Çekememezliği nasıl kendinize faydalı hale getirebilirsiniz?

Birilerini çekememek sizi yiyip bitirebilir, ama böyle olmak zorunda değil. Birkaç adımda, kabul ederek ve nedenlerini anlayarak çekememezliği potansiyelinizi ortaya çıkaracak bir fırsata dönüştürebilirsiniz.

Her zaman birileri, ister mal-mülk isterse çeşitli nitelikler olsun sizde olmayanlara sahip olabilir. Bu da karşılığında sizde ‘eksiklik’ hissi uyandırabilir. Klinik psikolog Josh Gressel, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında çekememezliği, sizi, yapmak istediklerinizi yapabileceğiniz hale getirecek bir fırsat olarak nasıl kullanabileceğinizi anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“En çirkin haliyle bir çekememezlik örneği: Karşımda 40’lı yaşlarında, yakışıklı, sarışın bir adamın resmi var. Kâğıt gazeteler okuduğumuz günlerde, yerel bir gazetenin sol üst sayfasından okuyucuya gülümsüyor. Başlığa bakınca, bunun çok satan kitaplarıyla öne çıkan bir psikoloğun ölüm ilanı olduğunu anlıyorum.

Makaleyi okurken aklımdan iki şey geçti. Biri, benim ‘sosyal beklenti’ olarak adlandıracağım şeydi: Nasıl hissetmem gerektiğini düşündüm. Bu noktada, kalp krizi geçirerek vaktinden önce hayatını kaybeden bir adama, geride kalan eşi ve kızlarına acıdım. İkincisi ise açık ara daha güçlü olan çekememezlikti.

Ölüm ilanını okuduğumda, rahmetli psikoloğun benden hem daha genç hem de daha başarılı olduğunu fark ettim. Popüler kitaplarının yanı sıra ulusal yayın yapan bir TV kanalında da boy göstermişti ve varlıklı bir bölgede özel bir muayenehanesi vardı. Burada -sanırım- yüksek profilli danışanlara yüksek ücretle hizmet veriyordu.

Çekememezliğim, bu muhteşem hayatta bir sorun aramaya başladı. Kitapları çok satıyordu, ama muhtemelen o kadar derinlemesine değillerdi. Onları hiç okumamıştım ve şimdi satın alarak onu üst sıralara çıkarmayı düşünmüyordum. Evet, Oprah’ın programına çıkmıştı, ama belki de sadece reklam içindi. Belki birden fazla kez boşanmıştı? Hayır, makale uzun süreli bir evliliği olduğunu söylüyordu. Benden çok daha fazla saçı vardı ve herhangi bir standarda göre daha iyi görünüyordu. Gazeteyi hiddetle bir kenara bırakırken, kafamın içinde bir sesin alaycı bir memnuniyetle şöyle dediğini çok iyi hatırlıyorum: O öldü, ben yaşıyorum.

Bu gerçek bir anekdot. Hem okurların çekememezliklerini kabul edebilecekleri güvenli bir alan yaratmak istediğim için hem de bu yazıda inceleyeceğimiz temel unsurları içerdiği için bahsettim.

  1. Çekememezliğin herhangi bir rasyonel temeli yok gibi görünüyor. Bu adamın ölümü, başarısının beni yaralamasından daha fazla yardımcı olmadı.
  2. Bize en çok benzeyenleri çekemeyiz. Bu adam tanınmış bir ressam ya da bilim insanı, hatta binlerce kilometre uzakta yaşayan bir psikolog olsaydı, çekememezliğim bu kadar güçlü bir şekilde tetiklenmeyecekti.
  3. Çekememezlik utanç vericidir. Sizce mesleki bir konferansta ayağa kalkıp bu duyguları bu kadar açık bir şekilde kabul eder miydim? Bunları dile getirmenin güvenli olmasının tek nedeni, çekememezlikle ilgili bir yazıya konu olmaları ama yine de bir gerginlik olarak orada durur.
  4. Çekememezliğe bazen başkasının sıkıntısına sevinmek de eşlik eder.” (…)

