Bilindiği üzere, Galatasaray Spor Kulübü 2021 Yılı Olağan Genel Kurulu, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Anadolu Oditoryumu’nda yapıldı. 22 Haziran 2021 – 31 Aralık 2021 dönemi mali yönden ibra edilirken, idari yönden ibra edilmedi. Başka bir deyişle Galatasaray’da makûs talih Mart ayındaki Genel Kurul’da da tekrarlandı.
Oysa Haziran’da 6 adayla başlayan ve 5 isimden oluşan başkanlık yarışını Burak Elmas kazanmıştı. Galatasaray Lisesi’nde gerçekleştirilen genel kurulda 30 sandığın sayım işlemi tamamlandığında, bin 541 oy alan Burak Elmas, kulübün 38’inci başkanı seçilmiş, koltuğu Mustafa Cengiz’den devralmıştı.
İşin tuhafı, Burak Elmas, hem seçim öncesinde sosyal medyayı arkasına almış hem de Galatasaray Genel Kurulu’nun teveccühünü güçlü bir şekilde hissetmişti. Ancak başkanlık macerası sadece 9 ay sürdü.
Peki, neydi onu bir anda zirvede yalnız bırakan? Neler oldu da, 30 sandığın 19’unda en fazla oyu alan, taraftarların bambaşka bir gözle baktığı Fatih Terim’le kol kola giden Burak Elmas, bu hazin tablo ile karşılaştı?
Fatih Terim’le yollar erken ayrıldı
Görev süresi boyunca birçok konuda eleştiriye maruz kalan Burak Elmas’ı ibrasızlığa götüren iki ana faktör var. Bunlardan biri Yönetim Kurulu’nda yer verdiği Işıtan Gün, diğeri ise 3 yıllık proje dahilinde yola çıkıldığı açıklanan teknik direktör Fatih Terim ile yolların ayrılması… Üçüncü yahut yan faktör olaraksa şunu söyleyebiliriz: Dünyada ‘yardımcı hoca’ olarak kabul edilen Domènec Torrent’i takımın başına getirmesi büyük tepkilere neden oldu.
Tabii şunları da unutmamak gerekir: 40 milyon dolar kasa kolaylığı ve 100 milyon dolar yabancı kaynaklı stat sponsorluğu vaat etti, ancak bu vaatlerini yerine getiremedi. Rosier, Ghezzal ve son olarak Gedson’u Beşiktaş’a kaptırdı. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’la yakın ilişki kurdu. Kulübün haklarını TFF’ye karşı savunamadı. Kendi kurduğu yönetimden peş peşe istifalar geldi ve sürekli kan kaybetti. Kadın Basketbol A Takım Başantrenörü Efe Güven’le yolları ayırdı.
Işıtan Gün vakası
Işıtan Gün faktörüne bakalım. Bu süreçte en az sportif başarısızlık kadar eski tweetleri ortaya çıkan Işıtan Gün’de ısrar etmesi de hayli yıprattı kendisini. Hemen hatırlayalım; Işıtan Gün, kadınlara yönelik şiddet ve cinsel içerikli mesajlar yazmıştı o tweetlerde… Ayrıca, blogunda yazdığı bir yazıda, Fatih Terim’in limitlerle alakalı uygunsuz ifadeler kullandığını öne sürmüştü. Hatta göreve geldiği dönemde, başkan Burak Elmas’a “gizli ve kişiye özel” etiketiyle sunduğu “Transfer Süreçleri Hakkında” başlıklı raporu sosyal medyada paylaşmıştı. Daha da ilginci, Galatasaray’ın malzemelerini Hollanda’da satma girişimiyle gündeme oturmuştu.
Burak Elmas’ın, uzunca bir müddet, dostu Işıtan Gün’e arka çıkması, genel kurul üyelerinin en çok tepki gösterdiği nokta oldu. Genel kurul üyesi Begüm Özkan’ın, Işıtan Gün’e gösterdiği tepki salondan büyük destek aldı. Özkan’ın konuşmasının hemen ardından Elmas, eleştirilere hak vermek yerine “Işıtan Gün’e yapılan bu suçlamaları kabul etmiyorum” diyerek tepkilerin hedefindeki ismi koruyan ve sahiplenen tavırlar sergiledi. Bu da kendisine karşı oluşan karşı cepheyi an be an büyüttü.
