Yaratıcılığı geliştiren 7 tutku

Ünlü MI6 ajanına ismi her sorulduğunda böyle yanıt verir: Bond, James Bond. Organizasyondaki kod adı ise 007’dir. Peki, iş dünyası ile bunun ne alakası var?

İlk sanayi devrimi 18 – 19. yüzyıllara denk geldi, buhar gücüyle çalışan makineler endüstriyi doğurdu. 2. sanayi devriminin yıldızıysa elektrikti, seri üretim onun sayesinde başladı. 3. sanayi devriminde bu kez lokomotif internetti; dijital devrim ve bilgi teknolojileri üretimi bambaşka bir boyuta getirdi. Bugünse 4. sanayi devrimini yaşıyoruz yani yapay zeka ve artık öngörülemeyen bir hızla gelişen teknoloji çağındayız. Özellikle şirketler içinse en değerli şey, yetenek ve yaratıcılık.

Tıpkı Bond karakteri gibi sonuç değiştiren insanlara “yetenekli” diyoruz. Onları keşfetmenin yoluysa yaratıcılıktan geçiyor. Yaratıcılık, içinde bulunduğumuz dördüncü sanayi devrimi için olmaz olmaz bir enerji kaynağı.

Ünlü bir düşünür yaratıcılığı tanımını şöyle yapıyor: Yaratıcılık var olan iki şey arasında var olmayan bir bağ kurmaktır. Ben de yakınlarda bir çırpıda okuduğum ve beni etkileyen bir kitap (Lina M. Echeverria, Idea Agent, American Management Association Publishing) ile var olan işiniz arasında bir bağ kuracağım. Kuracağım bağın, çalışma hayatınızda yaratıcılığı desteklemek ve işlerinizi büyütmek için işinize yarayacağına dair bir hipotezim var.

Öncelikle ihtiyacımız olan, bu konuya kafasını takmış bir lider. Lider olmadan yaratıcı düşüncenin ortaya çıkması ve yaşaması kesinlikle mümkün değildir. Ancak hem bir liderde olması gereken hem de o liderin yönettiği bölüme ya da şirkete yayması gereken 7 tutku yaratıcılığı geliştirir. İşte yaratıcı kültürün olmazsa olmazı 7 kural:

Tutku 1: Yaratıcı ateş halkasının tam ortasında yer almak

Yaratıcı ekip üyeleri ile çalışanlar, hele ki bunlardan çokça olan ortamlarda çalışanlar, onların birbirleri ile sürtüştükleri anda çıkan kıvılcımları hatta yangınları çok iyi tanırlar. İyi bir lidere düşen görev, böyle bir halkanın içinde yer alırken kimseye ödün vermeden toplam ekibin faydası yönünde bu ateşi yönetmektir. Tabii ki çok eğlenceli olduğu söylenemeyen bu durumda, iyi bir lider o ateşi yemek – ekmek pişirmek için kullanır, dükkanı yakmak için değil. Ve iyi bir liderin amacı, bu ateş dansının her adımında kıvılcıma benzin dökmek yerine ateşi olumlu yönde kullanmaktır.

Tutku 2: Sadece en iyilerin uçmasına izin vermek

Bu tutku için liderin sezgisine ihtiyaç vardır. Yaratıcı bireyleri sezmek, onlara kendilerini geliştirecek zorlayıcı projeler vermek çok kritiktir. İyi bir lider, yaratıcı ekip üyelerinin en iyilerinin en önemli rollerde yer alması ve bulundukları yeri aldıkları sonuçlar sayesinde koruyabilmelerini sağlamalıdır. Bu nedenle de alışılmışın dışında yaratıcı geçmişi olan ve farklı kariyerlerden gelen üyelerin önünü açmak, bu tutkunun et ile kemiğe büründüğü andır.