Çekememezlik, birçok yüzü olan duygusal bir deneyimdir

Yazar, ‘kıskançlık’ ve ‘çekememezlik’ kelimeleri eşanlamlı gibi kullanılsa da aslında öyle olmadığını söylüyor:

“Kıskançlık, haklı olarak size ait olduğunu düşündüğünüz şeyi (eşinizin sevgisi gibi) korumak istemektir. Kıskanç olduğunuzu kabul etmek zor olabilir, ancak nadiren utanç vericidir, çünkü korumak istediğiniz şeyin haklı olarak size ait olduğuna dair toplumsal bir kabul vardır.

Çekememezlik ise hem daha karmaşık hem de daha utanç vericidir. En temelde, başkasında olan ve sizde eksik olduğunu düşündüğünüz bir şeyi istemektir. İş arkadaşınızın daha yüksek maaşını çekemezsiniz, komşunuzun daha başarılı çocuklarını çekemezsiniz, meslektaşınızın son ödülünü çekemezsiniz, kardeşinizin daha büyük evini çekemezsiniz, arkadaşınızın daha iyi evliliğini çekemezsiniz, çalışmak zorunda olmadığı ve çocuklarıyla evde zaman geçirebildiği için kız kardeşinizi çekemezsiniz, her gün evden ve çocuklardan ayrılıp işe giden kocanızı çekemezsiniz…. Onu besleyen arzular gibi çekememezliğin de sınırsız sayıda olası hedefi vardır.

Kıskançlık nispeten dosdoğru olsa da (“İşyerindeki o kadınla öğle yemeği yememeni istiyorum”), çekememezlik genellikle gizli ve anlaşılmazdır. Aynı zamanda kılık değiştirir. Dedikodudan gıybete ve coşkulu iltifatlara kadar çok farklı şekillerden kendini gösterebilir. Gerçek hissiniz, zam/ödül/yeni ev almandan nefret ediyorum olduğunda, zoraki bir gülümsemeyle ‘Senin adına çok mutluyum!’ demektir.

Çekememezlik, egonun Aşil topuğudur. Aşil topuğu tipik olarak ne pahasına olursa olsun korunması gereken zayıf bir nokta olarak düşünülür.

Ancak, şefkat ve kişisel farkındalıkla keşfedilirse, bir anlayış penceresi açabilecek olan tam da bu zayıflık ve kırılganlıktır.

Çekememezlik, aslında dünyada kendimizi ne kadar kırılgan hissettiğimizin bir hatırlatıcısıdır: Neden o bunu yapabiliyor da ben yapamıyorum? Neden o anlıyor da ben anlamıyorum? Bunları yapabiliyor olmaları benimle ilgili ne anlama geliyor?”

Çekememezliği bir rehber olarak kullanabilirsiniz

Yazar, çekememezliğin, kişisel yeraltı dünyanıza açılan bir kapı olduğunu belirtiyor: “Nereye götüreceği korkusuyla bu kapıdan kaçmak yerine, diğer tarafta sizi bekleyen zenginlikleri keşfetmek için onu açmayı öğrenmenizi öneririm. (…)

Çekememezliğin hangi noktasında olursanız olun, harika bir iç danışman olarak onunla dost olmayı öğrenebilirsiniz. (…)

Çekememezliği tanımlayın ve kabul edin

Çekememezliğe faydalı bir karşılık vermek için, ne olduğunu görmeyi, ona gerçek adıyla hitap etmeyi öğrenmelisiniz. Çekemediğinizi doğrulamanıza yardımcı olabilecek bazı işaretler şunlardır:

  • Herhangi bir geçerli sebep olmaksızın bir başkasına karşı olumsuz duygular besliyorsunuz (örneğin, insanlar her zaman onunla ilgilendiği için kendisinin çok özel olduğunu düşünüyor).
  • Kendinizi sık sık başka biriyle karşılaştırıyorsunuz ve hayali rekabeti kaybediyormuş gibi hissediyorsunuz (örneğin, patron bu hafta onu üç kez toplantıya çağırdı, ancak beni geçen aydan beri çağırmadı).
  • Karşınızdaki kişinin eleştirildiğini duyduğunuzda memnun oluyorsunuz (örneğin, bahse girerim o ödülü kazanmak, hakkındaki o berbat yazıyı telafi etmez).

