Evrensel yaşam enerjisi nedir? Nasıl şifa verir?

Bilhassa son yıllarda, artan bir oranda, Doğu’da uygulanan kadim bilgiler ve teknikler Batı’nın ilgisini çekmeye başladı. Önceleri sadece meditasyon ve yoga bilinirdi; şimdi ise Reiki’den Tai Chi’ye pek çok şey hayatımıza girdi. Peki, ruhsal şifa teknikleri nedir? Yaşam enerjimizi ne dengede tutuyor? Ne zamandan beri, ne sıklıkla ve nasıl kullanılıyor? Petek Kitamura yazdı.

Evrende tezahür etmiş tüm madde ve enerji formlarının kaynağı kozmik öz enerjidir. Hayatımızdaki enerjileri nötralize edip pozitif enerjiye çevirmek ve içinde yaşadığımız hayatı kolaylaştırmak, huzurlu ve şifa dolu bir şekilde tamamlamak için enerjileri doğru kullanmayı bilmemiz gerekir.

Evrenimiz bilmediğimiz ve sonsuz enerji kapıları ile birbirine ve de dünyamıza bağlıdır. Dünyamız bu enerji denizi içinde yüzer ve galakside olan her çeşit enerji değişiminden etkilenir. Tabii biz dünya üzerinde yaşayan varlıklar ve insanlar da bundan nasibimizi alırız, etkileniriz.

Enerji kapılarının bazıları frekanslarının değişimlere uyum sağlayamaması, eskimesi nedeni ile kapanır, yeni zamana uygun başka kapılar açılır. Açık ve devamlı genişleyen, sınırları olmayan sonsuz evren bizi dışımızdan kuşattığı gibi içimizdeki her noktada da yer alır.

İnsan gözüyle algılayamadığımız varlıklar

Görebildiğimiz veya insan bedeni ile göremediğimiz evrende mevcut olan bütün varlıklar sürekli olarak enerji yayarlar. Atom ve hücresel yapıya sahip, insan gibi varlıkların enerjisi yavaş, hatta durağan bir enerjidir. Madde, evrensel enerjinin çok yoğun formundan başka bir şey değildir. Enerjisel süreklilik içinde dünyada var olan her şey ve fiziksel bedenlerimiz varlığını sürdürür.

Yüksek frekansta insan gözüyle algılayamadığımız varlıklardan farkımız enerjimizin hızıdır. Enerji ışık hızında iken madde kütlesini muhafaza edemez, ağırlıksız, hacimsiz, boyutsuz varlıklara dönüşür. Işık hızına ulaşan bir insanın öz kütlesi ve boyu sıfır olur, yani maddi varlığı ortadan kalkar. Ruhları, melekleri vs. bu nedenle insan gözü ile göremeyiz. Şuur, bilinç gibi uzay zaman boyutunun dışındaki bir varlık da görülemez, ölçülemez; hızı ışık hızının da ötesindedir çünkü.

Beynimiz somut bir varlıktır, düşüncelerimiz, duygularımız, rüyalarımız ise soyut varlıklardır. Elle tutulamaz, ölçülemez, gözle görülmezler. Ama bizi, elle tutulup gözle görülen fiziksel bedenimizi onlar yönetir. Bu duygu ve düşünceler sayesinde etrafı fark eder, bilmediğimiz yerlere gider, hayaller üretebilir, rüyalar görür, geçmiş olayları tekrar yaşayabiliriz.

Şifa enerjisi içeren çalışmalar ve blokaj

Fiziksel bedenimize ilave olarak birçok enerjisel beden katmanına sahibiz. Bu enerji katmanları fiziksel bedene devamlı yaşamını devam ettirebilmesi için enerji sağlar. Fiziksel bedenimizdeki yaşamımızın devamını sağlayan bu enerji katmanlarında oluşacak bir rahatsızlık, enerjiyi bir sonraki seviyeye akıtamaz. Bloke olan bu enerji fiziksel hastalıkların oluşumu için sebep hazırlar.

Her enerji her frekansta blokajı çözer diye de bir durum yoktur. Önemli olan çok sayıda blokajı çözebilecek etkili enerjiler ile çalışmaktır. Onun için de evrenin dünyanın değişen frekanslarına uygun enerji çalışmaları gündeme geliyor. Kendi içinde çok sayıda şifa enerjisi içeren çalışmalar bu nedenle önem kazanır.

En önemli husus, enerjisel sürekliliğimizi bloke etmeden yaşamaktır. Duygusal ve zihinsel bedenler fiziksel bedene direkt olarak müdahale edemez, ancak yaşam gücü bilgisi, bu bedenlerden akıp fiziksel bedene ulaştığı için onlarda oluşacak bir blokaj direkt olmasa da etkili olur.

Mutlu insanlar yüksek frekansta titreşir

Hepimiz fizik dersinde maddenin moleküllerden oluştuğunu öğrendik. Masa gibi katı olan bir şey bile sürekli titreşir. İnsanlar olarak bizler de titreşiyoruz. Birinin “iyi hisleri” olduğunu söylediğinizde, gerçekten o kişinin titreşim enerjisinden söz ediyoruzdur ve mutlu insanlar daha yüksek bir frekansta titreşme eğilimindedir.

