?
Batı ülkelerinde bu konularda eğitimli çok sayıda köpek olmasının ana sebebini sosyo-ekonomik rahatlık olarak tanımlayabiliriz. Zira insanların çoğu ekonomik özgürlükleri sayesinde hayvan sevgileri ile bu denli faydalı bir hobi geliştirerek bir kültürün parçası oluyorlar.
Bu ülkelerde neredeyse merdiven altı tabir edilen köpek üretimi bitmiş durumda, kayıtlı, dolayasıyla anne-babasını bildiğimiz, seceresini takip edebildiğimiz üretim, bizim ülkemizdekinden çok daha fazla. Bu mesele şu açıdan önemli, bir köpeğin seceresini bildiğimiz zaman, köpeklerin hangi özellikleri olduğunu da biliyoruz, hangilerinin arama kurtarmada başarılı olabileceğine dair de henüz doğdukları anda fikir sahibi olabiliyoruz. Buna göre, köpekleri sahiplendirmek ve eğitmek de mümkün olabiliyor. Oysa biz hâlâ köpeklerin kürekle öldürülmelerini engellemek ile uğraşıyoruz maalesef.
Enkaz köpekleri: Görev köpeklerinin özel harekatçıları
Depremlerde kahramanlık yapan ya da hikayeleriyle kalpleri ısıtan köpekler, yalnızca arama kurtarma köpekleri değildi. Köy yolunda kaybolan yardım konvoyuna yol gösteren köpek, bulduğu bir parça ekmeği sahibine ulaştırmak için enkaz üstünde gezen dost, hafızalarımıza kazındı.
Fakat bütün bunlara rağmen, hemen söylemem gerek, her köpek arama kurtarma köpeği olmaz. Arama kurtarma köpeği olacaklarda kompakt bir beden yapısı olması büyük avantajdır, bu zorlu zeminlerde dengesini rahatlıkla sağlayabilmesi anlamına gelir. Özellikle Avrupa ülkelerinde yapılan kayıtlı köpek üretimi fiziksel ve yeteneksel kan hatlarının takibini sağlar; bazı köpek ırklarını (Belçika malinois, Labrador retriever) arama kurtarmada ön planda görmemizin sebebi, bu bilinçli seleksiyon yaklaşımıdır.
Birkaç farklı oyuncak ile yüksek oyun güdüsü ile oynayan, fiziksel kapasitesi üst seviyede, özgüveni epey yüksek köpekler kentsel arama yani enkaz köpekleri olabiliyorlar. Buna kentsel arama diyoruz, çünkü doğadaki aramadan daha farklı bir aramadan söz ediyoruz, birçok kokunun bir arada olduğu kent ortamı, sonuçta doğadan epey farklı.
Fakat enkaz köpeklerinin eğitimi önce doğada başlıyor. Bu eğitim sırasında genel kontrol ve arama prensipleri öğreniyorlar. Bu prensiplerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz: Geniş arazide köpeğin idareci tarafından kontrol edilmesi, idareciden bağımsız olarak arama kabiliyetine sahip olması, enkaz çalışmasından önce bozuk arazi zeminlerinde tecrübe kazanması, kazazedeyi bulabilmek için rüzgarı kullanarak kokuya yani kazazedenin kokusuna ulaşabilmesi ve haber vermesi…
Bu aşamayı geçen köpekler arasından sadece en üst düzeyde olanları kentsel aramaya, yani enkaz aramaya yönlendiriyoruz. Şöyle anlatabilirim, doğadaki arama köpekleri komando eğitimi alıyorlar, kentsel arama, yani enkaz arama köpekleri özel kuvvetler eğitimine tabi tutuluyor.
Enkaz köpekleri nasıl eğitiliyor?
Enkaz köpeğinin eğitimi, bütün köpek eğitimleri gibi, oyun oynamak üzerine kurulu. ‘Kaç kovala’ oynamayı öğreniyorlar önce, sonra da kapalı bir alanda saklanan ama göremedikleri birini bulmayı, yani saklambaç oynamayı. Aslında köpekler bunu yaparken, oyun arkadaşlarını arıyorlar. Oyun arkadaşlarını bulduklarında da havlayarak haber vermeyi öğretiyoruz.
Köpekler sürekli bir eğitim sistemi içerisinde enkaz çalışmaları sürecinde onlarca farklı yaş ve cinsiyette insan arama eğitimlerinden geçiyorlar, bu sayede canlı insan kokusunu enkazda olabilecek başka canlı varlıkların kokusundan ayırt etmeye başlıyorlar. Ancak yeni vefat etmiş bir kazazedeye de hâlâ üzerinde canlı insan kokusu olduğu için alarm verebiliyorlar. Canlı insan kokusuna ulaşıp her haber verdiklerinde yani havladıklarında ödül ve sevgi alıyorlar. Aylar süren bu şartlanma köpeğin en sevdiği oyun ve yaşam tarzı haline geliyor.
Görevlerde karşılarına çıkacak her şeyi eğitimde de onlara öğretmeye çalışıyoruz. Bu da tabii uzun bir süreç anlamına geliyor. Enkazda görev yapacak bir köpeği eğitmek, 1-1,5 yıllık bir süreç. Yalnızca yüksek oyun güdüsü olan köpekler bütün bu aşamaları tamamlayabiliyor ve tehlikeli enkazlara çıkabilecek hale geliyor çünkü asıl amaçları, oyun arkadaşı olarak gördükleri kazazedeleri ya da depremzedeleri bulup, karşılığında bol bol sevilmek ve ödül almak.