Çekemediğinizi fark ettiğinizde, bunun adını koymak önemlidir. Kendi kendinize şunu söyleyin: O kişiyi çekemiyorum. (…)

Çekememezliğinizin nedenini belirlemeye çalışın

Çekememezliğinizi fark ve kabul ettikten sonraki aşama, başkalarında çekemediğinizin ne olduğunu düşünmektir. Sahip oldukları bir yetenek mi? Popülerlikleri mi? Önemsediğiniz bir alanda ne kadar başarılılar? Olabildiğince somut ve spesifik olmaya çalışın. Bu, hangi alanda gelişmek istediğinizi anlamanıza yardımcı olması açısından önemlidir. (…)

Çekememezliğinize adım adım bakın. En somut olanla başlayın: Komşunuzun büyük evini çekemiyorsunuz. Peki, tüm sıkıntıları ve masrafları ile gerçekten o kadar büyük bir ev ister miydiniz? Somut soruya cevabınız ‘hayır’ ise, o zaman ona sembolik olarak bakmaya başlayın. Daha büyük bir ev sizin için ne anlama geliyor? Başkaları için başarılı olduğunuzun işareti mi? Yatılı misafirleri ağırlamak sizi daha rahat hissettirecek mi? İçiniz daha mı ferah olacak? Olasılıklar sonsuzdur. Yaratıcı, esnek ve düşüncenizde sembolik olun. Daha derin anlama ulaşmak için deneyebileceğiniz bir yöntem şudur: Rüyanızda komşunuzun büyük evini çekemediğinizi gördüğünüzü hayal edin. Bu rüyayı nasıl yorumlardınız?

Çekememezliğin sizde bir sorun olduğu anlamına gelmediğini kabul edin

Kendini kabul etme en önemli adım ve çoğumuz için en zoru olabilir. Kendini kabul etme, kendi içinizde reddettiğiniz güzellikleri içtenlikle görmeye, kendinizi tüm bütünlüğünüzle kabul etmeye çalışmaktır. (…)

Kendini kabul şöyle ifade bulabilir:

Oyunda istediğim rolü aldığı için onu çekemiyorum. Bu, bende bir sorun olduğu değil, sahip olmadığım bir şeyi istediğim anlamına geliyor ve onu istemek benim için iyi, çünkü içimde ortaya çıkmak isteyen bir şeyler olduğunu gösteriyor. Rolü alamamanın verdiği acı, oynamayı ne kadar çok istediğimin göstergesi.

Kendimizde yanlış olduğunu düşündüğümüz her şeyin aslında içimizde doğmaya çalışan olumlu bir şey olduğuna işaret ettiğini hepimiz öğrenebiliriz. Bu, kendinizi kusurlu ve ‘düzeltilmesi’ gereken biri olarak görmekten daha iyi bir seçenek değil mi? Çocuklar övgüyle mi yoksa eleştiriyle mi daha iyi büyür? Sizde farklı olacağını düşündüren ne?

Sizi yönlendirmeleri için çekememezlik unsurlarını kullanın

Çekememezliğin dört ana unsuruna değinmiştik. Bunların her biri, çekememezliğinizi gücendirici karşılaştırmadan sağlıklı öykünmeye dönüştürmenize yardımcı olacak önemli bir anahtar içerebilir. Kendini geliştirme amacını göz önünde bulundurarak şimdi onların üzerinden tekrar geçelim.

