Uzaktan çalışma ve görüntülü görüşmeler yaratıcılığı engelliyor mu?

Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları, video konferanslar ve görüntülü görüşmeler yoluyla bir görev üzerinde çalışan ekiplerin, yüz yüze çalışan ekiplere göre daha az yaratıcı fikir ürettiğini gösteriyor.

“Çalışma hayatı”, insanlığın var oluşundan beri var. Ancak asıl önemi Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya öncelik kazanmış. O günden bugüne de belli süreçlerden geçerek farklı boyutlar kazanmış. Günümüzdeki esnek çalışma modelleriyle de revize edilmiş. Artık daha az çalışıyoruz, daha sağlıklı ortamlarda çalışıyoruz. İş güvencemiz var. Hatta kimilerimiz fabrikaya yahut ofise gitmek zorunda değil; gelişen teknoloji sayesinde işlerini evden de halledebiliyor. İş arkadaşlarıyla video konferans yoluyla buluşabiliyor. Çevrimiçi görüşmeler yapabiliyor.

Pandemiyle birlikte okullarda da uzaktan eğitime geçildiğini gördük. Öte yandan hibrit çalışma modeli giderek yaygınlaşıyor. Yani aylık iş gününün belirli günlerinde ofis içerisinde, belirli günlerinde ise ofis dışında çalışılıyor. Tüm bu kolaylıklara rağmen akla birkaç soru geliyor: Acaba iş verimi düşüyor mu? Sanal işbirliği ekiplerin yaratıcılığını nasıl etkiliyor?

Yayınladığı popüler bilimsel makalelerle tanınan Wissenschaft sitesinin muhabiri Elena Bernard da bu konuya eğilmiş. Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

En iyi fikri seçmek

“Günümüz koşullarında, insanlar çoğunlukla evinden çalışıyor. Meslektaşlarıyla video konferans aracılığıyla buluşuyor. Üstelik sayıları gün geçtikçe artıyor.

Hayatımıza tam anlamıyla nüfus etmiş olan Covid-19 pandemisi ise bu gelişmeyi daha da hızlandırmış durumda. Peki, ama sanal işbirliği ekiplerin yaratıcılığını nasıl etkiliyor?

Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları, görüntülü arama yoluyla bir görev üzerinde çalışan ekiplerin, aynı odada oturan ekiplere göre daha az yaratıcı fikir ürettiğini gösteriyor.

Araştırmacılara göre bunun nedeni, ekrana odaklanmanın aynı zamanda bilişsel odağı daraltması ve dolayısıyla yaratıcılığı engellemesi.

Ancak diğer taraftan, en iyi fikri seçme söz konusu olduğunda, sanal ekiplerin de en az doğrudan birbiriyle paylaşımda bulunarak çalışan ekipler kadar başarılı olabildiklerini gösteriyor.

Daha esnek çalışma koşulları

Covid-19 pandemisi döneminde çok sayıda çalışan süresiz olarak evden çalışmaya gönderilmiş ve iş arkadaşlarıyla yapmaları gereken yüz yüze görüşmeleri mücbir nedenlerden dolayı video konferans üzerinden yapmak zorunda kalmıştı. Birçok şirket bu koşullarda evden çalışma politikalarını çok daha esnek hale getirdi ister istemez.

Araştırmacılar, pandemi bitmiş olmasına rağmen ABD’deki çalışma günlerinin yaklaşık yüzde 20’sinin hâlâ evden çalışmak suretiyle geçirileceği tahmininde bulunuyorlar. Peki, ama bu durum takım çalışmalarını ne boyutta etkiliyor? Video konferans çözümleri, kişisel iletişimin yerini eşit oranda almayı başarabilir mi?

Yaratıcılık ve karar verme

New York – Columbia Üniversitesi’nden Melanie Brucks ve Stanford Üniversitesi’nden Jonathan Levav özellikle bu konu hakkında yeni bir araştırmanın fitilini ateşlemişe benziyor. Çeşitli laboratuvar ve saha deneylerinde, yaratıcı ekiplerin sanal yahut bir ortamda yüz yüze, birebir çalışmalarına bağlı olarak yaratıcılık ve karar verme hususunda gelişim gösterip göstermediklerini incelemişler.

