6 Şubat’ta Maraş Depremleriyle ülkemiz derinden sarsıldı. Yaralarımızı sarmaya çalışırken herkes bir kaygıya kapıldı: “Kişi olarak nasıl hazırlık yapabilirim?” Sanırım bu soruya doğru yanıtı bulmak için Japonların tutumlarına bakmak gerek. Peki, Japonya’da bireyler ve mahalleler doğal afetlere nasıl hazırlanıyor?
Ülkemizde olduğu gibi Japonya’da da doğal afetler sıklıkla çeşitli şekillerde meydana geliyor: Tayfunlar, toprak kaymaları, depremler, volkanik patlamalar ve tsunami. Japonya’da doğal afetlerin yüksek oranda görülmesine çeşitli faktörler katkıda bulunuyor; ilk olarak, ülke mevsimsel yağmur cepheleri ve tayfunların yanı sıra Japonya Denizi’ndeki yoğun kar yağışı gibi aşırı iklimsel değişikliklere tâbi. İkincisi, Japonya’nın topografyası engebeli ve birçok fay ve dik yokuş mevcut. Üçüncüsü, Japonya Pasifik deprem kuşağında ve sık sık depremlerden etkileniyor. 2011 Tohoku depremi ve tsunamisinde de görüldüğü üzere, karmaşık kıyı şeridi de tsunamilere karşı savunmasız. Dördüncüsü, Japonya, dünyadaki neredeyse tüm volkanların yoğunlaştığı ve 83 aktif volkanın bulunduğu Pasifik çevresi bölgede. Bu nedenlerle, Japonya için mesele, doğal afetler “eğer olursa” değil, “ne zaman olacak?”
Her şey hazırlık ile başlıyor
Yerel topluluklar doğal afet müdahalesi ve yardım sağlanmasında önemli rollere sahip. Yerel topluluklarda doğal afetlere hazırlık, topluluk bilinci ve eğitimi, acil durum planlaması, izleme, tehlike haritalaması, bireysel hazırlıklar, risk azaltma önlemleri ve uzun vadede toplumsal dayanıklılığın geliştirilmesi gibi farklı önlemlerin bir kombinasyonunu içerir. Bir afet durumunda, etkili ve koordineli afet müdahalesi ve yardım çabaları, hayat kurtarmak, temel yardım sağlamak, kurtarma ve yeniden inşayı desteklemek için hayati.
Topluluk bilincini ve eğitimini sağlamak, yerel toplulukların atabileceği kritik ilk adım. Belirli bir bölgede yaygın olan doğal afet türleri hakkında farkındalık yaratmak, insanları hazırlamak, kendilerini ve ailelerini korumak için atabilecekleri adımlar konusunda eğitmek çok önemli.
Bu nedenle Japonya’da afet eğitimi, insanların kendilerini afetlerden koruyabilmeleri için kreşlerde, ilkokul, ortaokul ve liselerde, üniversitelerde veriliyor. Bu hazırlık aynı zamanda ofislere ve toplumun diğer kesimlerine de uzanıyor.
Afet önleme günü
Çok sayıda insanın hayatını kaybettiği ve başkent Tokyo’nun yerle bir olduğu 1 Eylül 1923 Büyük Kanto Depremi’nin yıldönümü Afet Önleme Günü. İlaveten, sonbaharda bir Afet Önleme Haftası var.
Düzenli bir etkinlik olarak okul çocuklarının yanı sıra şirketlerde çalışan yetişkinlerin de tahliye eğitimlerine katılması zorunlu. Bu hafta boyunca, afet önleme bilincini artırmak için her haneye insanların şu anda afetten korunmak için neler yapabileceklerini anlatan kitapçıklar dağıtılıyor.
Tatbikatlarda öğrenciler tahliye yollarını öğrenip okula giden yol boyunca yürüyorlar. Kreşteki küçük çocuklar bile bakıcılarıyla birlikte yakındaki bir alışveriş merkezinin çatısındaki tahliye barınağına gidiyorlar.
Üniversitelerle ortaklık yapan ilkokullar tahliye için harcanan gerçek süreyi GPS kullanarak ölçüyorlar. Toplanan veriler, takip edilecek en iyi rotaya ilişkin hususlar gibi, gelecek yılki tahliye eğitimi için kullanılıyor.
Üç çeşit yardım
Japonya İçişleri Bakanlığı’na göre, acil durum planlaması hem toplum hem de birey tarafından yapılması gereken bir şey. Bir afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yapılacak eylemleri özetleyen acil durum planları geliştirmek ve uygulamak, hazırlıklı olmanın önemli bir bileşeni. Bu, yerel hükümet kurumları, kâr amacı gütmeyen kuruluşlar ve topluluk grupları arasındaki yakın işbirliğini içermeli.