  1. Çekememezliğin herhangi bir rasyonel temeli yok gibi görünüyor, çünkü bir başkasının şansı nadiren sizin zararınızadır. Birini çekemediğinizde, içinizde kontrol edemediğiniz bir şey olduğunu ve bu konuda bir şeyler yapmanız gerektiğini fark etmenin zamanı gelmiştir. Başka birinin iyi şansını elinden almak size yardımcı olmaz. Size yardımcı olacak tek şey, kendi şansınızı artıracak adımlar atmaktır.
  2. Bize en çok benzeyenleri çekemeyiz. Keman çalmak istiyorsanız, ünlü kemancı Itzhak Perlman’a karşı çekememezlik hissedersiniz. Çekememezlik, sizi daha fazla kendiniz olmaya çeken bir mıknatıs gibidir, bu nedenle, sizin için önemli olan bir alanda gelişmek için hemen üzerinizde sizi motive edecek olanları çekemezsiniz.
  3. Çekememezlik utanç vericidir, çünkü kendimizi ‘daha eksik’ hissettiklerimizle yüz yüze geliriz. Bu ‘yetersizlik’ hissi fiziksel, psikolojik ve hatta ruhsal biçimlerde kendini gösterebileceği gibi ihtiyaç duyduğumuz ve gelişmek istediğimiz noktalara odaklanmamıza da yardımcı olabilir.
  4. Çekememezliğe bazen başkasının sıkıntısına sevinmek de eşlik eder ve bu, çekememezlikle ilgili bir şeyler yapmak için çok uzun süre beklediğimizin işaretidir. (…) Başka birinin iyi talihi için kötülük dilerseniz, muhtemelen kendi yeteneklerinize ve potansiyelinize yeterince dikkat vermiyorsunuzdur. (…)

Dış dünyada ifade bulamadığı için içinizde neyin ‘keşke’ dediğini belirledikten sonra, bunu düzeltmek için hangi somut adımları atabileceğinizi düşünün. Kendinizin bu yönüyle ilgilenmek için kullanabileceğiniz yollar neler? Çekememezliğinizin neye işaret ettiğine bağlı olarak, yeteneğinizi veya deneyiminizi kullanabileceğiniz yeni bir projeye başlamanın, mevcut bir profesyonel hedefe daha fazla zaman ayırmanın, bilginizi veya değerlerinizi başkalarıyla paylaşmanın yollarını bulmanın, yapılması gereken olduğunu görebilirsiniz. Güvendiğiniz biriyle olası hedefleri tartışmak da yardımcı olabilir ve zaman içinde hedefinizi değiştirmeye karar verebilirsiniz. Sizin için sonuç ne olursa olsun, o yöne doğru adım atmanın yollarını bulun. (…)

Çekememezlikle başa çıkmak zordur, ancak ödülleri güçlüdür. Önemli olan, içinizde kendini göstermek isteyen bir şey olduğunu fark etmek ve bunu gerçekleştirmek için adımlar atmaktır. (…)”

Bu yazı ilk kez 19 Temmuz 2023’te yayımlanmıştır.

 

Josh Gressel’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to put your envy to good use” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-deal-with-envy-and-learn-to-use-the-emotion-for-growth

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

Çekememezliği nasıl kendinize faydalı hale getirebilirsiniz?

Birilerini çekememek sizi yiyip bitirebilir, ama böyle olmak zorunda değil. Birkaç adımda, kabul ederek ve nedenlerini anlayarak çekememezliği potansiyelinizi ortaya çıkaracak bir fırsata dönüştürebilirsiniz.

Her zaman birileri, ister mal-mülk isterse çeşitli nitelikler olsun sizde olmayanlara sahip olabilir. Bu da karşılığında sizde ‘eksiklik’ hissi uyandırabilir. Klinik psikolog Josh Gressel, Psyche internet sitesinde yayımlanan yazısında çekememezliği, sizi, yapmak istediklerinizi yapabileceğiniz hale getirecek bir fırsat olarak nasıl kullanabileceğinizi anlatıyor.

