Çizgi filmler ve çizgi dizilerin kuşaklararası farkları: Ne değişti?

Herkesin favori bir çizgi film ya da çizgi dizi karakteri olmuştur. Peki, ilk çizgi karakterden bugüne neler değişti? Mickey Mouse’dan Susam Sokağı’na çizgi film ve çizgi diziler neden unutulmazlar? Çizgi filmlerde kadın temsili nasıl evrildi? H. Tuba Civelek yazdı.

Çoğu insan kaç yaşına gelirse gelsin çocukluğunda izlediği ve sevdiği en az bir çizgi filmi hatırlar. Zaman geçer, içerikler değişir, teknoloji değişir, ama çizgi filme ilgi pek değişmez.

19. yüzyıldan bugüne her kuşakta yeri olan çizgi film ve çizgi dizilerin bugüne dek hatırlanmasını sağlayan o gizemi gelin bu yazıda çözelim ve çocuklukta en sevdiğiniz çizgi film ve çizgi dizileri izlediğiniz o döneme dönelim.

Animasyon tarihi, 19. yüzyılda mucitlerin icatlarıyla başlayan, animasyon stüdyolarının kurulmasıyla sektörleşen uzun ve köklü çizgi stilleri geçmişine sahiptir.

Çizgi stilleri zamanla değişse de, her dönemin evrensel izlenebilirliğini sağlayan kendi çekicilikleri olmuştur.

Siyah-beyaz, elle çizilmiş çizgi filmlerle mütevazı tarihsel başlangıcı olsa da, teknolojik gelişmelerle değişime açık ve kendini yenileyen yapısıyla animasyon çok yol kat etmiştir.

İlk çizgi filmler, ilk çizgi karakterler

1908 yılında Émile Cohl, elle çizilmiş animasyon kullanan ilk animasyon filmi Fantasmagorie’yi yaptı.

Mickey, Bonzo the Dog ve Felix the Cat gelmeden önce Ally Sloper, Max ve Moritz (her ikisi de 1860’lardan), Brown, Jones ve Robinson of Punch (1850’ler) ve Honoré Daumier’in Ratapoil (1830’lar) gibi politik karakterler vardı.

İlk popüler kurgusal çizgi film karakterinin, 1809’da Mickey Mouse’tan bir asırdan önce yapıldığı genel kabul olsa da Mickey Mouse çizgi karakteri olarak izleyici kitlesinin gönlünde taht kurdu.

Erken dönem çizgi film kültürünün şekillenmeye başladığı 1920’lerde, Walt Disney’in popüler karakteri Mickey Mouse ile çizgi film serüveni renkli boyuta taşındı.

Resim 1’deki Minnie Mouse, Pluto, Donald Duck, Daffy Duck, Goofy gibi eğlenceli karakterlerin sayısı artarak izleyiciyle buluştu.

Disney karakterleriyle tanışan izleyici, çizgi film yolculuğuna ilk renkli adımlarını attı.

Disney herkes tarafından beğenilen “star” karakterleriyle bir çağ açtı.

Disney’den başka yapım şirketleri de popüler çizgi karakterler tasarladılar.

Her ne kadar bu tanıma muhtemelen uyan daha önceki karakterler olsa da, süper kahraman türünü popülerleştiren ve onun geleneklerini oluşturan kişi Superman’di. Yazar Jerry Siegel ve sanatçı Joe Shuster tarafından 1933’te ilk kez yapılan ve kötülerle savaşan süper kahraman arketipi Superman, kostümünden kod adına, olağanüstü yeteneklerine kadar her dönem adından söz ettirdi. 1980’lere kadar Amerikan çizgi romanlarında en çok satan süper kahramandı.

1940’lı savaş yılları yapımcılar, çizgi karakterlere savaş propagandası temalı kısa filmler çektiler.

Savaş sonrası dönemde süper kahramanlar, sevimli karakterlerin muzip maceraları gibi eğlenceli içerikler üretildi.

Teknolojiyle birlikte elle çizilmiş animasyonlardan başka bilgisayar animasyonları da devreye girdi, zamanla izleyici 3 boyutlu gerçekçilikle tanıştı.

Resim – 1

İzleyici kitlesini artırmak

Her animasyon izleyici kitlesini artırmak için bazı araçlardan yararlanır. Çizgi film ve çizgi diziler yetişkinlerin de izleyebileceği formda tasarlanır.

Karakterin akılda kalıcılığı, sevimliliği, hayvan karakterlerin kullanımıyla, izleyiciyi büyülü dünyalarda sevimli bir dostla gezdirir.

Bugünün çizgi karakterlerinde kendi hikaye evrenini tanıtan özgüvende, gündelik hayata dair dertlerine bakacak sadelikte ya da ütopik evrende savaşıp dünyayı kazanacak farklı çeşitlilikte, hikayelerle donatılmış tasarımlar dikkati çeker.

Eski dönem çizgi karakterleri tek bir amaca yönelik, nispeten abartılı çizimler ve gerçek hayattan ziyade masalsı bir evrende ulaşılmaz hayallere ulaşmak için sihirlerini kullanarak mutlu sona giden karakterlerdir.

Resim – 2

Çizgi stilleri keşfine 1980 ve 1990’larda jenerik müziğini ezbere bildiğimiz Looney Tunes’un eğlenceli karakterleriyle devam ediyoruz.