Tutku 3: Yaratıcılığı serbest bırakan değerlerle yaşamak

Bazı değerler vardır ki bunların olmadığı iklimlerde yaratıcılık ve yaratıcı kişiler asla yetişmez ve yaşamaz. İşte o değerlerden bazıları:

Saygı: Fikirlere, ihtiyaçlara, duygulara, bireyin özüne saygı.

Özgürlük: Düşüncede, seçimde, sorumlulukta insana en büyük ödül olan özgürlük.

Esneklik: ‘Yapılabilir, neden olmasın’ bakışı ile çözümlerde esneklik.

Oyun ve eğlence: Oyun ve eğlence olmadan yaratıcılığın tetiklendiği, tetiklense bile bir sonuç aldığı asla görülmemiştir.

Güven: Tıpkı hamilelik gibidir güven: Ya hamilesinizdir ya değil, ya güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz.

Şeffaflık: Planlar, niyetler, öncelikler ve kaygılar konusunda şeffaflık. Ne kadar gizlerseniz o kadar yavaşlatır yaratıcı düşünceyi.

Tutku 4: Mükemmeli talep etmek

Eğer bir lider yaratıcı ekiplerin en önünde kendisi mükemmeli talep edip buna ulaşmaya çalışmıyorsa, ekiplerinden mükemmel bir iş beklemesi imkânsızdır. Apple’ın kurucusu Steve Jobs’ı lider yapan yaratıcı zekası kadar mükemmel ürün hizmet konusundaki tutkusudur. Çok uzun süre Garanti Bankası’nın yöneticiliğini yapmış ve bankanın dönüşüm sürecini de yönetmiş olan Akın Öngör’ü efsane yapan yine aynı konudur.

Tutku 5: Yaratıcı kurum kültürü yaratmak

Amerikalı dünyaca ünlü yönetim bilimci, akademisyen ve yazar Peter Drucker şöyle der: “Kurum kültürünüz stratejinizi sabah kahvaltısında çıtır çıtır yer, öğle yemeğine hiçbir şey kalmaz” Bond kalitesindeki bir liderin görevi, yaratıcı fikir ve kişilerin yaşayabileceği bir kültür yaratmaktır. Şirkette yaratıcılığı alkışlamaktır. En yaratıcı kişileri kahraman saymaktır. Bilgi ve deneyim paylaşımı için gereken platformları oluşturmaktır. En önemlisi de iyi fikirleri, yaratıcı kişileri, sonuç alan yaratıcı projeleri bıkmadan usanmadan takdir edip alkışlamaktır. Bir muzun üzerine yapıştırılan koli bandı 120 bin dolar etiket ile bu günlerde yaratıcılığın değerini tartışmaya açsa da çoktan onlarca benzeri ile bir kültüre dönüşmeye başladı bile.

Tutku 6: Net bir organizasyonel yapı tasarlamak

Yaratıcı kişileri en çok yoran şey, karışık, gri, net olmayan bir yapının içinde yolunu bulmaya çalışmaktır. Hem enerjiyi tüketir hem de çarık eskitir böyle yapılar. Kimin kimden hesap sorduğu, kimin kime hesap verdiği, kimin kimle nasıl çalışacağı belli olmayan yapılardan genelde fikir değil, dedikodu çıkar. Odak dağılır, yetkisi olanlarda beceri, becerisi olanlarda yetki bulunmaz. İşte bu şekilde yaratılan bir yapı bolca kaos üretir. Net, yalın ve odaklı yapılar ise bol bol fikir getirir.

Tutku 7: Otantik bir liderlik göstermek

Ona buna benzemeye çalışan, başkalarının kötü kopyası olan liderlerin foyasını öncelikle yaratıcı kişiler çıkarır. Tutkusu olmayan, ‘miş’ gibi yapan, günü kurtaran liderleri yaratıcı kişiler hemen tespit ederler ve arkasından gitmekten vazgeçerler. Onların aradığı, kendileri ile bütün içtenliği ile konuşan, paylaşan, duygularını endişelerini anlatmaktan korkmayan hatta en hassas, korunmasız yönlerinden yaratıcı ekiplerine bahseden liderlerdir. Onlara hizmet etmekten çekinmeyen, gücü iktidarı paylaşan bir lider yaratıcılığı uçurur.