Araştırmaları esnasında, doğru veriler elde edebilmek adına laboratuvar deneyleri için 600’den fazla öğrenciyi denek olarak kullanmışlar ve onları bir ürün adına ortaklaşa yeni olası uygulamalar icat edecek ve nihayetinde en iyi fikri seçecek iki kişilik takımlara ayırmışlar. Bu ekiplerinin bir kısmının yüz yüze bir odada oturmasına, bir kısmının ise iki ayrı odada video konferans üzerinden iletişim kurmasına izin verilmiş.

Araştırmacılar, bir taraftan takımlardan ortaya çıkan yaratıcı fikirleri toparlamaya çalışırken, diğer taraftan bağımsız kurumlardan belirlemiş oldukları jüriler sayesinde ilgili fikirlerin ne derece yaratıcı olduklarını değerlendirmeleri istenmiş. Jüri üyelerine, deneklerin hazırlamış oldukları fikirlerin hangi koşullar altında ortaya çıktıkları söylenmemiş.

Sonuç ise oldukça şaşırtıcı olmuş. Araştırmacılar sanal ortamda yaratıcı fikirlerini paylaşan çiftlerin, önemli ölçüde düşük fikirler ortaya sunabildiklerini ve yaratıcılık hususunda pek de başarılı olamadıklarını gözlemlemişler.

Öte yandan, sanal etkileşimin karar verme kalitesini arttırabileceğine dair kanıtlara da rastlamışlar.

Kişisel ekipler, kendi fikir havuzlarında daha iyi fikirlere sahip olsalar da, genellikle son sunum için en iyi fikri seçme hususunda başarılı olamamışlar. Bu araştırmaların sonunda ise seçilen fikirlerin sanal ve yüz yüze çiftler için benzer niteliklere sahip olduğu kanaatine varılmış.

Takım arkadaşlarına bağlılık ve güven

Video konferansın odağı daralttığına dair yapılan açıklamalar üzerine, araştırmacılar özellikle bu konuda çok sayıda olası etki faktörünü değerlendirmişler.

Yapılan araştırma esnasında, deneklerin takım arkadaşları ile ne derece yakın iletişim içerisinde olduklarını ölçmeye, konuşmalarındaki kelime alışverişini analiz etmeye, katılımcıların göz hareketlerini takip etmeye ve deney tamamlandıktan sonra görevi gerçekleştirdikleri odayı ne kadar hatırladıklarına dair soruların cevaplarını öğrenmeye çalışmışlar.

Kişilerin ister sanal olsun, ister kişisel; takım arkadaşlarına bağlılık ve güven konusunda eşit oranda uyuma sahip olduklarını gözlemlemişler. Konuşma analizleri video konferanslar esnasında, örneğin, katılımcılar aynı anda istemeden daha sık konuştukları ve yüz yüze görüşmelere göre daha az konuşmacı değişikliği olduğu gibi küçük iletişim sorunları oluştuğunu ortaya çıkarmış. Ancak Brucks ve Levav, istatistiksel yöntemler kullanarak bunun yaratıcı performans üzerinde hiçbir etkisi olmadığını kanıtlamışlar.

Kim, neye odaklanıyor?

Araştırmada yüz yüze oturan katılımcıların bakışlarını genellikle odanın içinde gezdirdiği, video konferans katılımcılarının ise daha çok ekrandaki muhataplarına odaklandığı görülmüş. Kişilerin odadan ayrıldıktan sonra, odaya dair pek az ayrıntı hatırlayabildikleri gözlemlenmiş.

Araştırmacılar ekrana odaklanmanın aynı zamanda daha dar bilişsel odaklanmaya neden olduğunu düşünüyorlar. Ancak yaratıcılık için bakışlarınızın yanı sıra düşüncelerinizin de özgür dolaşmasına izin vermenin önemli olduğunu söylüyorlar. Öte yandan, bir şeye karar verirken daha dar bir odak noktasının da yardımcı olabildiğini belirtiyorlar.

Sanal ve kişisel çalışmayı birleştirme

Brucks ve Levav; Portekiz, İsrail, Finlandiya, Macaristan ve Hindistan’da şubeleri bulunan bir telekomünikasyon şirketinin yaklaşık bin 500 çalışanı ile bir saha çalışması gerçekleştirerek, bu çalışma sonucunda elde edilen verileri değerlendirmiş.