Mekânların da enerjisi vardır. Az önce tartışma olmuş bir odaya girdiğinizde, hemen çıkmak istemenize neden olan oradaki yoğun enerjidir ve alçak bir frekansta titreşir, bunu hissedebilirsiniz. Keza düşük frekanslı insanların olduğu ortamlar bizi huzursuz eder. Yüksek frekansta titreşen ortamlar ve insanlar ise bize huzur verir.

Etrafımızda gördüğümüz her şey, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar, biz, hatta cansız varlıklar da enerjiye sahiptir ve her birinin auraları[efn_note]Aura; canlıların bedenlerinden yayıldığı varsayılan, ışınımla oluşan ve gitgide yayılan elektromanyetik alan.[/efn_note] vardır. Fiziksel bedenimizin çevresinde hissedilebilen, hatta fotoğrafı çekilebilen bu manyetik enerji alanımız auramızdır. Bazı insanların yanında kendimizi çok iyi, bazılarının yanında kendimizi huzursuz hissederiz. Biri yanınızdan geçerken size çok yakınsa farkında olmadan enerjinizin bir kısmını alabilir. Benzer bir şey biriyle konuşurken de olabilir. Auranıza yapılan bu küçük müdahale bile kişisel enerji akışınızı kesintiye uğratabilir.

Aura ve enerjisel süreklilik

Auramız başta çevremizdeki diğerlerinin enerjisi veya auraları olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenebilir. Daha güçlü birinin yanında iseniz, onun enerjisi auranızı etkileyebilir veya bunun tersi de geçerlidir. Yanınızdaki kişinin arkadaşlığından zevk alıyorsanız, auranız onlarınkine ulaşacak ve bir hale gibi onun ışık formuna bağlanacaktır. İlginç bir şekilde, enerjinizin bir kısmı onunla kalacak ve siz uzaktayken bile onun aurasında sizin de bir parçanız olacaktır.

Enerjisel süreklilikten akan enerji tek kaynaktan gelir, yani ağaç gibi bir kökten, ama sonra birçok dala ayrılır. İçinde sayısız formda enerjiyi kapsar. Değişik kültürlerde değişik isimler ile adlandırılır bu formsuz, her şeyin kaynağı olan enerji. Tanrısal enerji, evrensel enerji, kozmik enerji, sıfır noktası enerjisi, ana kaynak enerjisi, serbest enerji gibi.

Enerji şifasının arkasındaki mekanikler

Çek bilim insanı, psikotronik[efn_note]Psikotronik, varlığını kanıtlamış olarak kabul edilen telepati, psikokinezi ve telegnoz (durugörü) gibi fenomenleri araştırır.[/efn_note] kavramını literatüre kazandıran, Uluslararası Psikotronik Araştırmalar Derneği’nin (IAPR) kurucusu ve başkanı Dr. Zdenek Rejdak, şifacılığa dayalı çalışmaların temelini, enerji dengesi bozulmuş hastaya, yaşam enerjisini aktarabilen bir kişiden (şifacıdan) enerji aktarımı sağlanarak dengenin yeniden kurulması biçiminde açıklar. Aktarımın değişik enerji akımlarıyla sağlandığı ve uzak mesafeden de gerçekleştirilebileceğine inanılır.

Enerji şifasının arkasındaki mekanikler, biyofizik ve biyoloji derecelerine sahip bağımsız bir araştırmacı olan Dr. James Oschman’in şu sözleriyle özetlenebilir: “Tıbbi bir cihaz tarafından üretilen veya insan vücudundan yansıtılan şifa enerjisi, bir veya daha fazla dokunun onarımını uyaran belirli bir frekans veya frekans kümesinin enerjisidir. Bu tür sinyaller tarafından başlatılan faaliyetler dizisi, hücrelere ve dokulara temel bilgiler sağlayabilir ve onarım süreçlerini koordine eden bilgi akışı için kanallar açabilir.”

Korkan insan ile seven insanın enerjisi farklıdır

Bizler belli bir enerji boyutunda titreşen enerji formlarıyız kısacası. Gen farklılığımız, güzelliğimiz, çirkinliğimiz, mezhebimiz, rengimiz, inancımız, inançsızlığımız o frekansa bakıldığında anlaşılmıyor. Eşitiz. Tek farkımız, kişiliklerimiz ve hayat tecrübelerimiz. Vibrasyonlarımıza göre farklı sesteyiz. Bir senfoni orkestrasında çalan farklı enstrümanlar gibiyiz. Her birimiz çok değerliyiz, özeliz, gerekliyiz. Hep birlikte (armoni içerisindeyken) ortaya çıkan eser bir senfoni, ayrıştığımız an ise işe yaramaz bir gürültü.

