Adı sıklıkla uyuşturucu, yolsuzluk ve istikrarsızlıkla anılan Meksika’da hava değişti. Dünyaya “maço” kelimesinin ihraç eden ülke[1] ilk kez bir kadını devlet başkanlığı koltuğuna oturttu. 2 Haziran’daki seçimde oyların yüzde 60’ını alan Claudia Sheinbaum, ülkenin ilk kadın başkanı oldu. Böylece devlet başkanı veya başbakan olarak bir kadın tarafından yönetilen ülke sayısı 30’a dayandı. Ancak bu kadınların siyasi ve ekonomik olarak cinsiyet eşitliğine ulaştığı anlamına gelmiyor.
Nobel Barış Ödülü sahibi ve Liberya’nın eski Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf ile Açık Toplum Vakfı Başkanı Binaifer Nowrojee, Project Syndicate için kaleme aldıkları yazıda bu konuya dikkat çekiyor.
Yazıdan öne çıkan bölümleri aktarıyoruz:
Cesaretlenmeli miyiz?
“Meksika, iki kadın arasında geçen nadir bir yarışın ardından ilk kadın başkanını seçti. Kısa bir süre önce de Güney Kore Ulusal Meclisi’ne rekor sayıda kadın seçilmişti. Ancak bu sonuçlar toplumsal cinsiyet eşitliği açısından memnuniyet verici kazanımları temsil etmekle birlikte, istisnai durumlar. Genel tablo ise cesaret kırıcı.
Örneğin Apartheid’ın sona erip ilk özgür oylamadan otuz yıl sonra ve kadınların öncülüğünde diğer alanlarda toplumsal cinsiyet eşitliği yönünde atılan etkileyici adımlara rağmen, Güney Afrika halkı hâlâ bir kadını ülkenin en yüksek makamına seçme şansına sahip olamadı.
Güney Afrika da bir istisna değil. Portekiz’de Mart ayında yapılan parlamento seçimlerinde, bir önceki seçimde 85 olan kadın sayısı 76’ya düştü. İnsanlığın yaklaşık yarısının oy kullanacağı süper bir seçim yılında olduğumuz göz önünde bulundurulduğunda, kadınların temsili ve kamusal hayata katılımı için riskler nadiren bu kadar yüksek olmuştu.
Yine de bu yıl oy kullanan en kalabalık üç ülkede, yani Endonezya, Hindistan ve ABD’de en yüksek makamlar için yarışan adayların hepsi erkek. Yıl sonuna kadar 19 ülkede seçimlerin yapılacağı Afrika’da ise sadece bir ülkede bir kadının cumhurbaşkanı olma ihtimali var, o da Namibya.
BM’nin cinsiyet eşitliği hedefi çok uzak
Toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin küresel hedeflerimiz ve taahhütlerimiz tehlikede.
Birleşmiş Milletler’in son verileri, mevcut eğilimin devam etmesi halinde, kadınların ulusal parlamentolarda ve diğer seçilmiş organlarda eşit olarak temsil edilmesinin 47 yıl alacağını gösteriyor.
Bu da toplumsal cinsiyet eşitliğine ilişkin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefine (SKH 5) ulaşılması için belirlenen son tarihten 41 yıl sonra gerçekleşecektir.
Kadınlar başa geçerse ne olur?
Kadınların siyasi güce sahip olmalarını ve karar alma süreçlerinde eşit şekilde temsil edilmelerini sağlamak ahlâki açıdan doğru olduğu kadar pratik faydaları da beraberinde getiriyor. Kadınlar siyasi liderlik pozisyonlarında yer aldıklarında, insanların güvenli içme suyuna erişimini sağlamaktan uygun fiyatlı çocuk bakımı sağlamaya kadar sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alan politikaların ön plana çıkarılması daha muhtemel hale gelir.
Dahası, bu hedeflerin peşinden giden ve devlet yönetiminde toplumsal cinsiyet eşitliği için çaba gösteren ülkelerin insan hakları konusunda güçlü korumalara sahip olma olasılığı daha yüksektir. Hatta araştırmalar, kadınlar politika yapımında kendi benzersiz deneyimlerini ortaya koydukça genel ekonomik performansın da arttığını gösteriyor.
Kadınlar nasıl desteklenebilir?
Son yıllarda dünyanın pek çok yerinde yaşam koşulları daha huzursuz, gerici ve otoriter bir hâl alırken, kadınlar siyasi değişim için ulusal seferberlikleri destekleyerek ve dışlayıcı politikalarla mücadele ederek bu eğilimlere direniyor.
Kadın liderler olarak, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki eylemsizliği dile getirme görevimiz var. Yeni bir Kadın Siyasi Liderlik Fonu aracılığıyla Açık Toplum Vakıfları, cesur kadın siyasi liderleri küresel norm haline getirmek için yatırımlarını ikiye katlıyor. Amaç, kadınların kendi toplumlarında dönüştürücü değişimler yaratmalarını engelleyen baskıcı ve ayrımcı yapıların yıkılmasına yardımcı olmaktır.
Benzer şekilde, Ellen Johnson Sirleaf Kadın ve Kalkınma Başkanlık Merkezi de amiral gemisi Amujae Girişimi aracılığıyla başarılı ve gelecek vadeden kadın kamu liderlerini desteklemeyi hedefliyor. 40’tan fazla Amujae Lideri iklim güvenliği, eşitlikçi sağlık hizmetleri, erişilebilir finans ve kapsayıcı dijital teknolojiler için kampanya yürüttü ve bazıları şu anda çeşitli Afrika ülkelerinde siyasi makamlar için kampanya yürütüyor.
Projeler para bulamıyor
Kendi çabalarımıza ek olarak, kadın hakları ve özgürlüklerini savunmaya kararlı sivil toplum grupları da var. Ancak bunlar azalan finansman kaynakları için rekabet etmek zorunda kalıyorlar.
İkili ve çok taraflı bağışçılar ve hayırseverler masaya daha fazla para koyana kadar, özellikle düşük gelirli ülkelerdeki kadınlar, güçlenmelerine yardım edecek yatırımların eksikliğinden mustarip olmaya devam edecek. Salt daha fazla kadının seçilmiş ve atanmış pozisyonlara gelmesine odaklanan girişimleri desteklemekten kaçınmamalıyız. Kadınlar zaten yeterince engelle karşı karşıya.”
Bu yazı ilk kez 7 Haziran 2024’te yayımlanmıştır.
https://www.project-syndicate.org/commentary/women-in-political-leadership-gender-equality-lagging-other-sdgs-by-ellen-johnson-sirleaf-and-binaifer-nowrojee-2024-06
[1] Meksika ve diğer Latin Amerika ülkelerinde “macho” terimi, geleneksel olarak erkeksi özellikleri ve davranışları tanımlamak için yaygın olarak kullanılır. Bu nedenle, kelimenin kültürel kullanımında Meksika ve Latin Amerika’nın etkisi büyüktür. (Çev.n.)