Hakan Çalhanoğlu – Şapka çıkartılan gollerin sahibi

Bazen küçük bir an, büyük değişimlere yol açar. Bu, duran topların yıldızı Hakan Çalhanoğlu için de geçerli. Babasının futbol tutkusu, Bayburt’tan Almanya’ya uzanan hikâye, Milli Takım’daki silah krizi, Milan ve Inter… Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı bir serüven. Behram Kılıç yazdı.

Kim derdi ki meşin yuvarlağı orta sahayı ikiye bölen çizginin birkaç adım önünden 40 metre uzaklıktaki kaleye vuracağını? Kaleciyle birlikte rakip takımın tüm oyuncuları yan pas yapar düşüncesiyle pozisyon almış ve ona öylesine bakıyorlardı. Hayır, hiç kimse ondan topu kaleye vurmasını beklemiyordu. Ama o kendinden emindi. Topa vurmak için çok da gerilmedi. Birkaç adım attıktan sonra mermi gibi bir şut çıktı sağ ayağından. Top Dordmund kalecisi Weidenfeller’in üzerine yöneldi. 20 metreden sonra maksimum yüksekliğe ulaştı. Kaleye 5 metre kala inanılmaz bir şekilde sola doğru yön değiştirmeye ve ‘doksan’ tabir edilen yere doğru süzülmeye başladı. O da neydi öyle? Başlangıçta üzerine gelen topu kontrol etmekte zorlanmayacağını düşünen kaleci Weidenfeller adeta çaresiz bir şekilde havada asılı kalmış, yere düştüğünde top çoktan ağlarla kucaklaşmıştı. Rakip takımın dünyaca ünlü teknik direktörü Jürgen Klopp öyle bir ‘helal olsun’ bakışı attı ki, imkânı olsa sahaya girip bu güzel golün mimarını alnından öpecek gibiydi. Hamburg yedek kulübesi ve taraftarları sevinçten çılgına dönmüştü. Kahramanımız ise iki kolunu yana açmış ve kafasını ‘işte ben buyum’ dercesine yukarı aşağıya doğru indirip kaldırıyor ve başarısını herkesten önce kendisi onaylıyordu.

Sezonun en güzel golü

Söz konusu golün sahibi Bundesliga tarihine geçmeyi başaran gurbetçi futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu’dan başkası değildi. Hakan, bu tarihi golü 2013-2014 sezonunun 22. haftasında Hamburg’un evinde ağırladığı Borussia Dortmund’a müsabakanın 90’ıncı dakikasında attı. Almanya’da haftalarca konuşulan gol, aynı zamanda sezonun en güzel golü seçildi.

O golden sonra Bild gazetesi, 8 Şubat 1994 doğumlu gurbetçimizi Bundesliga tarihinin en iyi frikik atan 10 oyuncusundan biri olduğunu yazdı. Hakan; Almanya’nın efsanevi futbolcuları Günter Netzer, Mehmet Scholl, Thomas Haessler, Andreas Möller ve Mario Basler’in bulunduğu listede yer alıyordu. Hakan frikik gollerine devam edecek ve 21. yüzyılda dünyada en çok frikik golleri atan oyuncular listesinde 10. sıraya kadar çıkacaktı.

Peki, Hakan Çalhanoğlu kimdi? Nasıl bu kadar efsanevi bir frikik ustası oldu?

Bayburt’tan Almanya’ya uzanan bir hikâye

Belki de en büyük şansı 1992’de Bayburt’tan Almanya’ya göç eden babası Hüseyin Çalhanoğlu’ydu. Bayburt’ta amatör lisansıyla futbol oynamış Hüseyin Bey, Almanya’da yaşayan halasının kızıyla yaptığı evlilik sayesinde gurbetin yolunu tutar. Eşinin çalıştığı ilk yıllar kendisi işsizdir. Tam da bu yokluk zamanları bir kulüp bulur kendine. Alt liglerde yer alan Mannheim Polis Gücü’nde kendisine iş bulmaları şartı ile imza atar. 1993 yılıdır. Hem futbol oynuyor hem de bir ilaç firmasında çalışıyordur artık. Takımı Almanya’da birkaç lig üst üste şampiyon olur ve Oberliga’ya (4. Lig) çıkar. Hüseyin Bey’in 1994 yılında ilk oğlu olur. Adı Hakan’dır ailenin yeni üyesinin. Bir yıl sonra da ikinci oğulları Muhammed dünyaya gelir.

2002 yılına kadar alt liglerde futbol oynayan Hüseyin Bey, 2000’li yılların başında gurbetçilerin kurduğu Turanspor’un yöneticileri arasında yer alır. Aynı zamanda takımın hocalığını da yapmaya başlar. Oğlu Hakan’ı daha 5-6 yaşındayken bu takımın alt yapısına alır. Bir yaş küçük Muhammed’i de yine aynı yıllar bu takıma monte eder. Çocuklarının ilk teknik direktörü o olur. Onlarla o kadar yakından ilgilenir ki, sadece antrenmanlarla yetinmez, evin önündeki boş arazide oluşturdukları kaleye uzaktan şutlar attırır, 5 gole ulaştıklarında onlara ödüller verir. Sağ ve sol açık oynatır onları o yaşlarda. Orta sahada dener. Hakan uzaktan attığı sert şutlarla fark ettirir kendisini. Çocukların yeteneği Mannheim’da katıldıkları turnuvalarda herkes tarafından da gözlemlenir. Teklifler gelmeye başlar oğullarına. Onları, daha iyi tesislere sahip olduğu için 2001 yılında Waldhof Mannheim takımına verir. Buradaki hocalarını da tanıyor ve çok beğeniyordur Hüseyin Bey.

Üstün meziyetlere sahip

Hakan, 2009 yılına kadar Waldhof Mannheim takımında kalır. 15 yaşına geldiğinde yatılı okula gider. Hem futbol oynuyor hem de okuyordur. 2009 yılında açık limanlara yelken açma vakti gelir. Karlsruher’in alt yapısındadır artık. U 17 ve U 19 takımlarında oynar. Kardeşi Muhammed de bu takıma transfer olacaktır.

2011-2012 sezonunda 2. Bundesliga’da 14 maça çıkar Hakan. Golü yoktur. Takımı küme düşer. O ise basının ilgi odağıdır. “Sahada yaptıkları öğrenilmez. O üstün meziyetlere sahip. Futbolun iki yönünü de mükemmel oynuyor. Modern futbolun tüm gereklerini yerine getiriyor” şeklinde yazılar yer alır Alman basınında.

5 Süper Lig takımımızdan transfer teklifi alır bu dönem. Ama o Werder Bremen ile prensipte anlaşmaya varır. Sonrasında çıkan pürüzler sebebiyle 2,5 milyon avro bonservis karşılığında 2016 yılına kadar Hamburg’la sözleşme imzalar. Hamburg onu 2012-13 sezonunda 3. Lig’de yer alan eski takımı Karlsruher’e kiralık gönderir. Hakan, 3. Lig’de 36 maç oynar; 17 gol, 12 asistle göz doldurur.

Karlsruher formasıyla FC Heidenheim’e attığı ilk 2 gol frikiktendir. O sezon toplam 7 frikik golüne ulaşır. Takımın 2. Bundesliga’ya çıkmasında büyük rol üstlenir. Aynı sezon 3. Lig’in en değerli oyuncusu seçilir. Beşiktaş, Trabzonspor gibi takımların takibine girer, ama sezon sonu Hamburg için yeterince olgunlaşmıştır artık.

‘Kalbim Sarı-Kırmızı atıyor’

2013-2014 sezonunda Hamburg formasıyla 34 maçın 32’sinde ter döker. 11 gol, 4 asisti vardır. Gollerin 4’ü frikiktendir. Özellikle yukarıda anlattığımız Dordmund’a attığı gol hafızalarda yer edinir. Bu golü o gece videodan 50 defa izler Hakan. Sevinçten o gece zor uyur. Ertesi gün Alman basınına, bu vuruşları her antrenman sonrası özel olarak çalıştığını söyler.