Nikola Tesla’nın bir sözü, bu bağlamda hep aklımızda olmalı: “Evrenin sırlarını bulmak isterseniz, enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün.”
Nitekim araştırmalarda[efn_note]Biyofizikçi Alman Dr. Fritz Albert Popp, hücreler üzerine bir çalışma yapar; canlı hücrelerin ışık saçtığına ve bu ışığın kaynağının da DNA olduğuna dair bir makale yayınlar. Dr. Raymond Rife ise belli frekansları kullanarak virüs ve bakterilerin yok edilebildiğini bulur. İsveçli radyolog Bjorn Nordenstrom, bir tümörün içine bir elektrot yerleştirip doğru akım verildiğinde tümörün eriyip erimediğini test eder. Dr. Robert O. Becker ise “The Body Electric” adlı kitabında insan vücudunun elektriksel frekanslarını ortaya koyar.[/efn_note] olumsuz düşüncelerin insan frekansını 12 MHz kadar düşürdüğü, olumlu düşüncelerin frekansı 10 MHz kadar yükselttiği tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, geçmiş ya da gelecek için duyulan kaygılar, suçluluk duyguları, pişmanlıklar, keşke’ler enerjiyi düşürüyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanların da radyo frekanslarına benzer frekanslar yaydığını söylüyor. Köpekler, kendilerinden korkan kişileri hissedebilirler. Korku, salınım ve titreşim yoluyla köpek tarafından algılandığında; köpeğin saldırma ihtimali ortaya çıkar. Aynen bunun gibi, birine karşı sevgi hissettiğimiz zamanlarda da ürettiğimiz bir salınım ve titreşim vardır. Korkan insanın yaydığı enerji farklıdır; sevgi ve güven sahibi insanın enerjisi farklıdır.

Frekansımızı nasıl yükseltebiliriz?

Kişinin zihinsel, duygusal, enerjik veya fiziksel durumu üzerinde bir zayıflık göstergesi olan hastalık, bedenimizden içeriye 5 duyumuz vasıtasıyla giriş yapar. Kötü bir davranışa maruz kalarak incitilmek, üzülmek, stres, ağızdan alınan zararlı gıdalar, aldığımız nefesle bedenimize giren toksik maddeler gibi şeyler hastalıklara zemin hazırlar, frekansımız ve dolayısı ile enerjimiz bozulur.

Frekansımızı yükseltmek için faydalanacağımız bazı uygulamalar: Müzik, nefes çalışmaları, aromaterapi, meditasyon, çiçeklerin ve bitkilerin enerjisi, doğa, su, renkler, kristaller, şükür, teslimiyet, şifa çalışmaları olabilir. Şifa enerjisi çalışmaları, Reiki, ışık, ses, koku terapileri, kristal terapileri, meditasyon, yoga, nefes ile şifa çalışmaları vs. gibi şifa enerji sistemlerinin tümü enerjinin süptil beden katmanlarında serbestçe akamadığı, durgun bölgelerde blokajları gidermek için oldukça iyi çalışır.

Reiki nedir?

Şimdi biraz Reiki nedir, ona bakalım. Reiki kelimesi 2 heceden meydana gelmiştir. Rei ve Ki. Rei Japon kanji alfabesi ile yazılışına göre en basit şekli ile ruh, hayalet, Tanrısal manevi güç, ana kaynaktan gelen yüksek ve gizemli bilgi gibi manalara gelir. Ki ise yaşam enerjisidir.

Bu enerji, yaşayan tüm varlıkların, hayatta oldukları sürece içinde ve çevresindedir; yaşamın son bulması ile birlikte fiziksel bedenden ayrılır ve geldiği ana kaynağa geri döner.

Bütün canlılar enerji yayarlar. Yaşam enerjimiz yüce yaratıcıdan bize doğumumuzla beraber aktarılmıştır, yaşam gücümüzdür. Ki her zaman, her yerde ve her şeyin etrafında dolaşan, akan enerjidir. O enerji, yaşayan bütün varlıkları birbirine bağlar. Dünyanın üzerinde ve çevresinde herkesin şifa niyeti ile faydalanabileceği sonsuz miktarda Ki enerjisi bulunmaktadır. Bu enerjiyi evrensel akıl ve düşünce ile birleştirince, en kuvvetli şifa enerjisine erişmiş oluruz, işte bu Reiki’dir.

Yaşam enerjisi nedir?

İçinde yaşadığımız evren, evrende var olan her şey, sonsuz bir enerjiye sahiptir. Her şeyin yaratıcısı olan Tanrı, bu enerjinin kaynağıdır. Tüm insan, hayvan ve bitkiler dünyaya gelirken yaşam enerjileri ile birlikte gelirler ve bu enerji onların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereklidir.

Yaşam enerjisi, birçok kültürde mevcut olup değişik isimlerle anılır; bu enerjiye Çin’de “chi”, Hindistan’da “prana”, Japonya’da “ki”, tasavvufta “can” veya “nefes”, Batı’da “bioenerji” veya “kozmik enerji” denir.