Rezzan Epözdemir’in açıklamaları
Tam da bu noktada, Galatasaray’da yakın döneme kadar başkan vekilliği ve yardımcılığı görevlerini yürüten hukukçu Dr. Rezan Epözdemir’e kulak vermekte yarar var sanırım.
Epözdemir, Habertürk TV’de katıldığı bir programda Ayhan Şensoy’un sorularını yanıtlarken ibrasızlık sürecini şöyle anlatmıştı:
“TFF’nin Galatasaray’a karşı sistematik bir muhalefeti oldu, burada bir tepki ve irade ortaya koymak gerekiyordu. İçeride bunun mücadelesini verdim, muhalefetimi ortaya koydum. Duruş sergilememiz gerektiğini söyledim, ancak başkan Elmas, sistemi değiştirmemiz gerektiğini dile getirdi. (…) Yönetim kurulu toplantılarına Fenerbahçe Genel Kurulu üyesi olup istifa eden danışmanlar katıldı. Galatasaray’ın mahreminin konuşulduğu yerler bunlar. Tüzüğün 94. maddesi açık, kulübe CEO atanamaz. Yürütme yetkisini genel sekreterlik birimine devredebilirsiniz. Ama o bir CEO atadı. O CEO bütün profesyonellerle görüştü, ‘Yöneticilerden değil, benden talimat alacaksınız’ dedi. Çok yakışıksız ifade silsilesiyle karşılaştık. Terim’in gönderilişi süreci de zaman bakımından, yöntem bakımından çok yanlıştı. Bir yöneticinin eril dil kullanması, mesajların ortaya çıkması… Bu, camiada tepki topladı. ‘Bizi ibra edin, şunu ihraç edelim’ gibi bir baskı kurma iradesi reaksiyon topladı. Sportif başarı yok. Mali anlamdaki taahhütlerin hiçbiri sübut etmedi. İçeride muhalefet yaptık, ancak görüş ve düşüncelerimiz bir noktadan sonra kıymet bulmuyor, istifa ettik. Sürecin buraya geleceği çok belliydi.”
Seçim süreci ve belirsizlikler
Kabul; istifalar peş peşe geldi. Hemen ardından yönetim ibra edilmedi. Ve seçim süreci başladı. Ancak, Galatasaray’da önümüzdeki iki yılın ve belki daha da uzun vadeli bir planın kaderini tayin edecek seçim süreci de belirsizliklerle başladı. Başkan Burak Elmas, Genel Kurul’un hemen ardından seçim kararını açıklarken, devam eden hukuki süreç dolayısıyla seçim kararının kesinleşmesi son haftaya kaldı.
Sarı kırmızılı camiada bir önceki seçimde Elmas’a karşı başkanlık yarışı veren iki isim yeniden yönetime talip olarak 30 Nisan’a gidiyorlar.
Daha doğrusu gidiyorlardı. Lakin İstinaf Mahkemesi daha önceden konulup kaldırılan tedbir kararını yeniden koydu ve peşi sıra da seçim iptal edildi. Şimdi Galatasaray’ı bir belirsizlik bekliyor.
Oysa ilk tedbir kararının ardından, seçimin tehlikeye girdiğini düşünen Galatasaray camiasına, bu davanın yalnızca ibrasızlık kararına karşı olduğunu, seçimin dava sonucundan etkilenmeyeceği söylenmişti.
Zaten Galatasaray Divan Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Ziyal da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Gelinen noktadan sonra Galatasaray seçimi herhangi bir şekilde iptal olur ve ötelenir ise, bu süreç camiayı çok yorar!” demiş, içinde bulundukları durumu açıkta tarif etmişti.
Galatasaray Başkan adaylarından Metin Öztürk ise İbrahim Ziyal’ın paylaşımına şu şekilde tepki göstermişti: “İbrahim Hocam umarım aramızda böyle bir ahlaksız yoktur.”
Bu arada Galatasaray Eski Başkan Yardımcısı Yusuf Günay’ın paylaşımı da çok çarpıcı: “İstinaf Mahkemesi’nin yarın yapılacak olan seçimi durduran tedbir kararı hem esas, hem de usul yönünden açıkça hukuka aykırıdır.”
Gelinen noktada, olayların nasıl gelişeceği henüz netlik kazanmış değil. Genel kurulda ne karar alınır? Camia buna nasıl tepki verir? Divan Kurulu’nda neler konuşulur? Burak Elmas başkanlığa devam eder mi? Bunun hukuki yolu açık mı? Sahiden İstinaf Mahkemesi’nin kararı hukuka aykırı mı? Her şey muamma!