Yüzlerce filme, belki binlerce kitaba konu oldu gizli ajanlar ama sadece biri tüm dünyaya mal oldu. İşte Bond’u böylesine farklı kılan da belki de içinden çıkılmaz gibi görünen durumlara bulduğu yaratıcı çözümlerdi. Bir Bond hayranı olduğum için bu kitaptan benim aklımda 7 Tutku kaldı. Kim bilir belki de sizin aklınızda başka bölümleri de kalır. Ancak şurası kesin, her durumda bu tutkular var olursa şirketinizde yaratıcılık bolca yer alır, yoksa üzgünüm işinizi ya el ya da yel alır.

Twitter’dan takip edin: @tanyersonmezer

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 17 Aralık 2019’da yayımlanmıştır.

Tanyer Sönmezer
Tanyer Sönmezer
Tanyer Sönmezer, Managemet Centre Türkiye Kıdemli Ortağı, THE QUARTUS Yönetim Kurulu Başkanı. Sönmezer mesleğini hiç yapmamış bir ODTÜ Makina Mühendisliği mezunudur. Satış konusunda bir MBA ve bir Pazarlama Yüksek Lisansı üzerine Harvard Business School’da” yönetim kurullarının etkin yönetimi”, Oxford Leadershıp Institute’de “liderlik“, MIT’de “inovasyon”, Stanford Üniversitesi’nde “değişim yönetimi, design thinking” ve London Business School’da “inovasyon liderliği” üzerine okusa da, hayatı lunaparkta çalışırken öğrenmiş bir danışmandır. “Yöneticinin Sırt Çantası” ve “Yöneticinin Beslenme Çantası” kitaplarının yazarı.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Yaratıcılığı geliştiren 7 tutku

Ünlü MI6 ajanına ismi her sorulduğunda böyle yanıt verir: Bond, James Bond. Organizasyondaki kod adı ise 007’dir. Peki, iş dünyası ile bunun ne alakası var?

İlk sanayi devrimi 18 – 19. yüzyıllara denk geldi, buhar gücüyle çalışan makineler endüstriyi doğurdu. 2. sanayi devriminin yıldızıysa elektrikti, seri üretim onun sayesinde başladı. 3. sanayi devriminde bu kez lokomotif internetti; dijital devrim ve bilgi teknolojileri üretimi bambaşka bir boyuta getirdi. Bugünse 4. sanayi devrimini yaşıyoruz yani yapay zeka ve artık öngörülemeyen bir hızla gelişen teknoloji çağındayız. Özellikle şirketler içinse en değerli şey, yetenek ve yaratıcılık.

Tıpkı Bond karakteri gibi sonuç değiştiren insanlara “yetenekli” diyoruz. Onları keşfetmenin yoluysa yaratıcılıktan geçiyor. Yaratıcılık, içinde bulunduğumuz dördüncü sanayi devrimi için olmaz olmaz bir enerji kaynağı.

Ünlü bir düşünür yaratıcılığı tanımını şöyle yapıyor: Yaratıcılık var olan iki şey arasında var olmayan bir bağ kurmaktır. Ben de yakınlarda bir çırpıda okuduğum ve beni etkileyen bir kitap (Lina M. Echeverria, Idea Agent, American Management Association Publishing) ile var olan işiniz arasında bir bağ kuracağım. Kuracağım bağın, çalışma hayatınızda yaratıcılığı desteklemek ve işlerinizi büyütmek için işinize yarayacağına dair bir hipotezim var.