Reiki şifacılık yeteneği, öğretmenden öğrenciye uyumlama sırasında geçirilir. Bu olay, bizim köylerde şifacı hocaların yaptığı el verme dediğimiz işin bir benzeridir. Reiki öğretmeni öğrenciyi uyumlama sırasında, bazı bedensiz, değişik frekansta, bizim 5 duyumuz ile algılayamadığımız varlıkları yardıma çağırır.

Usui Sensei, Reiki üstatları ve uyumlama

“Reiki”yi ortaya çıkaran Mikao Usui Sensei,[efn_note]Sensei; Japonya’da bu sözcük başta akademisyenler olmak üzere profesörler, öğretmenler, doktorlar ve avukatlar için şereflendiren bir hitap biçimi olarak kullanılır.[/efn_note] öğrencileri büyük Reiki üstatları Chujiro Hayashi ve Hawayo Hirom Takada Senseilerin ruhlarını, gelmiş geçmiş büyük Reiki şifacısı ruhları, Reiki şifacılığı ile ilgili melekleri ve öğretmen kendi özel rehberlerini uyumlama sırasında kendisine yardımcı olmaları için yanına davet eder. “Sizler ustasınız, ben ise sizin alet kutunuz gibiyim der. Onlara uyumlama sırasında herhangi bir yanlış yaparsam siz düzeltin, öğrencimi siz de Reiki enerjisine uyumlayın” diye rica eder. Şifacılık yeteneğini öğrencisine geçirmesi için bu bedensiz varlıklardan, Tanrı’dan istekte bulunmalarını, aracı olmalarını ister. Yani beş duyumuz ile algılayamadığımız bu varlıklarla konuşur ve onlardan Reiki şifa enerjisine öğrencisini uyumlama dileğini, Tanrı’ya iletmeleri için istekte bulunur.

Öğretmen kendi rehberlerini de yardıma çağırır, demiştik; burada öğretmenin önemi ortaya çıkar. Ruhani bakımdan temiz ve açık bir öğretmen uyumlamalarda her zaman daha başarılıdır. Öğretmen uyumlama esnasında öğrencinin üzerindeki travma ve blokajları, hastalıkları kendi üzerine çeker ve onları temizlenip, iyileşmesi için toprağa akıtır. Niyet ile öğrencinin yaşam enerji kapılarını ve enerjinin aktığı kanalları açıp temizler. Uyumlama, aynı zamanda öğrenci için, en kuvvetli şifa uygulamasıdır.

Reiki nasıl verilir?

Reiki, insan vücudundan geçerken özellikle ihtiyacı olan bölgelere şifa verir. Vücutta şifaya nerede ihtiyaç var ise o kısımda daha etkili çalışır; omuzları ağrıyan bir kişinin vücuduna Reiki verildiği zaman, enerji omuzlarda daha çok yoğunlaşır. Reiki verirken, eller karına veya göğse değse de, eğer enerjiye ihtiyaç omuzlarda ise enerji gidip orada yoğunlaşır ve şifa vermeye başlar.

Reiki ellerin, bedenin üstüne konularak veya uzaktan, kendine ya da başkalarına enerji aktarılması ile kullanılır. Ellerinizle dokunarak veya uzaktan, kendinizi veya başkalarını iyileştirmenizi sağlar.

Ana kaynak tek, ona bağlanma yolları ise değişik değişiktir. Reiki ana kaynağa, yaratıcıya, Allah’a şifa amacı ile bağlanma yollarından biridir. Şifacılık yolunda atılacak ilk adım için Reiki iyi bir başlangıç olabilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 31 Ağustos 2022’de yayımlanmıştır.

Petek Kitamura
Petek Kitamura
Petek Kitamura – Enerji sistemleri eğitimcisi, mühendis, aikido uygulayıcısı ve yazar… 1976 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Hollanda'nın Delft şehrinde IHE'de Hidrolik Mühendisliği üzerine yüksek lisans yaptı. 27 yıl süresince mühendis olarak yurtiçi ve yurtdışında çalıştı. Mühendislik görevinin son 15 yılını Electric Power Development Co. Ltd.’de (Japonya) tamamladı. Usui Reiki ve Reiki orijinli enerji sistemleri gibi şifacılık konularında Japonya başta olmak üzere pek çok ülkede eğitim gördü. Başlıca eserleri: “Alternatif Yöntemlerle Daha Mutlu Bir Hayat”, “Güzel Yaşam Kitabı”, “Hayaller Ülkesi Japonya”, “Japonya - Kiraz Çiçeklerinin Ülkesi”, “Japonya’dan Hayalet Öyküleri Efsaneler Masallar”, “Mutluluk Veren Sağlık”, “Sağlıklı Yepyeni Bir Hayata Doğru”, “Ukiyo – Japonya’da Anı Yaşamak”, “Uygulamalı Şifa Kaynağı Reiki”

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Evrensel yaşam enerjisi nedir? Nasıl şifa verir?