Hamburg’da duran toptan daha fazla gol atabilirdi, ama takımın yıldızı Rafael Van Der Vaart’a saygısından dolayı duran topları bu oyuncuya bırakır. Sonraki günler bu noktalara gelebilmek için çok çalıştığını söyler. Her gün antrenmana bir saat erken gelip, bir saat geç ayrılan bir oyuncudan bahsediyoruz.

Aynı sezonun devre arası çocukluğundan beri hayranı olduğu Galatasaray’a transferi gündeme gelir. O da bu transfere istekli olduğunu belli eder. ‘Kalbim Sarı-Kırmızı atıyor. Drogba, Sneijder gibi isimlerle beraber oynamak güzel olur.’ şeklinde açıklamalar yapar. Sarı-Kırmızılı kulüple menajeri görüşür. Dönemin G.Saray Teknik Direktörü Roberto Mancini de bu transfere onay verir. Ancak sezon başı 5,5 milyon avro bonservis bedeli isteyen Hamburg bu rakamı 8 milyon avroya çıkartır. Galatasaray 6 milyon önerir. Lakin yıldızı günden güne parladığı için Hamburg oyuncusunu bu rakama satmaya yanaşmaz.

Sezon boyunca ligde sıkıntılı günler geçiren Hamburg’un kümede kalmasında büyük rol oynayan Hakan artık daha büyük başarıları arzular. Zira ekonomik sıkıntılardan dolayı ligde zor günler geçiren Hamburg’la hedeflerine varması mümkün gözükmemektedir. Takımdan ayrılmak istediğini açıkça dile getirir. Haliyle çileli bir transfer dönemi yaşar. Önce Hamburg’la sözleşmesini 2018’e kadar uzatır. Orada o kadar kalmayacağını herkes biliyordur. 2014-15 sezonu başında 14,5 milyon avro karşılığında 5 yıllığına Bayern Leverkusen’e imza atar.

Şapka çıkartılan gol

10 numaralı formayı sırtına geçiren genç orta saha oyuncusu ilk açıklamasını Alman basınına yapar: “Hamburg’da çok güzel günler yaşadım. Leverkusen’de kariyerim açısından ileri bir adım atacağım.”

Bu transferi Leverkusen Başkanı Michael Schade, “Çok istediğimiz oyuncuyu transfer ettik”, takımın ünlü Sportif Direktörü Rudi Völler ise “O sadece bir orta saha oyuncusu değil, aynı zamanda gole dönük çok tehlikeli bir oyun kurucu.” şeklinde değerlendirirler.

14,5 milyon avro o tarihe kadar bir Türk futbolcusuna ödenen en büyük bonservis ücretidir. Leverkusen formasını 3 sezon boyunca toplam 115 maçta giyer. 28 gol 29 asisti vardır. 2014-2015 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final ilk maçında Arda Turan’ın formasını terlettiği Atletico Madrid’le karşılaşırlar. İlk maçı 1-0 kazanırlar. Golü o atar ve bu gole Almanya’da şapka çıkartılır. Normal ve uzatma süresi 1-0 sona eren rövanşı penaltılarla kaybederler. Takımı 3 penaltı atışından yararlanamaz. Penaltıların birini de Hakan kaçırır.

Milli Takım’daki silah olayı

Almanların sevdiği Hakan Çalhanoğlu’nun Türk Milli Takımı’nı seçmesinde Erdal Keser’in büyük rolü vardır. 2010 yılında Abdullah Ercan’ın çalıştırdığı U 16 takımının Antalya’daki kampına davet edilir. Ortamı beğenir. Zira kendisi gibi 8 gurbetçi oyuncu daha kampa çağrılmıştır. U 16’nın yanında 17, 19, 20 ve 21 takımlarında da ter döker. 2013 yılında Antalya’da düzenlenen U 20 Dünya Şampiyonası’nda istenmeyen sonuçlara imza atan Türk Milli Takımı’nın bir parçası olan Hakan’ın morali çok bozulur. Türk Milli Takımlarındaki genel düşüş, Almanların da onu çok istemesi köklerine bağlı bu oyuncuda kafa karışıklığına yol açmaz. ‘Türkiye’yi bir kenara koymak benim için çok zor.’ açıklamalarını yapar. Ve nihayetinde A milli takım tercihini Türkiye’den yana kullanır.

A Milli formayı ise ilk 6 Ağustos 2013’te Kayseri’de oynanan Andorra maçının 82. dakikasında giyer. O dakikada oyundan çıkan ise hayatındaki en tatsız olaylardan birini yaşayacağı Gökhan Töre’dir. 2013 yılının 15 Ekim günü millilerimizin Dünya Kupası’na katılmak için evinde ağırladıkları Hollanda maçı kampında yaşanır söz konusu olay. Gökhan Töre, maçtan sonra Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak’a silah çeker. Bir iddiaya göre olay maçtan önce olur. Hakan ve Ömer bu olaydan çok etkilenir. Teknik direktör Fatih Terim olayı ört bas etme düşüncesindedir. Zira 15 Ekim 2013 günü Hollanda karşısında forma giyen Gökhan’ı, 15 Kasım 2013 günü Kuzey İrlanda ve 19 Kasım 2013 günü Belarus ile oynanan karşılaşmalarda da oynatır.

Olaydan yaklaşık bir yıl sonra 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için Letonya ve Çek Cumhuriyeti ile Avrupa Şampiyonası eleme maçları gelir çatar. Terim maçın kadrosuna Hakan ve Ömer ile birlikte Gökhan Töre’yi de davet eder. Hakan’ın babası Hüseyin Bey bu olayı maçtan önce basınla paylaşır. Gökhan’ın kadroya dahil edildiğini duyan Hakan ve Ömer bu davete çeşitli sebeplerle icabet etmez.

Hakan sakatlık raporu gönderir. Alman televizyonlarına ise Hakan olayı şöyle anlatır: “Ömer Toprak’ın bir arkadaşı, Gökhan’ın eski kız arkadaşıyla beraberdi. Gökhan odamızı bastığında Ömer’in arkadaşı da yanımızdaydı. Daha sonra silahı bana doğrulttu ve kıpırdarsam beni vuracağını söyledi.”

Terim ise Töre’ye yine sahip çıkar. Hakan ve Ömer’e tavır alır. Sonraki maçlarda onları kadroya davet etmez. Hakan’ın babası Hüseyin Bey, olayı bilen Terim’in 1 yıl sustuğunu ve bir açıklama yapmadığını söyler. “Milli Takım kampında yaşanan olay oğlumun hayatını tehlikeye sokan bir hadiseydi” açıklamalarını da yapar. Terim ise Çek Cumhuriyeti maçından önce Hakan ve Ömer’in kaygılarını giderecek sözlerden ziyade Gökhan Töre’ye sahip çıktığı için ‘Evet suçluyum’ diyerek olayı haber yapan medyayı eleştirir.

Sonraki dönemde oynanan Brezilya ve Kazakistan maçlarına çağırmadığı Hakan ve Ömer’e tavrını iyice belli eden Terim, Hakan Çalhanoğlu’nun Almanya’daki başarıları karşısında geri adım atmak zorunda kalır. Arayı bulmak için Almanya’ya, Hakan’ın maçını izlemeye gider. Hakan da Terim’in kendisini izlemeye geldiği yukarıda dile getirdiğimiz Atletico Madrid’le oynanan maçta harika bir gol atar. Terim aynı gün Ömer Toprak’a ayaküstü birkaç dakika zaman ayırır. Hakan’ın babası ile fotoğrafları ise boy boy basında yer alır. Başarısıyla Terim’i ayağına getiren Hakan Çalhanoğlu yine bir Hollanda maçı için takıma davet edilir. Stoper bulmakta zorlanan Terim, Ömer Toprak’a da davet gönderir ancak Ömer, Gökhan ile arasındaki sorunun çözülmediğini öne sürerek Terim’in davetine olumsuz cevap verir.