1940 ve 1990’lardaki çizgi stilinin karakter tasarımındaki değişim Resim 2’de Bugs Bunny’de görülür.

O yıllarda iki boyutlu ve geleneksel animasyon tekniği kullanılırdı. Elle çizildiğinden izleyiciye takibi kolay gelmiş olabilir. Hikâye, karakterin daha özgür olabileceği mekânlarda gerçekleştiğinden sempatik gelmiş olabilir.

O dönem Türkiye’de kentleşme henüz hız kazanmamıştı ve dünyada kırsal yaşam hikâyeleri popülerdi. Masal ve fabl kullanımı, soyut mekânlar ön plandaydı.

Heidi’den Şirinler’e

Çocukluğumda odamın perde deseni Heidi idi. Laff-A-Lympics çizgi dizisinde abimle taraf tutardık. Ben, Ayı Yogileri, abim Scooby Doobyleri tutardı. Scooby Doobyler ya da Ayı Yogiler çoğunlukla kazanırdı. İyiler kazanır, kötüler kaybeder gibi sıradan mesajı olsa da, dönemin popüler karakterleri oynadığı için izletmişti.

Japon çizim sanatıyla çizilmiş animasyon filmler Anime olarak adlandırılır. Japon filmlerin efsanevi Japon yönetmeni ve 1960’lardan beri çizgi film dünyasındaki Hayao Miyazaki’nin en bilinen eserlerden biri olan çizgi dizi Heidi’ye bakalım.

Her şeyden önce Heidi akılda kalan jenerik müziği ve temasıyla izleyiciyi orada yaşıyormuş gibi hissettirir.

Miyazaki elle çizdiği kartpostal tadında yapıtlarıyla izleyiciyi hikâye evrenine çekmede başarılıdır. Dağda yaşayan dedesinin şirin evinde kalan küçük kız Heidi, uçsuz bucaksız bir doğada, arkadaşı Peter ile akşama kadar oynar ve telaşı yoktur ve özgürdür.

Bir çocuğun hayali böyle bir yaşam olabilir mi?

Şirinler, aynı masalsı hikâye evreniyle başlayan, ormanda kendileri gibi şirin bir köyde yaşayan mavi şirin karakterlerin eğlenceli maceralarını anlatan çizgi dizidir.

Resim – 3

1980’li ve 1990’lı yıllar çizgi film ve çizgi dizileri, Y kuşağı için ayrı bir yerdedir. Temel Reis’ten Red Kit’e çizgi romandan uyarlanan çizgi dizilerin kahramanlarının hayatımızda bir yeri vardır. Mesela Temel Reis ıspanağı sevdirmiştir.

Resim 3’te 2000’lere gelene dek kendi döneminin ruhunu yansıtan çizgi karakterler nostaljide yerini almıştır.

Susam Sokağı’nın büyüsü

“Gün güneşli, insanlar neşeli,
Sen de gel oyna Susam Sokağı’nda,
Dostluk ve Sevgi sarıyor her yeri
Gel katıl bize elele,
Sev dünyayı açılır her kapı
İşte Susam Sokağı…”

Resim – 4

O dönem çocukları ekrana kilitleyen programa değinmeden geçmek olmazdı: “Susam Sokağı

Amerika Birleşik Devletleri’nde çocukların televizyonla eğitilmesi için 1969’da yayınlanan Sesame Street’in uyarlaması Susam Sokağı, 1990 başı TRT’de iki sezon (250 Bölüm) yayınlanır.

Kukla karakterlerle gerçek kişilerin birlikte olduğu sokakta, barış, paylaşım, empati, sevgi, arkadaşlık ve hoşgörüyü kısa hikâyelerle sıkmadan öğretmiştir.

Edi ile Büdü, Minik Kuş, Kırpık, Açıkgöz, Kurbağacık, Kurabiye Canavarı ana karakterlerdir. Taze meyve ve sebzelerle dolu manav önü sahneleri çocukları sağlıklı beslenmeyle tanıştırır.

Karakterler o dönem mahallemizde yaşayanlar gibidir. Tamirci, terzi, manav, gitar çalan abi, öğrenci abla, kırtasiyeci… Mahalle kültürünü sıcak ve samimi yansıttığından yetişkinlerin de ilgisini çeker.

Gitar çalan karakter, çocuk şarkıları yerine çocuk zihinlere rock esintileri girsin diye Rush ve Camel çalar.

Çocukların sosyal iletişimi, zihinsel ve sanatsal becerilerini etkileyen en başarılı çocuk programıdır. Akılda kalan jeneriği, sık yayını, psikolog ve eğitimcilerin tavsiyesi, her bölüm tek bir şey öğretilmesiyle izleyiciyi kazanmıştır.

Çizgi filmlerde kadın temsili

1990 öncesi çizgi filmlerde kadın temsilleri sorunludur. Ev hanımı, prenses veya kötü bir cadı olan kadın, güzellik ve çirkinlik algısıyla, dış görünüş kıstaslarına sıkıştırılmıştır.

Cadı, lanet (büyü), peri, cin, sihirli lamba gibi mistik temalar hâkimdir.

İlk uzun metraj renkli film Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, tek ideali bir prensle evlenme olan ve bir elma ile lanetlenip hayatı trajik değişen, eril egemen bakış açısına göre tasarlanmıştır.

1990 sonları çizgi karakterlerine bakış açısı değişmeye başlar.

Kendi iradesiyle karar alabilen, hayalini özgürce yaşayabilen, saf olmayan kadın karakterler başlar.