Bilhassa son yıllarda, artan bir oranda, Doğu’da uygulanan kadim bilgiler ve teknikler Batı’nın ilgisini çekmeye başladı. Önceleri sadece meditasyon ve yoga bilinirdi; şimdi ise Reiki’den Tai Chi’ye pek çok şey hayatımıza girdi. Peki, ruhsal şifa teknikleri nedir? Yaşam enerjimizi ne dengede tutuyor? Ne zamandan beri, ne sıklıkla ve nasıl kullanılıyor? Petek Kitamura yazdı.

Evrende tezahür etmiş tüm madde ve enerji formlarının kaynağı kozmik öz enerjidir. Hayatımızdaki enerjileri nötralize edip pozitif enerjiye çevirmek ve içinde yaşadığımız hayatı kolaylaştırmak, huzurlu ve şifa dolu bir şekilde tamamlamak için enerjileri doğru kullanmayı bilmemiz gerekir.

Evrenimiz bilmediğimiz ve sonsuz enerji kapıları ile birbirine ve de dünyamıza bağlıdır. Dünyamız bu enerji denizi içinde yüzer ve galakside olan her çeşit enerji değişiminden etkilenir. Tabii biz dünya üzerinde yaşayan varlıklar ve insanlar da bundan nasibimizi alırız, etkileniriz.

Enerji kapılarının bazıları frekanslarının değişimlere uyum sağlayamaması, eskimesi nedeni ile kapanır, yeni zamana uygun başka kapılar açılır. Açık ve devamlı genişleyen, sınırları olmayan sonsuz evren bizi dışımızdan kuşattığı gibi içimizdeki her noktada da yer alır.

İnsan gözüyle algılayamadığımız varlıklar

Görebildiğimiz veya insan bedeni ile göremediğimiz evrende mevcut olan bütün varlıklar sürekli olarak enerji yayarlar. Atom ve hücresel yapıya sahip, insan gibi varlıkların enerjisi yavaş, hatta durağan bir enerjidir. Madde, evrensel enerjinin çok yoğun formundan başka bir şey değildir. Enerjisel süreklilik içinde dünyada var olan her şey ve fiziksel bedenlerimiz varlığını sürdürür.

Yüksek frekansta insan gözüyle algılayamadığımız varlıklardan farkımız enerjimizin hızıdır. Enerji ışık hızında iken madde kütlesini muhafaza edemez, ağırlıksız, hacimsiz, boyutsuz varlıklara dönüşür. Işık hızına ulaşan bir insanın öz kütlesi ve boyu sıfır olur, yani maddi varlığı ortadan kalkar. Ruhları, melekleri vs. bu nedenle insan gözü ile göremeyiz. Şuur, bilinç gibi uzay zaman boyutunun dışındaki bir varlık da görülemez, ölçülemez; hızı ışık hızının da ötesindedir çünkü.

Beynimiz somut bir varlıktır, düşüncelerimiz, duygularımız, rüyalarımız ise soyut varlıklardır. Elle tutulamaz, ölçülemez, gözle görülmezler. Ama bizi, elle tutulup gözle görülen fiziksel bedenimizi onlar yönetir. Bu duygu ve düşünceler sayesinde etrafı fark eder, bilmediğimiz yerlere gider, hayaller üretebilir, rüyalar görür, geçmiş olayları tekrar yaşayabiliriz.

Şifa enerjisi içeren çalışmalar ve blokaj

Fiziksel bedenimize ilave olarak birçok enerjisel beden katmanına sahibiz. Bu enerji katmanları fiziksel bedene devamlı yaşamını devam ettirebilmesi için enerji sağlar. Fiziksel bedenimizdeki yaşamımızın devamını sağlayan bu enerji katmanlarında oluşacak bir rahatsızlık, enerjiyi bir sonraki seviyeye akıtamaz. Bloke olan bu enerji fiziksel hastalıkların oluşumu için sebep hazırlar.

Her enerji her frekansta blokajı çözer diye de bir durum yoktur. Önemli olan çok sayıda blokajı çözebilecek etkili enerjiler ile çalışmaktır. Onun için de evrenin dünyanın değişen frekanslarına uygun enerji çalışmaları gündeme geliyor. Kendi içinde çok sayıda şifa enerjisi içeren çalışmalar bu nedenle önem kazanır.

En önemli husus, enerjisel sürekliliğimizi bloke etmeden yaşamaktır. Duygusal ve zihinsel bedenler fiziksel bedene direkt olarak müdahale edemez, ancak yaşam gücü bilgisi, bu bedenlerden akıp fiziksel bedene ulaştığı için onlarda oluşacak bir blokaj direkt olmasa da etkili olur.

Mutlu insanlar yüksek frekansta titreşir

Hepimiz fizik dersinde maddenin moleküllerden oluştuğunu öğrendik. Masa gibi katı olan bir şey bile sürekli titreşir. İnsanlar olarak bizler de titreşiyoruz. Birinin “iyi hisleri” olduğunu söylediğinizde, gerçekten o kişinin titreşim enerjisinden söz ediyoruzdur ve mutlu insanlar daha yüksek bir frekansta titreşme eğilimindedir.