Yazının bazı bölümlerini aktarıyoruz:

“En çirkin haliyle bir çekememezlik örneği: Karşımda 40’lı yaşlarında, yakışıklı, sarışın bir adamın resmi var. Kâğıt gazeteler okuduğumuz günlerde, yerel bir gazetenin sol üst sayfasından okuyucuya gülümsüyor. Başlığa bakınca, bunun çok satan kitaplarıyla öne çıkan bir psikoloğun ölüm ilanı olduğunu anlıyorum.

Makaleyi okurken aklımdan iki şey geçti. Biri, benim ‘sosyal beklenti’ olarak adlandıracağım şeydi: Nasıl hissetmem gerektiğini düşündüm. Bu noktada, kalp krizi geçirerek vaktinden önce hayatını kaybeden bir adama, geride kalan eşi ve kızlarına acıdım. İkincisi ise açık ara daha güçlü olan çekememezlikti.

Ölüm ilanını okuduğumda, rahmetli psikoloğun benden hem daha genç hem de daha başarılı olduğunu fark ettim. Popüler kitaplarının yanı sıra ulusal yayın yapan bir TV kanalında da boy göstermişti ve varlıklı bir bölgede özel bir muayenehanesi vardı. Burada -sanırım- yüksek profilli danışanlara yüksek ücretle hizmet veriyordu.

Çekememezliğim, bu muhteşem hayatta bir sorun aramaya başladı. Kitapları çok satıyordu, ama muhtemelen o kadar derinlemesine değillerdi. Onları hiç okumamıştım ve şimdi satın alarak onu üst sıralara çıkarmayı düşünmüyordum. Evet, Oprah’ın programına çıkmıştı, ama belki de sadece reklam içindi. Belki birden fazla kez boşanmıştı? Hayır, makale uzun süreli bir evliliği olduğunu söylüyordu. Benden çok daha fazla saçı vardı ve herhangi bir standarda göre daha iyi görünüyordu. Gazeteyi hiddetle bir kenara bırakırken, kafamın içinde bir sesin alaycı bir memnuniyetle şöyle dediğini çok iyi hatırlıyorum: O öldü, ben yaşıyorum.

Bu gerçek bir anekdot. Hem okurların çekememezliklerini kabul edebilecekleri güvenli bir alan yaratmak istediğim için hem de bu yazıda inceleyeceğimiz temel unsurları içerdiği için bahsettim.

  1. Çekememezliğin herhangi bir rasyonel temeli yok gibi görünüyor. Bu adamın ölümü, başarısının beni yaralamasından daha fazla yardımcı olmadı.
  2. Bize en çok benzeyenleri çekemeyiz. Bu adam tanınmış bir ressam ya da bilim insanı, hatta binlerce kilometre uzakta yaşayan bir psikolog olsaydı, çekememezliğim bu kadar güçlü bir şekilde tetiklenmeyecekti.
  3. Çekememezlik utanç vericidir. Sizce mesleki bir konferansta ayağa kalkıp bu duyguları bu kadar açık bir şekilde kabul eder miydim? Bunları dile getirmenin güvenli olmasının tek nedeni, çekememezlikle ilgili bir yazıya konu olmaları ama yine de bir gerginlik olarak orada durur.
  4. Çekememezliğe bazen başkasının sıkıntısına sevinmek de eşlik eder.” (…)

Çekememezlik, birçok yüzü olan duygusal bir deneyimdir

Yazar, ‘kıskançlık’ ve ‘çekememezlik’ kelimeleri eşanlamlı gibi kullanılsa da aslında öyle olmadığını söylüyor:

“Kıskançlık, haklı olarak size ait olduğunu düşündüğünüz şeyi (eşinizin sevgisi gibi) korumak istemektir. Kıskanç olduğunuzu kabul etmek zor olabilir, ancak nadiren utanç vericidir, çünkü korumak istediğiniz şeyin haklı olarak size ait olduğuna dair toplumsal bir kabul vardır.