Kızılderili kadının toprağındaki bağımsızlık mücadelesi anlatan Pocahontas filmi (1995) -kadına bakış açısı sorunlu olsa da- kendi kimliğiyle varoluş ve bağımsızlık mücadelesini ele alması açısından bazı kalıpların değişeceğinin sinyalidir.

Değişen temalar

2000’ler ve sonrası farklı kimlikteki insanların “ötekileştirilmeden” ana karakter olarak temsili başlar.

Prenses ve Kurbağa (The Princess and the Frog) filmi (2009) Tiana, siyah bir kadının kendi iradesiyle hayallerine erişmesinin mutluluğunu ele alır. Moana filmi (2016) örnektir.

Moana filminde de hayallerinin peşine düşen, cesur bir kadın karakter tasarlnmıştır. Film, masalsı anlatısıyla, bir adada yaşayan Moana karakterinin kabilesinin bir zamanlar özgür ve gezgin olmalarını, hayallerinin peşinden gitmelerine, mücadeleci ruhlarına borçludur. Film, doğaya saygılı olmaya vurgu yaparken Moana karakteriyle bugünün çocuklarına “Hayallerinizin peşinden gidin, mücadeleci ruhunuzu kaybetmeyin ve özgür olun” mesajları verir.

Zootopia filmindeki (2016) kedinin cep telefonu vardır ve insanların gündelik hayatta yaptığı işleri yapar.

Türkiye’de çizgi film

Türkiye’de çizgi filmlerde tarihten hikâyelerin kullanıldığı işler ön plandadır.

1930’larda, C. Nadir Güler’in ilk çizgi film denemesini yapmasıyla çizgi film süreci başlar. İlk Türk karikatür karakteri Amcabey’i çizen Güler, çizgi film çalışmasını bitiremez. Prof. Dr. Vedat Ar’ın 1947’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrencileriyle çektiği Zeybek Oyunu filmi bilinen ilk çizgi filmdir.

Türkiye’de animasyon, 1940’larda film öncesi kısa reklam filmlerinin canlandırma tekniklerinden yararlanılarak gösterilmiştir. Bu durum sektöre ilgiyi arttırır.

1940’lardan sonra yurt dışında çizgi film eğitimi alan karikatürist ve sanatçılar Orhan Büyükdoğan, Ferruh Doğan, Tonguç Yaşar, Oğuz Aral Türkiye’de animasyon stüdyolarının kurulmasını sağlarlar.

Türk çizgi filmi 1950’lere kadar denemelerin ötesine geçemez. Yapımı 8 yıl sürmüş olan Evvel Zaman İçinde filmi, Türkiye’nin ilk uzun metraj renkli filmidir ve ABD’de ruloların kaybolmasıyla günümüze birkaç saniyelik görüntüsü kalmıştır.

1960’lar ajans ve stüdyoların reklamlardan aldığı paralarla animasyon filmleri çektiği yıllardır.

1963 yılında karikatürist Bedri Koraman’ın Cicican isimli çizgi romanı, aynı adla sinemaya fantastik komedi tarzında uyarlanır.

İlk özgün Türk çizgi filmi

1967 yılında karikatürist ve çizgi film sanatçısı Tonguç Yaşar’ın çektiği Amentü Gemisi Nasıl Yürüdü filmi, ilk özgün Türk çizgi filmdir ve 1994’de sinemanın yüzüncü yılı değerlendirmesinde en iyi Türk çizgi filmi kabul edilmiştir.

1970’de karikatürist Tan Oral, sanat ve siyasetin tartışıldığı ortamda eleştirel bakışla çektiği özgün deneysel filmi Sansür, Türk çizgi film tarihinde reklam dışında da filmler üretilebileceğini göstermiştir.

TRT dönemi

1973’te TRT’nin yayına başlamasıyla sinema izleyicisi azalmasıyla sinemalarda film öncesi gösterilen çizgi reklam filmleri üretimi durur. 1978 yılında TRT, yabancı yapım çizgi filmler yanında Türk kültür ve geleneklerini çocuklara anlatmak için yerli yapım çizgi filmler isteğiyle kendi bünyesinde çalışan çizgi film sanatçıları Derviş Pasin, Ateş Benice Türk kültüründen karakterlerin yer aldığı animasyon filmler üretirler.

1980’lerde Dede Korkut hikâyelerini anlatan çizgi film Dede Korkut/Boğaç Han çekilir. Televizyonla izleyicinin tanışması, TRT’nin yerli çizgi filmlere yer vermesi ve reklam filmleri yayınıyla çizgi film üretimi artar.

Geçmişten bugüne yerli çizgi film ve dizilerden başarılı içeriğe sahip yapımlar var.

Fakat neredeyse istisnalar. Zira, uyarlama harici yapımların içeriği çoğu zaman yetersiz.

Karakter çizimi (abartılı jest ve mimik, karakter kostüm ve dokularda özenilmemişlik), karakter açılımı yetersiz, karakter evreni eksik (karakter gerçek hayatta yaşamıyor gibi) biçime yansımayan, animasyon tekniğinin doğru yapılmadığı, grafiklere özenilmeyen yapımlar epey var.

O evreni yaşatamadığından tekrar izlenme hissiyatı uyandırmıyorlar.

Yanlış müzik seçimi, sık reklam girilmesi, reklama girerken ses desibeli ayarsızlığı çocuk izleyiciyi korkutup izlemekten soğutuyor.