4 ay futboldan men cezası

Hakan Çalhanoğlu Bayer Leverkusen formasını giydiği 2016-2017 sezonunda FIFA’dan 4 ay men cezası aldı. CAS kararı 2017’nin Şubat ayında onadı. Yukarıda dile getirmiştik; Hakan 2011’de performansıyla birçok kulübün dikkatini çekmişti. Alman takımlarının yanı sıra Beşiktaş ve Galatasaray da onu istiyordu. Hakan’ın her kararında babasının büyük etkisi vardı. 2011’de Karlsruher forması giydiği esnada Trabzonspor’la ön anlaşma yaptı. 100 bin avro da ön ödeme aldı. Buna göre 2012’den itibaren Karadeniz’de esecekti. Ancak sonrasında Trabzonspor’a karşı olan sorumluluklarını unutarak Hamburg’a imza atmayı tercih etti.

Trabzon konuyu FIFA’ya taşıdı. FIFA, Hakan’ı 4 ay futboldan men ettiğini açıkladı. Hakan, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesine gitti. Dosyayı inceleyen CAS, 2 Şubat 2017 günü FIFA’nın verdiği kararı onadı. Futbol camiası şoke oldu. Hakan yaptığı ilk açıklamada; “17 yaşındaydım, babam bana sormadı bile. Bana söz konusu sözleşmeyi imzalamam gerektiğini söyledi. Ben de imzaladım. Babama güvendim. Nereye varacağının bilincinde değildim” dese de iş işten geçmişti. Babası da çok üzüldü. Bu cezadan sonra Hakan artık babasını kariyerine karıştırmayacaktı. Kulübü Bayern Leverkusen de karara üzüldü. ‘Dahlimiz olmayan bir olaydan dolayı cezalandırılıyoruz’ açıklaması yapıldı. Hakan, ligin ikinci yarısında oynamadığı için Leverkusen’den olan alacaklarından vazgeçti. Sosyal medyadan sevenlerine daha tutkulu ve güçlü döneceğinin mesajını verdi.

Hakan’dan 4 ay boyunca A Milli Takım da faydalanamayacaktı. Hakan milli formasını o ana kadar 28 maçta giydi. 8 gol attı. Hepsi değerliydi, ama biri ayrıcalıklıydı. 22 Mayıs 2016 tarihinde Manchester’daki Etihad Stadı’nda oynanan ve 44 bin 860 kişinin izlediği maçın 14. dakikasında İngiltere’ye sağ ayağıyla attığı gol. Bu gol A Milli Takım’ın tarihinde İngiltere’ye attığı ilk gol oldu. Söz konusu dostluk maçını Türkiye iyi oynamasına rağmen Jamie Vardy’nin 83. dakikasındaki golüne engel olamayarak 2-1 kaybetti. İngilizlerin ilk golünü 3. dakikada Kane kaydetmişti.

Milan’da forma giyen ikinci Türk

Hakan, 2017’nin yazında 20 milyon avro bonservis bedeli karşılığında Milan’a transfer oldu. 4 yıllık anlaşmaya imza attı. İtalya’nın dünya devi ona 10 numaralı formayı verdi. Milli futbolcumuz, Milan formasıyla ilk golünü Çin’de oynanan hazırlık maçında Bayern Münih’e attı. 14 Eylül’de Avusturya Wien ile oynanan Avrupa Ligi maçında 1 gol 2 asistle yıldızlaştı.

La Gazzetta dello Sport, “Hünerli Çalhanoğlu” manşetiyle Hakan’a övgüler yağdırdı. Gazete ayrıca Hakan Çalhanoğlu’nun orta saha, ceza yayı ve sol açık olmak üzere sahanın pek çok bölgesinde kendisini gösterdiğini dile getirdi. Corriere dello Sport ise “Çalhanoğlu parıldıyor” başlığını uygun gördü. Hakan Çalhanoğlu, Ümit Davala’nın ardından Milan’da forma giyen 2. Türk futbolcuydu.

Milan’da 4 yıl kaldı. 172 maçta 2 gol 48 asistle Milano devine katkıda bulundu. Burada Zlatan Ibrahimovic ile de birlikte oynadı. Hatta bir keresinde İsveç’li efsaneye ‘zeybek’ oyununu öğreteceğini hayranlarına duyurdu. İtalya’da eski günlerini arayan Milan’da hiç kupa kaldıramadı.

A Milli Takım’a ise katkı vermeye devam ediyordu. Fatih Terim’den sonra teknik direktörlüğe gelen Mircea Lucescu, Milano’ya onu ziyarete giderek kendisine verdiği değeri göstermişti. Yeniden yapılanmaya giden Lucescu’nun en önemli oyuncularından biri artık oydu. Ancak 557 gün A Milli Takımı çalıştıran ve 17 maçta sadece 4 galibiyet alabilen Lucescu ile yollar ayrıldı. Terim ile başlayan 2018 Dünya Kupası elemelerinde son 4 maça Lucescu ile çıkılmış, ancak beklenen başarı yakalanamamıştı. Uluslar Ligi’nde de C Ligi’ne düşülmüştü.

Inter – Hakan’ın hayatında açılan yeni bir sayfa

Lucescu’dan sonra göreve gelen ise Şenol Güneş’ti. Güneş ile birlikte takım parlamaya başladı. 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri açılış maçında Türkiye’nin 2-0 kazandığı Arnavutluk maçında Hakan Çalhanoğlu, Emre Belözoğlu’nun asistiyle takımın ikinci golünü attı. Şenol Güneş önderliğinde elemelerde çok iyi bir iş çıkartan Türkiye 7 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyetle grubu Fransa’nın arkasından 2. sırada tamamlayarak 11 farklı şehirde düzenlenen 2020 Avrupa Şampiyonasına katılmaya hak kazandı (Pandemi sebebiyle şampiyona 2021 yılında oynandı).

Hakan Çalhanoğlu’nun önemli katkı verdiği A Milli Takım; İtalya, Galler ve İsviçre ile aynı gruba düştü. Futbolseverler İtalya’da oynayan Hakan’dan çok şey bekliyordu. Ancak o ve arkadaşları turnuvada tel tel döküldü. Türkiye, oynadığı üç maçtan da mağlubiyetle ayrılarak turnuvaya erken veda etti.

Turnuvadan 1 hafta sonra ise Hakan’ın hayatında yepyeni bir sayfa açıldı. Başarılı oyuncu yıllık 5 milyon avro karşılığında Inter’e transfer oldu. Milan ile sözleşmesi sona erdiği için Inter, Hakan’ı bonservis bedeli ödemeyecekti.

Hakan, 2021-2022 sezonundan itibaren formasını terletmeye başladığı Inter’de futbol hayatında daha önce yaşamadığı mutlulukları yaşamaya da başladı. İlk yılında İtalya Kupasını ve İtalya Süper Kupasını kazandı. Süper Kupa maçı 2022’nin Ocak ayında oynandı. Rakip Juventus’tu. Juve’yi normal süresi 1-1 biten maçın uzatma dakikalarında attıkları golle 2-1 mağlup ederek kupaya uzandılar. Bu Hakan’ın kariyerindeki ilk büyük kupasıydı. İtalya Kupasında ise finalde rakip yine Juventus’tu. Hakan’ın penaltıdan katkı sağladığı karşılaşmanın normal süresi 2-2 bitti. Uzatmalarda Perisic ile 2 gol bulan Inter kupaya uzandı. Ligi ise 84 puanla ikinci sırada kapattılar. Şampiyon ise 86 puanla Milan’dı.