Çekememezlik ise hem daha karmaşık hem de daha utanç vericidir. En temelde, başkasında olan ve sizde eksik olduğunu düşündüğünüz bir şeyi istemektir. İş arkadaşınızın daha yüksek maaşını çekemezsiniz, komşunuzun daha başarılı çocuklarını çekemezsiniz, meslektaşınızın son ödülünü çekemezsiniz, kardeşinizin daha büyük evini çekemezsiniz, arkadaşınızın daha iyi evliliğini çekemezsiniz, çalışmak zorunda olmadığı ve çocuklarıyla evde zaman geçirebildiği için kız kardeşinizi çekemezsiniz, her gün evden ve çocuklardan ayrılıp işe giden kocanızı çekemezsiniz…. Onu besleyen arzular gibi çekememezliğin de sınırsız sayıda olası hedefi vardır.

Kıskançlık nispeten dosdoğru olsa da (“İşyerindeki o kadınla öğle yemeği yememeni istiyorum”), çekememezlik genellikle gizli ve anlaşılmazdır. Aynı zamanda kılık değiştirir. Dedikodudan gıybete ve coşkulu iltifatlara kadar çok farklı şekillerden kendini gösterebilir. Gerçek hissiniz, zam/ödül/yeni ev almandan nefret ediyorum olduğunda, zoraki bir gülümsemeyle ‘Senin adına çok mutluyum!’ demektir.

Çekememezlik, egonun Aşil topuğudur. Aşil topuğu tipik olarak ne pahasına olursa olsun korunması gereken zayıf bir nokta olarak düşünülür.

Ancak, şefkat ve kişisel farkındalıkla keşfedilirse, bir anlayış penceresi açabilecek olan tam da bu zayıflık ve kırılganlıktır.

Çekememezlik, aslında dünyada kendimizi ne kadar kırılgan hissettiğimizin bir hatırlatıcısıdır: Neden o bunu yapabiliyor da ben yapamıyorum? Neden o anlıyor da ben anlamıyorum? Bunları yapabiliyor olmaları benimle ilgili ne anlama geliyor?”

Çekememezliği bir rehber olarak kullanabilirsiniz

Yazar, çekememezliğin, kişisel yeraltı dünyanıza açılan bir kapı olduğunu belirtiyor: “Nereye götüreceği korkusuyla bu kapıdan kaçmak yerine, diğer tarafta sizi bekleyen zenginlikleri keşfetmek için onu açmayı öğrenmenizi öneririm. (…)

Çekememezliğin hangi noktasında olursanız olun, harika bir iç danışman olarak onunla dost olmayı öğrenebilirsiniz. (…)

Çekememezliği tanımlayın ve kabul edin

Çekememezliğe faydalı bir karşılık vermek için, ne olduğunu görmeyi, ona gerçek adıyla hitap etmeyi öğrenmelisiniz. Çekemediğinizi doğrulamanıza yardımcı olabilecek bazı işaretler şunlardır:

  • Herhangi bir geçerli sebep olmaksızın bir başkasına karşı olumsuz duygular besliyorsunuz (örneğin, insanlar her zaman onunla ilgilendiği için kendisinin çok özel olduğunu düşünüyor).
  • Kendinizi sık sık başka biriyle karşılaştırıyorsunuz ve hayali rekabeti kaybediyormuş gibi hissediyorsunuz (örneğin, patron bu hafta onu üç kez toplantıya çağırdı, ancak beni geçen aydan beri çağırmadı).
  • Karşınızdaki kişinin eleştirildiğini duyduğunuzda memnun oluyorsunuz (örneğin, bahse girerim o ödülü kazanmak, hakkındaki o berbat yazıyı telafi etmez).