Korkutucu görsel içeriklerin yaş sınırına gözetilmeden verilmesi, yerli bebek kanalı olmayışı eksiler arasında.

Farklı ve özgün hikâyeler yerine “iyilerin kazanıp kötülerin kaybettiği” sıradanlıkta ayrıca “taklitlere” de yer veriliyor.

Karakterlerin “taklit” zihniyetinde yapılması üretkenliğe engel oluyor. Karakterler de bu nedenle evrenselleşemiyor.

Ama yine de Maysa ile Bulut, Kral Şakir, Fırıldak Ailesi, Kötü Kedi Şerafettin… gibi başarılı yapımlar da var.

Arı Maya, Kuzucuk, Masha ile Koca Ayı Türkiye izleyicisinin popüler uyarlama çizgi dizilerinden.

Çizgi dizi klasmanında Türkiye’de yayınlanan ve Avustralya menşeli okul öncesi bir çizgi dizi olan Bluey yabancı kaliteli çizgi dizilerden biri… Bluey gerçekçi bir mekân olan evde geçer. Hikâyesi bir destan ya da masaldan ziyade gündelik hayatla ilişkisini koparmazken, çocukları ailenin hayata hazırlaması üzerine eğitici, mizah ögelere sahip eğlenceli içeriktedir.

Günümüzün çizgi karakterlerinin özellikleri neler?

Çizgi karakterler geçmişte dönemin koşullarından fazla etkilenirken, bugün daha özgür, yaşamdan kesitler sunan, kendi kimlik mücadelesine girişen, cesur ve çok yönlü.

Başka açıdan geçmişe göre bugün çocukları güldürmek yerine biraz “havalı ya da marjinal görünmeye çalışan” çizgi karakterleri de yok değil.

Çizgi film ve çizgi dizilerin iyi bir mizahı olması izlenmesini arttırıyor.

Bugünün ve dünün çizgi stilleri birçok yönden farklı olsa da bir yerde benzer.

Günümüzde farklı stillerde animasyon tarzlarına yer vererek animasyon çeşitliliği içinde izleyici sevdiği türden animasyonu izleme şansı yakalıyor.

Kaynak

Beck, J. (1994), The 50 greatest cartoons : as selected by 1,000 animation professionals, Atlanta : Turner Publishing

Bryant, M. 2007, https://www.historytoday.com/archive/dr-who-first-cartoon-character

Cartoon styles of the modern and old animation era, 18.08.2023 retrieved from Darvideo.tv

Hünerli, S. (2005). Canlandırma sineması üzerine. Es Yayınları.

Kaba, F. (2014). Çizgi filmlerde grafik ifade ve konu açısından kültürel etkiler: Türk çizgi film örnekleri. Selçuk İletişim, 2014, 8 (3): 163-181, 2014.

Koç, M.G. (2018), Susam Sokağı çocuklarının unutulmaz kahramanları, Hürriyet Gazetesi, 20.03.2018

Superman, https://case.edu/ech/articles/s/superman

Türün, C. (1989). Türkiye’de canlandırma sinemasının bugünü ve geleceği. Ve Sinema dergisi Sayfa: 10-19 Sayı:7.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 3 Ekim 2023’te yayımlanmıştır.

Tuba Civelek
Tuba Civelek
H. Tuba Civelek - Yazar, çizer, yönetmen ve akademisyen. 1985 Mersin doğumlu. Lise öğreniminin sonuna dek Mersin’de yaşadı. Üniversite eğitiminin ardından İstanbul’a yerleşti. 2008-2009 dönemi Türker İnanoğlu Vakfı (TÜRVAK)’da sinema ustalarından aldığı sinema eğitimiyle plaket alarak TÜRVAK’tan üçüncü olarak dereceyle mezun oldu. 2019’da Yeditepe Üniversitesi’nde yazdığı "Üç B" isimli öyküsüyle üniversite ikincisi oldu. Yeditepe Üniversitesi Sinema Bölümü’nde yüksek lisansını yüksek onur belgesiyle birinci olarak bitirdi. Yüksek Lisans tezi: Content Analysis on the Lasswell Model of Disney ‘dir. 90lı yıllarda çekilmiş Disney çizgi filmlerinin Lasswell modeli üzerinden analizini yapmıştır. Ulusal ve uluslararası birçok sergilere katıldı. Maltepe Üniversitesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü'nde aynı zamanda Akademisyen. Kendi çizgisinde İngilizce ve Türkçe karikatürler, çizgi karakterler üretirken mizahı sıklıkla kullanır. Çizgi film, animasyon, sinema alanlarında akademik çalışmalarını sürdürürken üç kısa film çekmiştir. En son Kayıp Ritim adlı 3.kısa filmimi çekti. Maltepe Üniversitesi Sinema Sanatta Yeterlik programını birincilikle bitirmiştir. Şuan tez aşamasında bir çizgi film (animasyon) hazırlığı içindedir. Kültür ve sanat alanlarında workshop ve etkinlikler yapar ve organize eder. Çizgi Film, film analizi, film yönetimi, senaryo ve öykü yazımı, karakter tasarımı, illüstrasyon, medya ve içerik analizi, karikatür, dünya sinema tarihi ve animasyon tarihi, Türkiye sinema tarihi gibi konularda çalışmalar yürütür.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Çizgi filmler ve çizgi dizilerin kuşaklararası farkları: Ne değişti?