Japonya’nın yerel doğal afet hazırlıklarına yaklaşımı şu şekilde:
Japonya Yangın ve Doğal Afet Yönetim Ajansına göre, doğal afet hazırlıkları “kendi kendine yardım”, “toplumsal yardım” ve “kamu yardımını” içerir. Çevredeki insanların birbirine yardım etmesi ve devletin gönderdiği yardımlar kadar insanların kendi imkânlarıyla kendilerini korumaları da önemli kabul ediliyor.
Yerel doğal afet hazırlığını gerçekleştirmesinin Japonya’ya has yollarından biri “mahalle dernekleri” (çōnai-kai). İçişleri ve Haberleşme Bakanlığı’nın 4. Yerel Topluluklar Raporu Çalışma Grubu raporuna göre, yerel topluluk dernek faaliyetlerinde “afet kayıplarını önleme” önemli bir yere sahip.
Mahalle derneği faaliyetleri için gerekli olan afet hazırlıkları, karşılıklı yardımlaşmanın öneminin yeniden teyit edilmesini ve afet kayıplarını önleme ve hafifletme anlayışını içeriyor. Her mahalle derneği yapabileceklerini düşünmek ve uygulamakla görevlendiriliyor.
Yerel afet tatbikatlarının bir parçası olarak yılda bir kez stoklanan acil durum gıdaları ve temin koşulları kontrol ediliyor.
Ayrıca, büyük ölçekli geniş alan afetlerine hazırlıkta, sivil toplum dernekleri ve mahalle dernekleri (gönüllü afet önleme kuruluşları) arasındaki geniş alan işbirliği kontrol ediliyor.
Gelişmiş afet önlemenin (ön hazırlık) güvenilir şekilde uygulanması, bölgesel afet önleme yeteneklerini geliştirmenin bir yolu olarak görülüyor.
Başkasına yardım etmek için kendine yardım
Japonya’da bireysel hazırlıklar, yerel toplum çabalarının bir parçası olmayı içerir. Ayrıca bireyler, temel ihtiyaçlarla dolu “bousai” (“afet”) sırt çantalarını çevrimiçi olarak veya mağazalardan satın alabilirler. Biraz pahalı olsalar da (genellikle 20.000 yen civarında), bu sırt çantaları genellikle çok işlevlidir ve en hayati ihtiyaçların çoğunu içerir.
Bireylerin hazırlıklı olmaları acil bir durumda yerel toplulukların üzerindeki yük azaltır. Bu “başkalarına yardım etmek için kendine yardım etme” duygusu, Japon zihniyetinin önemli bir parçası.
Japonya’nın diğer örneklerine bakılırsa, yerel toplulukların, örneğin binaları güçlendirerek, ağaç dikerek ve şiddetli yağmur suyunu emebilecek yeşil alanlar oluşturarak doğal afetlere karşı savunmasızlıklarını azaltmak için önlemler alabildiği görülüyor.
Sosyal dayanıklılık
Doğal afetlere karşı fiziksel dayanıklılığa ek olarak, sosyal dayanıklılık da hayati önem taşır. Topluluklarda sosyal dayanıklılık oluşturmak, doğal afetlerin etkileriyle başa çıkma, iyileşme ve uyum sağlama becerilerini güçlendirmeyi içerir. Bu, yerel halkın geçim kaynaklarının iyileştirilmesi, yerel kurumların güçlendirilmesi ve toplum liderliğindeki afet risk yönetimi girişimlerinin desteklenmesi dahil olmak üzere bir dizi önlemle başarılabilir.
Birlikte çalışarak, yerel topluluklar doğal afetlere hazırlanmak ve etkilerini azaltmak için adımlar atabilir ve hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edip iyileşebilmelerini sağlayabilir. Yerel topluluğun her üyesi, hatta çocuklar bile yardımcı olabilir.
İtme, koşma, konuşma, geri dönme
Çocuklar, ailelerini ve toplumlarını doğal afetlere hazırlamada önemli bir rol oynayabilir. Çocuklar proaktif davranarak ve doğal afetlere hazırlanmak için adımlar atarak kendilerini, ailelerini ve topluluklarını güvende tutabilirler
Doğal afetler hakkında bilgi edinmek ve acil durum planını bilmek çocukların yapabileceği bir şey. Çocuklar, kendi bölgelerinde yaygın olan farklı doğal afet türleri ve meydana gelmesi durumunda ne yapılması gerektiği hakkında bilgi alabilirler. Çocuklar, aileleri ve toplum için yürürlükte olan acil durum planından haberdar olmalı ve bir doğal afet durumunda ne yapacaklarını bilmeliler. Örneğin Japonya’daki Tohoku bölgesinin eski çağlardan beri nesilden nesile aktarılan “Tsunami Tendenko” adlı bir sloganı vardır. “Tendenko”, “her biri ayrı ayrı” anlamına gelir, bu nedenle “Tsunami Tendenko”, büyük bir depremden sonra bir tsunami geleceği için insanları başkalarıyla ilgilenmek yerine hızlı bir şekilde yüksek bir yere koşmaya teşvik etmek için kullanılır. Tahliye eğitiminde bu sloganı öğrenen çocukların 2011 Tohoku Depremi ve tsunamisinde yüksek bir hayatta kalma oranı olmuş. Bu sayede Japon ilkokullarında geçmişten derslerle düzenli olarak verilen afet eğitimi, çocukların hayatlarının korunmasında önemli rol oynuyor.