Çekemediğinizi fark ettiğinizde, bunun adını koymak önemlidir. Kendi kendinize şunu söyleyin: O kişiyi çekemiyorum. (…)

Çekememezliğinizin nedenini belirlemeye çalışın

Çekememezliğinizi fark ve kabul ettikten sonraki aşama, başkalarında çekemediğinizin ne olduğunu düşünmektir. Sahip oldukları bir yetenek mi? Popülerlikleri mi? Önemsediğiniz bir alanda ne kadar başarılılar? Olabildiğince somut ve spesifik olmaya çalışın. Bu, hangi alanda gelişmek istediğinizi anlamanıza yardımcı olması açısından önemlidir. (…)

Çekememezliğinize adım adım bakın. En somut olanla başlayın: Komşunuzun büyük evini çekemiyorsunuz. Peki, tüm sıkıntıları ve masrafları ile gerçekten o kadar büyük bir ev ister miydiniz? Somut soruya cevabınız ‘hayır’ ise, o zaman ona sembolik olarak bakmaya başlayın. Daha büyük bir ev sizin için ne anlama geliyor? Başkaları için başarılı olduğunuzun işareti mi? Yatılı misafirleri ağırlamak sizi daha rahat hissettirecek mi? İçiniz daha mı ferah olacak? Olasılıklar sonsuzdur. Yaratıcı, esnek ve düşüncenizde sembolik olun. Daha derin anlama ulaşmak için deneyebileceğiniz bir yöntem şudur: Rüyanızda komşunuzun büyük evini çekemediğinizi gördüğünüzü hayal edin. Bu rüyayı nasıl yorumlardınız?

Çekememezliğin sizde bir sorun olduğu anlamına gelmediğini kabul edin

Kendini kabul etme en önemli adım ve çoğumuz için en zoru olabilir. Kendini kabul etme, kendi içinizde reddettiğiniz güzellikleri içtenlikle görmeye, kendinizi tüm bütünlüğünüzle kabul etmeye çalışmaktır. (…)

Kendini kabul şöyle ifade bulabilir:

Oyunda istediğim rolü aldığı için onu çekemiyorum. Bu, bende bir sorun olduğu değil, sahip olmadığım bir şeyi istediğim anlamına geliyor ve onu istemek benim için iyi, çünkü içimde ortaya çıkmak isteyen bir şeyler olduğunu gösteriyor. Rolü alamamanın verdiği acı, oynamayı ne kadar çok istediğimin göstergesi.

Kendimizde yanlış olduğunu düşündüğümüz her şeyin aslında içimizde doğmaya çalışan olumlu bir şey olduğuna işaret ettiğini hepimiz öğrenebiliriz. Bu, kendinizi kusurlu ve ‘düzeltilmesi’ gereken biri olarak görmekten daha iyi bir seçenek değil mi? Çocuklar övgüyle mi yoksa eleştiriyle mi daha iyi büyür? Sizde farklı olacağını düşündüren ne?

Sizi yönlendirmeleri için çekememezlik unsurlarını kullanın

Çekememezliğin dört ana unsuruna değinmiştik. Bunların her biri, çekememezliğinizi gücendirici karşılaştırmadan sağlıklı öykünmeye dönüştürmenize yardımcı olacak önemli bir anahtar içerebilir. Kendini geliştirme amacını göz önünde bulundurarak şimdi onların üzerinden tekrar geçelim.