Herkesin favori bir çizgi film ya da çizgi dizi karakteri olmuştur. Peki, ilk çizgi karakterden bugüne neler değişti? Mickey Mouse’dan Susam Sokağı’na çizgi film ve çizgi diziler neden unutulmazlar? Çizgi filmlerde kadın temsili nasıl evrildi? H. Tuba Civelek yazdı.

Çoğu insan kaç yaşına gelirse gelsin çocukluğunda izlediği ve sevdiği en az bir çizgi filmi hatırlar. Zaman geçer, içerikler değişir, teknoloji değişir, ama çizgi filme ilgi pek değişmez.

19. yüzyıldan bugüne her kuşakta yeri olan çizgi film ve çizgi dizilerin bugüne dek hatırlanmasını sağlayan o gizemi gelin bu yazıda çözelim ve çocuklukta en sevdiğiniz çizgi film ve çizgi dizileri izlediğiniz o döneme dönelim.

Animasyon tarihi, 19. yüzyılda mucitlerin icatlarıyla başlayan, animasyon stüdyolarının kurulmasıyla sektörleşen uzun ve köklü çizgi stilleri geçmişine sahiptir.

Çizgi stilleri zamanla değişse de, her dönemin evrensel izlenebilirliğini sağlayan kendi çekicilikleri olmuştur.

Siyah-beyaz, elle çizilmiş çizgi filmlerle mütevazı tarihsel başlangıcı olsa da, teknolojik gelişmelerle değişime açık ve kendini yenileyen yapısıyla animasyon çok yol kat etmiştir.

İlk çizgi filmler, ilk çizgi karakterler

1908 yılında Émile Cohl, elle çizilmiş animasyon kullanan ilk animasyon filmi Fantasmagorie’yi yaptı.

Mickey, Bonzo the Dog ve Felix the Cat gelmeden önce Ally Sloper, Max ve Moritz (her ikisi de 1860’lardan), Brown, Jones ve Robinson of Punch (1850’ler) ve Honoré Daumier’in Ratapoil (1830’lar) gibi politik karakterler vardı.

İlk popüler kurgusal çizgi film karakterinin, 1809’da Mickey Mouse’tan bir asırdan önce yapıldığı genel kabul olsa da Mickey Mouse çizgi karakteri olarak izleyici kitlesinin gönlünde taht kurdu.

Erken dönem çizgi film kültürünün şekillenmeye başladığı 1920’lerde, Walt Disney’in popüler karakteri Mickey Mouse ile çizgi film serüveni renkli boyuta taşındı.

Resim 1’deki Minnie Mouse, Pluto, Donald Duck, Daffy Duck, Goofy gibi eğlenceli karakterlerin sayısı artarak izleyiciyle buluştu.

Disney karakterleriyle tanışan izleyici, çizgi film yolculuğuna ilk renkli adımlarını attı.

Disney herkes tarafından beğenilen “star” karakterleriyle bir çağ açtı.

Disney’den başka yapım şirketleri de popüler çizgi karakterler tasarladılar.

Her ne kadar bu tanıma muhtemelen uyan daha önceki karakterler olsa da, süper kahraman türünü popülerleştiren ve onun geleneklerini oluşturan kişi Superman’di. Yazar Jerry Siegel ve sanatçı Joe Shuster tarafından 1933’te ilk kez yapılan ve kötülerle savaşan süper kahraman arketipi Superman, kostümünden kod adına, olağanüstü yeteneklerine kadar her dönem adından söz ettirdi. 1980’lere kadar Amerikan çizgi romanlarında en çok satan süper kahramandı.

1940’lı savaş yılları yapımcılar, çizgi karakterlere savaş propagandası temalı kısa filmler çektiler.

Savaş sonrası dönemde süper kahramanlar, sevimli karakterlerin muzip maceraları gibi eğlenceli içerikler üretildi.

Teknolojiyle birlikte elle çizilmiş animasyonlardan başka bilgisayar animasyonları da devreye girdi, zamanla izleyici 3 boyutlu gerçekçilikle tanıştı.

Resim – 1

İzleyici kitlesini artırmak

Her animasyon izleyici kitlesini artırmak için bazı araçlardan yararlanır. Çizgi film ve çizgi diziler yetişkinlerin de izleyebileceği formda tasarlanır.

Karakterin akılda kalıcılığı, sevimliliği, hayvan karakterlerin kullanımıyla, izleyiciyi büyülü dünyalarda sevimli bir dostla gezdirir.

Bugünün çizgi karakterlerinde kendi hikaye evrenini tanıtan özgüvende, gündelik hayata dair dertlerine bakacak sadelikte ya da ütopik evrende savaşıp dünyayı kazanacak farklı çeşitlilikte, hikayelerle donatılmış tasarımlar dikkati çeker.

Eski dönem çizgi karakterleri tek bir amaca yönelik, nispeten abartılı çizimler ve gerçek hayattan ziyade masalsı bir evrende ulaşılmaz hayallere ulaşmak için sihirlerini kullanarak mutlu sona giden karakterlerdir.

Resim – 2

Çizgi stilleri keşfine 1980 ve 1990’larda jenerik müziğini ezbere bildiğimiz Looney Tunes’un eğlenceli karakterleriyle devam ediyoruz.

1940 ve 1990’lardaki çizgi stilinin karakter tasarımındaki değişim Resim 2’de Bugs Bunny’de görülür.