Köpekler, enkaz altında canlı olan kişilerin kokularının enkaz üzerine çıkan kokularını yakalayıp, idarecilerine havlama ilkesi üzerine eğitiliyorlar. Fakat sahada çalışırken bunu tek bir köpeğin değil, ikinci bir köpeğin de yapması ve böylece kokunun teyitlenmesi yaygın bir yöntem. Bunlara ek olarak, ses dinleme, termal kamera, sonar teknolojileri, bazı radar teknolojileri de eş zamanlı olarak canlı olduğu tespit edilen kazazedenin tam yerinin anlaşılması için kullanılabiliyor.
Eğitim yapacakları enkaz alanları da gerek
Köpekler eğitilip AFAD sınavlarından da geçtikten sonra akredite oluyorlar. Akredite olduktan sonra da en fazla iki yıl çalışabiliyorlar. Bu iki yılı da sürekli tatbikat ve eğitimle geçirmek zorundalar. Bunu sağlamak içinse yeterli ve doğru şekilde oluşturulmuş eğitim enkazlarına ihtiyaç var. Bu konuda da, ülkemizde ciddi bir eksiklik var, eğitim için kullanılabilecek enkaz sayısı iki elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Son dönemde belediyeler eğitim enkazlarının sayısını artırmak için harekete geçmiş olsalar da, yine de çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
Ayrıca köpekler için AFAD sınavları yılda bir kez yapılıyor. Bu da çok az. Köpeğinizle uzun süren bir eğitim yapıyorsunuz, sınava hazırlanıyorsunuz ama tam da sınavın olacağı gün, köpeğinizin ya da sizin başınıza bir aksilik geliyor ya da bir olumsuzluk yaşıyorsunuz, böyle bir durum, bir yıl daha beklemeniz anlamına geliyor. Bir köpek için bir yıl çok uzun bir süre. Dolayısıyla enkazda çalışabilecek köpeklerin akreditasyonu için yılda en az üç sınav yapılmalı. Bu sınavlar da, farklı iklim koşullarında, zamanlarda ve coğrafyalarda düzenlenmeli ki, her şartta ve sahada görev yapacak köpeklerimizin olduğundan emin olabilelim.
Bu depremlerde, enkaz köpeği olarak eğitimine devam eden köpeklerimiz vardı ama akreditasyon sınavına girmedikleri için, onları yanımızda götürmedik.
Bu sayının arttırılması için sadece devlet kurumlarına da güvenilmemeli. Gönüllü organizasyonlara da destek olunmalı. Öyle köpeklerle karşılaşıyoruz ki, evde pet olmaya zorlanıyorlar ancak aslında içlerinde çok yetenekli bir görev köpeği yatıyor.
Bir Kahraman Da Sen Okut
Bu kapsamda Köpek Eğitmenleri Derneği olarak 2Bir Kahraman Da Sen Okut” isimli bir projeye başlamıştık. Hedefimiz, arama kurtarma köpeklerinin sayılarını arttırmak; becerikli köpekleri, onları idare edecek istekli insanlarla buluşturmak, oluşan fon ile beslenme, eğitim, ekipman gibi masrafları karşılamaktı. Zira arama köpeği eğitimi uzun ve maliyetli bir iş. Ülkede sayısının bu kadar az olmasının sebeplerinden biri de bu konuda neredeyse hiç bir destek olmaması. Görevli kurumlar harici gönüllü sayısını bu yöntem ile arttırmayı, sanat sinema ve iş dünyasından destek istemeyi planladık.
Ülkede kentsel arama yani enkaz köpeği eğitimi için o kadar kısıtlı alan var ki bazı Batı ülkelerindeki gibi bir afet köyü inşa edip onlarca enkazın olduğu yerli ve yabancı arama kurtarma ekiplerinin hem köpekleri ile hem de gönüllü eğitimleri için bu köyde konaklamaları ve eğitim almalarının doğru olacağını düşünerek bürokratik işlemlere başladık.
Hatta 2021 sonunda 2022 yılını Arama Kurtarma Köpekleri Yılı ilan ettik, bu kapsamda birçok workshop ve sınav organize ettik. Doğa arama ve kayıp insanlar için koku takibi eğitimlerini içeren bu organizasyonlarda ulusal ve uluslararası sınavlar ile becerikli köpekleri bir üst seviye yani enkaz aramalarına yönlendirdik.
Doğa aramasında yüksek becerikli köpekleri de AFAD akreditasyonuna yönlendirerek sertifikalandırılmalarını sağladık. Bu modeli ulusal çapta genişletmeyi ve üç yılda 100 kadar köpeği eğitebilmeyi hedefliyoruz.
Bununla birlikte barınaklara bırakılan veya sokaklara atılan köpeklerle ilgili de üç yıldır bir çalışma yürütüyoruz. Binden fazla evsiz köpeği test edip, eğitimlere tabi tuttuk. İçlerinden bazıları doğada arama konusunda uluslararası sınavlarda başarılı da oldular. Onların arasından da uygun olanları enkaz aramalarına yönlendirmeye devam ediyoruz.
Köpeklerin eğitimi uzun soluklu ve maliyetli bir iş, bu anlamda sadece gönüllü olmanın yeterli olmayacağı da çok açık. Yapılan ara sınavlar da ve genel akreditasyon sınavlarında başarılı olanlara maddi destek sağlanarak karşılığında eğitim tekrarlarına, tatbikatlara ve denetimlere tabi olacak bir sistem kurmaya çalıştığımız esnada bu büyük afete yakalandık.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 27 Şubat 2023’te yayımlanmıştır.