Burada iki kişilik köklü ekiplerden, şirketleri için kişisel veya görüntülü görüşme yoluyla yeni ürün fikirleri geliştirip, nihayetinde yeniliklerden birini seçmeleri istenmiş.

Çalışmanın sonucunda, yüz yüze ekiplerin sanal ekiplere göre daha yaratıcı fikirler geliştirdiği ortaya çıkmış.

Bununla birlikte, laboratuvar çalışmalarında olduğu gibi, kişisel ekipler genellikle en iyi fikirlerin hangisi olduğuna karar vermediğinden, sunulan son yenilikler de aynı derecede iyiymiş.

Brucks ve Levav’ın bakış açısından bakıldığında, şirketlerin evde ve yüz yüze çalışmayı mümkün olduğunca mantıklı hale getirmelerine yardımcı olabileceği sonuçlar çıkıyor. Ancak aynı zamanda Brucks ve Levav, çalışmada kaydedilmemiş, dikkate alınması gereken çok sayıda başka faktörün olduğunu da vurguluyor. Bunlar, örneğin, yüz yüze çalışma alanlarının maliyet etkinliği ve çevrimiçi çalışma yoluyla uzakta yaşayan yetenekli insanları dâhil etme olasılığını içeriyor.

Bu arada araştırmacılar, her iki çalışma dünyasından en iyisini elde edebilmek için birçok şirketin yüz yüze ve sanal işbirliğini birleştirmeyi hedeflediklerini açıklıyorlar.

Son olarak ise bu konuda hemfikir oldukları tek bir açıklama bulunuyor: ‘Sonuçlarımız, yüz yüze toplantılarda yaratıcı beyin fırtınasına öncelik vermenin mantıklı olabileceğini gösteriyor.’”

Bu yazı ilk kez 12 Mayıs 2022’de yayımlanmıştır.

 

Elena Bernard’ın Wissenschaft adlı internet sitesinde yayımlanan “Video-Calls hemmen die Kreativität” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.wissenschaft.de/gesellschaft-psychologie/video-calls-hemmen-die-kreativitaet/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Uzaktan çalışma ve görüntülü görüşmeler yaratıcılığı engelliyor mu?

Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları, video konferanslar ve görüntülü görüşmeler yoluyla bir görev üzerinde çalışan ekiplerin, yüz yüze çalışan ekiplere göre daha az yaratıcı fikir ürettiğini gösteriyor.

“Çalışma hayatı”, insanlığın var oluşundan beri var. Ancak asıl önemi Sanayi Devrimi’nden sonra ortaya öncelik kazanmış. O günden bugüne de belli süreçlerden geçerek farklı boyutlar kazanmış. Günümüzdeki esnek çalışma modelleriyle de revize edilmiş. Artık daha az çalışıyoruz, daha sağlıklı ortamlarda çalışıyoruz. İş güvencemiz var. Hatta kimilerimiz fabrikaya yahut ofise gitmek zorunda değil; gelişen teknoloji sayesinde işlerini evden de halledebiliyor. İş arkadaşlarıyla video konferans yoluyla buluşabiliyor. Çevrimiçi görüşmeler yapabiliyor.

Pandemiyle birlikte okullarda da uzaktan eğitime geçildiğini gördük. Öte yandan hibrit çalışma modeli giderek yaygınlaşıyor. Yani aylık iş gününün belirli günlerinde ofis içerisinde, belirli günlerinde ise ofis dışında çalışılıyor. Tüm bu kolaylıklara rağmen akla birkaç soru geliyor: Acaba iş verimi düşüyor mu? Sanal işbirliği ekiplerin yaratıcılığını nasıl etkiliyor?

Yayınladığı popüler bilimsel makalelerle tanınan Wissenschaft sitesinin muhabiri Elena Bernard da bu konuya eğilmiş. Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:

En iyi fikri seçmek

“Günümüz koşullarında, insanlar çoğunlukla evinden çalışıyor. Meslektaşlarıyla video konferans aracılığıyla buluşuyor. Üstelik sayıları gün geçtikçe artıyor.

Hayatımıza tam anlamıyla nüfus etmiş olan Covid-19 pandemisi ise bu gelişmeyi daha da hızlandırmış durumda. Peki, ama sanal işbirliği ekiplerin yaratıcılığını nasıl etkiliyor?