O yıllarda iki boyutlu ve geleneksel animasyon tekniği kullanılırdı. Elle çizildiğinden izleyiciye takibi kolay gelmiş olabilir. Hikâye, karakterin daha özgür olabileceği mekânlarda gerçekleştiğinden sempatik gelmiş olabilir.

O dönem Türkiye’de kentleşme henüz hız kazanmamıştı ve dünyada kırsal yaşam hikâyeleri popülerdi. Masal ve fabl kullanımı, soyut mekânlar ön plandaydı.

Heidi’den Şirinler’e

Çocukluğumda odamın perde deseni Heidi idi. Laff-A-Lympics çizgi dizisinde abimle taraf tutardık. Ben, Ayı Yogileri, abim Scooby Doobyleri tutardı. Scooby Doobyler ya da Ayı Yogiler çoğunlukla kazanırdı. İyiler kazanır, kötüler kaybeder gibi sıradan mesajı olsa da, dönemin popüler karakterleri oynadığı için izletmişti.

Japon çizim sanatıyla çizilmiş animasyon filmler Anime olarak adlandırılır. Japon filmlerin efsanevi Japon yönetmeni ve 1960’lardan beri çizgi film dünyasındaki Hayao Miyazaki’nin en bilinen eserlerden biri olan çizgi dizi Heidi’ye bakalım.

Her şeyden önce Heidi akılda kalan jenerik müziği ve temasıyla izleyiciyi orada yaşıyormuş gibi hissettirir.

Miyazaki elle çizdiği kartpostal tadında yapıtlarıyla izleyiciyi hikâye evrenine çekmede başarılıdır. Dağda yaşayan dedesinin şirin evinde kalan küçük kız Heidi, uçsuz bucaksız bir doğada, arkadaşı Peter ile akşama kadar oynar ve telaşı yoktur ve özgürdür.

Bir çocuğun hayali böyle bir yaşam olabilir mi?

Şirinler, aynı masalsı hikâye evreniyle başlayan, ormanda kendileri gibi şirin bir köyde yaşayan mavi şirin karakterlerin eğlenceli maceralarını anlatan çizgi dizidir.

Resim – 3

1980’li ve 1990’lı yıllar çizgi film ve çizgi dizileri, Y kuşağı için ayrı bir yerdedir. Temel Reis’ten Red Kit’e çizgi romandan uyarlanan çizgi dizilerin kahramanlarının hayatımızda bir yeri vardır. Mesela Temel Reis ıspanağı sevdirmiştir.

Resim 3’te 2000’lere gelene dek kendi döneminin ruhunu yansıtan çizgi karakterler nostaljide yerini almıştır.

Susam Sokağı’nın büyüsü

“Gün güneşli, insanlar neşeli,
Sen de gel oyna Susam Sokağı’nda,
Dostluk ve Sevgi sarıyor her yeri
Gel katıl bize elele,
Sev dünyayı açılır her kapı
İşte Susam Sokağı…”

Resim – 4

O dönem çocukları ekrana kilitleyen programa değinmeden geçmek olmazdı: “Susam Sokağı

Amerika Birleşik Devletleri’nde çocukların televizyonla eğitilmesi için 1969’da yayınlanan Sesame Street’in uyarlaması Susam Sokağı, 1990 başı TRT’de iki sezon (250 Bölüm) yayınlanır.

Kukla karakterlerle gerçek kişilerin birlikte olduğu sokakta, barış, paylaşım, empati, sevgi, arkadaşlık ve hoşgörüyü kısa hikâyelerle sıkmadan öğretmiştir.

Edi ile Büdü, Minik Kuş, Kırpık, Açıkgöz, Kurbağacık, Kurabiye Canavarı ana karakterlerdir. Taze meyve ve sebzelerle dolu manav önü sahneleri çocukları sağlıklı beslenmeyle tanıştırır.

Karakterler o dönem mahallemizde yaşayanlar gibidir. Tamirci, terzi, manav, gitar çalan abi, öğrenci abla, kırtasiyeci… Mahalle kültürünü sıcak ve samimi yansıttığından yetişkinlerin de ilgisini çeker.

Gitar çalan karakter, çocuk şarkıları yerine çocuk zihinlere rock esintileri girsin diye Rush ve Camel çalar.

Çocukların sosyal iletişimi, zihinsel ve sanatsal becerilerini etkileyen en başarılı çocuk programıdır. Akılda kalan jeneriği, sık yayını, psikolog ve eğitimcilerin tavsiyesi, her bölüm tek bir şey öğretilmesiyle izleyiciyi kazanmıştır.

Çizgi filmlerde kadın temsili

1990 öncesi çizgi filmlerde kadın temsilleri sorunludur. Ev hanımı, prenses veya kötü bir cadı olan kadın, güzellik ve çirkinlik algısıyla, dış görünüş kıstaslarına sıkıştırılmıştır.

Cadı, lanet (büyü), peri, cin, sihirli lamba gibi mistik temalar hâkimdir.

İlk uzun metraj renkli film Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, tek ideali bir prensle evlenme olan ve bir elma ile lanetlenip hayatı trajik değişen, eril egemen bakış açısına göre tasarlanmıştır.

1990 sonları çizgi karakterlerine bakış açısı değişmeye başlar.

Kendi iradesiyle karar alabilen, hayalini özgürce yaşayabilen, saf olmayan kadın karakterler başlar.