Hakan’ın Inter’deki ikinci sezonu da kupalarla doluydu. Süper Kupa’da eski takımı Milan’ı Suudi Arabistan’da oynanan finalde 3-0 mağlup ettiler. İtalya Kupasında ise finalde Fiorentina’yı 2-1’le geçerek kupaya uzandılar. Ligi ise üçüncü sırada tamamladılar.

Şampiyonlar Ligi’nde ise Inter C grubunda yer alıyordu. Bayern Münih, Barcelona ve Viktoria Plzen’in yer aldığı grupta Inter’in gruptaki işi zordu. İlk maçında Bayern’e 2-0 kaybettiler. Plzen galibiyetiyle moral buldular. Şimdi rakip Barcelona’ydı ve sahne Hakan’ındı. 71 bin 368 biletli seyircinin izlediği maçın 45+2’nci dakikasında Hakan’ın attığı golle Inter maçı 1-0 kazandı. İkinci maç ise unutulmaz mücadeleye sahne oldu ve 3-3 sona erdi. Maçta Hakan’ın bir asisti vardı. Grubu 10 puanla ikinci sırada tamamlayan Inter son 16 takım arasına kaldı. Burada da Porto’yu 1-0 ve 0-0’lık sonuçlarla geride bıraktı. Çeyrek finalde Benfica’yı 0-2 ve 3-3’lük skorlarla eleyen Inter’in yarı finaldeki rakibi Milan’dı. Hakan Çalhanoğlu ilk maçta 1 asist yaptı. Her iki maçı da kazanıp, 2-0 ve 1-0’lık skorlarla finale yükseldiler. Final Hakan için büyük önem arz ediyordu. Zira İstanbul’daydı. İstanbul onun için bir başka anlam ifade ediyordu. Rakip ise Pep Guardiola’nın takımı Manchester United idi. Hakan, İstanbul’a kaptan olarak gelmişti. Bir başka Türk ama Alman Milli Takım formasını tercih eden İlkay Gündoğan ise Manchester’ın kaptanıydı. ‘Yani iki Türk bu finali oynayacak, inşallah güzel bir final olur. İyi olan kazansın diyorum’ diye açıklama yapmıştı maç öncesi Hakan Çalhanoğlu. Olimpiyat Stadındaki müsabakayı ise 68. dakikada Rodrigo Hernandez’in golüyle İlkay’ın takımı kazandı.

Hakan – Takımın yeni kaptanı

Hakan Çalhanoğlu, Inter’de harika oynuyordu. Aynı başarısını ise futbolseverler ondan milli takımda da bekliyordu. Lakin orada bir türlü istenen başarı gelmiyordu. Şenol Güneş ile gelen bahar kısa sürdü. Avrupa Şampiyonası sonrası 2022’de Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası elemelerinde Türkiye deplasmanda Hollanda’ya 6-1 kaybedince Şenol Güneş ile yollar ayrıldı. Yeni teknik direktör Alman Stefan Kuntz’du. Kuntz ile Dünya Kupası’na katılmak için çıkış arayan Milli Takım grubu Hollanda’nın ardından ikinci sırada tamamladı ve Play Off oynamaya hak kazandı. Rakip Portekiz’di. Müsabaka 2-1 devam ederken Türkiye penaltı kazandı. Kaptan Burak Yılmaz 85. dakikadaki penaltıyı kaçırdı ve uzatmalarda yenilen golle Türkiye 3-1 kaybederek Katar’a gidemedi.

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi takımın yeni kaptanı Hakan’dı. Ancak Kuntz ile ilgili takım içinde sorunlar vardı. Türkiye tarihinde ilk kez Faroe Adaları’na kaybetmişti (1-2). Hakan Çalhanoğlu o maçta oynamamıştı ama bu yenilgi büyük bir yıkımdı. Avrupa Şampiyonası Elemelerinde ise Ermenistan ile iç sahada 1-1 berabere kalınması ardından 4 gün sonra Japonya ile oynanan hazırlık maçından 4-2’lik mağlubiyetle ayrılmak kaptanı oldukça kızdırmıştı ve açık açık hocasını eleştiren açıklamalar yapmıştı. Hoca da, ‘Röportaj yaparak değil sahada oynayarak cevap verilir’ diyerek kaptanı eleştirmişti. Bu çatışmadan sonra ise Kuntz ile yollar ayrıldı. Türkiye’nin üstelik Almanya’da düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılması için Hırvatistan’ı deplasmanda yenmesi gerekiyordu. Yeni teknik direktör İtalyan Vicenzo Montella’nın önderliğinde Hakan ve arkadaşları Hırvatistan karşısında şiir gibi oynadı ve maçı 1-0 kazandılar. Bir sonraki maçta Letonya’yı da 4-0 ile geçtiler. Türkiye grup maçlarının bitmesine 1 maç kala Almanya’ya gitmeyi garantilemişti.

2023-2024 sezonuna çok iyi başlayan Hakan Çalhanoğlu, geçirdiği üst solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle 72 yıl sonra Berlin’de Almanya’yı 3-2 mağlup eden takım arkadaşlarının yanında yer alamadı. Bugünlerde bebek bekleyen 29 yaşındaki oyuncu ligde ise oynadığı 12 maçta takımına 5 gol 1 asistle katkı sağladı. Inter ligde 10 galibiyet 1 beraberlik 1 mağlubiyetle şu an ligin zirvesinde. Hakan Çalhanoğlu’nun başarı hikâyesi devam ediyor. Önünde uzun yıllar var. Ve kazanacağı nice kupalar.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

Behram Kılıç
Behram Kılıç
BEHRAM KILIÇ - Spor gazetecisi, editör ve yazar. 1974 yılında Trabzon’un Of ilçesinde doğdu. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından 2 kez röportaj dalında ödüle layık görüldü. Bir dönem Trabzonspor dergisinde spor editörü olarak görev yaptı. Ayrıca Basın Dünyası, Futbol Ekstra, Fitbol, Futbol Plus, Trabzon (şehir dergisi) gibi dergilerde yazıları ve röportajları yayımlandı. Halen Karadeniz gazetesi spor yazarı. Kılıç, arkadaşı Hacı Hasdemir ile birlikte 2004 yılında ‘Yıldızların Dünyası’ adında 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan futbolcuların hayat hikâyelerini kaleme alan bir kitaba imza attı. Daha sonra ‘70 Milyonda Bir’ adında yine önemli sporcuların biyografilerinin yer aldığı bir eser yazdı. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda, Bizans’tan günümüze kadar İstanbul’da cereyan eden olayların yer aldığı ‘İstanbul’un 100 Spor Olayı’ kitabı yayımlandı. 2013 yılında ise ‘Araftaki Kramponlar’ kitabını çıkarttı. 2020 Nisan ayında ‘Güldüren Futbol’ okurla buluştu. Behram Kılıç'ın 2020 yılının 3 Eylül günü de Efsane 61 maç-Trabzonspor Tarihi kitabı yayınlandı. Bu kitap Trabzonspor'un kuruluşundan o güne kadar ki tüm tarihini içeren, önsözünü Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın yazdığı prestij bir eserdi. Kılıç, ayrıca İletişim Yayınlarından çıkan Kırmızı-Beyaz Samsunspor ve Fırtına, İhtilal, Efsane-Trabzonspor kitaplarına da katkıda bulundu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Kılıç, evli ve bir çocuk babası…

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Hakan Çalhanoğlu – Şapka çıkartılan gollerin sahibi

Bazen küçük bir an, büyük değişimlere yol açar. Bu, duran topların yıldızı Hakan Çalhanoğlu için de geçerli. Babasının futbol tutkusu, Bayburt’tan Almanya’ya uzanan hikâye, Milli Takım’daki silah krizi, Milan ve Inter… Hiçbir şeyin tesadüf olmadığı bir serüven. Behram Kılıç yazdı.