Mekânların da enerjisi vardır. Az önce tartışma olmuş bir odaya girdiğinizde, hemen çıkmak istemenize neden olan oradaki yoğun enerjidir ve alçak bir frekansta titreşir, bunu hissedebilirsiniz. Keza düşük frekanslı insanların olduğu ortamlar bizi huzursuz eder. Yüksek frekansta titreşen ortamlar ve insanlar ise bize huzur verir.

Etrafımızda gördüğümüz her şey, ağaçlar, çiçekler, hayvanlar, biz, hatta cansız varlıklar da enerjiye sahiptir ve her birinin auraları[efn_note]Aura; canlıların bedenlerinden yayıldığı varsayılan, ışınımla oluşan ve gitgide yayılan elektromanyetik alan.[/efn_note] vardır. Fiziksel bedenimizin çevresinde hissedilebilen, hatta fotoğrafı çekilebilen bu manyetik enerji alanımız auramızdır. Bazı insanların yanında kendimizi çok iyi, bazılarının yanında kendimizi huzursuz hissederiz. Biri yanınızdan geçerken size çok yakınsa farkında olmadan enerjinizin bir kısmını alabilir. Benzer bir şey biriyle konuşurken de olabilir. Auranıza yapılan bu küçük müdahale bile kişisel enerji akışınızı kesintiye uğratabilir.

Aura ve enerjisel süreklilik

Auramız başta çevremizdeki diğerlerinin enerjisi veya auraları olmak üzere çeşitli faktörlerden etkilenebilir. Daha güçlü birinin yanında iseniz, onun enerjisi auranızı etkileyebilir veya bunun tersi de geçerlidir. Yanınızdaki kişinin arkadaşlığından zevk alıyorsanız, auranız onlarınkine ulaşacak ve bir hale gibi onun ışık formuna bağlanacaktır. İlginç bir şekilde, enerjinizin bir kısmı onunla kalacak ve siz uzaktayken bile onun aurasında sizin de bir parçanız olacaktır.

Enerjisel süreklilikten akan enerji tek kaynaktan gelir, yani ağaç gibi bir kökten, ama sonra birçok dala ayrılır. İçinde sayısız formda enerjiyi kapsar. Değişik kültürlerde değişik isimler ile adlandırılır bu formsuz, her şeyin kaynağı olan enerji. Tanrısal enerji, evrensel enerji, kozmik enerji, sıfır noktası enerjisi, ana kaynak enerjisi, serbest enerji gibi.

Enerji şifasının arkasındaki mekanikler

Çek bilim insanı, psikotronik[efn_note]Psikotronik, varlığını kanıtlamış olarak kabul edilen telepati, psikokinezi ve telegnoz (durugörü) gibi fenomenleri araştırır.[/efn_note] kavramını literatüre kazandıran, Uluslararası Psikotronik Araştırmalar Derneği’nin (IAPR) kurucusu ve başkanı Dr. Zdenek Rejdak, şifacılığa dayalı çalışmaların temelini, enerji dengesi bozulmuş hastaya, yaşam enerjisini aktarabilen bir kişiden (şifacıdan) enerji aktarımı sağlanarak dengenin yeniden kurulması biçiminde açıklar. Aktarımın değişik enerji akımlarıyla sağlandığı ve uzak mesafeden de gerçekleştirilebileceğine inanılır.

Enerji şifasının arkasındaki mekanikler, biyofizik ve biyoloji derecelerine sahip bağımsız bir araştırmacı olan Dr. James Oschman’in şu sözleriyle özetlenebilir: “Tıbbi bir cihaz tarafından üretilen veya insan vücudundan yansıtılan şifa enerjisi, bir veya daha fazla dokunun onarımını uyaran belirli bir frekans veya frekans kümesinin enerjisidir. Bu tür sinyaller tarafından başlatılan faaliyetler dizisi, hücrelere ve dokulara temel bilgiler sağlayabilir ve onarım süreçlerini koordine eden bilgi akışı için kanallar açabilir.”

Korkan insan ile seven insanın enerjisi farklıdır

Bizler belli bir enerji boyutunda titreşen enerji formlarıyız kısacası. Gen farklılığımız, güzelliğimiz, çirkinliğimiz, mezhebimiz, rengimiz, inancımız, inançsızlığımız o frekansa bakıldığında anlaşılmıyor. Eşitiz. Tek farkımız, kişiliklerimiz ve hayat tecrübelerimiz. Vibrasyonlarımıza göre farklı sesteyiz. Bir senfoni orkestrasında çalan farklı enstrümanlar gibiyiz. Her birimiz çok değerliyiz, özeliz, gerekliyiz. Hep birlikte (armoni içerisindeyken) ortaya çıkan eser bir senfoni, ayrıştığımız an ise işe yaramaz bir gürültü.