Bu yüzden, bu güncel bilgiyi verip, eğer seçim süreci sürse ve 30 Nisan’da seçim yapılacak olsaydı, nasıl bir seyir olacaktı, onu anlatmaya çalışalım. Yazının bundan sonrasını böyle okumakta yarar var.
Bir önceki seçimdeki listesini çok fazla değiştirmeyen Metin Öztürk ile Galatasaray’da daha önce Divan Başkanlığı görevini üstlenmiş Eşref Hamamcıoğlu sarı kırmızılı kulübün yeni başkanı olmak için bir yıl dolmadan yeniden karşı karşıya geleceklerdi.
Galatasaray’da 2021 Haziran seçimi, genel itibarıyla Fatih Terim’e olan yaklaşım üzerinden okunmuştu. Başkan adayları ile ilgili değerlendirmeler yapılırken ana etken Terim ile yola devam edilip edilmeyeceği idi. Fakat bu seçim öncesinde dengeler biraz daha değişmiş gibi gözüküyor.
Başkan adaylarının futbol aklı
İki başkan adayı da söylemlerini Fatih Terim’den bir hayli uzak bir şekilde belirlerken, ana konu Bankalar Birliği Anlaşması oldu. Yıl sonuna kadar ödenmesi gereken rakamlar üzerine söylemlerini temellendiren iki adaydan Metin Öztürk sıklıkla maddi güçlerinden bahsederken, Eşref Hamamcıoğlu ise kasa kolaylığı söylemine şiddetle karşı çıkıyor.
Öte yandan iki adayın futbol akılları dikkat çekiyor. Metin Öztürk, Galatasaray’da daha önce Dursun Özbek döneminde görev alan Levent Nazifoğlu’na görev vereceğini açıklarken, Eşref Hamamcıoğlu’nun tercihi ise Cenk Ergün…
Yeni teknik direktör kim olacak?
Eğer 30 Nisan’da seçime gidilse idi, Galatasaray’ın yeni başkanını bir hayli zor tercihler bekliyor olacaktı. Bunların en başında teknik direktör konusunda verilecek karar gözüküyor. Sarı kırmızılılarda 1 yıl daha sözleşmesi bulunan Torrent ile yola devam edilmesi çok mümkün gözükmezken, Katalan teknik adamın 1,5 milyon avroluk hak edişi ise adayları düşündürüyor.
Minimum zarar ile bu süreci geçmesi gereken Galatasaray’da bir diğer zor karar ise teklif gelen oyuncular ile ilgili verilecek karar. Sarı kırmızılılar bu yaz olası bir satıştan elde edecekleri geliri Bankalar Birliği ile bölüşmek zorunda. Oyuncu satışı gerçekleştirmeden finansal istikrarı sağlaması çok kolay gözükmeyen Galatasaray için bu karar da başkan adayları açısından zorlayıcı olacak.
Bunun dışında yıl sonuna kadar ödenmesi gereken rakamlar da camia adına oldukça düşündürücü boyuta ulaşmış vaziyette.
Genel beklenti
Galatasaray camiasında şu andaki en gerçekçi beklenti, kısa vadede öncelikle birlik beraberliğin sağlanması, sonrasında ise istikrarsızlığın ortadan kalkması. Özellikle son yıllarda Genel Kurullardan çıkan ibrasızlık kararları bu istikrarın önündeki en büyük engel olarak görülüyor.
Yeni yönetimin saha içindeki icraatları dışında hem onaylanmayan bütçe hem de tüzük tadili için toplanması gerekiyor. Bu nedenle isimlerden, listelerden bağımsız olarak Galatasaray’da göreve gelecek yönetim, son yıllardaki bütün olumsuz mirası sırtına almış olacak.
Galatasaray camiasındaki genel beklenti 30 Nisan’daki seçimin bir milat olması yönündeydi. Ancak İstinaf Mahkemesi’nin tedbir koyup peşi sıra da seçimi iptal etmesiyle beklenti bambaşka bir boyut kazandı ve olayların seyri değişti. Bu, futbol tarihimizde benzerine sık rastladığımız bir durum değil. Hukukçular ayrı, camia ayrı, taraftar ayrı düşünüyor. Ama herkesin ortak bir arzusu var: Galatasaray’da suların bir an önce durulması.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 29 Nisan 2022’de yayımlanmıştır.