Kim derdi ki meşin yuvarlağı orta sahayı ikiye bölen çizginin birkaç adım önünden 40 metre uzaklıktaki kaleye vuracağını? Kaleciyle birlikte rakip takımın tüm oyuncuları yan pas yapar düşüncesiyle pozisyon almış ve ona öylesine bakıyorlardı. Hayır, hiç kimse ondan topu kaleye vurmasını beklemiyordu. Ama o kendinden emindi. Topa vurmak için çok da gerilmedi. Birkaç adım attıktan sonra mermi gibi bir şut çıktı sağ ayağından. Top Dordmund kalecisi Weidenfeller’in üzerine yöneldi. 20 metreden sonra maksimum yüksekliğe ulaştı. Kaleye 5 metre kala inanılmaz bir şekilde sola doğru yön değiştirmeye ve ‘doksan’ tabir edilen yere doğru süzülmeye başladı. O da neydi öyle? Başlangıçta üzerine gelen topu kontrol etmekte zorlanmayacağını düşünen kaleci Weidenfeller adeta çaresiz bir şekilde havada asılı kalmış, yere düştüğünde top çoktan ağlarla kucaklaşmıştı. Rakip takımın dünyaca ünlü teknik direktörü Jürgen Klopp öyle bir ‘helal olsun’ bakışı attı ki, imkânı olsa sahaya girip bu güzel golün mimarını alnından öpecek gibiydi. Hamburg yedek kulübesi ve taraftarları sevinçten çılgına dönmüştü. Kahramanımız ise iki kolunu yana açmış ve kafasını ‘işte ben buyum’ dercesine yukarı aşağıya doğru indirip kaldırıyor ve başarısını herkesten önce kendisi onaylıyordu.

Sezonun en güzel golü

Söz konusu golün sahibi Bundesliga tarihine geçmeyi başaran gurbetçi futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu’dan başkası değildi. Hakan, bu tarihi golü 2013-2014 sezonunun 22. haftasında Hamburg’un evinde ağırladığı Borussia Dortmund’a müsabakanın 90’ıncı dakikasında attı. Almanya’da haftalarca konuşulan gol, aynı zamanda sezonun en güzel golü seçildi.

O golden sonra Bild gazetesi, 8 Şubat 1994 doğumlu gurbetçimizi Bundesliga tarihinin en iyi frikik atan 10 oyuncusundan biri olduğunu yazdı. Hakan; Almanya’nın efsanevi futbolcuları Günter Netzer, Mehmet Scholl, Thomas Haessler, Andreas Möller ve Mario Basler’in bulunduğu listede yer alıyordu. Hakan frikik gollerine devam edecek ve 21. yüzyılda dünyada en çok frikik golleri atan oyuncular listesinde 10. sıraya kadar çıkacaktı.

Peki, Hakan Çalhanoğlu kimdi? Nasıl bu kadar efsanevi bir frikik ustası oldu?

Bayburt’tan Almanya’ya uzanan bir hikâye

Belki de en büyük şansı 1992’de Bayburt’tan Almanya’ya göç eden babası Hüseyin Çalhanoğlu’ydu. Bayburt’ta amatör lisansıyla futbol oynamış Hüseyin Bey, Almanya’da yaşayan halasının kızıyla yaptığı evlilik sayesinde gurbetin yolunu tutar. Eşinin çalıştığı ilk yıllar kendisi işsizdir. Tam da bu yokluk zamanları bir kulüp bulur kendine. Alt liglerde yer alan Mannheim Polis Gücü’nde kendisine iş bulmaları şartı ile imza atar. 1993 yılıdır. Hem futbol oynuyor hem de bir ilaç firmasında çalışıyordur artık. Takımı Almanya’da birkaç lig üst üste şampiyon olur ve Oberliga’ya (4. Lig) çıkar. Hüseyin Bey’in 1994 yılında ilk oğlu olur. Adı Hakan’dır ailenin yeni üyesinin. Bir yıl sonra da ikinci oğulları Muhammed dünyaya gelir.

2002 yılına kadar alt liglerde futbol oynayan Hüseyin Bey, 2000’li yılların başında gurbetçilerin kurduğu Turanspor’un yöneticileri arasında yer alır. Aynı zamanda takımın hocalığını da yapmaya başlar. Oğlu Hakan’ı daha 5-6 yaşındayken bu takımın alt yapısına alır. Bir yaş küçük Muhammed’i de yine aynı yıllar bu takıma monte eder. Çocuklarının ilk teknik direktörü o olur. Onlarla o kadar yakından ilgilenir ki, sadece antrenmanlarla yetinmez, evin önündeki boş arazide oluşturdukları kaleye uzaktan şutlar attırır, 5 gole ulaştıklarında onlara ödüller verir. Sağ ve sol açık oynatır onları o yaşlarda. Orta sahada dener. Hakan uzaktan attığı sert şutlarla fark ettirir kendisini. Çocukların yeteneği Mannheim’da katıldıkları turnuvalarda herkes tarafından da gözlemlenir. Teklifler gelmeye başlar oğullarına. Onları, daha iyi tesislere sahip olduğu için 2001 yılında Waldhof Mannheim takımına verir. Buradaki hocalarını da tanıyor ve çok beğeniyordur Hüseyin Bey.

Üstün meziyetlere sahip

Hakan, 2009 yılına kadar Waldhof Mannheim takımında kalır. 15 yaşına geldiğinde yatılı okula gider. Hem futbol oynuyor hem de okuyordur. 2009 yılında açık limanlara yelken açma vakti gelir. Karlsruher’in alt yapısındadır artık. U 17 ve U 19 takımlarında oynar. Kardeşi Muhammed de bu takıma transfer olacaktır.

2011-2012 sezonunda 2. Bundesliga’da 14 maça çıkar Hakan. Golü yoktur. Takımı küme düşer. O ise basının ilgi odağıdır. “Sahada yaptıkları öğrenilmez. O üstün meziyetlere sahip. Futbolun iki yönünü de mükemmel oynuyor. Modern futbolun tüm gereklerini yerine getiriyor” şeklinde yazılar yer alır Alman basınında.

5 Süper Lig takımımızdan transfer teklifi alır bu dönem. Ama o Werder Bremen ile prensipte anlaşmaya varır. Sonrasında çıkan pürüzler sebebiyle 2,5 milyon avro bonservis karşılığında 2016 yılına kadar Hamburg’la sözleşme imzalar. Hamburg onu 2012-13 sezonunda 3. Lig’de yer alan eski takımı Karlsruher’e kiralık gönderir. Hakan, 3. Lig’de 36 maç oynar; 17 gol, 12 asistle göz doldurur.

Karlsruher formasıyla FC Heidenheim’e attığı ilk 2 gol frikiktendir. O sezon toplam 7 frikik golüne ulaşır. Takımın 2. Bundesliga’ya çıkmasında büyük rol üstlenir. Aynı sezon 3. Lig’in en değerli oyuncusu seçilir. Beşiktaş, Trabzonspor gibi takımların takibine girer, ama sezon sonu Hamburg için yeterince olgunlaşmıştır artık.

‘Kalbim Sarı-Kırmızı atıyor’

2013-2014 sezonunda Hamburg formasıyla 34 maçın 32’sinde ter döker. 11 gol, 4 asisti vardır. Gollerin 4’ü frikiktendir. Özellikle yukarıda anlattığımız Dordmund’a attığı gol hafızalarda yer edinir. Bu golü o gece videodan 50 defa izler Hakan. Sevinçten o gece zor uyur. Ertesi gün Alman basınına, bu vuruşları her antrenman sonrası özel olarak çalıştığını söyler.