Nikola Tesla’nın bir sözü, bu bağlamda hep aklımızda olmalı: “Evrenin sırlarını bulmak isterseniz, enerji, frekans ve titreşim açısından düşünün.”
Nitekim araştırmalarda[efn_note]Biyofizikçi Alman Dr. Fritz Albert Popp, hücreler üzerine bir çalışma yapar; canlı hücrelerin ışık saçtığına ve bu ışığın kaynağının da DNA olduğuna dair bir makale yayınlar. Dr. Raymond Rife ise belli frekansları kullanarak virüs ve bakterilerin yok edilebildiğini bulur. İsveçli radyolog Bjorn Nordenstrom, bir tümörün içine bir elektrot yerleştirip doğru akım verildiğinde tümörün eriyip erimediğini test eder. Dr. Robert O. Becker ise “The Body Electric” adlı kitabında insan vücudunun elektriksel frekanslarını ortaya koyar.[/efn_note] olumsuz düşüncelerin insan frekansını 12 MHz kadar düşürdüğü, olumlu düşüncelerin frekansı 10 MHz kadar yükselttiği tespit edilmiştir. Bu da gösteriyor ki, geçmiş ya da gelecek için duyulan kaygılar, suçluluk duyguları, pişmanlıklar, keşke’ler enerjiyi düşürüyor.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanların da radyo frekanslarına benzer frekanslar yaydığını söylüyor. Köpekler, kendilerinden korkan kişileri hissedebilirler. Korku, salınım ve titreşim yoluyla köpek tarafından algılandığında; köpeğin saldırma ihtimali ortaya çıkar. Aynen bunun gibi, birine karşı sevgi hissettiğimiz zamanlarda da ürettiğimiz bir salınım ve titreşim vardır. Korkan insanın yaydığı enerji farklıdır; sevgi ve güven sahibi insanın enerjisi farklıdır.

Frekansımızı nasıl yükseltebiliriz?

Kişinin zihinsel, duygusal, enerjik veya fiziksel durumu üzerinde bir zayıflık göstergesi olan hastalık, bedenimizden içeriye 5 duyumuz vasıtasıyla giriş yapar. Kötü bir davranışa maruz kalarak incitilmek, üzülmek, stres, ağızdan alınan zararlı gıdalar, aldığımız nefesle bedenimize giren toksik maddeler gibi şeyler hastalıklara zemin hazırlar, frekansımız ve dolayısı ile enerjimiz bozulur.

Frekansımızı yükseltmek için faydalanacağımız bazı uygulamalar: Müzik, nefes çalışmaları, aromaterapi, meditasyon, çiçeklerin ve bitkilerin enerjisi, doğa, su, renkler, kristaller, şükür, teslimiyet, şifa çalışmaları olabilir. Şifa enerjisi çalışmaları, Reiki, ışık, ses, koku terapileri, kristal terapileri, meditasyon, yoga, nefes ile şifa çalışmaları vs. gibi şifa enerji sistemlerinin tümü enerjinin süptil beden katmanlarında serbestçe akamadığı, durgun bölgelerde blokajları gidermek için oldukça iyi çalışır.

Reiki nedir?

Şimdi biraz Reiki nedir, ona bakalım. Reiki kelimesi 2 heceden meydana gelmiştir. Rei ve Ki. Rei Japon kanji alfabesi ile yazılışına göre en basit şekli ile ruh, hayalet, Tanrısal manevi güç, ana kaynaktan gelen yüksek ve gizemli bilgi gibi manalara gelir. Ki ise yaşam enerjisidir.

Bu enerji, yaşayan tüm varlıkların, hayatta oldukları sürece içinde ve çevresindedir; yaşamın son bulması ile birlikte fiziksel bedenden ayrılır ve geldiği ana kaynağa geri döner.

Bütün canlılar enerji yayarlar. Yaşam enerjimiz yüce yaratıcıdan bize doğumumuzla beraber aktarılmıştır, yaşam gücümüzdür. Ki her zaman, her yerde ve her şeyin etrafında dolaşan, akan enerjidir. O enerji, yaşayan bütün varlıkları birbirine bağlar. Dünyanın üzerinde ve çevresinde herkesin şifa niyeti ile faydalanabileceği sonsuz miktarda Ki enerjisi bulunmaktadır. Bu enerjiyi evrensel akıl ve düşünce ile birleştirince, en kuvvetli şifa enerjisine erişmiş oluruz, işte bu Reiki’dir.

Yaşam enerjisi nedir?

İçinde yaşadığımız evren, evrende var olan her şey, sonsuz bir enerjiye sahiptir. Her şeyin yaratıcısı olan Tanrı, bu enerjinin kaynağıdır. Tüm insan, hayvan ve bitkiler dünyaya gelirken yaşam enerjileri ile birlikte gelirler ve bu enerji onların yaşamlarını sürdürebilmeleri için gereklidir.

Yaşam enerjisi, birçok kültürde mevcut olup değişik isimlerle anılır; bu enerjiye Çin’de “chi”, Hindistan’da “prana”, Japonya’da “ki”, tasavvufta “can” veya “nefes”, Batı’da “bioenerji” veya “kozmik enerji” denir.