  1. Çekememezliğin herhangi bir rasyonel temeli yok gibi görünüyor, çünkü bir başkasının şansı nadiren sizin zararınızadır. Birini çekemediğinizde, içinizde kontrol edemediğiniz bir şey olduğunu ve bu konuda bir şeyler yapmanız gerektiğini fark etmenin zamanı gelmiştir. Başka birinin iyi şansını elinden almak size yardımcı olmaz. Size yardımcı olacak tek şey, kendi şansınızı artıracak adımlar atmaktır.
  2. Bize en çok benzeyenleri çekemeyiz. Keman çalmak istiyorsanız, ünlü kemancı Itzhak Perlman’a karşı çekememezlik hissedersiniz. Çekememezlik, sizi daha fazla kendiniz olmaya çeken bir mıknatıs gibidir, bu nedenle, sizin için önemli olan bir alanda gelişmek için hemen üzerinizde sizi motive edecek olanları çekemezsiniz.
  3. Çekememezlik utanç vericidir, çünkü kendimizi ‘daha eksik’ hissettiklerimizle yüz yüze geliriz. Bu ‘yetersizlik’ hissi fiziksel, psikolojik ve hatta ruhsal biçimlerde kendini gösterebileceği gibi ihtiyaç duyduğumuz ve gelişmek istediğimiz noktalara odaklanmamıza da yardımcı olabilir.
  4. Çekememezliğe bazen başkasının sıkıntısına sevinmek de eşlik eder ve bu, çekememezlikle ilgili bir şeyler yapmak için çok uzun süre beklediğimizin işaretidir. (…) Başka birinin iyi talihi için kötülük dilerseniz, muhtemelen kendi yeteneklerinize ve potansiyelinize yeterince dikkat vermiyorsunuzdur. (…)

Dış dünyada ifade bulamadığı için içinizde neyin ‘keşke’ dediğini belirledikten sonra, bunu düzeltmek için hangi somut adımları atabileceğinizi düşünün. Kendinizin bu yönüyle ilgilenmek için kullanabileceğiniz yollar neler? Çekememezliğinizin neye işaret ettiğine bağlı olarak, yeteneğinizi veya deneyiminizi kullanabileceğiniz yeni bir projeye başlamanın, mevcut bir profesyonel hedefe daha fazla zaman ayırmanın, bilginizi veya değerlerinizi başkalarıyla paylaşmanın yollarını bulmanın, yapılması gereken olduğunu görebilirsiniz. Güvendiğiniz biriyle olası hedefleri tartışmak da yardımcı olabilir ve zaman içinde hedefinizi değiştirmeye karar verebilirsiniz. Sizin için sonuç ne olursa olsun, o yöne doğru adım atmanın yollarını bulun. (…)

Çekememezlikle başa çıkmak zordur, ancak ödülleri güçlüdür. Önemli olan, içinizde kendini göstermek isteyen bir şey olduğunu fark etmek ve bunu gerçekleştirmek için adımlar atmaktır. (…)”

Bu yazı ilk kez 19 Temmuz 2023’te yayımlanmıştır.

 

Josh Gressel’in Psyche internet sitesinde yayımlanan “How to put your envy to good use” başlıklı yazısından öne çıkan bazı bölümler Nevra Yaraç tarafından çevrilmiş ve editoryal katkısıyla yayına hazırlanmıştır. Yazının orijinaline ve tamamına aşağıdaki linkten erişebilirsiniz: https://psyche.co/guides/how-to-deal-with-envy-and-learn-to-use-the-emotion-for-growth

Fikir Turu
Fikir Turuhttps://fikirturu.com/
Fikir Turu, yalnızca Türkiye’deki düşünce hayatını değil, dünyanın da ne düşündüğünü, tartıştığını okurlarına aktarmaya çalışıyor. Bu amaçla, İngilizce, Arapça, Rusça, Almanca ve Çince yazılmış önemli makalelerin belli başlı bölümlerini çevirerek, editoryal katkılarla okuruna sunmaya çalışıyor. Her makalenin orijinal metnine ve değerli çevirmen arkadaşlarımızın bilgilerine makalenin alt kısmındaki notlardan ulaşabilirsiniz.

YORUMLAR

Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Inline Feedbacks
View all comments

Son Eklenenler

0
Would love your thoughts, please comment.x