Öncelikle ihtiyacımız olan, bu konuya kafasını takmış bir lider. Lider olmadan yaratıcı düşüncenin ortaya çıkması ve yaşaması kesinlikle mümkün değildir. Ancak hem bir liderde olması gereken hem de o liderin yönettiği bölüme ya da şirkete yayması gereken 7 tutku yaratıcılığı geliştirir. İşte yaratıcı kültürün olmazsa olmazı 7 kural:

Tutku 1: Yaratıcı ateş halkasının tam ortasında yer almak

Yaratıcı ekip üyeleri ile çalışanlar, hele ki bunlardan çokça olan ortamlarda çalışanlar, onların birbirleri ile sürtüştükleri anda çıkan kıvılcımları hatta yangınları çok iyi tanırlar. İyi bir lidere düşen görev, böyle bir halkanın içinde yer alırken kimseye ödün vermeden toplam ekibin faydası yönünde bu ateşi yönetmektir. Tabii ki çok eğlenceli olduğu söylenemeyen bu durumda, iyi bir lider o ateşi yemek – ekmek pişirmek için kullanır, dükkanı yakmak için değil. Ve iyi bir liderin amacı, bu ateş dansının her adımında kıvılcıma benzin dökmek yerine ateşi olumlu yönde kullanmaktır.

Tutku 2: Sadece en iyilerin uçmasına izin vermek

Bu tutku için liderin sezgisine ihtiyaç vardır. Yaratıcı bireyleri sezmek, onlara kendilerini geliştirecek zorlayıcı projeler vermek çok kritiktir. İyi bir lider, yaratıcı ekip üyelerinin en iyilerinin en önemli rollerde yer alması ve bulundukları yeri aldıkları sonuçlar sayesinde koruyabilmelerini sağlamalıdır. Bu nedenle de alışılmışın dışında yaratıcı geçmişi olan ve farklı kariyerlerden gelen üyelerin önünü açmak, bu tutkunun et ile kemiğe büründüğü andır.

Tutku 3: Yaratıcılığı serbest bırakan değerlerle yaşamak

Bazı değerler vardır ki bunların olmadığı iklimlerde yaratıcılık ve yaratıcı kişiler asla yetişmez ve yaşamaz. İşte o değerlerden bazıları:

Saygı: Fikirlere, ihtiyaçlara, duygulara, bireyin özüne saygı.

Özgürlük: Düşüncede, seçimde, sorumlulukta insana en büyük ödül olan özgürlük.

Esneklik: ‘Yapılabilir, neden olmasın’ bakışı ile çözümlerde esneklik.

Oyun ve eğlence: Oyun ve eğlence olmadan yaratıcılığın tetiklendiği, tetiklense bile bir sonuç aldığı asla görülmemiştir.

Güven: Tıpkı hamilelik gibidir güven: Ya hamilesinizdir ya değil, ya güvenirsiniz ya da güvenmezsiniz.

Şeffaflık: Planlar, niyetler, öncelikler ve kaygılar konusunda şeffaflık. Ne kadar gizlerseniz o kadar yavaşlatır yaratıcı düşünceyi.

Tutku 4: Mükemmeli talep etmek

Eğer bir lider yaratıcı ekiplerin en önünde kendisi mükemmeli talep edip buna ulaşmaya çalışmıyorsa, ekiplerinden mükemmel bir iş beklemesi imkânsızdır. Apple’ın kurucusu Steve Jobs’ı lider yapan yaratıcı zekası kadar mükemmel ürün hizmet konusundaki tutkusudur. Çok uzun süre Garanti Bankası’nın yöneticiliğini yapmış ve bankanın dönüşüm sürecini de yönetmiş olan Akın Öngör’ü efsane yapan yine aynı konudur.