Reiki şifacılık yeteneği, öğretmenden öğrenciye uyumlama sırasında geçirilir. Bu olay, bizim köylerde şifacı hocaların yaptığı el verme dediğimiz işin bir benzeridir. Reiki öğretmeni öğrenciyi uyumlama sırasında, bazı bedensiz, değişik frekansta, bizim 5 duyumuz ile algılayamadığımız varlıkları yardıma çağırır.

Usui Sensei, Reiki üstatları ve uyumlama

“Reiki”yi ortaya çıkaran Mikao Usui Sensei,[efn_note]Sensei; Japonya’da bu sözcük başta akademisyenler olmak üzere profesörler, öğretmenler, doktorlar ve avukatlar için şereflendiren bir hitap biçimi olarak kullanılır.[/efn_note] öğrencileri büyük Reiki üstatları Chujiro Hayashi ve Hawayo Hirom Takada Senseilerin ruhlarını, gelmiş geçmiş büyük Reiki şifacısı ruhları, Reiki şifacılığı ile ilgili melekleri ve öğretmen kendi özel rehberlerini uyumlama sırasında kendisine yardımcı olmaları için yanına davet eder. “Sizler ustasınız, ben ise sizin alet kutunuz gibiyim der. Onlara uyumlama sırasında herhangi bir yanlış yaparsam siz düzeltin, öğrencimi siz de Reiki enerjisine uyumlayın” diye rica eder. Şifacılık yeteneğini öğrencisine geçirmesi için bu bedensiz varlıklardan, Tanrı’dan istekte bulunmalarını, aracı olmalarını ister. Yani beş duyumuz ile algılayamadığımız bu varlıklarla konuşur ve onlardan Reiki şifa enerjisine öğrencisini uyumlama dileğini, Tanrı’ya iletmeleri için istekte bulunur.

Öğretmen kendi rehberlerini de yardıma çağırır, demiştik; burada öğretmenin önemi ortaya çıkar. Ruhani bakımdan temiz ve açık bir öğretmen uyumlamalarda her zaman daha başarılıdır. Öğretmen uyumlama esnasında öğrencinin üzerindeki travma ve blokajları, hastalıkları kendi üzerine çeker ve onları temizlenip, iyileşmesi için toprağa akıtır. Niyet ile öğrencinin yaşam enerji kapılarını ve enerjinin aktığı kanalları açıp temizler. Uyumlama, aynı zamanda öğrenci için, en kuvvetli şifa uygulamasıdır.

Reiki nasıl verilir?

Reiki, insan vücudundan geçerken özellikle ihtiyacı olan bölgelere şifa verir. Vücutta şifaya nerede ihtiyaç var ise o kısımda daha etkili çalışır; omuzları ağrıyan bir kişinin vücuduna Reiki verildiği zaman, enerji omuzlarda daha çok yoğunlaşır. Reiki verirken, eller karına veya göğse değse de, eğer enerjiye ihtiyaç omuzlarda ise enerji gidip orada yoğunlaşır ve şifa vermeye başlar.

Reiki ellerin, bedenin üstüne konularak veya uzaktan, kendine ya da başkalarına enerji aktarılması ile kullanılır. Ellerinizle dokunarak veya uzaktan, kendinizi veya başkalarını iyileştirmenizi sağlar.

Ana kaynak tek, ona bağlanma yolları ise değişik değişiktir. Reiki ana kaynağa, yaratıcıya, Allah’a şifa amacı ile bağlanma yollarından biridir. Şifacılık yolunda atılacak ilk adım için Reiki iyi bir başlangıç olabilir.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 31 Ağustos 2022’de yayımlanmıştır.

Petek Kitamura
Petek Kitamura
Petek Kitamura – Enerji sistemleri eğitimcisi, mühendis, aikido uygulayıcısı ve yazar… 1976 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, İnşaat Mühendisliği bölümünü bitirdi. Hollanda'nın Delft şehrinde IHE'de Hidrolik Mühendisliği üzerine yüksek lisans yaptı. 27 yıl süresince mühendis olarak yurtiçi ve yurtdışında çalıştı. Mühendislik görevinin son 15 yılını Electric Power Development Co. Ltd.’de (Japonya) tamamladı. Usui Reiki ve Reiki orijinli enerji sistemleri gibi şifacılık konularında Japonya başta olmak üzere pek çok ülkede eğitim gördü. Başlıca eserleri: “Alternatif Yöntemlerle Daha Mutlu Bir Hayat”, “Güzel Yaşam Kitabı”, “Hayaller Ülkesi Japonya”, “Japonya - Kiraz Çiçeklerinin Ülkesi”, “Japonya’dan Hayalet Öyküleri Efsaneler Masallar”, “Mutluluk Veren Sağlık”, “Sağlıklı Yepyeni Bir Hayata Doğru”, “Ukiyo – Japonya’da Anı Yaşamak”, “Uygulamalı Şifa Kaynağı Reiki”

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

1 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

1
0
Would love your thoughts, please comment.x