Kızılderili kadının toprağındaki bağımsızlık mücadelesi anlatan Pocahontas filmi (1995) -kadına bakış açısı sorunlu olsa da- kendi kimliğiyle varoluş ve bağımsızlık mücadelesini ele alması açısından bazı kalıpların değişeceğinin sinyalidir.

Değişen temalar

2000’ler ve sonrası farklı kimlikteki insanların “ötekileştirilmeden” ana karakter olarak temsili başlar.

Prenses ve Kurbağa (The Princess and the Frog) filmi (2009) Tiana, siyah bir kadının kendi iradesiyle hayallerine erişmesinin mutluluğunu ele alır. Moana filmi (2016) örnektir.

Moana filminde de hayallerinin peşine düşen, cesur bir kadın karakter tasarlnmıştır. Film, masalsı anlatısıyla, bir adada yaşayan Moana karakterinin kabilesinin bir zamanlar özgür ve gezgin olmalarını, hayallerinin peşinden gitmelerine, mücadeleci ruhlarına borçludur. Film, doğaya saygılı olmaya vurgu yaparken Moana karakteriyle bugünün çocuklarına “Hayallerinizin peşinden gidin, mücadeleci ruhunuzu kaybetmeyin ve özgür olun” mesajları verir.

Zootopia filmindeki (2016) kedinin cep telefonu vardır ve insanların gündelik hayatta yaptığı işleri yapar.

Türkiye’de çizgi film

Türkiye’de çizgi filmlerde tarihten hikâyelerin kullanıldığı işler ön plandadır.

1930’larda, C. Nadir Güler’in ilk çizgi film denemesini yapmasıyla çizgi film süreci başlar. İlk Türk karikatür karakteri Amcabey’i çizen Güler, çizgi film çalışmasını bitiremez. Prof. Dr. Vedat Ar’ın 1947’de Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’ndeki öğrencileriyle çektiği Zeybek Oyunu filmi bilinen ilk çizgi filmdir.

Türkiye’de animasyon, 1940’larda film öncesi kısa reklam filmlerinin canlandırma tekniklerinden yararlanılarak gösterilmiştir. Bu durum sektöre ilgiyi arttırır.

1940’lardan sonra yurt dışında çizgi film eğitimi alan karikatürist ve sanatçılar Orhan Büyükdoğan, Ferruh Doğan, Tonguç Yaşar, Oğuz Aral Türkiye’de animasyon stüdyolarının kurulmasını sağlarlar.

Türk çizgi filmi 1950’lere kadar denemelerin ötesine geçemez. Yapımı 8 yıl sürmüş olan Evvel Zaman İçinde filmi, Türkiye’nin ilk uzun metraj renkli filmidir ve ABD’de ruloların kaybolmasıyla günümüze birkaç saniyelik görüntüsü kalmıştır.

1960’lar ajans ve stüdyoların reklamlardan aldığı paralarla animasyon filmleri çektiği yıllardır.

1963 yılında karikatürist Bedri Koraman’ın Cicican isimli çizgi romanı, aynı adla sinemaya fantastik komedi tarzında uyarlanır.

İlk özgün Türk çizgi filmi

1967 yılında karikatürist ve çizgi film sanatçısı Tonguç Yaşar’ın çektiği Amentü Gemisi Nasıl Yürüdü filmi, ilk özgün Türk çizgi filmdir ve 1994’de sinemanın yüzüncü yılı değerlendirmesinde en iyi Türk çizgi filmi kabul edilmiştir.

1970’de karikatürist Tan Oral, sanat ve siyasetin tartışıldığı ortamda eleştirel bakışla çektiği özgün deneysel filmi Sansür, Türk çizgi film tarihinde reklam dışında da filmler üretilebileceğini göstermiştir.

TRT dönemi

1973’te TRT’nin yayına başlamasıyla sinema izleyicisi azalmasıyla sinemalarda film öncesi gösterilen çizgi reklam filmleri üretimi durur. 1978 yılında TRT, yabancı yapım çizgi filmler yanında Türk kültür ve geleneklerini çocuklara anlatmak için yerli yapım çizgi filmler isteğiyle kendi bünyesinde çalışan çizgi film sanatçıları Derviş Pasin, Ateş Benice Türk kültüründen karakterlerin yer aldığı animasyon filmler üretirler.

1980’lerde Dede Korkut hikâyelerini anlatan çizgi film Dede Korkut/Boğaç Han çekilir. Televizyonla izleyicinin tanışması, TRT’nin yerli çizgi filmlere yer vermesi ve reklam filmleri yayınıyla çizgi film üretimi artar.

Geçmişten bugüne yerli çizgi film ve dizilerden başarılı içeriğe sahip yapımlar var.

Fakat neredeyse istisnalar. Zira, uyarlama harici yapımların içeriği çoğu zaman yetersiz.

Karakter çizimi (abartılı jest ve mimik, karakter kostüm ve dokularda özenilmemişlik), karakter açılımı yetersiz, karakter evreni eksik (karakter gerçek hayatta yaşamıyor gibi) biçime yansımayan, animasyon tekniğinin doğru yapılmadığı, grafiklere özenilmeyen yapımlar epey var.

O evreni yaşatamadığından tekrar izlenme hissiyatı uyandırmıyorlar.

Yanlış müzik seçimi, sık reklam girilmesi, reklama girerken ses desibeli ayarsızlığı çocuk izleyiciyi korkutup izlemekten soğutuyor.