Tutku 5: Yaratıcı kurum kültürü yaratmak

Amerikalı dünyaca ünlü yönetim bilimci, akademisyen ve yazar Peter Drucker şöyle der: “Kurum kültürünüz stratejinizi sabah kahvaltısında çıtır çıtır yer, öğle yemeğine hiçbir şey kalmaz” Bond kalitesindeki bir liderin görevi, yaratıcı fikir ve kişilerin yaşayabileceği bir kültür yaratmaktır. Şirkette yaratıcılığı alkışlamaktır. En yaratıcı kişileri kahraman saymaktır. Bilgi ve deneyim paylaşımı için gereken platformları oluşturmaktır. En önemlisi de iyi fikirleri, yaratıcı kişileri, sonuç alan yaratıcı projeleri bıkmadan usanmadan takdir edip alkışlamaktır. Bir muzun üzerine yapıştırılan koli bandı 120 bin dolar etiket ile bu günlerde yaratıcılığın değerini tartışmaya açsa da çoktan onlarca benzeri ile bir kültüre dönüşmeye başladı bile.

Tutku 6: Net bir organizasyonel yapı tasarlamak

Yaratıcı kişileri en çok yoran şey, karışık, gri, net olmayan bir yapının içinde yolunu bulmaya çalışmaktır. Hem enerjiyi tüketir hem de çarık eskitir böyle yapılar. Kimin kimden hesap sorduğu, kimin kime hesap verdiği, kimin kimle nasıl çalışacağı belli olmayan yapılardan genelde fikir değil, dedikodu çıkar. Odak dağılır, yetkisi olanlarda beceri, becerisi olanlarda yetki bulunmaz. İşte bu şekilde yaratılan bir yapı bolca kaos üretir. Net, yalın ve odaklı yapılar ise bol bol fikir getirir.

Tutku 7: Otantik bir liderlik göstermek

Ona buna benzemeye çalışan, başkalarının kötü kopyası olan liderlerin foyasını öncelikle yaratıcı kişiler çıkarır. Tutkusu olmayan, ‘miş’ gibi yapan, günü kurtaran liderleri yaratıcı kişiler hemen tespit ederler ve arkasından gitmekten vazgeçerler. Onların aradığı, kendileri ile bütün içtenliği ile konuşan, paylaşan, duygularını endişelerini anlatmaktan korkmayan hatta en hassas, korunmasız yönlerinden yaratıcı ekiplerine bahseden liderlerdir. Onlara hizmet etmekten çekinmeyen, gücü iktidarı paylaşan bir lider yaratıcılığı uçurur.

Yüzlerce filme, belki binlerce kitaba konu oldu gizli ajanlar ama sadece biri tüm dünyaya mal oldu. İşte Bond’u böylesine farklı kılan da belki de içinden çıkılmaz gibi görünen durumlara bulduğu yaratıcı çözümlerdi. Bir Bond hayranı olduğum için bu kitaptan benim aklımda 7 Tutku kaldı. Kim bilir belki de sizin aklınızda başka bölümleri de kalır. Ancak şurası kesin, her durumda bu tutkular var olursa şirketinizde yaratıcılık bolca yer alır, yoksa üzgünüm işinizi ya el ya da yel alır.

Twitter’dan takip edin: @tanyersonmezer

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 17 Aralık 2019’da yayımlanmıştır.

Tanyer Sönmezer
Tanyer Sönmezer
Tanyer Sönmezer, Managemet Centre Türkiye Kıdemli Ortağı, THE QUARTUS Yönetim Kurulu Başkanı. Sönmezer mesleğini hiç yapmamış bir ODTÜ Makina Mühendisliği mezunudur. Satış konusunda bir MBA ve bir Pazarlama Yüksek Lisansı üzerine Harvard Business School’da” yönetim kurullarının etkin yönetimi”, Oxford Leadershıp Institute’de “liderlik“, MIT’de “inovasyon”, Stanford Üniversitesi’nde “değişim yönetimi, design thinking” ve London Business School’da “inovasyon liderliği” üzerine okusa da, hayatı lunaparkta çalışırken öğrenmiş bir danışmandır. “Yöneticinin Sırt Çantası” ve “Yöneticinin Beslenme Çantası” kitaplarının yazarı.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x