Yapılan yeni bir araştırmanın sonuçları, görüntülü arama yoluyla bir görev üzerinde çalışan ekiplerin, aynı odada oturan ekiplere göre daha az yaratıcı fikir ürettiğini gösteriyor.

Araştırmacılara göre bunun nedeni, ekrana odaklanmanın aynı zamanda bilişsel odağı daraltması ve dolayısıyla yaratıcılığı engellemesi.

Ancak diğer taraftan, en iyi fikri seçme söz konusu olduğunda, sanal ekiplerin de en az doğrudan birbiriyle paylaşımda bulunarak çalışan ekipler kadar başarılı olabildiklerini gösteriyor.

Daha esnek çalışma koşulları

Covid-19 pandemisi döneminde çok sayıda çalışan süresiz olarak evden çalışmaya gönderilmiş ve iş arkadaşlarıyla yapmaları gereken yüz yüze görüşmeleri mücbir nedenlerden dolayı video konferans üzerinden yapmak zorunda kalmıştı. Birçok şirket bu koşullarda evden çalışma politikalarını çok daha esnek hale getirdi ister istemez.

Araştırmacılar, pandemi bitmiş olmasına rağmen ABD’deki çalışma günlerinin yaklaşık yüzde 20’sinin hâlâ evden çalışmak suretiyle geçirileceği tahmininde bulunuyorlar. Peki, ama bu durum takım çalışmalarını ne boyutta etkiliyor? Video konferans çözümleri, kişisel iletişimin yerini eşit oranda almayı başarabilir mi?

Yaratıcılık ve karar verme

New York – Columbia Üniversitesi’nden Melanie Brucks ve Stanford Üniversitesi’nden Jonathan Levav özellikle bu konu hakkında yeni bir araştırmanın fitilini ateşlemişe benziyor. Çeşitli laboratuvar ve saha deneylerinde, yaratıcı ekiplerin sanal yahut bir ortamda yüz yüze, birebir çalışmalarına bağlı olarak yaratıcılık ve karar verme hususunda gelişim gösterip göstermediklerini incelemişler.

Araştırmaları esnasında, doğru veriler elde edebilmek adına laboratuvar deneyleri için 600’den fazla öğrenciyi denek olarak kullanmışlar ve onları bir ürün adına ortaklaşa yeni olası uygulamalar icat edecek ve nihayetinde en iyi fikri seçecek iki kişilik takımlara ayırmışlar. Bu ekiplerinin bir kısmının yüz yüze bir odada oturmasına, bir kısmının ise iki ayrı odada video konferans üzerinden iletişim kurmasına izin verilmiş.

Araştırmacılar, bir taraftan takımlardan ortaya çıkan yaratıcı fikirleri toparlamaya çalışırken, diğer taraftan bağımsız kurumlardan belirlemiş oldukları jüriler sayesinde ilgili fikirlerin ne derece yaratıcı olduklarını değerlendirmeleri istenmiş. Jüri üyelerine, deneklerin hazırlamış oldukları fikirlerin hangi koşullar altında ortaya çıktıkları söylenmemiş.

Sonuç ise oldukça şaşırtıcı olmuş. Araştırmacılar sanal ortamda yaratıcı fikirlerini paylaşan çiftlerin, önemli ölçüde düşük fikirler ortaya sunabildiklerini ve yaratıcılık hususunda pek de başarılı olamadıklarını gözlemlemişler.

Öte yandan, sanal etkileşimin karar verme kalitesini arttırabileceğine dair kanıtlara da rastlamışlar.

Kişisel ekipler, kendi fikir havuzlarında daha iyi fikirlere sahip olsalar da, genellikle son sunum için en iyi fikri seçme hususunda başarılı olamamışlar. Bu araştırmaların sonunda ise seçilen fikirlerin sanal ve yüz yüze çiftler için benzer niteliklere sahip olduğu kanaatine varılmış.

Takım arkadaşlarına bağlılık ve güven

Video konferansın odağı daralttığına dair yapılan açıklamalar üzerine, araştırmacılar özellikle bu konuda çok sayıda olası etki faktörünü değerlendirmişler.