Hamburg’da duran toptan daha fazla gol atabilirdi, ama takımın yıldızı Rafael Van Der Vaart’a saygısından dolayı duran topları bu oyuncuya bırakır. Sonraki günler bu noktalara gelebilmek için çok çalıştığını söyler. Her gün antrenmana bir saat erken gelip, bir saat geç ayrılan bir oyuncudan bahsediyoruz.

Aynı sezonun devre arası çocukluğundan beri hayranı olduğu Galatasaray’a transferi gündeme gelir. O da bu transfere istekli olduğunu belli eder. ‘Kalbim Sarı-Kırmızı atıyor. Drogba, Sneijder gibi isimlerle beraber oynamak güzel olur.’ şeklinde açıklamalar yapar. Sarı-Kırmızılı kulüple menajeri görüşür. Dönemin G.Saray Teknik Direktörü Roberto Mancini de bu transfere onay verir. Ancak sezon başı 5,5 milyon avro bonservis bedeli isteyen Hamburg bu rakamı 8 milyon avroya çıkartır. Galatasaray 6 milyon önerir. Lakin yıldızı günden güne parladığı için Hamburg oyuncusunu bu rakama satmaya yanaşmaz.

Sezon boyunca ligde sıkıntılı günler geçiren Hamburg’un kümede kalmasında büyük rol oynayan Hakan artık daha büyük başarıları arzular. Zira ekonomik sıkıntılardan dolayı ligde zor günler geçiren Hamburg’la hedeflerine varması mümkün gözükmemektedir. Takımdan ayrılmak istediğini açıkça dile getirir. Haliyle çileli bir transfer dönemi yaşar. Önce Hamburg’la sözleşmesini 2018’e kadar uzatır. Orada o kadar kalmayacağını herkes biliyordur. 2014-15 sezonu başında 14,5 milyon avro karşılığında 5 yıllığına Bayern Leverkusen’e imza atar.

Şapka çıkartılan gol

10 numaralı formayı sırtına geçiren genç orta saha oyuncusu ilk açıklamasını Alman basınına yapar: “Hamburg’da çok güzel günler yaşadım. Leverkusen’de kariyerim açısından ileri bir adım atacağım.”

Bu transferi Leverkusen Başkanı Michael Schade, “Çok istediğimiz oyuncuyu transfer ettik”, takımın ünlü Sportif Direktörü Rudi Völler ise “O sadece bir orta saha oyuncusu değil, aynı zamanda gole dönük çok tehlikeli bir oyun kurucu.” şeklinde değerlendirirler.

14,5 milyon avro o tarihe kadar bir Türk futbolcusuna ödenen en büyük bonservis ücretidir. Leverkusen formasını 3 sezon boyunca toplam 115 maçta giyer. 28 gol 29 asisti vardır. 2014-2015 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek final ilk maçında Arda Turan’ın formasını terlettiği Atletico Madrid’le karşılaşırlar. İlk maçı 1-0 kazanırlar. Golü o atar ve bu gole Almanya’da şapka çıkartılır. Normal ve uzatma süresi 1-0 sona eren rövanşı penaltılarla kaybederler. Takımı 3 penaltı atışından yararlanamaz. Penaltıların birini de Hakan kaçırır.

Milli Takım’daki silah olayı

Almanların sevdiği Hakan Çalhanoğlu’nun Türk Milli Takımı’nı seçmesinde Erdal Keser’in büyük rolü vardır. 2010 yılında Abdullah Ercan’ın çalıştırdığı U 16 takımının Antalya’daki kampına davet edilir. Ortamı beğenir. Zira kendisi gibi 8 gurbetçi oyuncu daha kampa çağrılmıştır. U 16’nın yanında 17, 19, 20 ve 21 takımlarında da ter döker. 2013 yılında Antalya’da düzenlenen U 20 Dünya Şampiyonası’nda istenmeyen sonuçlara imza atan Türk Milli Takımı’nın bir parçası olan Hakan’ın morali çok bozulur. Türk Milli Takımlarındaki genel düşüş, Almanların da onu çok istemesi köklerine bağlı bu oyuncuda kafa karışıklığına yol açmaz. ‘Türkiye’yi bir kenara koymak benim için çok zor.’ açıklamalarını yapar. Ve nihayetinde A milli takım tercihini Türkiye’den yana kullanır.

A Milli formayı ise ilk 6 Ağustos 2013’te Kayseri’de oynanan Andorra maçının 82. dakikasında giyer. O dakikada oyundan çıkan ise hayatındaki en tatsız olaylardan birini yaşayacağı Gökhan Töre’dir. 2013 yılının 15 Ekim günü millilerimizin Dünya Kupası’na katılmak için evinde ağırladıkları Hollanda maçı kampında yaşanır söz konusu olay. Gökhan Töre, maçtan sonra Hakan Çalhanoğlu ve Ömer Toprak’a silah çeker. Bir iddiaya göre olay maçtan önce olur. Hakan ve Ömer bu olaydan çok etkilenir. Teknik direktör Fatih Terim olayı ört bas etme düşüncesindedir. Zira 15 Ekim 2013 günü Hollanda karşısında forma giyen Gökhan’ı, 15 Kasım 2013 günü Kuzey İrlanda ve 19 Kasım 2013 günü Belarus ile oynanan karşılaşmalarda da oynatır.

Olaydan yaklaşık bir yıl sonra 2016 Avrupa Şampiyonası Elemeleri için Letonya ve Çek Cumhuriyeti ile Avrupa Şampiyonası eleme maçları gelir çatar. Terim maçın kadrosuna Hakan ve Ömer ile birlikte Gökhan Töre’yi de davet eder. Hakan’ın babası Hüseyin Bey bu olayı maçtan önce basınla paylaşır. Gökhan’ın kadroya dahil edildiğini duyan Hakan ve Ömer bu davete çeşitli sebeplerle icabet etmez.

Hakan sakatlık raporu gönderir. Alman televizyonlarına ise Hakan olayı şöyle anlatır: “Ömer Toprak’ın bir arkadaşı, Gökhan’ın eski kız arkadaşıyla beraberdi. Gökhan odamızı bastığında Ömer’in arkadaşı da yanımızdaydı. Daha sonra silahı bana doğrulttu ve kıpırdarsam beni vuracağını söyledi.”

Terim ise Töre’ye yine sahip çıkar. Hakan ve Ömer’e tavır alır. Sonraki maçlarda onları kadroya davet etmez. Hakan’ın babası Hüseyin Bey, olayı bilen Terim’in 1 yıl sustuğunu ve bir açıklama yapmadığını söyler. “Milli Takım kampında yaşanan olay oğlumun hayatını tehlikeye sokan bir hadiseydi” açıklamalarını da yapar. Terim ise Çek Cumhuriyeti maçından önce Hakan ve Ömer’in kaygılarını giderecek sözlerden ziyade Gökhan Töre’ye sahip çıktığı için ‘Evet suçluyum’ diyerek olayı haber yapan medyayı eleştirir.

Sonraki dönemde oynanan Brezilya ve Kazakistan maçlarına çağırmadığı Hakan ve Ömer’e tavrını iyice belli eden Terim, Hakan Çalhanoğlu’nun Almanya’daki başarıları karşısında geri adım atmak zorunda kalır. Arayı bulmak için Almanya’ya, Hakan’ın maçını izlemeye gider. Hakan da Terim’in kendisini izlemeye geldiği yukarıda dile getirdiğimiz Atletico Madrid’le oynanan maçta harika bir gol atar. Terim aynı gün Ömer Toprak’a ayaküstü birkaç dakika zaman ayırır. Hakan’ın babası ile fotoğrafları ise boy boy basında yer alır. Başarısıyla Terim’i ayağına getiren Hakan Çalhanoğlu yine bir Hollanda maçı için takıma davet edilir. Stoper bulmakta zorlanan Terim, Ömer Toprak’a da davet gönderir ancak Ömer, Gökhan ile arasındaki sorunun çözülmediğini öne sürerek Terim’in davetine olumsuz cevap verir.