Okullar ayrıca, büyük bir depremi canlandırarak (simüle ederek), velilere çocuklarını güvenceye alma eğitimi veriyor. Bu eğitimde, deprem sebebiyle toplu taşıma duracağı için velilere veya velileri gelene kadar öğrencilere ne yapmaları gerektiği öğretiliyor; çünkü bu tür durumlarda ilkokul öğrencilerinin kendi başlarına eve gitmeleri mümkün değil. Bu eğitim, okul ve veliler arasında bir iletişim ağı geliştirmeye yardımcı oluyor.
Japonya’da öğrencilerin bir tayfun yaklaştığında veya diğer benzer durumlarda bir grup olarak eve gitmeleri yaygın. Okullar, yerel güvenlik devriye ekiplerini ve velileri bilgilendirmek için toplu e-posta göndermeyi kullanabilir; bu, öğretmenlerin öğrencileri öğrencilerin ayrıldığı yere götürmesine olanak tanırken, yerel halk da onların okuldan güvenli bir şekilde döndüklerinden emin olmak için onları gözetler.
Afet önleme konusunda Japonya’daki her çocuğun bildiği ünlü bir söz vardır: “itme, koşma, konuşma ve geri dönme.” Bu ifadeye ek olarak, bazı okullar yönergelerinde öğrencilerin tehlikeli alanlardan uzak durmaları gerektiği anlamına gelen “yaklaşma” ifadesini de içerir.
Afet öğrenme tesisi
Japonya, afetler hakkında ücretsiz bilgi veren ve aynı zamanda simüle edilmiş afetleri deneyimleten birçok doğal afet önleme deneyim-öğrenme tesisine sahip. Örneğin Tokyo İtfaiyesi’ne ait “Honjo Can Güvenliği Öğrenim Merkezi”, ailelerin birlikte katılabileceği popüler bir deneyim turu sunuyor.
Aynı şekilde, Şinagawa Afet Önleme Deneyimi Salonu, ebeveynler ve çocuklar için afet önleme deneyimi etkinlikleri düzenliyor. Bu etkinliklerde top, yumurta kabuğu gibi tanıdık nesneleri kullanarak çocukların eğlenirken deneyim kazanmaları amaç edinilmiş.
Bir başka tesis olan Sona Area Tokyo’da, bir deprem olduktan sonra 72 saat hayatta kalma becerileri kazandıran uygulamalı bir eğitim oturumu düzenleniyor. “Tokyo’yu Doğrudan Vuran 72 Saatlik Deprem Turu” doğrudan Tokyo’yu vuran bir depremi simüle ediyor. Bir tahliye sığınağına gitme konusunda sanal bir deneyim yaşamak için tablet bilgisayarda sınava giriliyor. Ayrıca, özenle oluşturulmuş bir alan hasarlı sokakların görünümünü birebir yeniden yaratıyor. Burada kartondan yapılmış sığınma alanı yataklarıyla ve diğer acil durumlarda dağıtılan günlük ihtiyaç malzemeleriyle tamamlanmış, gerçeğine benzeyen bir tahliye merkezi bile mevcut.
Yetişkinlerimiz kadar çocuklarımızın da doğal afetler hakkında bilgilenmeleri ve hazır olmaları lazım. Özellikle, yukarıdaki adımları izleyerek ve bunları başkalarına öğreterek, çocuklar birbirlerine yardımcı olabilirler. Böylelikle çocuklar doğal afetlere hazırlanmanın önemi konusunda farkındalığın yayılmasına yardımcı olabilir ve böylece ailelerini, arkadaşlarını ve toplulukları harekete geçmeye teşvik edebilir. Bu sayede doğal afetlere hazır olmak hayatlarının ayrılmaz bir parçası haline gelebilir, ömürleri boyunca hem kendilerini hem de tüm toplumu koruyabilirler.
Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Bu yazı ilk kez 22 Şubat 2023’te yayımlanmıştır.