Yapılan araştırma esnasında, deneklerin takım arkadaşları ile ne derece yakın iletişim içerisinde olduklarını ölçmeye, konuşmalarındaki kelime alışverişini analiz etmeye, katılımcıların göz hareketlerini takip etmeye ve deney tamamlandıktan sonra görevi gerçekleştirdikleri odayı ne kadar hatırladıklarına dair soruların cevaplarını öğrenmeye çalışmışlar.

Kişilerin ister sanal olsun, ister kişisel; takım arkadaşlarına bağlılık ve güven konusunda eşit oranda uyuma sahip olduklarını gözlemlemişler. Konuşma analizleri video konferanslar esnasında, örneğin, katılımcılar aynı anda istemeden daha sık konuştukları ve yüz yüze görüşmelere göre daha az konuşmacı değişikliği olduğu gibi küçük iletişim sorunları oluştuğunu ortaya çıkarmış. Ancak Brucks ve Levav, istatistiksel yöntemler kullanarak bunun yaratıcı performans üzerinde hiçbir etkisi olmadığını kanıtlamışlar.

Kim, neye odaklanıyor?

Araştırmada yüz yüze oturan katılımcıların bakışlarını genellikle odanın içinde gezdirdiği, video konferans katılımcılarının ise daha çok ekrandaki muhataplarına odaklandığı görülmüş. Kişilerin odadan ayrıldıktan sonra, odaya dair pek az ayrıntı hatırlayabildikleri gözlemlenmiş.

Araştırmacılar ekrana odaklanmanın aynı zamanda daha dar bilişsel odaklanmaya neden olduğunu düşünüyorlar. Ancak yaratıcılık için bakışlarınızın yanı sıra düşüncelerinizin de özgür dolaşmasına izin vermenin önemli olduğunu söylüyorlar. Öte yandan, bir şeye karar verirken daha dar bir odak noktasının da yardımcı olabildiğini belirtiyorlar.

Sanal ve kişisel çalışmayı birleştirme

Brucks ve Levav; Portekiz, İsrail, Finlandiya, Macaristan ve Hindistan’da şubeleri bulunan bir telekomünikasyon şirketinin yaklaşık bin 500 çalışanı ile bir saha çalışması gerçekleştirerek, bu çalışma sonucunda elde edilen verileri değerlendirmiş.

Burada iki kişilik köklü ekiplerden, şirketleri için kişisel veya görüntülü görüşme yoluyla yeni ürün fikirleri geliştirip, nihayetinde yeniliklerden birini seçmeleri istenmiş.

Çalışmanın sonucunda, yüz yüze ekiplerin sanal ekiplere göre daha yaratıcı fikirler geliştirdiği ortaya çıkmış.

Bununla birlikte, laboratuvar çalışmalarında olduğu gibi, kişisel ekipler genellikle en iyi fikirlerin hangisi olduğuna karar vermediğinden, sunulan son yenilikler de aynı derecede iyiymiş.

Brucks ve Levav’ın bakış açısından bakıldığında, şirketlerin evde ve yüz yüze çalışmayı mümkün olduğunca mantıklı hale getirmelerine yardımcı olabileceği sonuçlar çıkıyor. Ancak aynı zamanda Brucks ve Levav, çalışmada kaydedilmemiş, dikkate alınması gereken çok sayıda başka faktörün olduğunu da vurguluyor. Bunlar, örneğin, yüz yüze çalışma alanlarının maliyet etkinliği ve çevrimiçi çalışma yoluyla uzakta yaşayan yetenekli insanları dâhil etme olasılığını içeriyor.

Bu arada araştırmacılar, her iki çalışma dünyasından en iyisini elde edebilmek için birçok şirketin yüz yüze ve sanal işbirliğini birleştirmeyi hedeflediklerini açıklıyorlar.

Son olarak ise bu konuda hemfikir oldukları tek bir açıklama bulunuyor: ‘Sonuçlarımız, yüz yüze toplantılarda yaratıcı beyin fırtınasına öncelik vermenin mantıklı olabileceğini gösteriyor.’”

Bu yazı ilk kez 12 Mayıs 2022’de yayımlanmıştır.

 

Elena Bernard’ın Wissenschaft adlı internet sitesinde yayımlanan “Video-Calls hemmen die Kreativität” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Meral Harzem tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://www.wissenschaft.de/gesellschaft-psychologie/video-calls-hemmen-die-kreativitaet/

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x