4 ay futboldan men cezası

Hakan Çalhanoğlu Bayer Leverkusen formasını giydiği 2016-2017 sezonunda FIFA’dan 4 ay men cezası aldı. CAS kararı 2017’nin Şubat ayında onadı. Yukarıda dile getirmiştik; Hakan 2011’de performansıyla birçok kulübün dikkatini çekmişti. Alman takımlarının yanı sıra Beşiktaş ve Galatasaray da onu istiyordu. Hakan’ın her kararında babasının büyük etkisi vardı. 2011’de Karlsruher forması giydiği esnada Trabzonspor’la ön anlaşma yaptı. 100 bin avro da ön ödeme aldı. Buna göre 2012’den itibaren Karadeniz’de esecekti. Ancak sonrasında Trabzonspor’a karşı olan sorumluluklarını unutarak Hamburg’a imza atmayı tercih etti.

Trabzon konuyu FIFA’ya taşıdı. FIFA, Hakan’ı 4 ay futboldan men ettiğini açıkladı. Hakan, Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesine gitti. Dosyayı inceleyen CAS, 2 Şubat 2017 günü FIFA’nın verdiği kararı onadı. Futbol camiası şoke oldu. Hakan yaptığı ilk açıklamada; “17 yaşındaydım, babam bana sormadı bile. Bana söz konusu sözleşmeyi imzalamam gerektiğini söyledi. Ben de imzaladım. Babama güvendim. Nereye varacağının bilincinde değildim” dese de iş işten geçmişti. Babası da çok üzüldü. Bu cezadan sonra Hakan artık babasını kariyerine karıştırmayacaktı. Kulübü Bayern Leverkusen de karara üzüldü. ‘Dahlimiz olmayan bir olaydan dolayı cezalandırılıyoruz’ açıklaması yapıldı. Hakan, ligin ikinci yarısında oynamadığı için Leverkusen’den olan alacaklarından vazgeçti. Sosyal medyadan sevenlerine daha tutkulu ve güçlü döneceğinin mesajını verdi.

Hakan’dan 4 ay boyunca A Milli Takım da faydalanamayacaktı. Hakan milli formasını o ana kadar 28 maçta giydi. 8 gol attı. Hepsi değerliydi, ama biri ayrıcalıklıydı. 22 Mayıs 2016 tarihinde Manchester’daki Etihad Stadı’nda oynanan ve 44 bin 860 kişinin izlediği maçın 14. dakikasında İngiltere’ye sağ ayağıyla attığı gol. Bu gol A Milli Takım’ın tarihinde İngiltere’ye attığı ilk gol oldu. Söz konusu dostluk maçını Türkiye iyi oynamasına rağmen Jamie Vardy’nin 83. dakikasındaki golüne engel olamayarak 2-1 kaybetti. İngilizlerin ilk golünü 3. dakikada Kane kaydetmişti.

Milan’da forma giyen ikinci Türk

Hakan, 2017’nin yazında 20 milyon avro bonservis bedeli karşılığında Milan’a transfer oldu. 4 yıllık anlaşmaya imza attı. İtalya’nın dünya devi ona 10 numaralı formayı verdi. Milli futbolcumuz, Milan formasıyla ilk golünü Çin’de oynanan hazırlık maçında Bayern Münih’e attı. 14 Eylül’de Avusturya Wien ile oynanan Avrupa Ligi maçında 1 gol 2 asistle yıldızlaştı.

La Gazzetta dello Sport, “Hünerli Çalhanoğlu” manşetiyle Hakan’a övgüler yağdırdı. Gazete ayrıca Hakan Çalhanoğlu’nun orta saha, ceza yayı ve sol açık olmak üzere sahanın pek çok bölgesinde kendisini gösterdiğini dile getirdi. Corriere dello Sport ise “Çalhanoğlu parıldıyor” başlığını uygun gördü. Hakan Çalhanoğlu, Ümit Davala’nın ardından Milan’da forma giyen 2. Türk futbolcuydu.

Milan’da 4 yıl kaldı. 172 maçta 2 gol 48 asistle Milano devine katkıda bulundu. Burada Zlatan Ibrahimovic ile de birlikte oynadı. Hatta bir keresinde İsveç’li efsaneye ‘zeybek’ oyununu öğreteceğini hayranlarına duyurdu. İtalya’da eski günlerini arayan Milan’da hiç kupa kaldıramadı.

A Milli Takım’a ise katkı vermeye devam ediyordu. Fatih Terim’den sonra teknik direktörlüğe gelen Mircea Lucescu, Milano’ya onu ziyarete giderek kendisine verdiği değeri göstermişti. Yeniden yapılanmaya giden Lucescu’nun en önemli oyuncularından biri artık oydu. Ancak 557 gün A Milli Takımı çalıştıran ve 17 maçta sadece 4 galibiyet alabilen Lucescu ile yollar ayrıldı. Terim ile başlayan 2018 Dünya Kupası elemelerinde son 4 maça Lucescu ile çıkılmış, ancak beklenen başarı yakalanamamıştı. Uluslar Ligi’nde de C Ligi’ne düşülmüştü.

Inter – Hakan’ın hayatında açılan yeni bir sayfa

Lucescu’dan sonra göreve gelen ise Şenol Güneş’ti. Güneş ile birlikte takım parlamaya başladı. 2020 Avrupa Şampiyonası Elemeleri açılış maçında Türkiye’nin 2-0 kazandığı Arnavutluk maçında Hakan Çalhanoğlu, Emre Belözoğlu’nun asistiyle takımın ikinci golünü attı. Şenol Güneş önderliğinde elemelerde çok iyi bir iş çıkartan Türkiye 7 galibiyet 2 beraberlik 1 mağlubiyetle grubu Fransa’nın arkasından 2. sırada tamamlayarak 11 farklı şehirde düzenlenen 2020 Avrupa Şampiyonasına katılmaya hak kazandı (Pandemi sebebiyle şampiyona 2021 yılında oynandı).

Hakan Çalhanoğlu’nun önemli katkı verdiği A Milli Takım; İtalya, Galler ve İsviçre ile aynı gruba düştü. Futbolseverler İtalya’da oynayan Hakan’dan çok şey bekliyordu. Ancak o ve arkadaşları turnuvada tel tel döküldü. Türkiye, oynadığı üç maçtan da mağlubiyetle ayrılarak turnuvaya erken veda etti.

Turnuvadan 1 hafta sonra ise Hakan’ın hayatında yepyeni bir sayfa açıldı. Başarılı oyuncu yıllık 5 milyon avro karşılığında Inter’e transfer oldu. Milan ile sözleşmesi sona erdiği için Inter, Hakan’ı bonservis bedeli ödemeyecekti.

Hakan, 2021-2022 sezonundan itibaren formasını terletmeye başladığı Inter’de futbol hayatında daha önce yaşamadığı mutlulukları yaşamaya da başladı. İlk yılında İtalya Kupasını ve İtalya Süper Kupasını kazandı. Süper Kupa maçı 2022’nin Ocak ayında oynandı. Rakip Juventus’tu. Juve’yi normal süresi 1-1 biten maçın uzatma dakikalarında attıkları golle 2-1 mağlup ederek kupaya uzandılar. Bu Hakan’ın kariyerindeki ilk büyük kupasıydı. İtalya Kupasında ise finalde rakip yine Juventus’tu. Hakan’ın penaltıdan katkı sağladığı karşılaşmanın normal süresi 2-2 bitti. Uzatmalarda Perisic ile 2 gol bulan Inter kupaya uzandı. Ligi ise 84 puanla ikinci sırada kapattılar. Şampiyon ise 86 puanla Milan’dı.