Korkutucu görsel içeriklerin yaş sınırına gözetilmeden verilmesi, yerli bebek kanalı olmayışı eksiler arasında.

Farklı ve özgün hikâyeler yerine “iyilerin kazanıp kötülerin kaybettiği” sıradanlıkta ayrıca “taklitlere” de yer veriliyor.

Karakterlerin “taklit” zihniyetinde yapılması üretkenliğe engel oluyor. Karakterler de bu nedenle evrenselleşemiyor.

Ama yine de Maysa ile Bulut, Kral Şakir, Fırıldak Ailesi, Kötü Kedi Şerafettin… gibi başarılı yapımlar da var.

Arı Maya, Kuzucuk, Masha ile Koca Ayı Türkiye izleyicisinin popüler uyarlama çizgi dizilerinden.

Çizgi dizi klasmanında Türkiye’de yayınlanan ve Avustralya menşeli okul öncesi bir çizgi dizi olan Bluey yabancı kaliteli çizgi dizilerden biri… Bluey gerçekçi bir mekân olan evde geçer. Hikâyesi bir destan ya da masaldan ziyade gündelik hayatla ilişkisini koparmazken, çocukları ailenin hayata hazırlaması üzerine eğitici, mizah ögelere sahip eğlenceli içeriktedir.

Günümüzün çizgi karakterlerinin özellikleri neler?

Çizgi karakterler geçmişte dönemin koşullarından fazla etkilenirken, bugün daha özgür, yaşamdan kesitler sunan, kendi kimlik mücadelesine girişen, cesur ve çok yönlü.

Başka açıdan geçmişe göre bugün çocukları güldürmek yerine biraz “havalı ya da marjinal görünmeye çalışan” çizgi karakterleri de yok değil.

Çizgi film ve çizgi dizilerin iyi bir mizahı olması izlenmesini arttırıyor.

Bugünün ve dünün çizgi stilleri birçok yönden farklı olsa da bir yerde benzer.

Günümüzde farklı stillerde animasyon tarzlarına yer vererek animasyon çeşitliliği içinde izleyici sevdiği türden animasyonu izleme şansı yakalıyor.

Kaynak

Beck, J. (1994), The 50 greatest cartoons : as selected by 1,000 animation professionals, Atlanta : Turner Publishing

Bryant, M. 2007, https://www.historytoday.com/archive/dr-who-first-cartoon-character

Cartoon styles of the modern and old animation era, 18.08.2023 retrieved from Darvideo.tv

Hünerli, S. (2005). Canlandırma sineması üzerine. Es Yayınları.

Kaba, F. (2014). Çizgi filmlerde grafik ifade ve konu açısından kültürel etkiler: Türk çizgi film örnekleri. Selçuk İletişim, 2014, 8 (3): 163-181, 2014.

Koç, M.G. (2018), Susam Sokağı çocuklarının unutulmaz kahramanları, Hürriyet Gazetesi, 20.03.2018

Superman, https://case.edu/ech/articles/s/superman

Türün, C. (1989). Türkiye’de canlandırma sinemasının bugünü ve geleceği. Ve Sinema dergisi Sayfa: 10-19 Sayı:7.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 3 Ekim 2023’te yayımlanmıştır.

Tuba Civelek
Tuba Civelek
H. Tuba Civelek - Yazar, çizer, yönetmen ve akademisyen. 1985 Mersin doğumlu. Lise öğreniminin sonuna dek Mersin’de yaşadı. Üniversite eğitiminin ardından İstanbul’a yerleşti. 2008-2009 dönemi Türker İnanoğlu Vakfı (TÜRVAK)’da sinema ustalarından aldığı sinema eğitimiyle plaket alarak TÜRVAK’tan üçüncü olarak dereceyle mezun oldu. 2019’da Yeditepe Üniversitesi’nde yazdığı "Üç B" isimli öyküsüyle üniversite ikincisi oldu. Yeditepe Üniversitesi Sinema Bölümü’nde yüksek lisansını yüksek onur belgesiyle birinci olarak bitirdi. Yüksek Lisans tezi: Content Analysis on the Lasswell Model of Disney ‘dir. 90lı yıllarda çekilmiş Disney çizgi filmlerinin Lasswell modeli üzerinden analizini yapmıştır. Ulusal ve uluslararası birçok sergilere katıldı. Maltepe Üniversitesi Çizgi Film ve Animasyon Bölümü'nde aynı zamanda Akademisyen. Kendi çizgisinde İngilizce ve Türkçe karikatürler, çizgi karakterler üretirken mizahı sıklıkla kullanır. Çizgi film, animasyon, sinema alanlarında akademik çalışmalarını sürdürürken üç kısa film çekmiştir. En son Kayıp Ritim adlı 3.kısa filmimi çekti. Maltepe Üniversitesi Sinema Sanatta Yeterlik programını birincilikle bitirmiştir. Şuan tez aşamasında bir çizgi film (animasyon) hazırlığı içindedir. Kültür ve sanat alanlarında workshop ve etkinlikler yapar ve organize eder. Çizgi Film, film analizi, film yönetimi, senaryo ve öykü yazımı, karakter tasarımı, illüstrasyon, medya ve içerik analizi, karikatür, dünya sinema tarihi ve animasyon tarihi, Türkiye sinema tarihi gibi konularda çalışmalar yürütür.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x