Hakan’ın Inter’deki ikinci sezonu da kupalarla doluydu. Süper Kupa’da eski takımı Milan’ı Suudi Arabistan’da oynanan finalde 3-0 mağlup ettiler. İtalya Kupasında ise finalde Fiorentina’yı 2-1’le geçerek kupaya uzandılar. Ligi ise üçüncü sırada tamamladılar.

Şampiyonlar Ligi’nde ise Inter C grubunda yer alıyordu. Bayern Münih, Barcelona ve Viktoria Plzen’in yer aldığı grupta Inter’in gruptaki işi zordu. İlk maçında Bayern’e 2-0 kaybettiler. Plzen galibiyetiyle moral buldular. Şimdi rakip Barcelona’ydı ve sahne Hakan’ındı. 71 bin 368 biletli seyircinin izlediği maçın 45+2’nci dakikasında Hakan’ın attığı golle Inter maçı 1-0 kazandı. İkinci maç ise unutulmaz mücadeleye sahne oldu ve 3-3 sona erdi. Maçta Hakan’ın bir asisti vardı. Grubu 10 puanla ikinci sırada tamamlayan Inter son 16 takım arasına kaldı. Burada da Porto’yu 1-0 ve 0-0’lık sonuçlarla geride bıraktı. Çeyrek finalde Benfica’yı 0-2 ve 3-3’lük skorlarla eleyen Inter’in yarı finaldeki rakibi Milan’dı. Hakan Çalhanoğlu ilk maçta 1 asist yaptı. Her iki maçı da kazanıp, 2-0 ve 1-0’lık skorlarla finale yükseldiler. Final Hakan için büyük önem arz ediyordu. Zira İstanbul’daydı. İstanbul onun için bir başka anlam ifade ediyordu. Rakip ise Pep Guardiola’nın takımı Manchester United idi. Hakan, İstanbul’a kaptan olarak gelmişti. Bir başka Türk ama Alman Milli Takım formasını tercih eden İlkay Gündoğan ise Manchester’ın kaptanıydı. ‘Yani iki Türk bu finali oynayacak, inşallah güzel bir final olur. İyi olan kazansın diyorum’ diye açıklama yapmıştı maç öncesi Hakan Çalhanoğlu. Olimpiyat Stadındaki müsabakayı ise 68. dakikada Rodrigo Hernandez’in golüyle İlkay’ın takımı kazandı.

Hakan – Takımın yeni kaptanı

Hakan Çalhanoğlu, Inter’de harika oynuyordu. Aynı başarısını ise futbolseverler ondan milli takımda da bekliyordu. Lakin orada bir türlü istenen başarı gelmiyordu. Şenol Güneş ile gelen bahar kısa sürdü. Avrupa Şampiyonası sonrası 2022’de Katar’da düzenlenecek Dünya Kupası elemelerinde Türkiye deplasmanda Hollanda’ya 6-1 kaybedince Şenol Güneş ile yollar ayrıldı. Yeni teknik direktör Alman Stefan Kuntz’du. Kuntz ile Dünya Kupası’na katılmak için çıkış arayan Milli Takım grubu Hollanda’nın ardından ikinci sırada tamamladı ve Play Off oynamaya hak kazandı. Rakip Portekiz’di. Müsabaka 2-1 devam ederken Türkiye penaltı kazandı. Kaptan Burak Yılmaz 85. dakikadaki penaltıyı kaçırdı ve uzatmalarda yenilen golle Türkiye 3-1 kaybederek Katar’a gidemedi.

2024 Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi takımın yeni kaptanı Hakan’dı. Ancak Kuntz ile ilgili takım içinde sorunlar vardı. Türkiye tarihinde ilk kez Faroe Adaları’na kaybetmişti (1-2). Hakan Çalhanoğlu o maçta oynamamıştı ama bu yenilgi büyük bir yıkımdı. Avrupa Şampiyonası Elemelerinde ise Ermenistan ile iç sahada 1-1 berabere kalınması ardından 4 gün sonra Japonya ile oynanan hazırlık maçından 4-2’lik mağlubiyetle ayrılmak kaptanı oldukça kızdırmıştı ve açık açık hocasını eleştiren açıklamalar yapmıştı. Hoca da, ‘Röportaj yaparak değil sahada oynayarak cevap verilir’ diyerek kaptanı eleştirmişti. Bu çatışmadan sonra ise Kuntz ile yollar ayrıldı. Türkiye’nin üstelik Almanya’da düzenlenecek Avrupa Futbol Şampiyonası’na katılması için Hırvatistan’ı deplasmanda yenmesi gerekiyordu. Yeni teknik direktör İtalyan Vicenzo Montella’nın önderliğinde Hakan ve arkadaşları Hırvatistan karşısında şiir gibi oynadı ve maçı 1-0 kazandılar. Bir sonraki maçta Letonya’yı da 4-0 ile geçtiler. Türkiye grup maçlarının bitmesine 1 maç kala Almanya’ya gitmeyi garantilemişti.

2023-2024 sezonuna çok iyi başlayan Hakan Çalhanoğlu, geçirdiği üst solunum yolu enfeksiyonu sebebiyle 72 yıl sonra Berlin’de Almanya’yı 3-2 mağlup eden takım arkadaşlarının yanında yer alamadı. Bugünlerde bebek bekleyen 29 yaşındaki oyuncu ligde ise oynadığı 12 maçta takımına 5 gol 1 asistle katkı sağladı. Inter ligde 10 galibiyet 1 beraberlik 1 mağlubiyetle şu an ligin zirvesinde. Hakan Çalhanoğlu’nun başarı hikâyesi devam ediyor. Önünde uzun yıllar var. Ve kazanacağı nice kupalar.

Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Fikir Turu’nun editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Bu yazı ilk kez 21 Kasım 2023’te yayımlanmıştır.

Behram Kılıç
Behram Kılıç
BEHRAM KILIÇ - Spor gazetecisi, editör ve yazar. 1974 yılında Trabzon’un Of ilçesinde doğdu. 1994 yılında gazeteciliğe başladı. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından 2 kez röportaj dalında ödüle layık görüldü. Bir dönem Trabzonspor dergisinde spor editörü olarak görev yaptı. Ayrıca Basın Dünyası, Futbol Ekstra, Fitbol, Futbol Plus, Trabzon (şehir dergisi) gibi dergilerde yazıları ve röportajları yayımlandı. Halen Karadeniz gazetesi spor yazarı. Kılıç, arkadaşı Hacı Hasdemir ile birlikte 2004 yılında ‘Yıldızların Dünyası’ adında 2002 Dünya Kupası’nda üçüncü olan futbolcuların hayat hikâyelerini kaleme alan bir kitaba imza attı. Daha sonra ‘70 Milyonda Bir’ adında yine önemli sporcuların biyografilerinin yer aldığı bir eser yazdı. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda, Bizans’tan günümüze kadar İstanbul’da cereyan eden olayların yer aldığı ‘İstanbul’un 100 Spor Olayı’ kitabı yayımlandı. 2013 yılında ise ‘Araftaki Kramponlar’ kitabını çıkarttı. 2020 Nisan ayında ‘Güldüren Futbol’ okurla buluştu. Behram Kılıç'ın 2020 yılının 3 Eylül günü de Efsane 61 maç-Trabzonspor Tarihi kitabı yayınlandı. Bu kitap Trabzonspor'un kuruluşundan o güne kadar ki tüm tarihini içeren, önsözünü Trabzonspor Onursal Başkanı Mehmet Ali Yılmaz'ın yazdığı prestij bir eserdi. Kılıç, ayrıca İletişim Yayınlarından çıkan Kırmızı-Beyaz Samsunspor ve Fırtına, İhtilal, Efsane-Trabzonspor kitaplarına da katkıda bulundu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Kılıç, evli ve bir çocuk babası…

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x